MHP lideri Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları şöyle:
KİLİS'E ROKET MERMİSİ DÜŞMESİ
"Yüreğimiz her dakika başka bir acıyla parçalanırken, gözlerimiz başka bir acıyla yaşarmaktadır. Çünkü Türk milletinin kanı durmadan akmaktadır. Saldırıların biri bitmeden diğeri başlamaktadır. Terörizmin uğursuzluğu aziz vatanımıza düşmüştür. Türkiyemiz frensiz şekilde yokuş aşağı gitmektedir. Bölücü terör ülkemizi hedef almaktadır.
Türk milleti iki ateş arasındadır. Bir yanda yolsuzluk, yoksulluk, yozlaşma, diğer tarafta cinayet şebekelerinin kumpasları yoğunlaşmaktadır. Daha önce de Suriye tarafından vatan topraklarına düşen füzelerden dolayı 6 kişi ölmüş, 26 kişi yaralanmıştır. Sınır il ve ilçeler diken üstündedir. Durum korkunçtur. Artık sabırtaşımız çatlamıştır. Artık sineye çekecek mecalimiz kalmamıştır.
"TÜRKİYE BUNA LAYIK MIDIR?"
274 günde 179 polisimizi, 267 askerimizi, 10 korucumuzu, 19 sivil memuruzu vatan evladını şehit verdik. 20 Temmuz'dan bu yana 250'ye yakın sivil vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Şehitlere ve teröre kurban giden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.
Karşımızdaki tablo korkunç sayılamayacak mıdır? Türkiye bir kan çukurunda, ölüm tünelinde değil midir? Bildiğimiz kadarıyla Türkiye bir savaşa girmemiştir. Bu yaşananlar nasıl yorumlanmalıdır. Caniler barikat dikerken hükümet uyumuştur, köstebek yuvası gibi tüneller açılırken başbakan ve hükümeti atalet çarkına yakalarını kaptırmıştır. El yapımı bombalar yerleştirilirken hükümet kayıplara karışmıştır. Bu olacak iş midir? Türk milleti buna layık mıdır? Türkiye'nin Suriye'ye dönmesi, Iraklaşması, Lübnanlaşması etap etap hayata geçirilmektedir.
"MÜSLÜMAN OLDUĞUMUZ KADAR TÜRKÜZ"
Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı konuşma bu çerçevede değerlendirilmeli. Merhum babasına 'Biz Laz mıyız, Türk müyüz' diye sorar. Hamd olsun hepimiz Müslümanız. Dünyanın gelip geçiciliğini biliyoruz. Biz Müslüman olduğumuz kadar da Türküz. Değişmeyecek kaderimiz budur. Doğumdan ölüme kadar kim olduğumuzu sormaya gerek duymadık.
"HDP İRAN'IN ASKERİ VE SİYASİ KANADIYLA KAÇ DEFA GÖRÜŞTÜ?"
PKK efendilerinden aldığı öldürme talimatını birer birer uygulamaktadır. Türklüğü tarihten silmek isteyen mihraklar sıraya girmiştir. Türksüz millet özlemi çekenler kıpır kıpırdır. Türk milleti bu oyunu yutmaz. Milli adımızdan, mukaddes anılarımızdan vazgeçerek bu coğrafyada bir ve bütün kalamayız. Tehdit büyüktür, düşman hiç olmadığı kadar diri ve hazırlıktır. Kanlı barikatlar, ölüm hendekleri kardeşlik bağlarının koparılması için tezgahlanmıştır. Doğu ve güneydoğuda ne yaşanıyorsa yabancıların kapanmamış izi vardır. PKK ve HDP Türk milletinin istiklalini karartmaya çalışan şer cephesidir. Berektsizliğin, kahpeliğin arkalı önlü yüzüdür.
HDP'liler İran'ın siyasi ve askeri kanatlarıyla 2014-2015 yıllarında kaç defa görüşmüştür?
Hükümetin haberleri var mıdır?
Türkiye aleyhine tesis edilen ittifaklar kurulurken hükümet bunu önleme çabasında bulunmuş mudur?
Terörist taziyelerine katılacak kadar vicdanı buharlaşmış milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için ne bekliyoruz?
Teröristlerin namlusunu temizleyen PKK yedeklerini adalete teslim etmeyeceğiz de turşularını mı kuracağız?
DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI
AKP dokunulmazlıkların kaldırılması için kanun teklifini TBMM'ye sunmuştur. Ak koyun, kara koyun ortaya çıkmalıdır. Teröre bulaşmış, teröriste yardım ve yataklık edenlerin dokunulmazlıklarının kaldırılması önceliklidir bizim için. Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda HDP'nin malum itirazlarının yanı sıra CHP'nin içindeki bazı aykırı ve reddiyeci sesleri duyuyoruz. Şimdiden sudan bahanelerle dokunulmazlıklarının kaldırılmasının sesi yükselmektedir.
Kimin hakkında ne iddia ediliyorsa Türk yargısı son ve kesin hükmünü vermelidir. MHP'nin durumu berraktır. Anamuhalefet lideri de AKP'nin teklifine destek vereceklerini açıklamıştır, hiçbir mazerete sığınmadan dokunulmazlıkları tek kalemde kaldıralım. Ucuz pazarlıklara kapılarak bu fırsatı kaçırmayalım. İşbirlikçileri doğruca adaletin önüne çıkaralım. Suçluların yakasına yapışalım. Hatta bunları vatandaşlıktan çıkaralım.
İSLAM BİRLİĞİ
İslam ülkeleri arasındaki dayanışma yetersizdir. Cehalet körüklenmekte, hizip ve cepheleşmeler keskinleşmektedir. Doymayan Müslümandır, gülmeyen Müslümandır, giyinmeyen Müslümandır, barınmayan Müslümandır, varlık ve kaynakları sömürülen yine Müslümandır. Petrol ve gaz uğruna savaşlar, katliamlar, soykırımlar yapılmaktadır. İslam ülkeleri ne yazık ki etnik terörün karanlık girdabındadır. Ölen Müslüman, öldüren yine Müslümandır. Esasen sorun çok büyüktür. Nefsine esir düşmüş, kibrin eline düşmüş ve imanına dövize değişmiş küçük bir azınlık değerlerini değişmiştir. İslam ülkeleri bir olmaktan, birlikte hareket etmedikten sonra yine sonuç felaket olacaktır.
İslamiyet adalet, barış, birlikte ve dayanışma diyor. İşbirliğinin hakkı verilecekse önce her İslam ülkesi kendisini gözden geçirip yanlışlarının bilançosunu çıkarmalıdır. Yeraltında zengin, yerüstünde bir millet nasıl olabilir? Eşitsizlik, ahlaksızlığı, adaletsizliği niye konuşmuyoruz? İslam İşbirliği Teşkilatı'nın samimi teşebbüs ve girişimleri vardır. Fakat bu ne kadar yeterli ve etkilidir? Burası anlaşılır değildir. Müslümanların feryadını dindirmek boynumuzun borcudur. Terör örgütlerinin hedefinde olanları kaderine terk etmek suça ortak olmaktır. İslam kılıfı altında terör örgütlerine yaşam alanı tanınmazsa yaşanan dramatik dönem bıçak gibi kesilecektir. Bu kapsamda İstanbul odaklı polis işbirliği ve koordinasyon merkezinin kurulması olumlu netice verebilecektir.
Dileğimiz İslam ülkelerinin kaos kıskancından çıkarak öz değerlerine dönmesi, sahip oldukları muazzam medeniyeti tekrar diriltmeleridir.
AB İLERLEME RAPORU
AB İlerleme Raporu kabul edilmiştir. Rapor Türkiye'nin hiçbir değerine saygı duymamıştır. Türkiye tarafından yok sayılmıştır. AB Parlamentosu, PKK'ya ortantılı güç kullanamasını yüzsüzce istemektedir. Evlatlarımıza yıkarlarken, canlı bombalar patlarken neler anlatmaktadır. Sırtını sıvazlayanlar bize insanlık mı öğretmektedir? AB Parlamentosu sözde Kürt sorunun çözüme ulaştırılarak ihanet sürecinin tekrar başlatılmasını, sözde Ermeni soykırımının tanınmasını istemiştir. Başka arzuları var mıdır?
Skandal raporda PKK'nın terör örgütü listesinden çıkarılmasını istemiştir. Üyelik sürecinin yavaşlatılmaması talebidir. Raporda geri kabul anlaşması kapsamında vize muafiyetinin hazirana yetişmeyeceği anlaşılmaktadır. Hükümetin bu kez de AB tarafından kandırıldığını göstermektedir. AKP yine çuvallamış, yine çakmıştır. Hollandalı bir rapörtör aklınca 78 milyona ayar vermeye, hiza vermeye çalışmaktadır. Buna ne kadar tahammül ve sabır gösterilecektir? Katılım süreci derken, tekrar müzakere süreci tanımlamasına dönmesi AB'nin sinsi düşüncesini göstermektedir.
AB Parlamentosu yolsuzlukla mücadeleye öncelik verilmesi, kadına şiddet, basın özgürlüğüne değinmektedir. Doğru görüşler, fahiş yanlışlar arasında kaynayıp gitmektedir. AB raporunun bağlayıcığı yoktur ancak Türkiye'ye şaşı bakışı göstermesi bakımından ibretliktir. Böyle bir rezillik, teslimiyet nerede görülmüştür? AKP'nin teslimiyetçi politikaları bellidir.
ALMAN KOMEDYENE TEPKİ: HİÇBİR İNSAN AŞAĞILANAMAZ
Bir Alman komedyenin aşağılık şekilde saldırması dünün ihmal ve düşüncesizliklerin neticesidir. Özgürlük her kilidi açacaktır. İhanetin özgürlüğü, düşmanlığın özgürlüğü olamaz. Gülmek için hiçbir insan aşağılanamaz, hiçbir millet küçümsenenemez. Hiçbir rakibimizin yabancılar tarafından küçük düşürülmesinin yanında olamayız.