Davutoğlu İstanbul mitinginde konuştu
Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu Büyük İstanbul Mitingi’nde konuştu.
Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları:
Sevgili İstanbullular, sizleri sevgiyle muhabbetle selamlıyorum. Efendimizn fetihle müjdelediği, herbir köşesini, herbir insanını yürekten selamlıyorum.
İstanbul Türkiye'nin yüreğidir, kalbidir. İstanbul kıtaların düğüm noktasıdır. Anadolu'nun Rumeli'nin herbir köşesi bu noktada.
Birileri bu meydanda toplanan kardeşlerimizi ayrıştırma bölme hesapları yapabilir. Ama burada İstanbullular olarak bulunuyoruz.
"MİLLİ İRADE DİYECEK MİYİZ"
1 Kasım'da tek bir vicdan olarak yeniden milli irade diyecek miyiz? İşte bu meytdandan yükselen ses memleket sevdasının sesidir. İstanbul bir olursa Türkiye bir olur. İstanbul birlik olursa Türkiye birlik olur.
Alçakça saldırılara uğradık, askerlerimiz, polislerimiz, sivil vatandaşlarımız katledildi. Bir kez daha şehitlerimiz için Fatiha okuma ricasında bulunuyorum. Bu Fatih al bayraklarla birlikte göklere yükselirken o alçaklar, o hainler bilsinler ki Türkiye meydandayken hiçbir pusuya geçit vermeyeceğiz.
"BUNLARIN HEDEFİ.."
Bunların hedefi kardeşliğimiz, birliğimizdir. Bu saldırılar Türkiye'nin önünü kesmek için yapılıyor. 13 yıldır süren istikrarı kesmek için yapılıyor. Milletimizin iradesini zayıflatmak için yapılıyor.
Türkiye'nin büyümesini, zenginleşmesini istemediler. Tuzaklar kurdular. Susacağımızı zannettiler. Bu tuzaklar karşısında köşemize çekilir miyiz? Meydanı bu alçaklara bırakır mıyız? 78 milyonla biz dimdik durduk. Siz bizleri AK kadroları tanıyorsunuz. Biz ne düşünmüyorsak oyunlar yapmadan paylaşırız.
Birileri devreye girdi. Bizim gibi çevreye, doğaya aşık olanları itham ederek Gezi olaylarını paylaştılar. Sokaklarımnızı yaktılar. Esnafımızın ekmeğine, vatandaşımzıın güvenliğine saldırdılar. Biz dik durduk. Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte bu meydanlar doldu taştı. Biz bunlara boyun eğdik mi? Şimdi tehdit edenlere boyun eğer miyiz? Fetih tamamlanmadan biz durdur muyuz?
"İFTİRA ATTILAR"
Gezi'de başaramadıklarını 17-25 Aralık'ta, koynumuza soktukları yılanı devreye sokarak denediler. 80 yılda yapılmayını 10 yılda yapan bu hükümete yolsuzluk iftirasını attılar. Biz bunlara 2001'de savaş açtık. Kim bunlara bulaşırsa aramızda yeri olmadı, olmayacak. Montaj kasetlerle bu yürüyüşü durduracaklarını zannettiler. Biz Okyanus ötesinden gelen seslere karşı size döndük. Bütün bu hainlere 1 Kasım'da hadlerini bildirmeye var mısınız? Yine evladınıza Ak Parti kadrolarına destek verdiniz. Bu hareketin başarısı için dua edenlere Allah razı olsun. Herbir köşesinde bu harekete yönelen vatandaşlarımızdan Allah razı olsun. Gezi kalkışmasının bir benzerini Kobani bahanesiyle yapmaya kalktılar. Birden malum eşbaşkan talimat verdi. Şimdi "katil devlet" diye küstahça konuşan eşbaşkan halkı sokağa, silahlanmaya davet etti. Şimdi biz burada devletimizin ne kadar merhametli olduğu paylaşacağız.
90'lı yıllardaki faili meçhul olan Türkiye değil. Kobani'de DAEŞ teröründen kaçanlaraı hedef aldılar. Hani Yasin Börü'yle simgelenen o bedenler katledildi. Baktılar, Ak Parti kadroları devrilmiyor, şimdi de Nişantaşı'ndan Kandil'e köprüler kuruyorlar. Biz gönül köprüleri kuruyoruz.
"TERÖRDEN BARIŞ GÜVERCİNİ OLUR MU"
Ellerindeki medyayı kullanarak 40 yıllık terör örgütünü barış havarisi olarak gösteriyorlar. Terörden barış güvercini olur mu? Bir sabah çorbacıyı tarayanlardan barış güvercini olur mu? Güvenlik güçlerine pusu kuranlar bunlar değil mi? Masum sivilleri öldürerek bunlar mı barışı inşa edecek. Bu yalancılıktır, ikiyüzlülüktür. Kurulan tuzağın farkında mısınız? Bu tuzakları boşa çıkaracak mıyız? Muharrem ayında mazlumların yolunu aydınlatmaya devam edecek miyiz? Bütün bunlar için haydi bismillah diyecek miyiz?
Meselemiz bir parti meselesi, meselemiz şahsi bir mesele değildir. Meselemiz memleket meselesidir. Bunlar Kürt vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıran ne varsa yok etmeye çalışıyorlar. Havalimanını yok etmeye çalışıyorlar. Onlar Yükseova'dan buraya köprü olmamasını istiyorlar. Bir devlet hastanesini bombalayanlar barıştan, çözümden bahsedebilirler mi? Doktorlara, hemşirelere saldıranlar ülkenin derdine deva olabilir mi? Bu toprakların zenginliğini, farklılığını hazmedemiyorlar. 90'lı yılların şiddetine dönmeyi özleyenlere asla fırsat vermeyeceksiniz. Her türlü ırkçılığı ayaklarımızın altına aldık.
Teröre asla izin vermeyeceğiz. Silahlar gömülene kadar, vadilerimiz temizlenene kadar mücadeleye devam edeceğiz. Onlar 7 Haziran'dan sonra kaos ortamı çıkacağını zannettiler. İşte onun için demokrasinden vazgeçmeden mücadeleyi sürdürüyoruz. Biz demokrasiden, hukuktan, adaletten, insanca yaşamaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
"MUTLAKA KAYBEDECEKLER"
Bilin ki birliğimize kast edenler mutlaka kaybedecek. Türkiye kazanacak, kardeşliğimiz, birliğimiz, bacılarımız, yiğitlerimiz, gençlerimiz, yaşlılarımız, İstanbul kazanacak. Osmanlı'nın vicdanını her yere götüreceğiz. Milletle buluşan devletimizi aziz kılacağız.
Diyarbakır'da Kurban Bayram namazını kılarken, dediler ki, "Başbakanım bizi bu hainlerden kurtarın, biz size aşığız" dediler. İşte Diyarbakırlılar bu. Dostluğu birliği sağlayan bu.
Türkiye'de 7 Haziran'dan sonra 4 farklı siyasi yaklaşım ortaya koydu. Biz Ak Parti olarak birlik siyaseti dedik. Ak Parti balkonundan sesledim. Sen ne dersen başımızın üzerinde dedim. Kimseye oyun oynatma fırsatı vermeyiz dedik. Birlik dedik, uzlaşma dedik. Biz 7 Haziran'dan bu yana boşluk olmasına izin verdik mi? Elimizi taşın altına koymaktan tereddüt ettik mi? CHP ne yaptı? Daha ilk gün çıktı dedi ki, biz blokuz dedi. CHP, MHP, HDP. Blok siyaseti dedi, Ak Parti'yi dışlayacağacız dediler. Yüzde 41 oyu olan partiyi dışlamak mümkün mü? Olmadı. Neden olmadı, Meclis Başkanlığı'nda dimdik duran 258 kardeşimiz blok siyaseti olmayacağını gösterdi.
BAHÇELİ'YE ELEŞTİRİ
Biz bu yolda, kararlılıkla devam ettik. Kendilerine gittik, hükümet formülleri üzerinde konuştuk. Şunu dedi, 13 yıl bir yıkım hükümetiydi, birlik hükümeti kuracağız dedi. Ne haddine? 13 yılda borç alan bir ülke konumundan 13 yılda borç veren bir ülke konumuna geldik. Onlarla bu anlayışla hükümet kuramayacağamızı anladık. Bahçeli ne diyor? Hayır siyaseti. Başka bir şey duydunuz mu? Bugün kendisi diyemiyor da, millete dedirtiyor. Gel dedik beraber hükümet kuralım hayır, biz hükümet kuralım destek ver hayır, seçim hükümeti kuralım hayır. Peki ne yapar Bahçeli, köşesinde oturur terörle mücadele et diye emir verir. Bahçeli hayır dedi, başka bir şey demedi. Ona birisinin evet demesini öğretmesi gerek ama hangi dilde öğreteceğiz bilmiyorum. Bu konuda en fazla samimi MHP'li kardeşlerim rahatsız oldu. Korku, çekindi ama her şeye hayır dedi. Onun hiç umurunda değil. Söze gelince ondan fazla kimse bağıramıyor. Ağzından hakaretler, küfürler, iftiralar eksik olmuyor. Siyasi nezaketten nasibini almamış. Sürekli kızgın, sürekli öfkeli. Bir kere tebessüm et. Yok. Herkesi suçluyor. Vatan hainliğiyle suçluyor, bölücülükle suçluyor. Sen değil miydin, 99'da aynı hükümete giren sen değil miydin, iç güvenlik yasası görüşülürken HDP'yle kol kola giren sen değil miydin? Şimdi Sayın Cuhmurbaşkanımıza bizlere hakaret ediyor.