‘Dilensem de onları okutacağım’
Türkiye'nin konuştuğu açlık sınırında yaşayan aileden anne Fatma Nalbant konuştu
Zonguldak’ta 7 çocuğu ve görme engelli ikinci eşiyle yaşayan Fatma Nalbant, “Dün gelen 3 çift ayakkabı uşaklarımı havaya uçurdu. 2005’te ilk eşim öldüğünden beri çocuklarımı bu kadar mutlu görmedim. Ben cahil kaldım ama çocuklarım cahil kalmayacak. Gerekirse dilencilik yapıp çocuklarımı sonuna kadar okutacağım” dedi.
Türkiye onları dün Zonguldak’ta yıkılmak üzere olan yaşadıkları 2 odalı virane evlerinde çekilen fotoğraflarla tanıdı. 14 yaşında evlendiği imam nikahlı eşini kaçak olan kömür ocağı göçtüğünde kaybeden ve 4 çocuğuyla ortada kalan Fatma Nalbant daha sonra gözlerinde yüzde 61 görme kaybı olan Metin Nalbant’la evlenip 3 çocuk yaptı. 7 çocuklu anne kıt kanaat geçindikleri evde gazetecileri ağırladı ve inanılmaz öyküsünü anlattı. Açlık sınırında yaşayan ve dramlarını Türkiye’nin öğrendiği Fatma (26), eşi Metin (48) ile temiz bakışlı, güzel gözlü çocukları Neslihan (10), Elvan (9), Sinem (8), Sinan (7), Tolga (4), Beyzanur (3) ve Fatma (1) şimdi kendilerine uzanacak bir yardım eli bekliyor. Çilekeş genç anne ise 23 Nisan günü çok anlamlı bir mesaj verdi: “Ben cahil kaldım, başıma bunlar geldi. Ama uşaklarım cahil kalmayacak. Gerekirse dilencilik yapacağım ama çocuklarımı sonuna kadar okutacağım.” İşte 26 yaşında 7 çocuğuyla zor bir hayat süren Fatma Nalbant’ın ağzından yaşadıkları.
Yeni elbiselerle gelen mutluluk
“Eşimin üç ayda bir aldığı 680 TL’lik engelli aylığı dışında gelirimiz yok. Çocuklar dün akşamdan beri sevinç içinde. Halimizi buradaki arkadaşlarından duyan Trabzonlu bir vatandaş okula giden 3 çocuğum için 3 çift ayakkabı, giyecek, iç çamaşırı biraz da oyuncak göndermiş. Çocuklar bugün (dün) okula giderek 23 Nisan’ı kutlayıp parkta oynadı. Diğer çocukları yeni elbiseler içinde görünce çok üzülüyorlardı. Dün akşam kıyafetler gelince uşaklar havalara uçtu. Ben uşaklarımı en son babaları yaşarken bu kadar mutlu gördüm.”
“Bir gün yemek var, bir gün yok”
“Şimdiki aklım olsa bırak 7 çocuğu 1 çocuk bile yapmazdım. Bu devirde çocuk büyütmek büyük mesele. Bir anne için en zor ve üzücü şey çocuğunun istediğini ona verememesi. Çorbayla bile karnımızı doyururuz ama yaşadığımız ev büyük sıkıntı. Yağmur yağsa tavanı akıyor, su olduğu gibi içeri giriyor. Azıcık patırtı olsa aşağıya göçecek diye korkuyoruz. Evde malzeme olmadığı yemek pişmediği günler oluyor. En azından okula giden 3 çocuğum oradaki müdür sayesinde öğlenleri bir şey yiyor. Hiç değilse karınları doyuyor. Mahalleden bazen yemek pişirip getirenler sağolsun.”
“Parasızlıktan sünneti yapamadık”
“Büyük olan 3 çocuğum okula gidiyor. 7 yaşındaki Sinan’ı sünnet ettirelim diye vermedik ama parasızlıktan sünneti de yapamadık. Biraz durumuz olsa mutlu, mesut yaşarız. Bizim sadece bir eve ihtiyacımız var. Büyüklerimiz bize bir ev verebilirlerse çok ama çok seviniriz. Bebeğim Fatma daha bir yaşında bile değil. O yüzden şimdi çalışamam. Ama çocuklar biraz büyüdüğünde işe de girerim. Bana da bir maaş bağlanırsa ben çocuklarımı eşime bile muhtaç etmeden büyütürüm.”
“Süt bulamayınca şekerli su içiriyorum”
“26 yaşındayım ama 40 gibi duruyorum. Bu çile beni iyice yaşlandırdı. Bir gün kömür olmuyor, bir gün odun. Ne yiyeceğiz, çocuklar ne giyecek hep dert. 2005’te eşim öldükten sonra bir kere bile bir markete girip kendimin ve çocuklarımın istediklerini alıp çıkamadım. Boyacılıkla nasıl istediğimizi alacağız. Eşimin uşaklarıma süt alamadan eve geldiği günler oluyor. Küçük kızım Fatma’ya biberonla süt yerine sıcak su ve şekerle kaynattığım şerbeti içiriyorum. Gazeteciler gelmeden önce hiç fotoğrafımız çekilmedi. Bir tane bile aile fotoğrafımız olmadı.”
Çocuklar bir iki parça giysiye sevindiler
Kör eşi ve 7 çocuğuyla büyük bir sefalet içinde yaşayan Fatma Nalbant, dün basında çıkan haber üzerine bir yardımseverin birkaç parça giysi gönderdiğini, çocuklarını bunları giyerken hiç olmadığı kadar mutlu gördüğünü söyledi. Nalbant, 23 Nisan törenlerine çocuklarını bu yeni giysileriyle götürdüğünü ve onların okuması için her şeyi yapacağını söyledi.