Diyanet’ten kadın seferberliği
Diyanet’in yeni dönemde kadınlar konusuna daha görünür ve ayrıcalıklı bir yer vereceğini anlatan Başbakan Yardımcısı Bozdağ, “İslam’daki kadının şerefli yerini İslam’ın şerefine uygun bir şekilde bütün Türkiye ve dünyaya aktarma konusunda seferberlik yapılacak” dedi
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Bozdağ, yanlış bilgi içeren ve tartışma yaratan dini yorumların önüne geçilmesi konusunda başlatılan çalışmalar hakkında mesajlar verdi. Diyanet’in toplumun birliği, bütünlüğü bakımından, dini konuların doğru öğretilmesi bakımından ‘sigorta’ bir kuruluş olduğunu ve bu kurumun yıpratılmasının herkese zarar vereceğini vurgulayan Bozdağ, “Din konusunu da ben bir ulusal güvenlik meselesi olarak görüyorum” dedi. Bozdağ şunları söyledi:
Prof. Martı koordinesinde
Esasında kadınlar üzerinden dinimizi yıpratma çalışmaları tam da böylesine önemli çalışmaların yapıldığı bir döneme rastladı. O yüzden gerçekten çok üzüldük. Son günlerde yaşanan tartışmaların niteliğine baktığımızda bu tartışmalar hükümetimizin aldığı kararlar veya yaptığı uygulamalar sonucu ortaya çıkmış tartışmalar değildir. Bu tartışmalarda konu edilen hususlar, Diyanet İşleri Başkanlığımızın görevlileri tarafından dile getirilen konular da değildir. Farklı kişiler tarafından ifade edilen hususlar.
Yeni dönemde Diyanet, kadınlar konusuna daha görünür ve daha ayrıcalıklı bir yer verecektir. Kadınlarla ilgili çalışmalar Diyanet İşleri Başkanımızın riyasetinde Huriye Hanımın koordinatörlüğünde ciddi bir şekilde yapılacak. Bu konuda kitaplar, televizyon, radyo programları, seminerler, paneller ve pek çok konuda İslam’daki kadının şerefli yerini İslam’ın şerefine uygun bir şekilde bütün Türkiye ve dünyaya aktarma konusunda büyük bir seferberlik yapılacağını buradan ifade etmek isterim. Öte yandan çocuklarımız çok büyük bir tehdit altında, tehlike altında. Çocuklarımızın her türlü istismara karşı korunması, uyuşturucuya karşı, diğer madde bağımlılıklarına karşı teknoloji ve benzeri şeylerin getirdiği bazı olumsuzluklara karşı hasılı çocuklarımızı ve ailelerimizi tehdit eden her şeye karşı çocuklarımızın korunması ve onların geliştirilmesi konusunda da bundan sonraki dönemde çok yoğunluklu bir çalışmanın yürüyeceğini buradan ifade etmek isterim.
'Fetva kanunla çelişebilir'
Diyanet’in bazı fetvaları nedeniyle haksızlığa uğratıldığını da söyleyen Bozdağ, “Tabii fetva verilirken bugünki pozitif hukuka göre fetva vermiyorlar. Çünkü Anayasa ve yasa bunlara dinin temel kaynaklarına göre fetva vermesini emrediyor. Size Kuran’da veya İslam’da bu konu nedir diye sorduğunuzda siz elbette Kuran’a ve İslam’a göre ona cevap vereceksiniz. Burası da onu yapıyor. Kuran’a ve İslam’a göre verilen cevap sizin hoşunuza gitmeyebilir. Veya bir başkası onu eleştirebilir. Veya bir kanunla bu çelişebilir. Yani Diyanet kanunla çelişiyor diye dinin kuralını açıklamamazlık yapamaz. Şimdi bir sorsa Diyanet’e faiz haram mıdır, helal midir diye, ne diyecek Diyanet? Kanunlarımıza göre bunlar yapılıyor yasal. Yani bankalar çalışıyor. Şimdi ne diyecek. Adam diyor ki ‘yahu nasıl der’. Elma ile armutu birbirine karıştırdığımızda bu sefer Diyanet doğru konularda, kendi temel konularda bile ağzını açamaz hale geliyor” diye konuştu.
Yeni bir dönem
Diyanet tarihinde ilk defa bir kadın başkan yardımcısı (Prof. Dr. Huriye Martoı) atandığını hatırlatan Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şu anda yedi tane kadın daire başkanı ataması olduğunu da belirtti. “Sayın Cumhurbaşkanımız özellikle her birimde kadınlardan daire başkanı olması hususunda, başkan yardımcısı hususunda hassasiyeti var” diyen Bozdağ, bazı yeni adımları şöyle anlattı:
Kadın müfettişler olacak
- Bütün illere en az bir tane müftü yardımcısı, ilk defa Diyanet’te kadın müfettiş, kadın murakıp alımı uygulaması başlatıldı. Şu anda murakıplardan 50 kadın alındı. Şimdi bunlardan belli bir zaman sonra müfettişliğe geçecek kadınlar.
- Diyanet’te kadınların yapabileceği görevlerin tamamında kadınların istihdamı konusunda ve yetki ve sorumluluğun da artırılması konusunda bir çalışma var.
Din görevlisine eğitim
- Diyanet Akademisi diye yeni bir yapı oluşturulacak. Bu akademide imam, müezzin, Kuran kursu öğreticisi, vaiz ve müftüler hizmete girmeden önce 1 yıl eğitimden geçirilecekler. Hangi işi yapacaksa o işin incelikleri konusunda, usul konusunda ciddi eğitim aldıktan sonra araziye gidecekler.
- Bundan sonraki dönemde direkt müftü alımı, vaiz alımı, Kuran kursu öğreticisi, imam ve müezzin alımı olmayacak. Adaylık sınavı yapılacak. Bu adaylık sınavını kazananlar müftülük ve eğitim merkezine gidip bir eğitim alacak. Bir yandan dine ait temel bilgiler öğrenirken öte yandan göreve geldiklerinde karşılaşacakları pratikler konusunda da uygulamalı bir şekilde de yetiştirilecekler.
‘Cemaatler bizim bir gerçeğimiz’
“Cemaat, tarikat Türkiye’de bu bizim bir gerçeğimiz. Anayasa, Tekke ve Zaviyeler Kanunu hepsini yasakladı ama şimdi hepimiz biliyoruz ki hepsi yaşıyor. Siz bir kanunla yasakladığınız da eğer bir iş yaşıyorsa onu yok etme imkanınız var mı? Yok. Şu anda Türkiye’de CHP Genel Başkanı bile hatırlarsanız seçimlerde İstanbul’da gitti, kendi belediye başkanı olduğu zaman bir tarikat temsilcisi ile beraber seçim kampanyasını başlattı. Kastamonu’ya gittiklerinde Şeyh Şaban Veli Hazretlerinin türbesine giderek seçim şeyini başlattı. Biz hepimiz görüyoruz. Biz de gidiyoruz. CHP’de gidiyor, MHP’de gidiyor, herkes gidiyor. Toplumumuzun bir gerçeği mi bu? Gerçeği. Gözümüzü kaparsak yok oluyor mu? Yok olmuyor. O zaman biz bu gerçeği görerek, önümüzde yeni politikalar geliştirmemizde fayda vardır.”
Mezhepçilik körkükleniyor
Küresel güçlerin son dönemde Orta Doğu’da mezhepçiliği körüklemek istediğini anlatan Bozdağ, “Bazı devletlerin istihbarat örgütleri özel gayretler yapıyorlar. Özel fonlar aktarıyorlar ve buradan bir şey üretmeye çalışıyorlar” dedi. Bozdağ, Türkiye’de mezhepçilik olmadığını ancak fitne tohumu ekmek isteyenlere izin verilmemesi gerektiğini söyledi.
Telefonla fetva dönemi kapanıyor
“Alo Fetva ile ilgili gerçekten mizah şeyler oluyor. Adam açıyor, ‘İşte böyle böyle’ bir soru soruyor, şimdi oradaki bilmiyor, samimi bir vatandaş zannediyor. Bir cevap veriyor. O alıyor o cevabı kullanıyor. Örneğin, FETÖ’cüler geçmişte, 17-25 Aralık’ta hepiniz çok iyi bilirsiniz, soruyor, o dönemde FETÖ’nün başlattığı darbe teşebbüsü sırasında, ‘hırsızlık yapmak dinde nedir?’ diye soruyor. E şimdi o cevap veriyor... Ondan sonra manşet atıyorlar, ‘Diyanet’ten 17-25 Aralık’a destek.’ İşte Gezi’de başka sorular soruyorlar, ondan sonra, ‘Diyanet’ten Gezi’ye destek.’ Artık telefonla arayanlara telefonda fetva verilmesi dönemi kapanıyor. Diyanet, Alo-Fetva hattını arayanların sorularını alacak, ancak bu sorulara cevaplar yazılı olarak verilecek. Yazılı cevaplarda da ilçenin müftüsünün ilçedeyse, ildeyse il müftüsünün, Diyanet’te ise Din İşleri Yüksek Kurulu’nun onayı olacaktır.”