DEAŞ, 'illegal mescitlerde' hücre yapılanması yürütmüş
Van'da terör örgütü DEAŞ'a yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, örgütün "illegal mescitlere" dönüştürdüğü bazı evleri örgütün merkezi olarak kullandığı, faaliyetlerini ve görüşmelerini bu evlerde yaptıkları ortaya çıktı.
Van Cumhuriyet Başsavcılığınca, terör örgütü DEAŞ'a yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, örgüt mensuplarının kurdukları "illegal mescitlerde" hücre yapılanması yürüttüğü, sohbetlere katılanların video ve resimlerle silahlı saldırı yapmaya hazır hale getirildiği belirtildi.
Başsavcılık, terör örgütü DEAŞ'ın kentteki yapılanmasına yönelik 12'si tutuklu 23 şüpheli hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamladı. Hazırlanan iddianame, Van 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Terör örgütü DEAŞ'ın kuruluşu, ideolojisi, yapılanması ve amacı hakkında ayrıntılı bilgilerin yer aldığı iddianamede, şüphelilerin "silahlı terör örgütüne üye olmak", "terör örgütünün propagandasını yapmak", "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret" ve "6136 sayılı kanuna muhalefet" suçlarından 15 yıldan 25'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
İddianamede, terör örgütü DEAŞ'ın sosyal medya ve internet yayıncılığı üzerinden ve belli bölgelerde bulunan kendisine biat etmiş "hoca" olarak tabir edilen şahısların etraflarına topladıkları cemaat vasıtasıyla kendi görüşlerini öğretme ve yayılma politikası izlediği belirtildi.
Cemaat mensuplarının da "hoca"larının sözlerine mutlak surette itibar ve itimat ettikleri, talimatlarını yerine getirdiklerinin bildirildiği iddianamede, "hoca"ların cemaatlerini illegal mescitlerde topladığı kaydedildi.
İllegal mescitlerle hücre yapılanması
İllegal mescitlerde dini ve örgütün temel felsefesini destekleyen kavramların örgütün yorumladığı şekilde öğretildiğinin vurgulandığı iddianamede, şöyle denildi:
"Cemaat mensupları kendileri haricindeki Müslümanları, Müslüman olarak kabul etmeyerek, kendileri haricindeki Müslümanları tekfir ettikleri, mescitlerde başlangıçta siyer, akait, tefsir, fıkıh, hadis gibi derslerin verildiği ancak ilerleyen süreçte cihat, hicret, tağut, İslam devleti, tekfir, biat ve halifelik gibi kavramlar, DEAŞ terör örgütünün felsefesine uygun şekilde işlenmiştir. Bu şekilde sohbetlere katılan şahısların sosyal medya aracılığıyla çatışma bölgelerinde özel olarak propaganda amaçlı hazırlanan videolar, resimler ve kendilerince tanınmış örgüt içerisinde belli bir konuma gelmiş kişilerin paylaşımları da kullanılarak radikalleşmesinin ve bu sayede fiili olarak DEAŞ bünyesinde savaşmaya ve silahlı eylem yapmaya hazır hale gelmesinin ve yönlendirilmesinin sağlandığı değerlendirilmektedir. Nitekim DEAŞ terör örgütünün ülkemizde yaptığı bazı eylemlerde örgütün yukarıda belirtilen illegal mescitler aracılığı ile radikalleşen şahısları kullandığı tespit edilmiştir."
İddianamede, şüphelilerin birbirleriyle örgütsel içerikli görüşmeler yaptıkları, terör örgütü DEAŞ'ın sıklıkla kullandığı "telegram" isimli uygulama üzerinden diğer örgüt mensuplarıyla haberleştikleri, dijital medya içerikleriyle örgütün görüşlerini yaymaya çalıştıkları belirtildi.
Bazı şüphelilerin, örgütün amaçları doğrultusunda kurulan ve örgüte eleman kazandırmaya çalışan gruplarla birlikte hareket ettiği, düzenlenen örgütsel toplantılara katıldığı, dijital materyallerden örgütün ideolojisini benimseyip amaçları için kendini hazırladığı bildirilen iddianamede, şüphelilerden B.D'nin ideolojik eğitim ve katılım merkezi haline getirdiği "mescit" olarak isimlendirilen evinde DEAŞ'ın içerisindeki faaliyetleriyle ilgili toplantılar yaptığı, yapılan aramada çok sayıda örgütsel dokümanın ele geçirildiği vurgulandı.
Tutuklandıklarında verecekleri ifadeler önceden belirlenmiş
İddianamede şüphelilerden M.T'nin, görüşme içeriklerinde örgüte mensubiyetine ilişkin konuşmalar gerçekleştirerek, terör örgütü DEAŞ'ın çatışma bölgelerine gitmek için yollar aradığı kaydedilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Şüphelinin irtibatlı olduğu diğer kişilerle örgütün amaçlarına hizmet edecek gruplar oluşturdukları, toplantılar düzenledikleri, DEAŞ terör örgütünün eylemlerini ve propagandasını içeren görüntüleri ve sesleri diğer örgüt mensuplarıyla örgütsel bağlılığı sağlayabilmek ve eylemlere hazırlanabilmek için birbirlerine cep telefonu aracılığıyla gönderdikleri, aktif olarak yürütmüş oldukları örgüt faaliyetleri nedeniyle yakalanmaları durumunda adli birimlerde ne şekilde ifade vermeleri gerektiğini birbirlerine anlattıkları ve örgüt stratejisi olarak DEAŞ terör örgütüyle bağlantılarını gizlemek için verecekleri ifadeleri belirledikleri, emniyet güçlerine karşı alınacak tedbirlerle ilgili bilgilendirme faaliyetlerinde bulundukları, DEAŞ örgüt mensuplarının sıklıkla kullandığı telegram uygulaması üzerinden diğer örgüt mensuplarıyla iletişime geçtiği anlaşılmıştır."
Şüphelilere ait cep telefonlarının incelemeleri sonucunda terör örgütü DEAŞ mensuplarının sıklıkla kullandığı "telegram" programına rastlandığı bildirilen iddianamede, programın gizli mesajlaşma özelliği, hiç kimsenin kullanıcının kime ne mesaj gönderdiğini bilememesi nedeniyle DEAŞ mensuplarının programı yoğun olarak propaganda ve bilgi paylaşımı amacıyla kullandığı vurgulandı.
İddianamede, DEAŞ terör örgütü destekçilerinin program aracılığıyla kendilerinin ve cihazlarının gizlilik ve güvenliğini nasıl sağlayacakları konusunda birbirlerine tavsiyelerde bulundukları vurgulanarak, şöyle denildi:
"Son dönemde örgütün uyuyan hücrelerini, örgüt mensuplarını harekete geçirme ve ülkemizde eylem yapmaları amacıyla telegram üzerinden 'Yalnız Kurdun El Kitabı' adı altında çeşitli eylem tarzlarını ve silah kullanma yöntemlerini anlatan bir kitap yayınladığı yönünde bilgiler edilmiştir. Birbiriyle irtibatlı olan şüphelilerin yaptıkları telefon görüşmeleri ve internet aracılığıyla DEAŞ terör örgütünün eylemleri ve çağrılarıyla ilgili bilgilendirmede bulunup örgütün sözde İslam devleti kurulması için verdiği talimatlar doğrultusunda eylemlerine hazırlık yaptıkları, örgüte ait hücre yapılanması oluşturmaya çalışmışlardır. Bilindiği gibi örgüte ait hücreler örgütün ideolojisini benimseyen ve terör eylemlerini gerçekleştirmek için hazır olan şahıslardan oluşan ve dünyanın birçok ülkesine dağılmış grupçuklardan oluştuğu, bu hücrelerin uzun süre planlı çalışmalar yaptıkları, eylem hedefini, eylem zamanı ve eylem malzemelerini kendilerinin temin ettiği, yarı bağımsız veya tam bağımsız olarak faaliyet gösterebildikleri anlaşılmaktadır."
Şüphelilerden bazılarının internet siteleri ve benzeri yöntemlerle örgüt üs yönetiminden direktifler aldığı kaydedilen iddianamede, "Direktifler doğrultusunda eylem yapmak üzere hücre yapısını oluşturmaya, eleman kazandırmaya, örgüt yapılanmasını güçlendirmeye çalıştıkları, örgütün Türkiye'deki hedeflerinde yeterli hazırlıkları tamamladığında eyleme geçmeye hazırlandıkları, hücrelerin uzun hazırlık döneminden sonra ani ve şok eylemler gerçekleştirdikleri, bu yapılanmayı tamamlamak ve eyleme geçmek üzereyken yakalandıkları anlaşılmaktadır." denildi.
İddianamede, şüphelilerden ele geçirilen doküman içeriklerinde terör örgütüne ve yöneticilerine ait birçok görüntü, terör örgütünün eylemlerini içeren video kayıtları, tape kayıtlarında Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve güvenlik güçlerini, örgüt ideolojisi doğrultusunda "tağut" olarak nitelendirdikleri de yer aldı.
Şüphelilerin, örgütsel tutum olarak belirledikleri ve şirk koşmak olarak nitelendirdikleri için Türkiye'de yapılan seçimlerde oy kullanmadıklarının ifade edildiği iddianamede, ilgili sevk maddelerince cezalandırılmaları talep edildi.
Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 12'si tutuklu 23 şüphelinin yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.