Gazete Vatan Logo

Dar gelirliye müjde

Hiç peşinatsız, 100 YTL taksitle ev imkânı

Bağcılar Olimpik Spor Salonu'nda gerçekleştirilen AKP Bağcılar İlçe Kongresi'nde konuşan Erdoğan, parti teşkilatının Türkiye siyasetinin yüz akı olduğunu söyledi.

Erdoğan, AKP'nin kurulduğundan 16 ay sonra iktidarı teslim alan siyasi bir parti olduklarını hatırlatarak, o günden bu yana Türkiye dışındaki herkesin yaptıklarını sessiz devrim olarak nitelendirdiği bir süreç yaşandığını vurguladı.

AKP teşkilatının “milletin umudu, hizmet siyasetinin yegane adresi” olduğunu belirten Erdoğan, “millete efendi olmak için değil, hizmetkar olmak için yola çıktıklarını ve aynı kararla yolculuklarını devam ettirdiklerini” söyledi.

Dünyadaki krizin ekonomik olduğunun ifade edildiğini ancak dünyada bir finans krizi yaşandığını kaydeden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:



“Ama bu krizi de bizler, en az zararla atlatan ülke olacağız ve bunun için çalışıyoruz. Bu bakımdan da Türkiye'nin dört bir yanını dolaşıyoruz ve dolaşacağız. Göreve geldik Türkiye'nin hali ne idi, bugün Türkiye'nin hali ne? Buna bir bakmamız lazım. Vicdan, insaf sahibi olanlar, bu gelişmeyi çok açık ve net görürler. Biz ne dediysek arkasında durduk, ne dediysek onu yapmanın gayretinde olduk. Fakat gerçekten şu anda yüzde 100 istediğimiz hedeflere ulaştık mı? Hayır. Böyle bir şeyi de iddia etmedik. Ama her geçen gün dünden daha iyi oluyor.”


TÜRKİYE'NİN ÜZERİNDE YÜKSELECEĞİ TEMELLER

Erdoğan, Türkiye'yi “eğitim, sağlık, adalet ve emniyet temelleri” üzerinde yükselteceklerini söylediklerini anımsatarak, buna ulaşımı, toplu konutu, enerjiyi ve tarımı da eklediklerini söyledi.

Türkiye'nin dış politikada çok farklı bir sürecin içine girdiğini kaydeden Erdoğan, iç ve dış siyasette dünyada hiç kimsenin beklemediği bir performansla değişim ve dönüşüm sürecine girildiğini belirtti.

Erdoğan, eğitimde hiçbir dönemde yapılmayanların bu dönemde yapıldığını ifade ederek, ülke genelinde 123 bin derslik inşa edildiğini, bütçeden alınan paylar açısından Milli Eğitim Bakanlığının ilk sıraya getirildiğini, okuma-yazma, okullaşma ve okul öncesi eğitim oranının yükseltildiğini anlattı. Erdoğan, Patnos'tan Pervari'ye kadar Türkiye'nin okullarının yüzde 95'inde artık bilişim teknolojileri sınıfları bulunduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kimin aklına gelirdi oradaki okullarda bilgisayar eğitimi olmasını. Okul yoktu ki doğru dürüst bilgisayar eğitimi olsun. Şimdi bunlar var. Git Şemdinli'ye, Yüksekova'ya, Çukurca'ya bunu görürsün. Bunlar bu dönemde oldu. O bölgelerin, oradaki insanların istismarını yapanlar, önce atılan bu adımları görmek zorundalar. İşlerine gelmez görmezler, çünkü oralara hizmet istemiyorlardı. Ama Ak Parti iktidarı ile oraya hizmet gidince bunların dengeleri değişti. Çünkü orada yaşayan vatandaşın okuma yazmadan tutunuz da, dünya ile buluşunca, dünya ile düşünün hızlandırılmış internet ağı ile buluşunca, bunları hesapları alt üst oldu.”



İktidarları döneminde üniversite öğrencilerine verilen burs miktarlarının artırıldığını, 54 yeni yurt inşa edildiğini ve Türkiye'nin 81 ilinin tamamında üniversite kurduklarını ifade eden Erdoğan, yeni üniversitelerin kurulmasıyla bir çok ilde eğitim sebebiyle yaşanan göçün sona ereceğini ve ülkenin doğusundaki ve batısındaki gençlerin eğitim aracılığıyla birbirleriyle kaynaşacaklarını vurguladı.

SAĞLIK ALANINDA YATIRIMLAR

Erdoğan, sağlık alanında yoğun bir çalışma içinde olduklarını, herkesin istediği hastaneye gittiğini, istediği eczaneden ilaç alabildiğini kaydederek, Türkiye'nin pek çok yerinde istenilen tarzda hastanelerin de var olmadığını anımsattı.

Başbakan Erdoğan, geçen hafta Hakkari merkezde ve Yüksekova'da 150'şer yataklı iki modern hastane açtıklarına işaret ederek, şöyle konuştu:

“Soruyorum bu anlayış orada yaşayan Kürt vatandaşlarımıza verdiğimiz değerin en güzel ifadesi değil mi? Bizi kimse bu ülkede vatandaşlarımızın arasında ayırım yapmak veyahut şu etnik kökenden, şu etnik kökenden olana uzak diye gösterme yarışına girenler aldanırlar. Biz Türküyle Kürdüyle Lazıyla Çerkeziyle Gürcüsüyle Abhazıyla hangi etnik unsurda olsun olsun yaratılanı yaratandan ötürü sevmek anlayışı ile seviyoruz.”

DTP'Lİ BELEDİYELERE ÇATTI

Erdoğan, kitaplarında asla etnik, bölgesel ve dinsel milliyetçilik bulunmadığını dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti:

“İstanbul neyse, Hakkari, Muş, Bitlis, Ağrı da odur. Değişik hiçbir şey yoktur. Bunun için de açılan makası kapatmaya gayret ediyoruz. Oradaki vatandaşlarımızı kimlik siyaseti yapmak suretiyle istismar edenlere sesleniyorum. İstismarı bırakın da elinizdeki belediyelerle oralarda yaşayan vatandaşlarımı, affedersiniz pislik içinde yaşamaktan kurtarın. Ama inanıyorum ki benim vatandaşım 29 Martta, bu pisliklerden de kararını verecek ve kurtulacaktır. Benim orada yaşaşan Kürt kökenli vatandaşım içinden pislikler akan bir şehirde yaşayamaz. Kimse de onları bu duruma mahkum etme hakkına sahip değil. Oralardaki yapılanmalarda proje, plan yok. Bunların ufku bu. Bunların vatandaşa hizmet diye bir anlayışı yok, sadece kimlik siyaseti yaparak bunun üzerinden oy devşirmeye çalışıyorlar. 29 Mart aynı zamanda bunun da cevabı olacaktır.”


SANDIKTAKİ DEMOKRASİ

Başbakan Erdoğan, 780 bin kilometrekarelik vatan topraklarının tamamına aynı hassasiyeti gösterdiklerini, ülkenin her yerinin aynı güzellikte olduğunu ve aynı haklara sahip olması gerektiğini söyledi.

Bunu yapmak zorunda olduklarını ifade eden Erdoğan, “Eğer yapamıyorsak bunun hesabını zor veririz. Sizler de bunun hesabını sormak zorundasınız. Nerede, sandıkta soracaksınız. Demokrasi bu, bu en doğal hakkınız. Çalışıyorsak eyvallah. Çalışmıyor yan gelip yatıyorsak, hiç beklemenin anlamı yok. Hemen sandıkta göndereceksiniz. AKP bu” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, dinsel milliyetçiliği de asla kabul etmediklerini dile getirerek, Türkiye'nin yüzde 99'unun Müslüman olduğunu, ancak farklı dinlerden, mezheplerden olanların da bulunduğunu, onlara da aynı mesafede olduklarını, orada da bir ayrım içine giremeyeceklerini söyledi.

Erdoğan, “Bu noktada da çalışmaları bu istikamette sürdürürüz. Burası şu köydür, burası bu köydür, asla... Bunlar daha önce yapılmış olabilir, ama bizim iktidarımızda bunlar yoktur, olmayacaktır, olamaz. Hepsi güvence içinde olacak, zaten laiklik bu. Her inanç grubuna eşit mesafede olmak, inançlarını güvence içinde yaşayabilmelerini temin etmek... 3 tane kırmızı çizgimiz var. Etnik, bölgesel, dinsel milliyetçiliği karşıyız. “


DAĞ KÖYLERİNE YAPILAN HİZMET

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dağ köylerine özel donanımlı ambulanslarla hizmet götürdüklerini belirterek, hamile kadınların 10 gün önceden şehre alındığını, doğum gerçekleştikten sonra 10 gün daha misafir edildiklerini ve köylerine götürüldüklerini bildirdi. Erdoğan, “Bunu kim yapıyor? Sağlık Bakanlığı... Niye? Bu, AKP'nin kadına verdiği değerdir, önemdir. Bu değeri ona ayırt etmeksizin vermek durumundayız. Bu çalışma da sürüyor”dedi.

Adalet alanında da önemli adımlar attıklarını, Türkiye genelinde 100'e yakın adalet sarayı inşa ettiklerini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:

“Emniyeti de bunun yanına alıyorum. Mafya ve çetelerle olan mücadelemizi biliyorsunuz, yılmadan, usanmadan mücadelemiz sürdü, sürecektir. Biz yasama olarak yasaları yaparız, yürütme olarak yasaların gereğini de yaparız, ancak ondan sonrası yargıya aittir. Oraya bizim müdahale yetkimiz yoktur. Yargıda verilen karar ne olursa milletçe uyarız.”

TERÖR ÖRGÜTÜ İSTANBUL'DA DA RAHAT DURMUYOR

Erdoğan, İstanbul'da metrobüs yapılırken eleştirenlerin, “şimdi bayağı güzelleştiğini” söylediklerini ifade etti.

Erdoğan, terör örgütünün İstanbul'da da rahat durmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Pırıl pırıl, kendi mahallesine gelen otobüsleri yakacak kadar insanlıktan nasipsiz. Bunlar ortada. Bunların yandaşı olanlar, bunlara 'Ne yapıyorsunuz siz, biz sizi terörist ilan ediyoruz' diyemiyor. Eğer halk terörle arasına mesafe koyarsa, şunu bilelim ki terör zafiyete uğrar. Ama araya mesafeyi koyacağız. Milletimizi, devletimizle barışık hale getireceğiz. Onun için yola çıkarken ne dedik, 'tek millet, bayrak, vatan, devlet'. Böyle çıktık bu yola. Bunu kabullenemeyeceksin de neyi kabulleneceksin?”

FEHMİ KORU'YA YANIT

Erdoğan, ABD Başkanlık seçimlerine ilişkin gazetelerde çıkan yazılara işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti:

“Şimdi bazıları yazıyor gazetelerde. Ya sıkılır insan. Güya biz iktidara gelirken Obama gibi gelmişiz, şimdi Bush olmuşuz. Sevsinler seni, yazıklar olsun. Biz ne Obama'yız, ne Bush'uz. Biz biziz. Bizi kimse kimseye benzetmesin. Herkes kendi atmosferinde değerlendirsinler. Lütfen bizi de kendi atmosferimizde değerlendirsinler. Biz nasıl bir Türkiye'nin iktidarı olduk. Her şey ortada. Ama şunu da buradan söylüyorum. Obama bir siyahi, bir zenci. ABD'de siyah-beyaz ayrımlarının yapıldığı o dönemlerde, bir siyahi, bir zenci olimpiyatlarda zafer kazandığında da sırtına ABD bayrağını alıp zafer turu atardı. Acaba Türkiye'de Obama'ya zafer mektupları, telgrafları yazan terör örgütünün liderleri, bu ülkede Türk bayrağını omuzlarına alıp koşabildiler mi? Koşabildiler mi? Soruyorum. Koşamadılar. Bununla bir şeyi ortaya koymak istiyorum. Obama-Bush benzetmesini yapanlar, lütfen ufka iyi baksınlar, başlarını da iki ellerinin arasına alıp öyle düşünsünler.

Tayyip Erdoğan odur, budur? Tayyip Erdoğan, Tayyip Erdoğan'dır, Lokman Lokman'dır, Kadir Topbaş Kadir Topbaş'tır, bu böyle bilinsin, böyle bilinmelidir. Biz bu yola böyle çıktık, böyle devam ediyoruz. Uluslararası anlamda her şeyi biz onurumuzla, gururumuzla bu devletin değerlerine uygun olarak yürütürüz ve yürüteceğiz. Bizden kimse asla bundan taviz beklemesin.”


DOĞALGAZ ZAMMI


Doğal gaz, ham petrol, güneş enerjisi, termik santraller, hidroelektrik santral çalışmalarının da artarak devam ettiğine işaret eden Erdoğan, nükleer enerji ile ilgili adımların da atıldığını söyledi.

“Bütün mesele ne? Ülkemde sanayi ve teknolojinin gelişmesini düşünerek yarın enerjide bir sıkıntı yaşamamak” diye konuşan Erdoğan, doğal gaz zammına değindi.

Başbakan Erdoğan, anamuhalefet ve muhalefet partilerinin doğal gaz zammını eleştirmeye hakları olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Her zaman söylüyorum. Kusura bakmayın. Bunlarda sorumluluk diye bir şey yok. Biz yola çıktığımızda bir şey söyledik. Bizden kaynaklanmayan zamlar var. Yurt dışından aldığımız petrolde, doğal gazda, elektrikte reel bir zam oluyorsa, bizim bunu durdurma imkanımız yoktur. Bunu devletin kasasından ödeyecek güce sahip değiliz. Bunu yansıtmak durumundayız. 5 yıl bu ülkede elektriğe zam yapmayan AKP iktidarı değil mi? Niye? Çünkü, imkanlar müsaitti, el veriyordu, zam yapmadık. Ama şimdi zam yapmak zorunda kaldık. Rusya'dan aldığımız doğal gaz 9 ay, İran'dan aldığımız 6 ay sonra fiyatlara yansıyor. Bunların yansımalarını yapıyoruz. Bunun yanında dövizdeki fiyat oynamaları da bu işi tetikledi.

Eğer biz buraya zam yapmayıp bunu devletin kasasından ödemeye kalkacak olsak, bu defa bu başka alanlara yansıyacak. Başka alanlara yansıdığı zaman buralardan ödenecek. Biz halkımızı aldatalım mı? Gidip karşılıksız para mı basalım? Bizden öncekilerin o tür huyları vardı veya birin yanına sıfırlar koyarlardı. Yoksa bunları mı yapalım? Biz ne aldatan, ne aldanan olacağız. Gerçek neyse onu yapacağız. Şu anda doğal gaz fiyatları düştü. Şimdi Mart, Nisan dönemlerine yansıyacak. Bizde kesinlikle halkımızı aldatmak olamaz. Ben bir seçim arefesinde, seçime 5 ay kala intihar etmeyi ister miyim? Bizden önceki partiler gibi düşünmüş olsak, biz de kalkar 'Zam yapılır mı 5 ay sonra seçim var' derdik.

Öbür tarafta ülkemin milletim sorunu var, bunu düşünmek zorundayım. Burada başka hesaplar yapılmaz. Buna popülizm denilir. Böyle bir popülizmi ben yapamam. Ama onlar yapar.”


ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, salondaki bir vatandaşın, “Anayasa'yı değiştirmeyecek misiniz?” diye seslenmesi üzerine, şunları kaydetti:

“Davulun sesi uzaktan bana hoş geliyor. Anayasa'yı değiştirmek, işte buyurun, 10. ve 42. maddeyle ilgili Anayasa değişti. Sonra ne olduğunu görmediniz mi? Hesapları iyi yapacağız ve germeden, gerdirmeden yere sağlam basmak suretiyle geleceğe yürüyeceğiz. Sabır. Bir meyve olgunlaştığı zaman onu yiyeceksiniz ki, tadını alacaksınız, hamken meyve yenmez.”

DAR GELİRLİYE MÜJDE

Erdoğan, Türkiye'de şehirleri toplu konutlarla değiştirdiklerini, 81 ilde toplu konut inşaatlarının sürdüğünü, bazı yerlerde ise terör örgütlerinin burada çalışan müteahhitlerin önünü kestiğini ifade ederek, toplu konut inşaatlarının devam edeceğini söyledi.

Başbakan Erdoğan, dar gelirli vatandaşlara vadeyle evler yapıp sattıklarını, aynı zamanda hemen hemen hiç imkanı olmayanlara da 45 metrekarelik hiç peşinatsız 100 YTL taksitle konut yapma çalışmalarına başladıklarını bildirdi.

Tüm bunları gecekondu ve kaçak yapılaşmanın önünü almak için yaptıklarını belirten Erdoğan, 320 bin konut inşaatının sürdüğünü, 220 bin konutun da sahiplerine teslim edildiğini kaydetti.

Erdoğan, dünyada önemli bir itibar zemini yakaladıklarını ifade ederek, Türkiye'nin 192 ülkenin 151'inin oyunu alarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği'ne seçildiğini ve 2009-2010 yıllarında orada temsil edileceğini anımsattı.


AB SÜRECİ

“Avrupa Birliği süreci kararlılıkla devam ediyor” diyen Erdoğan, bir süre önce açıklanan ilerleme raporunda Türkiye'ye ilişkin aleyhte ve lehte yazılanların bulunduğunu, aleyhte olanların üzerinde çalışıp, lehe çevirme gayreti içinde olacaklarını söyledi.

Erdoğan, tüm bunları hoş karşıladıklarını, Türkiye'ye AB Komisyonu'nun farklı, AB liderlerinin ise farklı bakabildiğini dile getirerek, bir süreç yaşandığını ve çalışmalara kararlılıkla devam edeceklerini ifade etti.

Başbakan Erdoğan, Bağcılar'da yeni seçilecek yönetimden yerel seçimler öncesinde kapı kapı dolaşarak çalışmalarını isteyerek, Bağcılar'da 22 Temmuz'da alınan oydan daha fazla oyun 29 Marttaki seçimlerde alınacağına ilişkin belirtileri kongreye katılanların gözlerinde gördüğünü vurguladı.

Kongreye AKP Genel Başkan Yardımcıları Abdulkadir Aksu ile Egemen Bağış, milletvekilleri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AKP İl Başkanı Aziz Babuşçu da katıldı.

Öte yandan, Başbakan Erdoğan kongrenin yapıldığı salondan ayrılırken, dışarıda güvenlik görevlilerinin bir kişiyi gözaltına aldığı görüldü.

Haberin Devamı