Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Çalıştayı'na katıldı
Dünya Sağlık Örgütü'nün 15'incisini düzenlediği Bitkisel İlaçlar İçin Düzenleyici İşbirliği Toplantısı ile Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Kılavuz ve Strateji Geliştirme Çalıştayı'na katılan Emine Erdoğan, "Artan kronik hastalıklar ve aşırı ilaç kullanımı tüm dünyada sağlık politikalarını yeniden gözden geçirmenin zorunlu olduğu kanısını güçlendirmiştir. Bu noktada Dünya Sağlık Örgütü, geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerinin ülkelerin sağlık sistemlerine dahil edilmesini teşvik etmektedir. Tarihi öğretilerin gün yüzüne çıkarılarak, modern uygulamalara entegrasyonunda üzerimize düşeni yerine getirmek için 2012 yılında Sağlık Bakanlığımız bünyesinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Daire Başkanlığı kuruldu" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Sağlık Bakanlığı'nın İşbirliği ile Şişli'de bir otelde düzenlenen 15'inci Bitkisel İlaçlar İçin Düzenleyici İşbirliği Toplantısı ile Geleneksel Ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Kılavuz ve Strateji Geliştirme Çalıştay'ına (GETAT) katıldı. Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma (TÜMATA) ekibinin müzik dinletisi ile başlayan programda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve DSÖ Avrupa Direktörü Hans Kluge açılış konuşması gerçekleştirdi. Açılış konuşmalarının ardından kürsüye gelen Emine Erdoğan'da programın katılımcılarına hitap etti. Konuşmaların ardından Bakan Koca, Emine Erdoğan'a günün anısına Anadolu tıbbını temsil eden 'Hayat Ağacı' plaketini takdim etti.
"ANADOLU TOPRAKLARI KADİM TIP KAYNAKLARI AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR KONUMDADIR"
"Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş sayısız türü bünyesinde barındıran bitkiler alemidir" sözleriyle konuşmasına başlayan Emine Erdoğan, "Bugün birçok hastalığın tedavisinde bitkilerden elde edilen ilaçlar kullanıldığını biliyoruz. Anadolu toprakları, sahip olduğu 3 bini endemik, toplam 12 bin bitki türü ile bitkilerle tedavi alanında müstesna bir yere sahiptir. Sadece bitki çeşitliliği açısından değil, üzerinde birçok önemli hekim ve bilim insanının yaşamış olması hasebiyle de Anadolu toprakları kadim tıp kaynakları açısından önemli bir konumdadır. Razi'den İbni Sina'ya, Hipokrat'tan Galen'e sayısız alimin keşifleri ve kaleme aldıkları eserler hala bilim insanlarımız tarafından keşfedilmeyi beklemektedir" ifadelerini kullandı.
"AŞIRI İLAÇ KULLANIMI SAĞLIK POLİTİKALARINI YENİDEN GÖZDEN GEÇİRMENİN ZORUNLU OLDUĞU KANISINI GÜÇLENDİRMİŞTİR"
Tıp alanında köklü geçmişe sahip çıkılmasının milli ve vicdani bir görev olduğunun altını çizen Erdoğan, "Hastalıklarla mücadele, biçim değiştirse de, her dönem insanlığın temel uğraş konularından biri olmuştur. Teknolojinin gelişmesiyle teşhiste kat edilen mesafenin önemini yadsıyamayız. Ancak diğer taraftan artan kronik hastalıklar ve aşırı ilaç kullanımı tüm dünyada sağlık politikalarını yeniden gözden geçirmenin zorunlu olduğu kanısını güçlendirmiştir. Bu noktada Dünya Sağlık Örgütü, geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerinin ülkelerin sağlık sistemlerine dahil edilmesini teşvik etmektedir. Tarihi öğretilerin gün yüzüne çıkarılarak, modern uygulamalara entegrasyonunda üzerimize düşeni yerine getirmek için 2012 yılında Sağlık Bakanlığımız bünyesinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Daire Başkanlığı kuruldu. Gerekli mevzuat düzenlemesi yapıldı. 2014 yılında yürürlüğe giren 'Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği' bu çerçevede önemli bir adımdı. Bu sayede Sağlık Bakanlığı öncülüğünde, birçok üniversitede GETAT eğitim ve uygulama merkezleri açıldı' dedi.
"TÜRKİYE'NİN GETAT UYGULAMALARINDA DÜNYA İÇİN BİR CAZİBE MERKEZİ OLACAĞINA EMİNİM"
GETAT uygulamalarının bilimsel ve akademik bir zeminde yürütülmesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, "Bu minvalde geçtiğimiz aylarda ülkemizin saygın araştırma kuruluşlarından biri olan TÜBİTAK Başkanlığımız tarafından Geleneksel ve Tamamlayıcı tıbbın araştırılmasına yönelik proje çağrısına çıkıldı. Akademik çalışmaların ve bilim insanlarının GETAT uygulamalarına gösterdiği ilginin son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Bu sayede Türkiye'nin GETAT uygulamalarında önde gelen ülkelerden biri ve tüm dünya için bir cazibe merkezi olacağına eminim. Ayrıca, topraklarımızın bu zengin şifa birikiminin, Sağlık Bakanlığımızca patenti alınan 'Anadolu Tıbbı' markası altında daha da geliştirilerek, insanlığın istifadesine sunulacak olması, ümit verici bir gelişme" diyerek sözlerine son verdi.
"2 BİN 408 SAĞLIK KURULUŞU, GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP ALANINDA UYGULAMA YAPABİLME YETKİSİNE SAHİPTİR"
Programda konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının Hipokrat veya İbn-i Sina gibi dünyaca ünlü tıp insanları tarafından uygulandığının altını çizerek sözlerine başladı. Bakan Koca, "Ülkemizde bu ihtiyaca binaen; geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulama yöntemlerini belirlemek, bu yöntemleri uygulayacak kişilerin, eğitimi ve yetkilendirilmeleri ile bu yöntemlerin uygulanacağı sağlık kuruluşlarının, çalışma usul ve esaslarını düzenlemek amacıyla, 27 Ekim 2014 tarihinde yürürlüğe giren, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği ile yasal çerçevesi tanımlanmış ve sağlık sistemimize entegre edilmiştir. Güncel olarak, 2 Bin 408 sağlık kuruluşu, geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanında, uygulama yapabilme yetkisine sahiptir. Ayrıca yetkilendirdiğimiz merkezlerce ilan edilen eğitimlere, tam katılım sağlayarak başarılı olan hekimlere, bugüne dek toplam 18 Bin 597 adet, geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulayıcı sertifikası verilmiştir. Yani toplam hekimlerimizin yüzde 10'una yakını bu sertifikalara sahip olmuştur" dedi.
"GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ MERKEZİNİ EN KISA SÜREDE ÜLKEMİZDE DE KURMAK İSTİYORUZ"
2019 yılında araştırma yönetmeliğinin yürürlüğe girmesiyle geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları alanında 177 araştırmanın başlatıldığının belirten Bakan Koca, "Dünya Sağlık Örgütü tarafından yetkilendirilen ve dünya çapında sayısı 26 olan, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uluslararası İşbirliği Merkezini en kısa sürede, ülkemizde de kurmak istiyoruz. Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanınan ve DSÖ işbirliğinde bir akademi olmak üzere teklif edilen işbirliğinin Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı bünyesinde bulunan GETAT Enstitüsü ile birlikte yapılacağını ilan etmekten memnuniyet duyarım" diye konuştu.
"DSÖ TÜRKİYE'NİN LİDERLİĞİNDE İLERLEMEK İSTEMEKTEDİR"
Çalıştay'a katılan Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Direktörü Hans Kluge ise, "Nereye gidersem gideyim, hep söylediğim bir şey var. Huzurlarınızda bir kez daha bunu tekrar etmek istiyorum. Sağlık doğal bir köprüdür. Sağlık; barış için, uzlaşma için, empati için, birbirini anlayabilmek için doğal bir köprüdür. Ve bunun içerisinde de geleneksel, tamamlayıcı ve entregretif tıp en güçlü rolü üstlenmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün Avrupa Ofisi de üye devletlerimizle bu konudaki işbirliklerini çok daha arttırmayı istemektedir. Bunu yaparken de tabi ki de Türkiye'nin liderliğinde ilerlemek istemektedir. Türkiye'nin bu derin tecrübe ve bilgisini diğer üye devletlerle paylaşmayı çok gönülden istiyoruz" ifadelerini kullandı.