Cumhurbaşkanı KEİ Zirvesi'nde konuştu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Karadeniz Ekonomik İşbirliği zirvesinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ticaretin ve yatırımların sağlıklı zeminde yürüyebilmesinin temel şartının huzur ve istikrar olduğunu belirterek, "İçinde bulunduğumuz hassas Karadeniz coğrafyasının barış, istikrar ve refah içinde kalkınması hepimizin ortak amacı olmalıdır. Türkiye olarak ülkemize ilgi duyan tüm uluslararası yatırımcılara her türlü desteği veriyoruz. Bu konuda hiçbir ayrımcılık yapmıyoruz." dedi.
Erdoğan, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen "Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatının (KEİ) 25. Kuruluş Yıldönümü Zirvesi"nin açılışında yaptığı konuşmada, Karadeniz şehri olan Rize kökenli bir ailenin evladı olarak dünyaya gelen, hayatının önemli bir bölümü yine Karadeniz şehri İstanbul'da geçmiş bir kişi olarak Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatının kendisi için ayrı bir öneme sahip olduğunu söyledi.
Bu çatı altındaki ortaklığın güçlenip, pekişmesinin üye devletlerin gayretine tabi olduğunu anlatan Erdoğan, toplantılarına aktif olarak iştirak etmenin, halkların refah ve huzuru odaklı projeler için çalışmanın hepsinin ortak sorumluluğu olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bununla birlikte halklar arasındaki insani ilişkileri geliştirmeden, diğer çabaların tek başına yeterli olmayacağının açık olduğunu vurgulayarak, "Üye devletler olarak her birimiz farklı dil ve kültürlere, siyasi anlayışlara, ekonomik seviyelere sahip olabiliriz. Ancak hepimizin derdi, sevinci, kıvancı ve tasası; Karadeniz coğrafyasının ortak paydasında birleşiyor. Denizci bir babanın oğlu olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Karadeniz'e açılan tüm şehir ve limanlar aynı çarşıya açılan birer dükkan gibidir. Odesa, Novorossiysk, Varna, Köstence ve Batum'daki liman, tersane işçilerinin kaderleri Samsun, Trabzon ve Zonguldak limanlarındaki meslektaşlarından farklı değildir." diye konuştu.
Bölgede mevsim şartları iyi geçmişse, hem Rize'deki hem karşı tarafta bulunan Soçi'deki çay üreticisinin sevindiğini aktaran Erdoğan, "Av mevsimi kesat gitmişse Karadeniz'in her köşesindeki balıkçılar aynı sıkıntıyı paylaşır. Sel felaketinden depreme, çevre kirliliğinden orman yangınına kadar her konuda bu ortak hissiyat geçerlidir. Esasen Karadeniz; Tuna ile Avrupa'nın, Kızılırmak ve Yeşilırmak'la Anadolu'nun, Don ve Dinyeper nehirleriyle Rusya ve Ukrayna bozkırlarının bereketini harmanlayan bir anadır. Bize hep aldığından çok daha fazlasını veren Karadeniz için hep birlikte daha fazlasını yapmaya mecburuz." ifadelerini kullandı.
"Örgütü sorunların çözümünde etkin hale getirmeliyiz"
Erdoğan, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütünün sadece bir ortaklık değil, aynı zamanda bir komşuluk dayanışması, kader paylaşması olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
"Anadolu'da, 'komşu komşunun külüne muhtaçtır' deriz. Bugün bize, 'Bu örgütün en önemli başarısı nedir?' diye sorsalar, 'Dünyanın en zor coğrafyalarından birinde bölge ülkelerini aynı masa çevresinde ve ortak paydalar etrafında bir araya getirebilme beceresidir' derim. Bölge ülkeler arasında elbette birtakım siyasi, hatta askeri sorunlar olabilir. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütünü bu sorunlardan ne kadar uzakta tutabilirsek, o denli verimli çalışmasını sağlayabiliriz. Daha da ileri gidip, örgütü bu sorunların çözümünde etkin bir araç haline getirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bunun için kısır siyasi tartışmalara girmeden, farklılıklarımız değil, müştereklerimiz üzerinde yoğunlaşarak çalışmalarımızı yürütmeliyiz. Örgütün bir nevi mutfağı olan çalışma gruplarının güçlendirilmesi bu bakımdan çok önemlidir."
Türkiye olarak beş çalışma grubunun birden koordinatörlüğünü yürüttüklerini dile getiren Erdoğan, "Tabii gönlümüzden geçen, her üye devletin en az bir grubun koordinatörlüğünü üstlenmesidir." dedi.
Erdoğan, çalışma gruplarına katılım düzeylerini artırabilmeleri halinde örgütü daha dinamik duruma getirebileceklerini ifade ederek, "Sokaklarımızdaki insanların günlük hayatına hitap eden projelere ne kadar fazla eğilirsek o kadar doğru yoldayız demektir. Karadeniz Çevre Otoyolu Projesi, bu bakımdan çok güzel bir örnek olarak karşımızda duruyor. Biz projenin ülkemize ait kısmını 10 yıl önce tamamlamıştık. Aynı şekilde İstanbul Boğazı'nın altında ve üstünde dünya çapında öneme sahip dev ulaştırma projelerini hayata geçirdik. Diğer ülkeler de benzer projeleri tamamlarsa Karadeniz'i çepeçevre saran, insanlarımızı birbiriyle kucaklaştıran bir ulaşım ağını kurmuş oluruz." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticaretin ve yatırımların sağlıklı zeminde yürüyebilmesinin temel şartının huzur ve istikrar olduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İçinde bulunduğumuz hassas Karadeniz coğrafyasının barış, istikrar ve refah içinde kalkınması hepimizin ortak amacı olmalıdır. Türkiye olarak ülkemize ilgi duyan tüm uluslararası yatırımcılara her türlü desteği veriyoruz. Bu konuda hiçbir ayrımcılık yapmıyoruz. Arnavut Ramiz'i, Sırp Todor'a, Azeri Eldar'a hangi kolaylıkları gösterdiysek, Rus Dimitri'ye, Moldovalı Adrian'a, Ukraynalı Viktor'a da aynı şekilde imkanlar sunduk. Türk yatırımcılarının da örgüt üyesi ülkelerin çoğunda benzer şekilde hüsnükabul görmesinden memnuniyet duyuyoruz. Özellikle Türk müteahhitlerinin Karadeniz coğrafyasının çeşitli şehirlerinde inşa ettikleri tesisleri, geleceğe yapılmış birer yatırım olarak görüyoruz. Bu güzel örneklere rağmen örgüt üyesi ülkelerin kendi aralarındaki ticaret ve yatırımların potansiyelimizin çok altında olduğu bir gerçektir. Adriyatik'ten Pasifik'e, Sibirya'dan Toroslar'a kadar uzanan bu engin coğrafyanın imkanlarını çok daha iyi değerlendirmenin yollarını aramalıyız."
"İş birliğimizin diğer uluslararası örgütlere de örnek olmasını temenni ediyorum"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece turizm alanındaki potansiyelini hakkıyla kullanabilmenin dahi Karadeniz'in geleceğinde yepyeni bir dönemin başlamasını sağlayacağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Son yıllarda ülkelerimiz arasındaki vize engelinin kaldırılması konusunda büyük mesafeler katettik. Hatta Türkiye olarak, Gürcistan ve Ukrayna ile olduğu gibi, pasaportsuz seyahatin yolunu da açtık. Biz bu kolaylığı tüm üye ülkelere yaymak ve insanlarımızı birbirleriyle olabildiğince yakınlaştırmak istiyoruz. Diğer yandan bu çatı altındaki iş birliğimizin diğer uluslararası örgütlere de örnek olmasını temenni ediyoruz. Bu anlayışla dönem başkanlığı önceliklerimizi belirlerken sadece bölgemizin değil, dünyamızın ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurduk. Birleşmiş Milletlerin önümüzdeki 15 yıllık gündemi olan sürdürülebilir kalkınma konusunda, bu örgütle iyi bir sinerji yakalamayı hedefliyoruz. Önceki hafta Çin'de yapılan Kuşak ve Yol Zirvesi'nde de Karadeniz'in lokomotifi olduğu geniş bir coğrafyada ticari ve insani ilişkilerimizi geliştirmenin yollarını konuştuk, tartıştık. Yılbaşından beri dönem başkanlığını yürüttüğümüz Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü içinde tüm üye devletlere karşı adil, tarafsız ve dengeli olmaya çalışıyoruz. Bugün kabul edeceğimiz zirve bildirgesinin taslağını hazırlarken de tüm üye devletlerin hassasiyetlerini dikkate almaya özen gösterdik. Bu konuda üye devletlerin tamamından da aynı samimiyeti ve desteği görmekten memnuniyet duyduğumuzu özellikle belirtmek istiyorum. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü 25. Yıldönümü Zirve toplantısına tekrar hoşgeldiniz. Toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyoruz."
Erdoğan, açılış konuşmasının ardından üye ülke heyet başkanlarına söz verdi.