Devlet İmralı'ya gitti bile!

Öcalan, kendisi ile 21 Eylül'de görüşen kardeşi Mehmet Öcalan'a "Öcalan için görüşme gündeminin en önemli maddesi ise PKK’nın son dönemdeki eylemleri oldu. Öcalan’ın PKK’nın artan saldırılarından duyduğu rahatsızlığı belirttiği, polis ve asker ölümlerinin vatandaşlar arasındaki psikolojik köprüleri yıkabileceği uyarısında bulunduğu öğrenildi. Öcalan’ın eleştirilerini, “Son dönemdeki eylemlerinin hemen hemen tümü sorumsuzca. Bu saldırılar halklar arasındaki bu köprüleri ortadan kaldırmaya yönelik. Bunun önüne geçmek gerekiyor. Bu kopuşu engellemek için, köprüler yıkılmasın diye, elimden geleni yapacağım” demişti.Bu görüşmede bir avukatında bulunduğu iddiası çok tartışılmasa da oldukça önemliydi

İşte bu görüşmeden sonra Devlet ve Öcalan arasındaki görüşmler tekrar İmralı'da başladı. Başbakan gerekirse tekrar yollarız dediği zaman diliminde aslında bu görüşmeler yapılıyordu. Başbakan'ın bu sözünü "Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla" mantığından okumak gerekiyor

Burada özellikle bir şeyi dikkat etmek gerekiyor ki oda devletin Öcalan ile olan görüşmesi daha önce alınan karar doğrultusunda gerçekleşiyor. Burada Öcalan'la görüşme iradesi devletin fakat yürütme kısmı hükümetin olduğu için inisiyatif hükümette.Bu iki durumun ayrılması gerekiyor.

Öcalan ile yapılan görüşmelere bu sefer MİT Müsteşarı Hakan Fidan katılmıyor ve onun yerine MİT'in içerisinde yer aldığı uzman bir ekip görüşmeleri yürütüyor.

Görüşmelerde öncelikli olarak Abdullah Öcalan'dan örgütün iplerini tekrar ele alınması istenecek. Öcalan, örgütü Suriye, Rusya, İran ve İsrail'in egemenlik sahasından çıkarıp ipleri tekrar ele alır ve gerçekten hala lider olduğunu ortaya koyarsa bir sonraki adımda silahsızlanma ve ev hapsi dahil olmak üzere bir çok seçenek masaya yatırılacak.

Öcalan'ın bu noktada örgütün eylemlerini eleştirdiği biliniyor. Öcalan eğer ipleri tekrar ele alırsa buna örgütün de mutlak suretle uyacağı biliniyor. Örgüt bu noktada Öcalan'ı dinler ama bir kaç çürük sesin çıkma olasılığı da gözlerden kaçmamalı.

Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet'te bugün bu görüşmelerin başladığını yazan bir diğer isim oldu. Acet, "26 Eylül'de, Başbakan Erdoğan'ın Kanal 7-İskele Sancak programında yaptığı “İmralı ile görüşmeler yeniden olabilir” açıklamasıyla ilk işareti ortaya çıkan, terör sorununa köklü çözüm bulma niyeti taşıyan Ankara'nın ‘yeni hamlesi', birkaç gündür ilginç haberlerle gündemde.mralı ile temas yeniden başladı. Görüşmeleri MİT müsteşarı Hakan Fidan'ın dışında başka bir yetkili isim yürütüyor.

Acet, Ankara, meselenin zorluğunu dikkate alarak bu defa çok daha dikkatli hareket ediyor derken aslında hepimizin yaptığı bir uyarıyı yapıyor: "Çünkü, hem içeride hem dışarıda bu işi çözmek isteyenler kadar, çözülmesinin kendi menfaatlerine aykırı olduğunu düşünüp barış çabalarını sabote edenler var.Milliyetçi çevreler kızıyorlar ama, Erdoğan'ın İmralı ile görüşmelerin yeniden başlamasına yeşil ışık yakması, boşuna değil.Devlet kademelerinde bu görüşmelerden sonuç alınabileceğine dair ciddi umutlar var."

Bu noktada Öcalan'a ne kadar güvenilir

Devlet aklı İmralı ile çoktandır başlattığı bana göre ise hiç kesmediği ama sadece Öcalan'ın PKK ile bağlantısının kesildiği temaslarda ağırlıklı olarak strateji değiştirmiş durumda. Bir taraftan Suriye'de yeni çıkan durum diğer taraftan ise PKK'nın bu yıl kadrolarını sınır dışına çekmemesi, ve her alanda yürüttüğü saldırılar Ankara'nın da stratejisini değiştirdi. Bir taraftan PKK ile çok etkin mücadele yapılırken diğer taraftan ise PKK'nın silahsızlandırılması noktasında bütün kartlar masaya yatırıldı.

Önce Zübeyir Aydar'ın Avrupa'da Oslo görüşmelerine tekrar başlamak için iniyasitif ortaya koyması, Karayılan ve diğerlerinin sürekli olarak Öcalan vurgusu, Barzani yönetiminin gerekirse arabuluculuğa hazırız demeçleri ve PKK'nın Suriye kolu PYD'nin Türkiye'ye mesajları yeni bir sürecin ortaya çıktığını gösteriyordu.

Cumhurbaşkanı Gül'ün tekrar inisiyatif alması ve BDP'lileri uyarması bu açıdan boşuna değil...

Kısaca eğer Öcalan örgütte ipleri eline alabilirse, örgüt Öcalan'ı dinler ve bu işten çıkarı bozulan devlet ve kurumlar süreci baltalamazsa bizi yeni bir süreç bekliyor.

Siz siyasilerin demeçlerine bakmayın, Oslo görüşmeleri yapılırken PKK, BDP ve AK Parti yöneticilerinin demeçlerine bakın sanki ortada hiç bir şey yokmuş gibi bir izlenim elde edersiniz...



(TİMETÜRK / NEVZAT ÇİÇEK)