Darbeci albaydan korkunç talimat!
15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Albay Müslüm Kaya'nın, Arıcılar Camisi'nden okunan selanın kışladan duyulması üzerine şüpheli Binbaşı Özgür Araz'a, "Gidin ve şu hocanın dilini kesin getirin." dediği belirtildi
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Lojistik Destek Merkezi veArıcılar Camisi'nin işgal girişimi ve buralarda yaşanan olaylara ilişkin 7'si tutuklu 28 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, ana darbe iddianamesinin şüphelilerinden Albay Müslüm Kaya'nın, Arıcılar Camisi'nden okunan selanın kışladan duyulması üzerine şüpheli Binbaşı Özgür Araz'a "Gidin ve şu hocanın dilini kesin getirin." dediği belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökhan Yolasığmaz tarafından FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Lojistik Destek Merkezi ve Arıcılar Camisi'nin işgal edilmesine ilişkin hazırlanan 206 sayfalık iddianamede, darbe girişimi gecesi Lojistik Destek Merkezinde yaşananlar ile şüphelilerin eylemleri tek tek sıralandı.
Şüphelilerin merkezi ele geçirerek darbe girişimi sonrası 10 bin kişinin 3 öğün yemek ihtiyacını karşılamayı hedefledikleri aktarılan iddianamede, buranın işgaline ilişkin ana darbe iddianamesinin şüphelilerinden Albay Müslüm Kaya'nın, WhatsApp grubundan paylaştıklarına yer verildi.
İddianamede, şüpheli Albay Kaya'nın, 22.36'da "Lojistik destek u?ssu? kontrol altına alındı. Yarın sabahtan itibaren Anadolu ve Avrupa yakasındaki tu?m birliklerimizin yemek ihtiyacı için planlama yapıyoruz. Ben genel resmi bilmediğim için genel resmi bilen bir arkadaşın Lojistik Destek Merkezi'ne gitmesi gerekiyor. Merkez askerimizin u?ç öğu?n yemek ihtiyacını karşılarız diyor.", 22.53'te "Lojistik destek u?ssu? sayıları istiyor. 1. Ordu rapor du?zenlerse uygun olur.", 02.13'te "Arıcılar Camisi'ni susturuyoruz.'' şeklinde paylaşımlar yaptığı belirtildi. Şüpheli Kaya'nın, şüphelileri yönlendirdiği ve onlardan aldığı bilgiyi de ''Yurtta Sulh'' isimli WhatsApp grubuna yazdığı kaydedildi.
İddianamede, Lojistik Destek Merkezi'ni işgal eden şüpheliler Binbaşı Özgür Araz, Muhammed Hayrettin Şahin, Levent Güngör ve Yavuz Selim Dayı'nın, mu?ştekileri silah zoru ile cebir ve tehdit kullanarak bulundukları yerlerden alarak konferans salonunda toplamak, burada yaklaşık 2,5 saat tutmak ve zorunlu ihtiyaçlar dışında çıkışlarına izin vermemek suretiyle "kişiyi hu?rriyetinden yoksun kılma" suçunu işledikleri aktarıldı.
Ele geçirmek amacıyla Lojistik Destek Merkezi'ne giden ve buraya gelen vatandaşlar tarafından zorla binadan çıkarılan şüphelilerin Hasdal Kışlası'na döndükleri anlatılan iddianamede, kışlaya yakın yerdeki Arıcılar Camisi'nden okunan selanın kışla içerisinden de duyulması u?zerine, ana darbe iddianamesinin şüphelilerinden Albay Nebi Gazneli'nin, Albay Mu?slu?m Kaya'ya "Halkı galeyana getiriyor, imamın sesini kesmemiz lazım." dediği belirtildi. İddianamede, Kaya'nın bunun u?zerine "Oraya hemen bir ekip gönderelim." diyerek, şu?pheli Binbaşı Özgu?r Araz'a "Gidin ve şu hocanın dilini kesin getirin." şeklinde talimat verdiği anlatıldı.
"Vatandaşa dipçik ile vurdular"
Şüpheli Binbaşı Araz'ın, Uzman Çavuş Mehmet Türkmen Seyhan'a emir vererek imamı bulup susturmasını, karşı çıkması halinde ise öldürmesi emrini verdiği kaydedilen iddianamede, şüpheli Araz'ın, Arıcılar Camisi'nin etrafında toplanan vatandaşlara dipçik ile vurduğu ifade idildi.
Diğer şüphelilerin de vatandaşlara dipçikle vurmaya başladıkları sırada şüpheli Uzman Çavuş Fatih Alkan'ın, tanık İ.F.'ye ''Abi ne olur uzaklaşmayın buradan, ne olur mani olun bize, biz emir kuluyuz.'' dediği belirtilen iddianamede, bunun üzerine şüpheli Özgür Araz'ın şüpheli Alkan'a, ''Oğlum sen ne yapıyorsun, sen birliğe gelmeyecek misin o zaman görürüm ben seni...'' ifadelerini kullandığı, bu konuşma sonrasında şüpheli Alkan'ın bayıldığı ve vatandaşlar tarafından şadırvana taşınarak yüzünün yıkandığı aktarıldı.
İddianamede, darbe girişimini engellemeye gelen vatandaşların sayısının artması üzerine şüphelilerin kışlaya dönmek zorunda kaldığı kaydedildi.