Danıştay'dan "Cumhurbaşkanlığı Sarayı" kararı
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, "T.C. Başbakanlık Gazi Yerleşkesi (OGM) Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı" ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı ile proje alanı sınır teklifinin onayına ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararlarının yürütmesini oy çokluğuyla durdurdu
Mimarlar, Şehir Plancıları, Ziraat Mühendisleri, Peyzaj Mimarları ve Çevre Mühendisleri odalarının açtığı davada, Danıştay 14. Dairesi söz konusu kararların yürütmesinin durdurulması taleplerini reddetmişti.
Odalar, dairenin ret kararlarına itiraz etti. Başvuruyu görüşen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu itirazı yerinde bularak Bakanlar Kurulu ve belediye meclisinin söz konusu kararlarının yürütmesini durdurdu.
Kararda, dava konusu alanın Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisi içinde yer aldığı ve bu doğrultuda özel bir kanun olan 5659 sayılı Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanunu'ndaki hükümlere tabi olduğu belirtildi.
AOÇ'nin Mustafa Kemal Atatürk tarafından şahsi mal varlığı olarak özel kişilerden satın alınıp 1925'te kurulduğu ve 13 yıl işletildiği anlatılan kararda, Atatürk'ün, çiftliği şartlı olarak Hazine'ye bağışladığı, bağış senedinde bu şartlara yer verdiği aktarıldı.
5659 Sayılı Kanun uyarınca AOÇ'nin sınırları içindeki gayrimenkullerin devir, mülk olarak verme ya da kamulaştırılmasının özel bir izin alınmasına bağlı olduğu hatırlatıldı.
Kararda, "AOÇ arazilerinin korunması ve kullanılmasının herhangi bir alan gibi değerlendirilmesinin mümkün olmadığı ve niteliği itibarıyla özel bir statüye sahip olduğu hususunda kuşku bulunmamaktadır" denildi.
Danıştay, Ankara Büyükşehir Belediyesine tanınan yetkinin, AOÇ'nin çiftlik niteliğini koruyarak bütününe yönelik üst ölçekli plan ve koruma amaçlı imar planı yapılması ve bu planlara uygun alt ölçekli planların onaylanmasıyla sınırlı olduğunu kararda belirtti.
"BAKANLAR KURULU KARARI KORUMA AMAÇLI İMAR PLANNI DEĞİL"
Kentsel dönüşüm ve gelişim ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının da AOÇ'nin bütününe yönelik bir üst ölçekli plan ya da koruma amaçlı imar planı olmadığı ifade edilen kararda, şunlar kaydedildi:
"Dava konusu işlem, AOÇ'nin niteliği gözetilerek koruma amaçlı yapılan bir planlama işlemi olmayıp, kamu hizmet binası yapılabilmesi amacıyla tesis edilen bir işlemdir. AOÇ, belediyelerce kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulanabilen herhangi bir planlı veya plansız alan gibi değerlendirilemez. Bu itibarla, kanunla 'Atatürk Orman Çiftliği' olarak korunması gereken, özel bir statüye sahip alanın, Başbakanlık hizmet binası yapılması amacıyla bu statüsünün gerektirdiği koruma ilkelerinin dışına çıkarılarak, farklı bir statüye dahil edilmesi sonucunu doğuran dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir."
BAZI ÜYELER KARARA KARŞI OY KULLANDI
4 üyenin imzaladığı karşı oy yazısında, Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararına atıfta bulunuldu. Bu kararda, dava konusu alanın 3. derece doğal sit alanında kalan kısmının Orman Genel Müdürlüğüne ait olduğunun belirtildiği hatırlatıldı.
Yazıda, öncelikle Orman Genel Müdürlüğüne ait alan olmak üzere proje alanında kalan bölgenin AOÇ sınırları içinde olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, çünkü sadece AOÇ mülkiyetindeki arazilerin 5659 sayılı Kanun'a tabi olduğu vurgulandı.