Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: Saldırıları kim olursa olsun hangi parti olursa olsun kınıyoruz.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtladı. Kalın, "Bizim mitingimiz olduğu gün Erzurum mitinginde olan olayları biz kınadık ama bir takım usul hataları orada oldu. Saldırıların hiçbirisi tasvip edilir hadiseler değil tabi biz bunu kim olursa olsun hangi parti olursa olsun kınıyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtladı.
İşte Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları:
Muazzam 2018 mitingi vardı ama buradaki miting de muhteşemdi. İnsanlar hakikaten akın akın istedikleri için geldi. Bu Yenikapı'da olsaydı orası da dolduruldu. Dönüşte de adeta karnaval havasında devam etti. Biz bunu Ankara mitinginde de gördük. Muhalefetin mitinglerini de gözlemledik. Kendi dinamikleri içerinde iyiydi. İnsanlar özgürce gidiyor destekledikleri partilerin mitinglerine katılıyorlar. Bazı muhtelif hareketler oluyor tabi. Bizim mitingimiz olduğu gün Erzurum mitinginde olan olayları biz kınadık ama bir takım usul hataları orada oldu. Saldırıların hiçbirisi tasvip edilir hadiseler değil tabi biz bunu kim olursa olsun hangi parti olursa olsun kınıyoruz.
"LİDERLERE SORUMLULUK DÜŞÜYOR"
Burada liderlere de büyük bir sorumluluk düşüyor. Muhalefeti destekleyen bir kesimin Erzurum'daki olayları günlerce gündemde tutup diğer saldırılara karşı daha yüksek sesli tepkiler bekleriz. Kalan son 3 günde de bu tür hadiseler umarım yaşanmaz. Ülkenin her bir yanında Seçim faaliyetleri yapılıyor bu tabloya baktığımızda bu tür hadiseler az gözüküyor. 100 binlerce insan çeşitli parti faaliyetlerine mitinglere katılıyor. Buralarda bir şey olmuyorsa bu ülkenin kahir ekseriyeti yüksektir.
KASET İDDİALARI
Bunlar seçmenin hür iradesini kirleten söylemlerdir. Sayın Muharrem İnce'yi adaylıktan vazgeçirerek Millet İttifakı'nın işini kolaylaştırmaya çalışmaktır. Muharrem İnce'nin mesajını gördüm son derece haklı bir haykırış var burada. Kamuoyu üzerinden Sayın İnce'ye yapılan baskının üstüne bir de bu söylemler ortaya atıldı. Bunların siyaset içinde asla yerinin olmaması gerekir. Ben aklı başında olan bilinçli seçmenin bunlara itibar etmeyeceğini düşünüyorum ama FETÖ'cülerin bu tür itibar suikastları oluyor. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili de kendisinin verdiği ifadelerde 'Benimle ilgili bir kaset ortaya çıkabilir' dedi. Bizde bu tür bir bilgi belge yok. Kemal Bey bir de şöyle dedi. İnanmayın bak 17 25 Aralık'ta yaptıkları gibi dedi. Siz o zaman neden o dönemde mecliste bu kayıtları dinlettiniz. Ben ilk önce bu tür bir durumda gerçekliğini sorgularım. Bunların hepsi FETÖ'nün Türk siyasetine enjekte ettiği zehirlerdir. Sadece söylentiden ibaret bir konu bu. Bunun için bir şey söyleyemem. Ne olduğuna uzmanlar bakar.
"TÜRKİYE'YE KENDİLERİNCE ROL BİÇİYORLAR"
Yabancı basının yaptığı kampanyaların da ben seçmen üzerinde etkili olacağını düşünmüyorum. Ekonomist dergisinin bayraktarlığını yaptığı tutuma karşı bizim tavrımız umursamadan gitmek lazım. Ben Economist'in dilinin arkasına yattığı zihniyeti bildiğimi düşünüyorum. Türkiye'ye kendilerince bir rol biçiyorlar. 'Yeni hükümet Batı ile arasını düzeltecek' diyor. Ne bunun alt metni Suriye'den çekileceksin, Rusya'ya yaptırımları uygulayacaksın, Ortadoğu'da şu politikayı uygulayacaksınız, Azerbaycan'ın yanında durmayacaksın gibi bir listeyi uygulatmak istiyorlar. Bizim talep listemize uyan kim varsa bunları meşru görerek desteleyeceğiz diyor. 'Bizim talep listemize uyan kim varsa bunları meşru görerek desteleyeceğiz' diyor. Economist dergisi kampanya yapar gibi slogan atıyor.
Türkiye'ye dönük giderek artan eleştiri dozunun arkasında yatan neden de bu. Biz ne diyoruz; 'İsveç ve Finlandiya şartlarımızı yerine getirecek' dedik, Suriye'de bir terör devleti kurulmayacağını söyledik. Türkiye bu net tavrı ortaya koymasaydı ne İsveç'teki terör yasası geçecekti ne de tüm bunlar olacaktı. Ne zaman stratejik hedefler çıkarlar çarpışınca Erdoğan'a diktatör der. Ben biraz içerden bildiğim için söylüyorum. Cumhurbaşkanımız ben sizden iyilik istemiyorum, göz hizasında eşit aktör olarak ilişki istiyorum diyor. Türkiye'nin şu an ki politikası kendi ekseni etrafından kendi hak ve menfaatlerini dünyanın neresinde olursa olsun savunmasıdır.
"TERÖR ÖRGÜTÜNÜ BAŞKA ÖRGÜT İLE YENEMEZSİNİZ"
Suriye'de bize yıllardır bir baskı geliyor neden PYD/YPG ile PKK'yı ayrı tutmuyorsunuz diyorlardı. ABD gitti DEAŞ'a karşı mücadele için PYD/YPG'yi destekliyorum dediler. Kobani olaylarını hatırlayın. Biz ne dedik. Buraya PYD'yi sokmayın biz Irak bölgesel yönetimi ile bu bölgeyi temizleyelim. Cumhurbaşkanımız ne dedi. Bir terör örgütünü başka bir terör örgütü ile yenemezsin.
"BAŞKA BİR HAVA YARATILMAYA ÇALIŞILIYOR"
DEAŞ'tan tutuklu tutulanların yarıya yakını AB vatandaşı ve bu ülkeler kendi vatandaşlarını almak istemiyorlar. Sizin vatandaşınız bu, alın yargılayın. Avrupalılar bunun üzerine yattı. PKK bunu gayet etkili bir şekilde kullanıyor etkisinin sürmesi için DEAŞ etkisinin kalkmasını istemiyor. İktidarıyla muhalefetiyle bizim bu tür yayınlara karşı tavrımızın size ne oluyor olması lazım. Bizim lehimize karşı olduğunda da aynısı lazım. Seçime gidiliyor ve başka bir hava yaratılmaya çalışılıyor. Siz karar vermeyeceksiniz son tahlilde.
Belli bir mutabakat var demek ki aralarında. Temel problem burada PKK'nın terör örgütü olduğu konusunda hem fikirler mi? Kandil bu açıklamaları yapıyor, yeni de değil. Daha da ileri gidiyorlar ve Öcalan'ın serbest bırakılması için ittifakımızı destekliyoruz diyorlar. Türkiye Suriye'de PKK hedeflerini vurduğunda en çok ses ABD'den içerde HDP'den geliyor. Böyle bir ortamda şunu sormak hakkım, bir iktidar geldiğimizde Suriye hedeflerini vurmayacağız, bunu sormak en doğal hakkımız.
"DURUŞUMUZU ORTAYA KOYARIZ"
Batılıların taleplerini yerine getiren bir perspektif görüyorum ben. Rusya ile iki tarafı da gözeten tavrımızı ortaya koymasak tahıl koridoru yapılabilir miydi, esir takası olabilir miydi. Biz bunu Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü koruyarak yaptık. Eğer biz o kafileye katılsaydık bugün Türkiyenerede olurdu. Şimdi siz gidip The Guardian'a ben Rusya'ya yaptırım uygulayacağım demenin mantığı olabilir mi? Orada savaşın sona ermesi için çabalayan birkaç ülkeden biriyiz. Biz Zaporijya'daki güvenliği sağlayan ülkelerden birisi bir defa biz bu savaşta dengeli olan tarafta değil de körükleyen tarafta olsaydık bizim dengeli bir politikamız olabilir miydi? Bizim ne Avrupa merkezci ne Rus merkezci dünya tasavvurumuz var. Biz de Avrasya denince Ata yurdu denen yerler gelir aklımıza. Bakın son 10 yılda Türk devletleri ile aramızda ilişkiler geliştirildi. Bizim kavga edelim çatışalım gibi bir gayemiz de yok ama duruşumuzu da ortaya koyarız.
Vaatler konusunda çok dikkatli olmamız lazım. Biz bunu Kıbrıs konusunda da gördük. Biz Kıbrıs'taki mevcut statüyü kabul etseydik bu eleştirilerin hiç birisini almazdık.
"BUNLAR ÜLKEMİZİN GURUR VESİLESİ OLAN ÜRÜNLER"
Bir ülkenin devlet olduğunu göstermenin en nihai, sonucu savunma sanayinde gösterdiği gelişmedir. Biz NATO Genel Sekreteri'nin söylediği şekilde öyleyeyim Türkiye aynı anda 3 4 terör örgütüyle birden mücadele eden ittifak ülkelerinden biri. Biz Karabağ Savaşı'nda bunu gördük. SİHA'lar yeni bir savaş taktiği geliştirdi. Bunlarla guru duymamak mümkün mü. Türkiye o kadar büyük bir caydırıcılık gücüne ulaştı ki. Şimdi ona müdahale edeceği, Buna dokunacağı diyorlar. Bu konuyu politize eden muhalefet. Ülkemizde TEKNOFEST'i ortaya çıkarmışlar en gurur duyuyorum. Ben gittim sadece buradakine gittiğimde de değil Azerbaycan'daki TEKNOFS'te de gençlerin ilgisi yoğundu. Bunlar ülkemizin gurur vesilesi olan ürünler. Bunları atında çok büyük bir ekosistem var. Bunun en önemli ürünlerinden bir de Togg. Bu gündeme geldiğinde bazı çevreler bizimle alay ettiler. Bu tür kritik konularda yapamazdınız, 'yaptırmayız' dediler. Şimdi Türkiye buralarda kabuğunu kırıp muazzam gelişmelere neden oluyor. 1 Mayıs itibarıyla vatandaşlarımıza teslimat başladı. 180 bin küsür başvuru oldu. Mustafa Varank Bey başvurdu ama kendisine çıkmadı. Vatandaşlara teslim edilmeye başladı. Gurur duyulacak bir araç. Bizim yıllarca kendimize olan inancımızı sarstılar. Etiyle kemiğiyle bizim arabamız.
Bir gün tarih Tayyip Erdoğan'ın tarihini yazdığında burada en önemli başlık Türk insanın kendisine güvenmesini sağlayan lider diyecek. Kendi imkanlarımızla genç mühendislerimizin yaptığı işle gurur duymak kendi öz saygımızın gereği olmalı. İnsanımız kendine ait bir şeyin sahiplenmenin hazzını yaşıyor. 'Benim diyor, bana ait.' Kendi Özgüvenini kendi öz sasını inşa eden bir şey olarak görüyor. Bir arabadan, bir gemiden daha fazlasını görüyor.
"HAYAT PAHALILIĞINI ÇÖZMEK TEMEL MESELEMİZ"
Z kuşağı o kadar dinamik bir nesil ki. Çok daha renkli karma bir yapıları var. Ben bazılarında görüyorum, içlerinde çok farklı renkler var. Bizim çok genç bir nüfusumuz var. Bizim gençlerimiz farklı dünyaları takip eden gençler. Ben o neslin kendilerine verilen krediden daha zeki olduklarını düşünüyorum. Süreklilik içinde değişim istikrar içinde büyüme bence 20 yılık iktidarın en büyük kazanımlarından bir tanesi bu oldu. AK Parti seçmeni de bunun devamlılığını istiyor.21 yıllık bir iktidarın yaptıklarını anlatmak zor oluyor. Gelecek perspektifimiz bu 20 yılda yapılanların üstüne koyuluyor. O kadar farklı kadar çok şey yapıldı ki onlarca program ilan edildi, duyuruldu. Cumhurbaşkanımızla ilgili gençlerle olan diyaloglarıyla o kadar güzel anekdotlar oluyor ki. Son tahlilde onlar seçimlerini verecektir. Son 8-10 ay içeresinde ekonomik daralma yaşadık bunun çözülmesi içinde birçok adım atıldı. Bu kısmi bir rahatlama sağladı. Yapılacak çok şey var. Yeterli değil vatandaşımızın hayat pahalılığını çözmek en temel meselemiz. Vatandaş, benim gördüğüm, bir sorun var ama bunu çözecek yine Tayyip Erdoğan'dır diyor. Burada hem son önemde atılan adımlarla bir güven var.