Cumhurbaşkanı ne dedi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ne açıkladı? Cumhurbaşkanı grup konuşması!
Cumhurbaşkanı Erdoğan ne açıklandı, cumhurbaşkanı grup konuşması bitti mi? AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Meclis’te yaptığı grup konuşmasında hak ve özgürlüklerle ilgili açıklama yapacağını söyleyerek, herkesi ekran başına davet etmiş. Cumhurbaşkanı Erdoğan beklenen konuşmaya başladı. Peki, Cumhurbaşkanı ne dedi?
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik sosyal medyadan yaptığı paylaşımda "Hak ve özgürlükler mücadelesinin öncü siyasi hareketi biziz. Mücadele ettik, bedel ödedik, geri adım atmadık. Çarşamba günü Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımızın yapacağı grup konuşması bu tarihi mücadelenin yeni bir aşaması olacaktır. Çarşamba günü herkesi ekran başına bekliyoruz. Cumhurbaşkanımızın açıklamaları, hak ve özgürlükler mücadelemizin tarihine atılmış çok güçlü bir imza olacaktır.” İfadelerini kullanınca herkes merakla AKP grup toplantısını beklemeye başladı. Peki, Cumhurbaşkanı ne dedi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ne açıkladı? Cumhurbaşkanı grup konuşması bitti mi?
Cumhurbaşkanı ne dedi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ne açıkladı?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısında alevilere yönelik bir projenin duyurusunun yapılacağı müjdeledi.
Erdoğan yaptığı konuşmada "Kürt meselesi diye ülkemize giydirilmeye çalışılan deli gömleğinden onlara rağmen kurtulduk. Bizim Kürt meselemiz yok, kabinemde iki Kürt arkadaşım var. Sende bu dert çok. Terör örgütlerinin temsilcileriyle Ankara'dan İstanbul'a dirsek dirseğe yürüdü. Önümüzdeki cuma günü Alevi kardeşlerimizi ülkemizden koparma projelerini de onlara rağmen akamete uğratıyoruz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuşuyor. Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
"Milletvekillerimizin yaz döneminde seçim bölgelerinde ve görevlendirildikleri yerlerde gerçekleştirdikleri yoğun çalışmaları takip ettik. Ülkemizin her bir köşesinde eli sıkılmadık insan, girilmedik gönül bırakmayacak anlayışla yürütülen çalışmalar için teşekkür ediyorum. Biz sahayı ne kadar sıkı tutarsak, milletimizin yalanları ve çarpıtmalarıyla yanlış yönlendirmek isteyenlerin gayretleri o derece akamete uğrayacaktır.
Genel Merkezimizle, milletvekillerimizle, bakanlarımızla bir yandan Ankara'da çalışmaları yürütecek, diğer yandan ilçe ilçe tüm şehirlerimizde milletimizle kucaklaşacağız. Milletimizi seçimden seçime hatırlayanlarla aramızdaki farkı göstermektir. Geleceğini inşa edecek birikime, enerjiye ve azme sahip olduğumuzu her kesimden insanımıza göstermeye kararlıyız. Biz kendi halimize, işimize bakacağız. Biz kendi sorumluluklarımızın gereğini yerine getirmeye bakacağız. Birileri dün öyle, bugün böyle diyerek ikiyüzlü tavırlar sergileyebilir. Ne söylüyorsak yerine getirme, ağzımızdan çıkan her şeyi ölçerek ifade etme mecburiyetindeyiz.
Muhalefetin seçim öncesi söyledikleriyle yaptıkları arasındaki uçurumu belediyelerde gördük. Vaat ettikleri hiçbir sözün arkasında duramadılar. Buna rağmen hala kendilerine ait olmayan işleri sahiplenerek ortada gezebiliyorlar. Yalan bunlarda daniskası... Aynı sinsi taktiği önümüzdeki seçimlerde kullanmanın hazırlığını yaptıklarından şüpheniz olmasın.
Gençlerimizin de dünyayı tanıyan birikimleri ve sahip oldukları teknoloji ile bu bayat oyunu çözebileceklerinden şüphe duymuyorum.
Meclis çalışmaları
Bugün ekranları başında bizi heyecanla milletimiz dinliyor. Heyecanla bizi dinleyen milletimizle bazı gerçekleri paylaşacağım. 8 aylık bir vakit var. Seçim takviminin başlamasıyla Meclis'in ara vereceğini düşündüğümüzde 5-6 aylık süre kalıyor. MHP ile birlikte komisyonlarda ve Genel Kurul'da sıkı bir mesai ile gündemimizdeki tüm düzenlemeleri yasalaştıracağınıza inanıyorum.
Biz de bu salondaki son grup toplantımızı yaptığımız 15 Haziran'dan bugüne kadar pek çok programla ülkemize ve milletimize hizmet etmeyi sürdürdük.
Günümüzün her anını, haftanın, ayın, yılın her gününü büyük bir aşkla, şevkle çalışarak geçiriyoruz. Ülkemizi geçtiğimiz 20 yılda asırlık eser ve hizmetlere kavuşturduğumuz gibi önümüzdeki dönemde de Türkiye yüzyılını inşa edeceğiz. Artık bizim bu seçimleri mottosu "Türkiye Yüzyılı" bununla çalışacağız.
Birilerine bakıyorsunuz toplanıp toplanıp dağılıyorlar. Kendi meselelerini bile çözemiyorlar. Biz ise tüm vaktimizi ve enerjimizi evlatlarımıza daha büyük, güçlü, müreffeh bir Türkiye bırakmak için ayırıyoruz.
"Senin gidecek yerin var mı?"
Malum zat bir zamanlar SSK'nın genel müdürlüğünü yaptı. Ne yaptı bu adam diye sorduk mu? Onun döneminde hastane odaları pislikten geçilmiyordu. Hastalarımız kan revan içinde kalıyorlar. Rehine alma dönemi vardı. Hastalar ölüyor ve rehine alınıyorlardı. Ey Bay Kemal senin gidecek yerin var mı?
Bütün umudunu enflasyona bağlayanların heveslerini kursaklarında bırakacak adımların hazırlıklarını sürdürüyoruz. Türkiye, bir süredir çok ciddi sınamalardan geçmektedir. Bu sınamaların milletimizin hayatına yansıyan olumsuzlukları vardır. Bu çözümü sağlayacak tek yürütme temsilcisi biz, tek parti AK Parti, tek ittifak Cumhur İttifakı'dır.
Milletimize bu gerçeği gösterdiğimizde sandık yolu kendiliğinden açılacaktır. Türkiye Ekonomi Programımız gündeme geldiğinde kurduğumuz denklemi ve iktisadi yaklaşımımıza birileri bıyık altından gülmüşlerdi. Ülkemize yönelik ekonomik saldırılar için kullanılan araçları birer birer devre dışı bıraktık. Bu anlayışla salgın oldu üretime ara vermedik, savaş çıktı ihracatta gaza basmaktan vazgeçmedik. Biz büyümeyi sürdürdük.
İnsanımızın işini, aşını birinci sıraya koyduğumuz yaklaşımla ekonomi programımızı uygulamaya devam ediyoruz. İstihdamda 31 milyona dayandık. Sosyal konut projesi gibi adımların vatandaşlarımızı ev sahibi yapma yanı sıra ekonomik hareketlilik ve istihdama katkısı olacaktır. Bu ayın sonunda ülkemizin ilk yerli otomobili TOGG'un banttan çıkış törenine katılıyoruz. Uluslararası yatırımcıların yoğun ilgisiyle karşı karşıyayız. Ülkemizde güzel bir havanın esmesini sağlayacağız.
Başörtüsü tartışması
Biz içeride eser ve hizmet siyasetiyle, dışarıda itibarımızı yükseltecek diplomatik mekiklerle uğraşırken birilerinin riyakarlık kokan oyunlar peşinde koştuğunu görüyoruz. Önceki akşam geç saatlerde CHP Genel Başkanı yaptığı açıklama ile bizim ömrümüzü verdiğimiz mücadele neticesinde çözdüğümüz başörtüsü meselesiyle ilgili güya günah çıkarıyor. Gerçi dün açıkladıkları kanun teklifiyle, önceki akşam atıp tuttukları arasında dağlar kadar fark var.
Bu zatın bu teklifini anlamakta zorlandık. Biz bu konuyu ülke gündeminden çıkardık. Ülkemizde şu anda böyle bir mesele var mı? Ülkemizde kamuda veya özel sektörde böyle bir mesele var mı? Türkiye bir dönem Meclis'e başörtüsüyle girdiği için kürsüden senin fikir baban haddi bildirmeye davet edilen milletvekilleri görmüştü. Siz de bunları alkışlamıştınız. Meclis'ten atmak için alkışlamıştınız. Bugün milletvekillerimizle ve diğer konularla ilgili böyle bir sıkıntı var mı?
AK Parti, Cumhur İttifakı, Meclis ve hükümet olarak bu adımın kazanını Türkiye olmuştur. Doğru ol be. Yanına birkaç başörtülü bayanı alarak bu işi çözdüğünü mü zannediyorsun? Adam gibi dürüst ol. İstismar siyaseti yaparak milletin karşısına çıkma. Bu zatın artık yaşanmayan bir sorunla ilgili gece yarısı çıkıp, kanuni düzenleme teklif etmesinin gerisindeki riyakarlığı görüyoruz da başka ne hesap var, değerlendirmemiz lazım.
Bugün Türkiye'nin gündeminde başörtüsü diye bir mesele artık kalmamıştır. Geçmişte bu ülkede başörtüsü diye bir mesele yaşandıysa bunun müsebbibi CHP zihniyeti, CHP faşizmidir. Genelde kılık kıyafet ve başörtüsü meselesi ne yasa ne anayasa konusu olmaması gereken tabii bir haktır. Bu ülkede başörtüsünü örten niye örtüyor, Rabbimin emri olduğu için örtüyor. Bu seni niye rahatsız ediyor?
Ülkemizde milletimizin inancında, değerlerine, tarihine düşman olan CHP faşizmi geçmişte darbecilerle el ele vererek önümüze böyle bir sorun çıkarmıştır. Zorlama yorumlarla ülkemiz bu tartışmaların içine sokulmuştur. Üniversitelerde kanuni temeli olmadan bir günde uygulama değiştiren mekanizmayı perde gerisinden işleten hep CHP zihniyetidir. Aynı zihniyet Menderes'i darağacına göndermekte tereddüt etmemişti. Biz eskiden beri mücadelemizi CHP zihniyetine karşı verdiğimizi söylüyoruz. Bu kafa kendi çıkarları için bir kısım insanların laiklik hassasiyetini istismar etmişti. Bugün de başörtüsünü istismar etmektedir.
2008'deki anayasa değişikliği
Biz 2008 yılında CHP'nin zulümlerini önünü kesmek için bir Anayasa değişikliği yapmıştık. Böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olmamasına rağmen, sırt CHP faşizmini dizginlemek için yaptığımızın altını çiziyorum.
Bu birilerini öyle rahatsız etmişti ki birileri bunu '411 el kaosa kalktı' diye ifade etmişlerdi. Bu değişikliğin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne götüren kişi bizzat Kılıçdaroğlu'nun ta kendisiydi. E Kılıçdaroğlu dürüst ol. Artık bu yalanların yetti.
Aynı dönemde partimize açılan kapatma davasının gerekçelerinden birisi de başörtüsü konusundaki özgürlükçü yaklaşımımızdır. O dönem aynı partinin başındaki zat, 'Ankara'da hakimler var, savcılar var' diye memnuniyetini ifade etmiştir. Kılıçdaroğlu, benim kızlarım bu işlerin mağduriyetini çekti. Ben kızlarımızın bir tanesini İstanbul'da okutamadım. Türkiye'nin başka ilinde kızım imam hatip okulunu tamamladı. Çilesini biz çektik. İmam hatip okulu kapısında anneler günlerce nöbet tuttular.
Şimdi de kanunlarla düzenleyelim diyorsun. Bu zatın başörtüsü meselesinde de taban taban zıt o kadar mesele var ki, biz gerisindeki zihniyete bakmayı tercih ediyoruz. Kaset kumpasıyla bir yere gelenler bu milletin hayrına proje üretemezler. Bu meseleyi de geriden takip ediyorlar. Hükümetlerimiz dönemlerinde inanç, köken, meşrep alanlarındaki tüm özgürleri CHP'ye rağmen hayata geçirdik. Başörütüsü başta olmak üzere inanç ve ibadet alanında özgürlükleri onlara rağmen açtık.
Kürt meselesi diye ülkemize giydirilmeye çalışılan deli gömleğinden onlara rağmen kurtulduk. Bizim Kürt meselemiz yok, kabinemde iki Kürt arkadaşım var. Sende bu dert çok. Terör örgütlerinin temsilcileriyle Ankara'dan İstanbul'a dirsek dirseğe yürüdü. Önümüzdeki cuma günü Alevi kardeşlerimizi ülkemizden koparma projelerini de onlara rağmen akamete uğratıyoruz.
Milletimizin girdiğimiz her seçimde bizi sandıktan birinci çıkarmasının gerisinde, CHP faşimizinin insanımızın ruhunda açtığı izleri silmenin payı vardır.
Aslına bakılırsa CHP faşizminin ne laiklik, ne başörtüsü, ne diğer meseleler umrunlarındadır. Bunların faşizminlerini her devirde farklı renklere obyayarak yapmak istedikleri tek şey milletimizi bağımlı bırarak kendi iktidarlarını sürdürmektir.
CHP'nin başörtüsü teklifi
Kılıçdaroğlu'nun teklifini bir taktik adım olarak görüyorum. 2010'da verdiği bir röportajda bizi yasa değişikliğiyle çözüm bulmakla itham ediyor. Bir gece vakti aklına muhatabının 'çul' diyerek hakaretler savurduğu, kendisinin de '1 metrekarelik bez parçası' dediği başörtüsü gelmiş. Kanun teklifi diye sundukları metin, hem tüm boyutlarıyla kucaklamaktan hem arzu edilen şekilden uzaktır.
Öyleyse, biz daha öte teklifle mukabele edelim. Eğer dürüstsen, samimiysen temel bir insan hakkı olan başörtüsü meselesini ülke gündeminden çıkarmak için samimiyse, gençlerimizin hassasiyetleri olan bu meselenin ahdi temelini güçlendirmenin peşindeyse bunu yasa değil, anayasa düzeyinde sağlayalım.