Başbakan Ahmet Davutoğlu, katıldığı televizyon programında kızıyla ilgili yalan haber yapanlardan özür beklediğini açıkladı.
ATV ve A Haber kanallarının ortak yayınında 'Başbakan ile Gündem Özel' programında,Başbakan Ahmet Davutoğlu, kızıyla ilgili yapılan haberlere tepki gösterdi. Başbakan Davutoğlu, ''Kızım zikretmememi istedi ama, kızımın kötü not aldığı için sınıf değiştirdiği şeklinde yalan haber yapıldı. Bu yayını yapanlardan bir özür bekliyorum, çocuğum için otorite kullandığımı ispatlasınlar, yok.'' ifadelerini açıkladı.
ÇÖZÜM SÜRECİ
- Sürecin doğası içinde kendi seyri devam ediyor. Biz bu sürecin en başından itibaren sürecin sonunda neye ulaşmak istediğimimzi biliyorduk. Türkiyenin demokratikleşme süreci içinde rahatla yaşayabildiği bir Türkiye ideali.
- Türkiye'de siyasi talepler şiddetle silahla yapılmayacak. 6-7 Ekim olaylarının bir daha olmaması için adımlar attık atacağız. Şimdi olması gereken bu sorunların sadece bir tarafla değil tüm taraflarla görüşülmesi gerektiği bundan sonra atılacak adımların o çerçevede yürümesi gerekiyor.
- (Pervin Buldan'ın açıklamaları) Ortak açıklama mütabakat değil ama olabilirde. Kimsenin spontane ayak üstü açıklamalarla sürecin engellememeli. Bizim kanattan açıklamaların kim tarafından yapılıyor belli, aynı şeyin HDP tarafında da olması gerekiyor. Şu zaman bu olur demek yanlış. Pervin hanımın söylediği doğru bir şey ayda bir kere açıklama yapılmalı
- Hiç kim Türkiye Cumhuriyeti'ne dönük imalı da olsa tehdit cümlesi kuramaz. Bölge halkında tekrar bir güven hissi oluşmaya başladı. Kamu düzeni çerçevesinde adımlar atıldı. Silahların terk edilmesi sanki bazı şartlar yerine getirilirse olacakmış gibi böyle bir şey yok.
TÜRKİYE'Yİ KİMSE TEHDİT EDEMEZ
- Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti'ne dönük imalı da olsa tehdit cümlesi kuramaz. Bölge halkında tekrar bir güven hissi oluşmaya başladı. Kamu düzeni çerçevesinde adımlar atıldı. Silahların terk edilmesi sanki bazı şartlar yerine getirilirse olacakmış gibi böyle bir şey yok .
MÜZAKERELER YENİ BAŞLAMADI İVME KAZANDI
Müzakere konusunda tek bir taslak yol. Bir Oslo görüşmeleri var yürüyen çalışmalar var 2012 Aralık'ından itibaren doğrudan görüşmelerle milli bir şekilde gerçekleşmesi. Bu süreç 2 kez yavaşlatıldı söz verildiği halde silahları bırakıp terk edilmedi. Çözüm sürecinde ileri bir aşamaya gelindiğinde bir başka provokasyon çıkartılıyor. Atılması gereken adımlar ertelendi. Demokratikleşme paketini açıkladık silahlı unsurların silahlarını bırakması konusunda bir ilerle sağlanamadı. Bu sefer de 6-7 Ekim olayları çıkartıladı. Biz tekrar tren rayına oturttuk. Herkesin dikkatli olması lazım. Daha somut hedefe doğru ivme kazandığı doğru.
- Silahlı grupların silahlarını bırakıp Türkiye'yi terk etmeleri konusunda adımlar atıyoruz.
- Son derece dikkatli pozitif bir yaklaşımla bunu yürütmeye çalışıyoruz. Adım adım atılacak çalışmalar var. Öncelikle görmek istediğimiz iyi niyet ve ciddiyetin ortaya konulması.
GENEL AF GÜNDEMİMİZDE YOK
- Şu ana kadar görüşülmedi gündemimizde de yok.
YARGITAY'IN HANEFİ AVCI KARARI
Hanefi Avcı yazdığı bir kitap nedeniyle, üzerinde bir oyun oynandı. Tam Yargıtay'da yeniden yapılanma gündemdeyken sanki pazardan mal kaçırır gibi, "hala biz buradayız" der gibi karar alel acele çıkartıldı. Görünüyor ki bu Paralel Yapı kendisine dokunanları bir örgüt mensubuymuş gibi gösterip sindirmeye çalışıyorlar. Hanefi Avcı örgüt üyesiyse hangi örgüt? Ne yaptı bu örgütte? bu soruları sormak zorundayız. Biz bile 'Selam Örgütü' adı altında Hanefi Avcı gibi suçlanıyor olacaktık.
BİZ BU YAPIYA SESSİZ Mİ KALACAĞIZ
-Paralel yapının amacı kendileri gibi düşünmeyenleri sindirmek ve bastırmak. Şimdi biz bu yapıya karşı sessiz mi kalacağız. Özgürlüklerimiz tehdit altına girdiğinde sessiz mi kalacağız. Ya onlar başarılı olsaydı Türkiye'de neler olurdu?
ŞU ANDA YÜZDE 48 İLE 52 BANDINDAYIZ
-2015 seçimleri Türk siyasetinin en önemli seçimleri. Şu anda oy oranlarına baktığımızda AK Parti'nin oyları düşmedi. Şu an yüzde 48 ile 52 arasında. Öyle veya böyle hayalleri AKP Parti'yi yüzde 40 bandına indirebilir miyiz amacındalar.
-10 Ağustos öncesi ne yorumlar yapıldı 3 dönemlikler şöyle olur böyle olur diye açıklamalar yaptılar. AK Parti teşkilatlarına teşekkür ediyorum her yerde büyük bir heyecan var AK Parti'de 12 yılın yorgunluğu yok. Bir CHP'nin yaptıkları toplantılara bakın bir de bizim. Bir tarafta kilitlenme var diğer tarafta şişli üzerinden neredeyse 3'e 4'e bölünecekler. Seçimlere kadar bir çok şeyle üzerimize gelebilirler.
12 YILDIR HANGİ GAZETEYE, TELEVİZYONA EL KONULDU
(Paralel yapının yayın organlarına el konulacağı ile ilgili olduğu söylenen mektup) Öyle bir mektup bize ulaşmadı. Bu bahsi geçen yayın organları hükümete yapılabilecek eleştirilerin sınırını aştılar. Bu gazetelere el mi koyuldu. Kendileri böyle bir şey çıkartıyorlar ve baskı yapmaya çalışıyorlar. O gazetelerin kurulması için Anadolu'dan ne paralar toplandı. Onlar bu katkıları bulunurken hayır konuşulacak diye bu katkıları yaptılar. Açın bunların kanallarını bir tane olumlu bir şey yok. Toplumda karamsarlık oluşturacak yayınlar, her türden sadece siyasi değil cinayet haberlerinden umutsuzluk haberlerine kadar. Hala da devam ediyorlar. Bunlara yardımda bulunan kardeşlerimiz bir mukayese yapıyorlardır. Türkiye dışından Türkiye'yi kötüleyen başka bir yapı yok. Türkiye'yi kötülemek için ne söylenecekse söyleyeceksiniz artık herkesin bir mukayese yapmaları lazım . Neler yayınladılar herhan gi bir kısıtlama mı geldi.
Bu ülkenin ağır sorumluluğunu üstlenmiş bir vatandaş olarak söylüyorum bu devleti bir daha bu yapılar üzerinden dini olsun seküler olsun hiçbir topluluğun vatandaşlarımızın bir kesimine baskı yapamayacak. 12 yıldır bir gazete televizyon kapatıldı mı var mı böyle bir şey. Herkes yine görüşünü söyleyebilir ama başkasını özgürlük alanına giremezsin. Burada yapılan gazetecilik faaliyeti değil. Bir operasyon sonrası olmuştur.
GÜLEN'E KIRMIZI BÜLTEN
Hukuk devletinde kimsenin imtiyazı yoktur hiç kimseye pozitif yada negatif ayrım yapılmaz. Bunun bir prosedürü var gereken neyse yapılır. Bir vatandaşa ne işlem yapılırsa Fethullah Gülen'e de o işlem uygulanır. Normal süreç neyse o işleniyor. Herkes de hesabını verir.
TİB'İN GÖMÜLMESİ
Burada bir tedbir alacağız TİB bu anlamda haksız yasadışı dinlemelerin yapıldığı insanların mahremiyetinin yok edildiği bir çok uygulamaya şahit oldu. Böyle bir kurumun yeniden yapılandırılması da zaruridir. Vatandaşlarımızın hukukunu zedeleyen hiçbir tedbir alınmayacak. Devlet kurumunda maalesef yanlış yapılarla istismar edilmiştir. Buna dönük olarak da her ürlü tedbir alınacak.
BİRGÜL AYMAR GÜLER'İN PARALEL YAPIYLA İTTİFAK YAPILDI AÇIKLAMALARI
Bu çok önemli br açıklama. CHP'nin geçmişten beri antidemokratik yapılarla ilişki içindedir. Ben siz darbecisiniz dediğimde alındılar. Kendileri halktan destek alamayacaklarını bildikleri için 17 ve 25 Aralık'ta fırsat doğduklarını düşündüler. Bunlar Ak Parti'yi yıpratsın biz de daha sonra onlarla ittifak kuralım. Nitekim öyle de yaptılar. Her yerde AK Parti dışında kim yüksekse onlar desteklenecek diye yayınlar yapıldı.
CUMHURBAŞKANLIĞINA HAKARET DOĞRU DEĞİLDİR
(Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaretten tutuklanan ve daha sonrasında serbest bırakılan lise öğrencisi M.E.A ile ilgili olarak Davutoğlu) Dosyanın detayını bilmiyorum ama Cumhurbaşkanı'na hakaret bir hukuki süreçtir ve soruşturmayı gerektirir. Son zamanlarda cumhurbaşkanımıza hakaret öyle bir noktaya getirildi ki çocuklarımıza da kötü örnek oldu. Şunu mazur mu göreceğiz; Cumhurbaşkanlığı makamına hakaret doğru değildir. Büyüklerde hakaret yaygınlaşınca çocuklara kadar sirayet ediyor. Şu hakaret dilini bir terk etsek.
"BENİM ÇOCUĞUMLA İLGİLİ YALAN YANLIŞ HABERLER YAPILDI"
''Madem
çocuk dendi, gerçekten bunu burada zikretmek istemezdim, evladıma da söz vermiştim, bunu zikretmemek konusunda. Tam da yeri geldiği için söylüyorum'' diyen Davutoğlu, bundan üç, dört gün önce bir gazetede kızı ile ilgili manşet atıldığını anımsattı.
''Güya benim kızım dersinden kötü not aldığı için öğretmeni sınıf değiştirmek zorunda kalmış. O 16 yaşındaki evladımız inşallah hakaret etmemeyi öğrenir, hayata kazandırılır. Peki sırf Başbakanın kızı olduğu için kamuoyu önünde linç edilircesine, o çocuğun ertesi gün hangi şartlarda ve nasıl bir psikoloji ile gideceği düşünülmeden, yalan, iftira bir haberi yapmak nasıl bir ahlaktır?
Benim buraya gecikme sebebim, kızımla sürekli gece yarısı bile olsa gidip konuşuyorum bu konuyu. Kesinlikle böyle bir olay yok. Benim haberim yok. Bir kere daha, Başbakan vasfıyla okulu aramış değilim, veli vasfıyla aramış değilim. Herhangi bir görevlendirdiğim bir kişi gitmiş konuşmuş değil. Eşim bile bu anlamda normalde göstereceği ilgiyi minimum düzeyde gösteriyor ki bir yanlış anlaşılma olmasın diye. Ayrıca ben çocuğuma özel bir muamele yapsam, özel okula gönderirdim. Devlet okulunda okuyor benim kızım. Peki bu çocuk haklarına uygun mu? O gazeteye hukuki olarak gerekeni yapacağız. O gazete, sonra bir dergi. Açık bir şekilde daha 15 yaşında bir kızı okulda zor duruma düşürecek yalan bir haberi nasıl basar? Tekzip gönderdiğimizde niye yayınlamaz? Kendisi sorulduğunda, bütün açıklamalar yapıldığında, öğretmeni tarafından açıklama yapıldığında bunlar niye göz önüne alınmaz? Yani Başbakan çocuğu olmak suç mu? Şimdiye kadar çocuklarımızdan hangisinin özel bir muameleye tabi olduğu görülmüş? Benim bu konuda ne kadar hassas olduğum, yüreğime dokunduğu için söylüyorum. Bunu kızım da rica etmişti 'Ne olur baba zikretmeyelim' diye. Yani yakışır mı? Gazetenin adını zikretmek istemiyorum. Peki bizim o çocuk, çocuk değil mi? Onun eğitim gördüğü esnadaki psikolojisini kim hesap ediyor? Suç mu işliyoruz biz, bu memlekete hizmet etmek için gece gündüz koştururken? Başbakan çocuğu olmak, bir çocuğun onurunu, orada karşılaşacağı tutum dolayısıyla yaşayacağı travmayı mazur gösterir mi? Kimin, ne hakkı var? İsyan ediyorum gerçekten.''
''BİR ÖZÜR BEKLİYORUM''Kızının devlet okulunda okuduğunu, ayrıcalıklı bir statüde olmadığını yineleyen Başbakan Davutoğlu, ''Bir kere görüşülmüş değil. Okul müdürü açıklama yapıyor, öğretmen açıklama yapıyor. Ama bu yayın sürdürülüyor. Ahlaksızca bir dergi de bunu, başka şekilde resmediyor'' dedi.
Çocukların hepsinin kıymetli olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:''Benim çocuklara olan düşkünlüğümü bilirsiniz. Bir tek çocuğun bir göz yaşına dünyayı feda ederim. Eğer çocuklara saygı hepimiz için gerekli bir kriterse, bir özeleştiri bekliyorum. Bu yayını yapanlardan bir özeleştiri, bir özür bekliyorum. Yalan, varsa ispat etsinler. Herhangi bir çocuğumla ilgili bir tek otorite kullandığımı göstersinler, şurada veya burada. Hissettirdiğimi göstersinler. Yok. Hepimiz için çocuklar geleceğin teminatı olmak dışında da mukaddes varlıklardır.''
CUMHURBAŞKANI'NIN BAKANLAR KURULU'NA BAŞKANLIK EDECEĞİ İDDİALARI
Davutoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 5 Ocak'ta Bakanlar Kurulu'na başkanlık edeceği yönündeki iddialarla ilgili olarak da "5 Ocak'ta böyle bir toplantı yok, ancak Cumhurbaşkanının Bakanlar Kuruluna başkanlığının daha önce örnekleri görüldü" ifadesini kullandı.