Cumhurbaşkanı Erdoğan: Adliye önünde terör örgütüne ait slogan attılar

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İzmir 8. Olağan İl Kongresi'nde açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İzmir'in hemen tüm mahalleleri, denizi perişan vaziyettedir. Tek işi vatandaşa hizmet etmek olanlar, maalesef vatandaşa hizmetten başka her işi yapıyor. Bir zamanlar medeniyet sembolü İzmir, tarihinin en karanlık, en bakımsız, en perişan devrini yaşıyor. Bu kötü gidişat İzmir'in kaderi değildir. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu tabloyu değiştirmek boynumuzun borcudur" ifadelerini kullandı. Erdoğan, İzmir'in ardından Manisa 8. Olağan İl Kongresi'nde açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin ana muhalefet partisinin adalet sarayının önünde elinde asker, polis kanı olan marjinal sol örgütlerin sloganıyla polise saldırdığını görüyoruz. Öyle hakaretler, öyle kelimeler, öyle tehdit dolu cümleler kullanıyorlar ki karşılarındaki kitlenin dahi yüzü kızarmıyor. Daha güya gazeteci ve siyasetçi kılığında uyanıkların sahnelediği üçüncü sınıf tiyatroları burada saymıyorum. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, adaletin tecellisine engel olamayacaklar" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Tarihimize güneş gibi doğan, cihangirler yetiştiren Manisa, seni bugün bir kez daha saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Tüm Manisa'ya kucak dolusu selamlarımı gönderiyorum.
Dün Antalya'daydık, biraz önce İzmir'in misafiri olduk. Kongre sürecimizde Manisa'yla birlikte 78. il kongremizi gerçekleştirmiş oluyoruz. Büyük Kongremizi 23 Şubat'ta gerçekleştireceğiz. Kongrelerimizi vesilesiyle ahdimizi tekrarladık. Yol ve dava arkadaşlığımızı güçlendirdik. İl kongrelerimizin birçoğuna bizzat iştirak ettim. Bu süreçte bir kez daha gördük ki sadece üye sayısı itibarıyla değil, millete hizmet aşkı bakımından partimiz tüm mensuplarıyla zirvede. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak kuşatıcı bir yapıya sahibiz. Yıkıcı değil, yapıcı olacağız. 85 milyon arasında gönül köprüleri inşa edeceğiz.
Hedefler ulaşmamız için daha fazla çalışmamız gerekiyor. Evlatlarımıza güçlü bir ülke bırakmak istiyorsak, gereksiz tartışmalarla vakit kaybetmemeli, bir saniyemizi bile boşa harcamamalıyız.
Bakınız her zaman söylüyorum muhalefetin iş bilmezliği bizim referansımız olamaz. Bırakın dünyayı ülkemizde ne olup bittiğini bile takip etmiyorlar. Hadiselerin hiçbiri umurlarında değil. Gelişmelere ilişkin en ufak fikirleri yok. Varsa yoksa kendi gelecek planları. Kuyu kazmayı, güç mücadelelerini burada saymaya gerek bir duymuyorum. Hep beraber utanarak izliyoruz. Eski genel başkanlarını bir ara yere göğe sığdıramıyorlardı. Övgü yağmurlarına tutuyorlardı. Bay Kemal'i bir anda istenmeyen adam ilan ettiler. Şaibeli bir kurultayla kendisini tehcir ettiler. Şimdi kapısını çalan var, ne fikirlerini merak eden var. CHP'nin başından gönderilmesini ilk etapta biz de müspet karşıladık. Yeni genel başkana bir şans tanıdık. Bundan da muradımız siyasi iklimi yumuşatmaktı. Ülkenin ve milletin meseleleri söz konusu olduğunda, diyalog kurabileceğimiz bir zemini oluşturmaktı. CHP'nin normalleşmesine ne yazık ki bir fırsat vermediler.
"KIRMIZI KART GİBİ BU YENİ SLOGANLARI DA CHP'YE ÇOK YAKIŞMIŞ"
Gazeteci ve siyasetçi kılıklı uyanıkların sergiledikleri oyunu burada saymıyorum. Trajikomik durumu söylemek isterim; adliye önünde polise karşı attıkları slogan 1971 yılında Ziraat Bankası'nı soyan bir sol terör örgütüne ait. Aramışlar taramışlar, bula bula soyguncuların, katillerin sloganını bulmuşlar. Banka soyanların sloganı on yıllar sonra belediyeleri soyanların sloganı haline dönüşmüş. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. Kırmızı kart gibi bu yeni sloganları da CHP'ye çok yakışmış. Biz olsak bu sloganı onlara tavsiye ederdik.
CHP seçmenine bir kez daha Allah sabır versin diyorum.
22 yıl boyunca milletimizin onurunu korumak için gecemizi gündüzümüze kattık. Darbeden sokak terörüne kadar hepsini birden deneyerek yolumuzdan alıkoymaya çalıştılar. Alçakça iftiralarla, yalanla dolanla üzerimize geldiler. Hiçbirine eyvallah demedik. Faşizme boyun eğmedik. Sokak terörüne teslim olmadık. Zorbalıklar karşısında geri adım atmadık. Milletin sandıkta tecelli eden iradesine canımız pahasına sahip çıktık. Kirli elleri kırmaya devam edeceğiz.
Bu yolun zorlu olduğunu, engellerle ve tuzaklarla dolu olduğunu çok iyi biliyoruz. İnşallah son nefesimize Türkiye'ye hizmet yolundan ayrılmayacağız, dimdik yürüyeceğiz.
Manisa'ya son 22 yılda 560 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İzmir'deki açıklamalarından satır başları:
Sevgili İzmirliler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. İzmir'in dört bir yanındaki kardeşlerime, selamlarımı muhabbetlerimi gönderiyorum. Kongrelerimizin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bayrağı devralan yol arkadaşlarımıza başarılar diliyor, bayrağı devreden arkadaşlarıma da hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum.
İlimizin verdiği tüm şehitleri rahmetle yad ediyorum. Eski İzmir türkülerine bakarsanız askerlerimizin fedakarlığı üzerine yazıldığını görürsünüz. 1. Dünya Savaşı'nda İzmir işgal edildiğinde tüm Türkiye yasa bürünmüştür. O kara günlerde milletimiz İzmir'e sıkı sıkıya sahip çıkmıştır. İzmir'e Gazi nasıl sahip çıktıysa, Menderes nasıl sahip çıktıysa biz de öyle sahip çıktık.
"İZMİR EN KARANLIK DÖNEMİNİ YAŞIYOR"
Tek işi vatandaşa hizmet olanlar vatandaşa hizmetten başka her işi yapıyor. Yağmur çiselese İzmir'i su basıyor. Altyapı deseniz hiç mevcut değil ki üzerinde konuşasınız. İzmir tarihinin en karanlık, en bakımsız, en perişan devrini yaşıyor. İzmir'in en pahalı suyunu İzmirlilere içirirler. Hizmet için seçilen başkanlar İstanbul'da siyasi ikbal peşinde koşarlar. Kötü yönetimden dolayı işçi maaşlarını ödeyemedikleri için temel işler bile aksar. Eski ve yeni başkanların kişisel kavgaları ayyuka çıkar. İzmir her alanda sürekli geriliyor.
AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu tabloyu değiştirmek boynumuzun borcudur.
Gazi Mustafa Kemal benim en büyük eserim Cumhuriyet'tir derken bunların Cumhuriyet'in kalkınmasına katkısı olmadı. Görevlerini yapmaktan aciz yönetimlerin başarısızlıklarını Atatürkçülük maskesiyle, çağdaşlık perdesiyle gizlemeye çalışması ayrı bir hastalık. Muhalefeti, alternatif vizyon üretme sorumluluğu olmaktan çıkartıp, Türk milletinin düşmanı kim varsa değirmenine su taşıma aracı haline bunlar getirdi. Gazi'nin emaneti olan Cumhuriyet'e en büyük zararı, sorsanız Atatürkçülüğü ve Kemalizmi kimseye bırakmayan işte bu mirasyedi tayfa vermektedir
Eski Genel Başkanları bu şehrin milletvekilleri oldu. Peki buradan tüm İzmirlilere soruyorum; Topunun birden İzmir'e bir faydası dokundu mu? Bu genel başkanlar İzmir'e şunları kazandırdı diye sayabilecek. Yok. Her İzmir'e gelişlerinde yediler, içtiler, dağıldılar.
İzmir'e son 22 yılda toplam 2 trilyon 275 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık. 115 spor tesisi inşa ettik. 132 sağlık tesisi yaptık. Şehir hastanemiz 1 yıldan beri vatandaşlara hizmet veriyor. İzmir'deki 5 millet bahçesi projemizden birini bitirmek üzereyiz, diğerlerinin çalışmaları sürüyor. Demiryollarında İZBAN projesini hayata geçirdik. İZBAN 136 km'lik güzergahta şu anda hizmet veriyor. İzmir'e çok daha fazla eser ve hizmet kazandıracağız.
Bugünkü kalkınma seviyesini geçmişle mukayese etmeye kalkmak ülkemize yapılan en büyük haksızlık olur.
İnşallah enflasyonla mücadelemizin somut sonuçları bu yıl sonuna doğru daha iyi görülecektir.
Tarihin her döneminde olduğu gibi her ülkenin gönlünde bu topraklara sahip olmak istediklerinden hiç şüpheniz olmasın. Kimileri bunları dillendiriyor. Ülkemize vatan topraklarıyla, tüm kazanımlarıyla sıkı sıkıya sahip çıkmak mecburiyetindeyiz. Bunu beceremeyen toplumların hangi sıkıntılarla uğraştıklarını görüyorsunuz. Allah ömür verdiği müddetçe Türkiye'nin dik duruşunu hep sürdüreceğiz.