Depremzedelerin öfkesi!
17 Ağustos Marmara Depremi mağdurları:‘Sevdiklerimizi geri verin evinizi alın başınıza çalın’
Onlar 17 Ağustos Marmara Depremi’nde sevdiklerini toprağa verdiler, enkaz altında kaldılar, her şeylerini kaybettiler. Irak Hükümeti’nin gönderdiği parayla Kocaeli Arızlı’da yapılan evlere yerleştirildiklerinde ise yüzleri az da olsa güldü. Devlet “kiranızı ödemediğiniz için çıkın” diyerek tahliye davası açtı. Depremzedeler ise “Bizim buradan ancak ölümüz çıkar” diyor.
Marmara Depremi’nden sonra Irak hükümetinin gönderdiği 10 milyon dolarla yapılan Arızlı Irak Deprem Konutları’nda sorun bitmiyor. İdam edilen Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in gönderdiği para ile yapılan 230 dairelik konutlara, 2001’de yakınlarını kaybetmiş kiracı konumundaki depremzedeler yerleştirildi. Depremzedeler en azından başlarını sokacakları bir çatı bulduklarını düşünürken, 2002’de Kocaeli Valiliği, depremzedelerden kira ve aidat talep edince durum tersine döndü. Yıllarca karşılıklı davalar açıldı. Kiralarını ödemeyenler tahliye edilirken düzenledikleri eylemlerde polis şiddetini yaşadı. Hiçbirinin ‘tapu’ talebi yok. Sadece sosyal devlet ilkesi olan barınma haklarının sağlanmasını istiyorlar.
Bürokratları yerleştirdiler
14 Nisan’da tahliye kararının çıkmasının ardından kendisini yakmaya çalışan Çisem Uğur yaşananları anlattı. 2001’de bu konutlara yerleştirildiklerini söyleyen Uğur, 2002’de valiliğin kendilerine bir sözleşme imzalattığını söyledi. Bunun üzerine dava açtıklarını anlatan Uğur, “Mahkeme ‘burası depremzedelere hibedir kira alınamaz anayasaya göre suçtur’ dedi. Ama bizden kira alınmaya devam edildi. 2003’te yürütmeyi durdurma kararı çıktı ama yine kira almaya devam edildi. 2004’te mahkeme nihai olarak kira alınamayacağına hükmetmiş ama bizim haberimiz olmadığı için kira ödemeye devam ettik. 2006’da yeniden kira sözleşmesi imzalattılar yine 2009’a kadar kira ödemeye devam ettik. Çünkü bize kimse karar çıktı ödeme yapmayacaksınız demedi. Biz AİHM’e yaptığımız başvuruyla ilgili gelen bir evrakta bunu gördük. Bu süreçte kira ödeyemeyenleri evlerinden attılar ve oralara bürokratları yerleştirdiler. Bütün bu yaşananlar bizim kırılma noktamız oldu. Biz ekmek alırken bile düşünürken bizden haksız yere kira aldılar. O zaman dedik ki biz artık size kira ödemiyoruz. Bu kez icra mahkemeleri ve tahliye kararları çıkmaya başladı” dedi.
Şu anda 150 depremzede ailenin konutlarda kaldığını anlatan Uğur, “Bizim taleplerimiz çok basit. Bizlere size ev vereceğiz depremzede statüsünde geri ödemesini yapacaksınız, o evler yüksek katlı olmayacak, ödemelerinizi ayarlayacağız. Sadece bunu yapmaları sorunu çözecek ama yapmıyorlar. Sadece çıkın gidin diyorlar, peki nereye gideceğiz? Biz buraya girerken bedelini canlarla ödedik” dedi.
Kaybedecek kuru canım var
58 yaşındaki Müzeyyen Şahin, depremde 19 yaşındaki kızını, ağabeyini, yengesini ve yeğenlerini kaybetmiş. Giden canların ardından artık sadece nefes aldıklarını anlatan Şahin, “Bizi buraya yerleştirdiler zaten o dünyamız kararmıştı gözümüz neyi gördü ki. Acımızla kavrulmuşken bize birşeyler imzalattılar. Sonra da hadi çıkın buradan gidin diyorlar. Nereye gideceğiz. Bu duvarlarda benim kızımın kanı var ve onu aramak zorundayım. Yoksa ölünce kızım bana ‘anne niye kanımın hesabını sormadın’ demez mi? Ne diyeceğim ben ona?” diye konuştu. 10 yıldır oturdukları evinden atılmayı asla kabullenmeyeceğini anlatan Şahin, “Biz zaten yaşamıyoruz ki. Herşeyi göze aldık. Biz devlet düşmanı değiliz bizim acımız bize yetiyor. Ben ant içtim kaybedecek bir kuru canım var onu da veririm” diye derdini anlattı. Evine icra kararı gelince çatıya çıktığını ve kendini yakmayı göze aldığını dile getiren Şahin, “O çatıda gözümün önünden kızımın yüzü bir an gitmedi. Ayağım kaydı düştüm hemen indirdiler. Çatıda iki üç tane kiremit kırılmış devlet bünü o kiremitleri kırdım diye 3 bin lira ceza kesti. Artık ölmekse ölmek ne olacaksa olacak” dedi.
Depreme Boğaziçi Üniversitesi Turizm Otelcilik’te okurken yanına tatile gelen 20 yaşındaki kızı Özge Davulcu’yu ve ağabeyini kurban veren Munise Davulcu da yaşadıklarını anlattı; “8 saat enkazda kaldım tırnaklarımla toprağı kazıyarak çıktım. Kızımın odasının bulunduğu yere gittim, onu bulurum diye 4 gün o enkaza sarılarak yattık. Bir yıl çadırda bir yıl da prefabrikte kaldık sonra dediler ki ev vereceğiz. Buraya yerleştik. Diyorlar ki buranın manzarası var banane manzarasından. Biz buraya sığındık. Biz can verdik. O zaman devlet versin canlarımızı alsın evlerini. Bir sene huzurlu oturduk sonra tacize başladılar, polisler kapımıza dayandı, bizi yerlerde sürükledi. Depremin üzerinden 12 sene geçti artık depremzede mi kaldı diyorlar. Bizim için deprem her zaman var. Bizim kaybedecek neyimiz var ki artık?”
İki metrelik mezara girerim
8 yaşındaki oğlu Hakan’ı ve kayınvalidesini depremde kaybeden Leyla Dinler de; “Beş saat enkazda kaldık en küçük oğlum sağ çıkamadı o enkazdan. Ne ev ne bişey kaldı kalktım memlekete Maraş’a gittim ama Hakan’ımın mezarı burada diye döndük yapamadım orada. Buraya yerleştirdiler ama başımıza gelmeyen kalmadı. Biber gazı da yedik cop da. Burası lüks diyorlar banane buranın lükslüğünden ben mi dedim beni yerleştir buraya diye. Şimdi çık git diyorlar nereye gidelim. Artık gözümüz kara yapacak birşey kalmazsa kendimize zarar vereceğiz. Yapacak başka birşeyimiz yok.” diye anlattı.
Depremde oğlu Kenan ve sekiz aylık gelini Esra’yı kaybeden Emine Siyak, “Yardım diye verdiler şimdi çıkın gidin diyorlar. Giderim çocuklarımın yanında iki metre mezar yerim var oraya yatarım. Nereye gideriz biz ne yaparız ki başka” dedi.
12 Adalar sallandı Bodrum panikledi
Akdeniz ile Güney Ege açıklarında, dün 09.50 ile 11.35 saatleri arasında büyüklükleri 2.7 ile 5.1 olan 15 deprem meydana geldi. Bodrum’da da hissedilen deprem hakkında bilgi veren Dr. Ahmet Ercan, Mora ve Teke yarımadaların arasında yer aldığını belirttiği Güney Ege Fayı’nın, deprem üretmeye devam edebileceğini söyledi. Ercan, “Güney Ege yayında 3 yıldır hareketlilik var. Ancak 5.1 büyüklüğündeki sarsıntı, fay hattındaki gerilimin boşalması için yeterli derecede büyük değil. Bölgede daha şiddetli bir deprem yaşanabilir, hazırlıklı olunmalı” dedi.