Destici CHP'yi eleştiri
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, 16 Nisan'da gerçekleştirilecek halk oylamasına yaklaşırken şiddet söylemlerine ilişkin, "Hayır cephesinden ve başta da bu cephenin lokomotifi olan CHP içinden bu tür seslerin yükselmeye başlamasını artık çaresizliğin bir dışa yansıması ve kaybetmenin bir feryadı olarak görüyorum." dedi.
Halk oylaması sürecini AA muhabirine değerlendiren Destici, herkesin, başkalarının tercihine, düşüncesine karşı saygılı olması gerektiğini, hoşgörü içinde farklılıkların Türkiye'nin zenginliği olduğunu anlattı.
"Bu Anadolu topraklarında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde Türkü, Kürdü, Türkmeni, Çerkezi, Boşnağı, Lazı, Alevisi, Sunnisi, sağcısı, solcusu, başörtülüsü, başı açığı, evet diyeni, hayır diyeni birlikte yaşıyoruz ve 16 Nisan'dan sonra da birlikte yaşamaya devam edeceğiz." diyen Destici, ötekileştirme ya da karşı taraftakini düşman gibi göstermenin kabul edilebilir bir şey olmadığını kaydetti.
Destici, şunları söyledi:
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni birlikte kurduk, Çanakkale Zaferi'ni birlikte kazandık, Osmanlı, Selçuklu, Göktürk, Hun, Uygurlar, Akkoyunlar, Karakoyunlular bizim, yani bütün bu devletler ve bu devletlerin içerisinde yaşayan bütün milletler de bizim milletlerimizin. Bu düşünceden, bu duygudan ayrılmadan hareket etmek zorundayız. Kendi düşüncemizin, tercihimizin daha doğru olduğunu, memleket için, millet için, ülke için, devlet için, camialarımız için daha faydalı olacağını düşünebiliriz ve bu en doğal ve tabii hakkımızdır ama bunu yaparken karşı taraftakini ötekileştirmek ya da karşı taraftakini bir düşman gibi göstermek kabul edilebilir bir şey değildir."
Şiddet söylemlerine dikkati çeken Destici, süreçte son bir haftaya girildiğini anımsatarak, şöyle devam etti:
"Hayır cephesinden ve başta da bu cephenin lokomotifi olan CHP içerisinden bu tür seslerin yükselmeye başlamasını artık çaresizliğin bir dışa yansıması ve kaybetmenin bir feryadı olarak görüyorum. En son buna Deniz Baykal da katıldı. Belli çevreler tarafından duayen diye de takdim edilen deneyimli bir siyasetçinin tartışmaya bu yönüyle girmiş olması gerçekten çok üzüntü verici. Konya milletvekilinin 'evet' diyenleri sanki bir düşman gibi, Yunanlı gibi görerek denize dökmekten bahsetmesi gerçekten akla ziyan, büyük bir densizliktir. Bu memleketi birlikte kurtardık ve dolayısıyla düşmanı birlikte denize döktük, evet diyenleri de hayır diyenleri de kimsenin ötekileştirmesi kabul edilebilir bir şey değil. Ben şiddetle bir kere daha kınıyorum ve sadece sözle geçiştirilmesine değil partisinin de kendisi hakkında mutlaka bir disiplin cezası işletmesini hatta Mecliste bu tür söylemlerin sahiplerinin milletvekili sıfatı taşımaması lazım. Meclis açıldıktan sonra hakkında bir soruşturma yapılarak mutlaka dokunulmazlığının kaldırılması ve yargıya sevk edilmesi gerektiğini düşünüyorum."
Deniz Baykal'ın 23 Nisan açıklamasının da kabul edilebilir olmadığını aktaran Destici, "16 Nisan'da milletimiz 'evet' diyecek, bu gözüküyor şu anda. O zaman ne olacak, cumhuriyet elden mi gitmiş olacak, demokrasi elden mi gitmiş olacak, milli irade o zaman tecelli etmemiş mi olacak, 23 Nisan o zaman kutlanmayacak mı? Daha büyük bir coşkuyla kutlanacak. Evet de çıksa 23 Nisan'ı kutlayacağız, hayır da çıksa kutlayacağız. Dolayısıyla herkesin aklını başına alması lazım. Siyasi tercihlerinin sandıktan çıkması adına diğer kesimleri karalamaktan uzak durmalarını ben son bir haftaya girdiğimiz bu süreçte çok ciddi anlamda uyararak tavsiye ediyorum." diye konuştu.
Mitinglerdeki Türkmen bayrakları
Suriye ve Irak'ta Türkmenlerin haklarının ellerinden alındığını dile getiren Destici, en son Kerkük'teki gelişmelerin bunun açık göstergesi olduğunu belirterek, "Kerkük 1000 yıllık bir Türkmen şehri. Kürt gruplar kendi başlarına Türkmenleri ve Arapları yok sayarak kararlar alıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümeti, Türkmenleri bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yalnız bırakmayacaktır. Hassasiyet Türkiye'de en üst düzeye çıkmıştır, yani mavi bayraklar meydanlarda, mitinglerde... Türkiye kararlılığını, sözlerini fiiliyata da geçirmeli. Kürt Bölgesel Yönetimi kulak tıkarsa ya da gereğini yapmazsa önce ekonomik yatırımlar sonra siyasi yaptırımlar ve peşine de askeri yaptırımlar devreye sokulmalıdır. Türkmenler mutlaka ama mutlaka o bölgede silahlandırılmalıdır. Türkiye'nin güvenliği Kerkük'ten başlar." ifadelerini kullandı.
AB ülkelerinin olumsuz yaklaşımı
Halk oylaması sürecinde bazı Avrupa ülkelerinin yaklaşımlarını da eleştiren Mustafa Destici, "Avrupa'nın güçlü Türkiye istemediğini" söyledi.
Destici, "Avrupa Birliği bölünmüş bir Türkiye istiyor, PKK'nın özerk bölgelerinin olduğu bir Türkiye istiyor, yani Türkiye PKK'ya bir bölge versin istiyor. Avrupa Birliği'nin asıl niyeti Türkiye'nin demokratikleşmesi, insan haklarının önünün açılması, toplumsal hakların genişletilmesi değil teröristlerin mevzi kazanması, güçlenmesi... Bu çok açık ve net gözüküyor." diye konuştu.
Parti olarak, Hazar ortak projesi ve Türk Birliği kurma önerilerinin olduğunu dile getiren Destici, "Türkiye yıllardır kapıda bekliyor, Gümrük Birliği ile ekonomik kayıpları oldu, Türkiye'nin hala bu konuda ısrar etmesi doğru değil. Bence ilişkileri 16 Nisan'dan sonra artık bitirmemiz, sonlandırmamız lazım. İngiltere bunu diyorsa Türkiye niye diyemesin ki, ne kaybedeceğiz?" dedi.
Destici, terörist grupların faaliyetlerine izin verilirken bakan düzeyinde birinin konuşmasına izin verilmediğini, gurbetçilerin bundan etkilendiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Avrupa'nın kasıtlı olarak yaptığını düşünüyoruz. Oradaki Türkleri de rahatsız ederek 'bakın siz Türkiye'de bizim desteklediğimiz gruplarla birlikte hareket etmezseniz, onları desteklemezseniz burada rahat edemezsiniz' gibi aba altından sopa gösteriliyor. Ben siyasi parti genel başkanı olarak Avrupa'ya gittiğimde ki yeşil pasaport sahibiyim, her girişimde niye geldiğimi, hangi şehirde, hangi otelde kalacağımı, hangi gerekçeyle geldiğimi, ne zaman döneceğimi sorarlar. Bir siyasi partinin genel başkanını bu kadar sıkı takip ediyorsun ama öbür taraftan teröristleri barındırıyorsun. Yani Avrupa bu."