Davutoğlu: İsrail bu kez çok cüretkar
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, NTV'nin canlı yayınında soruları yanıtladı.
Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
Fransa’da yangında 3 Türk’ün ölümü
Aileyle görüştüm. Üç kişi yaşamını yitirdi. Kahraman bir baba üç çocuğunu kurtarabilmek için çatıya çıkıyor. Çok üzücü bir olay. Kundaklama ihtimali düşük. Nasıl bir katkı gerekiyorsa, yerine getireceğiz.
İsrail’in Gazze saldırısı
Filistin ile ilgili konuda her zaman devrede olduk. Daha önce iki kez bu süreçlerle karşı karşıya kaldık. Hemen hemen aynı şey tekrar ediyor. İsrail’in Gazze’nin altyapısını tahrip ederek yıldırma yapıyor. Gazze’yi cezalandırıyor, kolektif cezalandırma yöntemi uyguluyor. Savaş hukuku da ihlal ediliyor. Psikoloji ve altyapı vuruluyor. ‘Hadi kanı durduralım'... Ateşkes sağlandıktan sonra kalıcı ateşkes sağlanmazsa yine ihlal edilecek. Olması gereken ateşkes yapılsın, İsrail’in de sorgulanabilirliği de olsun. İsrail bu kez çok cüretkar. Plajda çocuklar öldürülüyor. Bunların insanlık vicdanını harekete geçirmesi lazım. Gazze abluka altında. İsrail’e karşı net ses çıkaracak ülke sayısı azaldı. Ateşkesin yanıda, 2012 anlaşmasına geri dönülmesi lazım. Ablukaların kaldırılması gerekiyor. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'yle liman açılmasını konuştuk. Tünel kapatılırsa bir havalimanının açılması lazım. Bir nefes alanı açılması lazım. Bu gettodan öte bir durum. Ateşkesin sürdürülebilir olması lazım. Bunun için bir çalışmanın içerisindeyiz.
İsrail Dışişleri Bakanı'nı hiçbir zaman ciddiye almadım. İsrail bombalayacak, barışı sabote etmeyecek, Türkiye barışı sabote edecek! Geçmişte ateşkesin çift taraflı olmasını sağlayan Türkiye’dir. İsrail, Filistin halkı sahipsiz kalsın istiyor. İstediği zaman vurma, çocukları vurma hakkı kabul edilsin istiyor. Hamas, Gazze’de bir taraftır. Hamas’ın olmadığı, tek taraflı ateşkes çağrısı gerçekçi değil. Bu düzen sürdürülebilir değil. Biz sesimizi çıkarmazsak vicdan uyanmıyor. Ne olursa olsun bu çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Ekmeleddin İhsanoğlu’nun açıklaması
Bu çok üzücü bir açıklama. İhsanoğlu bölgedeki gelişmeleri takip etmiyor ya da bilmiyor. Eğer ‘Sadece niye Türkler kaçırılıyor?’ diyorsa ‘Bölgedeki durumu bilmiyorsunuz?’ diye sormamız lazım.
Afganistan’dan Yemen’e kadar vatandaşlarımızı nasıl kurtardığımız biliniyor. Maruz görülmez de cehalet anlamında… Biliyor da bizi, Sayın Başbakan’ı zor durumda bırakmak için yapıyorsa bu ahlaki bir problemdir. ‘Türkler kaçırılmaya en müstahak millettir’ demek mi istiyor. Yarın olmaz ya, cumhurbaşkanı olursa tavrını izah etmek durumunda kalacaktır. Kılıçdaroğlu gibi Beşşar Esad’ı eleştirmiyor. Olmaz ama yarın cumhurbaşkanı olursa bunları sınırdışı mı edecek?
Çevrede yüzyılın depremi yaşanıyor, bütün yapıları sarsıyor. Yangın yerinin ortasındayız, Türkiye hiçbirinden sorumlu değil. Mülteciler Türkiye’yi sığınacak bir ada olarak görüyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında herkes ABD’ye kapağı atmaya çalışıyordu. Bugün de Türkiye sığınak olarak görülüyor. Bu gurur duyulacak bir şey.
Suriyeli gerilimi
Türkiye mülteci politikasıyla bir destan yazmıştır. Kamplarımızdaki karşılama uluslararası standartların üzerinde. Çok küçük marjinal grup onlar. Vatandaşlarımızın provokasyonlara gelmeyeceğini biliyoruz. Vatandaşlarımızın bize yakışmayan davranış ve provokasyonlara karşı teyakkuzda olmalarını istiyorum. Cumhurbaşkanlığı seçiminde bizi zor durumda bırakmak için yapıldığını biliyoruz.
Birleşmiş Milletler hiçbir soruna çözüm bulamaz hale geldi.
'IRAK ORDUSU KİMLİĞİNİ KAYBETTİ'
(Irak'taki gelişmeler) Irak’ta sunni diktatörden sonra şii diktatöre yöneliyorsa bu da yanlış. Düzenli olmayan birlikler geliyor, Irak ordusu çekiliyor. Kutsal mekanlar olan Samarra’yı koruyor. Bir ordu vatanın tüm topraklarını kutsal görmüyorsa, kimliğini kaybetmiştir.
Meclis başkanlığı seçiminde kim fazla oy alırsa onu destekleyin tavsiyesinde bulunduk. Cumhurbaşkanı ve başbakan seçimi olacak. Hiçbir sunni, hiçbir şii Nuri el Maliki’nin kalmasını istemiyor.
'İNŞALLAH GÜZEL HABERİ PAYLAŞIRIZ'
(Musul’da kaçırılan Türkler) Kurtulan şoförlerden biri söyledi 'Yayın yasağı canımızı kurtardı'. Bu süreçler soğukkanlılıkla yürütülmesi gereken süreçlerdir. Hamdolsun, şu ana kadar kaçırılan vatandaşlarımızdan kaybettiğimiz olmadı. Değişik dönemlerde, farklı coğrafyalarda 178 vatandaşımızı kurtardık. Emin olun, gece ve gündüz çaba sarf ediyoruz. O ailelerin yürekleri yanıyor ama aynı zamanda bizim de yüreğimiz yanıyor. Elimizden geleni yapıyor. İnşallah şoförlerimiz gibi güzel haberi paylaşırız. Ailelerin bu sağduyu tavırlarını sürdürmelerini istiyorum.
KIBRIS'TAKİ DURUM
(Kıbrıs konusu) Kıbrıs’ta doğru zamanda doğru yere ulaşırız. Kıbrıs’ta önemli süreçler yaşandı. Dikkatle yürüyen ama olumlu yönde seyreden bir süreç var. Hiçbir zaman barış harekatının öncesinde dönülmeyecek.
'O SENATÖRE SORACAĞIM'
(ABD Setosu'ndaki otoriterleşme tartışması) Son üç-dört yıl içinde sivil asker ilişkisi dengeye kavuştu. Kürt sorunuyla ilgili önemli adımlar atıldı. Başörtüsü yasağı dahil dini özgürlüklerle ilgili adımlar atıldı. Nerede otoriterleşme eğilimi var? Bu hiçbir veriye dayanmıyor.
Otoriterleşme eğilimleri ABD’de, Avrupa’da da var. Subjektif bir iddiadır. Otoriterleşme eğilimi, 12 Eylül, 28 Şubat’tır, 90’lı yıllardır. Hrant Dink 2007’de öldürüldü. En büyük doğma Erdoğan ve AK Parti karşıtlığıdır. Türk-Kürt çatışması çıksa memnun olacaklar. Suriyeliler ile çatışma bekleniyor diye manşet atılıyor. Çatışma çıksa memnun olacaklar. Türkiye’deki en büyük dogma budur.
Otoriterleşme eğilimiyle ilgili ABD’den örnek verirsek mahcup olurlar. Karşılaştığımda o senatöre soracağım. Adı Muhammed diye bir kişi kaç gün nezarette kaldı? Rahmetli Hrant Dink’le bir oturumda birlikteydik. Oğlu ABD’de saldırıya uğruyor, onu anlatmıştı. Guantonamo’yu unutup, Türkiye’ye ders vermeye çalışacaksınız.
BAŞBAKAN KİM OLACAK TARTIŞMASI
Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar başbakanın kim olacağı AK Parti’de de bu tartışmayı başlatmak doğru değil. 17 Aralık’tan sonra hükümeti başbakansız bırakma çabası oldu. Bu AK Parti’nin meselesidir, dışarıdan kışkırtılması doğru değil.