Devlet de 'Vadi'de
Olay dizi Kurtlar Vadisi'nin, devletin resmi yazışmalarına da girdiği ortaya çıktı. MİT adına, Alaattin Çakıcı için savcılığa gönderilen yazıda, olaya adı karışan MİT'çi Kozinoğlu'nun, "Kurtlar Vadisi dizisiyle bağlantılı ve devletin önemli şahsiyetlerine yönelik suikast ihbarını" soruşturduğu belirtildi
Yeraltı dünyasının "puslu olaylarım" anlatan "Kurtlar Vadisi", yayınlandığı ilk günden itibaren Türk halkının yoğun ilgisini çekti, reyting rekorları kırdı. Her ne kadar, "karakterler ve olaylar hayal ürünüdür" uyarısıyla başlasa da, dizinin gerçek hayattan uyarlandığı söylendi durdu. Örneğin, "Çakır" Alaattin Çakıcı'ydı. "Cerrahpaşalı Kardeşler" de Nuri ve Vedat Ergin... Çakıcı ile Nuri-Vedat Ergin kardeşler arasındaki sürtüşme, Kurtlar Vadisi'nin her yeni bölümüyle ısındı. Tarafları karşı karşıya getiren süreç dizideki kareketlerle ilgili huzurlukla baş gösterdi. Ergin kardeşler, dizide uyuşturucu satışı yapan, adam öldüren, eli kanlı Cerrahpaşalı Kardeşler olarak tanımlanmaktan rahatsız oldular.
Racona aykırı
İddiaya göre, bir başka tepki de Çakıcı'dan geldi. Dizide Çakır karekteriyle özdeşleştirilen Alaattin Çakıcı, kahramanın bir bölümde Kurtlar Konseyi'nin kararıyla tombalacının elini öpmesinden hoşlanmadı. Yaptığı açıklamada söz konusu dizinin gençleri olumsuz etkilediğini ve gerçek hayatta kimsenin elini öpmediğini söyledi. Çünkü 'el öpme' racona aykırı bir durumdu.
Bir başka bölümde Çakır'ın, Cerrahpaşalı Kardeşler'den birini iple boğarak öldürmesi ortamı iyice gerdi. Ergin kardeşler avukatları aracılığıyla yaptıkları açıklamada, dizinin yönetmeni Osman Sınav ile görüştüklerini belirtti. Bu görüşmenin ardından, Oktay Kaynarca'nın canlandırdığı Çakır, kurşunlara hedef olarak öldü.
Ergin kardeşler, bu "ani ölümün" kendi istekleri doğrultusunda gerçekleştiğini açıkladı. Hal böyle olunca, Çakır'ın "temsil ettiği" Alaattin Çakıcı da harekete geçti. Böylece, diziyi resmen MİT raporlarına geçiren olaylar zinciri başladı. Cumhurbaşkanlığı'na 12 Mart 2004'te gönderilen imzasız bir ihbar mektubunda Ergin kardeşlerin devletin üst düzey bir yetkilisine suikast düzenleyeceği iddia ediliyordu. Cumhurbaşkanlığı, mektubu MİT'e gönderdi.
Çakıcı mektubu
MİT de soruşturma başlattı. En sonunda mektubu, Çakıcı'nın gönderdiği ortaya çıktı. Bunun üzerine Ergin Kardeşler, adlarını kullanarak sahte mektup yazdığı iddiasıyla Çakıcı hakkında iftira iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Dosya yetkisizlik kararıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.
Dizideki Çakır'ın öldürülmesinin karşı hamlesi gibi görülen bu olay ise, Çakıcı'nın Yargıtay nezdindeki karar erteletme girişimleri ve hemen sonrasındaki firarıyla çakışınca boyut değiştirdi. Böylece Kurtlar Vadisi, resmi kayıtlara geçti. MİT Müsteşarlığı Hukuk Müşaviri Başyardımcısı Kemal Yardımsever, Çakıcı'nın firarına adı karışan MİT Dış İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı Kaşif Kozinoğlu'yla ilgili olarak 15 Haziran 2004 tarihinde İstanbul DGM'ye bir yazı gönderdi.
Diziyle bağlantılı
Yazıda şöyle deniyordu: "Kurtlar Vadisi adlı televizyon dizisi ile bağlantılı ve devletin önemli şahsiyetlerine yönelik olarak 12 Mart 2004 tarihinde bir makama yapılan ve teşkilatımıza intikal ettirilen suikast ihbarı üzerine, konunun tahkiki için Kaşif Kozinoğlu görevlendirilmiş olup, ilgi yazıda belirtilen görüşmeler söz konusu tahkikata ilişkin olarak gerçekleştirilmiştir. Birkaç gün içinde sonuçlandırılan tahkikat neticesinde, söz konusu ihbarı yapan şahsın Alattin Çakıcı olduğuna dair bilgi ve değerlendirme ilgili makama sunulmuştur. Kozinoğlu teşkilatımız emrinde görev yapmaktadır. 2937 Sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 29'uncu maddesi; 'Görevin gizliliği ve devletin çıkarlarının zorunlu kıldığı hallerde MİT mensuplarının tanık olarak dinlenebilmesi, MİT Müsteşarı'nın iznine bağlıdır' hükmünü içerir. Savcılık talebi, anılan madde hükmü kapsamı içerisinde değerlendirilmektedir."
Suikast ihbarı
Alaattin Çakıcı'nın cezasının onaylanmaması için müteahhit Hakkı Süha Şen'le birlikte Yargıtay'la bağlantı kurmaya çalışmakla suçlanan Kozinoğlu da, 16 Haziran 2004'te İstanbul DGM'ye giderek ifade verdi. Konuyla ilgili araştırma yapmak amacıyla Çakıcı'ya yakın olan Hakkı Süha Şen ile irtibat kurduğunu anlatan Kozinoğlu, şunları anlattı:
Bilgi istedim
"Üst düzey bir makama suikast yapılacağına dair imzasız bir mektubun o makama gelmesi üzerine bu konunun araştırılması görevi bana verildi. Hakkı Süha Şen'i uzun yıllardır tanırım. Alattin Çakıcı ile tanıştığını da öğrendim. İhbar mektubu ile ilgili olarak Çakıcı'da bilgi olduğunu düşünerek araştırma başlattım. Ancak Çakıcı ile doğrudan bağlantı kurmadım. Ayrıca Çakıcı'yı hayatımda hiç görmedim. Hakkı Süha Şen ile yaptığım telefon görüşmelerinin amacı Çakıcı'dan bilgi alıp bana getirmesidir. Bu bilgi tamamen suikastle ilgili ihbar mektubunun aydınlatılmasına yöneliktir."