Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye'nin yeniden imarı için yanlarında olacağız
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Erzurum 8. Olağan İl Kongresi'nde açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan "Suriye'de kelimenin tam anlamıyla bir halk devrimi gerçekleşti. 61 yıllık zulmün, baskının, katliamın ve karanlığın ardından Baas rejimi artık tamamen tarihe karıştı. Ülkesinde 1 milyon masumun ölümüne sebep olan Esad kuyruğunu kıstırıp bir gecede Şam'dan kaçmak zorunda kaldı" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Yakutiye Buz Hokeyi Salonu'nda düzenlenen Erzurum 8. Olağan İl Kongresi'nde konuştu.
Konuşmasının başında pazartesi günü Isparta'da kaza yapan helikopterde şehit olan Astsubay Çavuş Taha Nergiz'e Allah'tan rahmet, yakınlarına ve tüm Erzurumlulara başsağlığı dileyen Erdoğan, tüm şehitleri de rahmetle andı.
AK Parti Erzurum teşkilatıyla eş zamanlı olarak il kongrelerini gerçekleştiren, Afyonkarahisar, Batman, Bartın, Bayburt, Çankırı ve Edirne'deki teşkilat mensuplarını da selamlayan Erdoğan, kongrelerin AK Parti için, davaları için, ülke ve millet için hayırlara vesile olmasını diledi.
Teşkilat mensuplarına emekleri, gayretleri ve fedakarlıkları için şükranlarını sunan Erdoğan, AK Parti kongrelerinin düğün gibi, şölen gibi, bayram gibi olduğunu söyledi. Erdoğan, AK Parti'nin hayatını kaybeden mensuplarını rahmetle yad etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nöbeti devreden dava arkadaşlarıma minnet duygularımı ifade ederken, sancağı devralan kardeşlerime de yüce Allah'tan muvaffakiyetler temenni ediyorum. Rabbim muhabbetimizi daim eylesin." ifadelerini kullandı.
"ERZURUM'UN HAK ETTİĞİ YERE GELMESİ İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ"
31 Mart Mahalli İdareler seçimlerinde verdikleri destek için Erzurumlulara teşekkür eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Bugüne kadar size mahcup olmadık. Erzurum halkına olan teşekkür borcumuzu daha çok çalışarak, daha fazla hizmet ederek ödedik. İnşallah aynı şekilde yola devam edeceğiz. Erzurum'un hak ettiği yere gelmesi için elimizden geleni yapacağız. Şunu tüm dadaşların özellikle bilmesini istiyorum, Erzurum bizim milli değerimizdir, Erzurumlu İbrahim Hakkı'lar, Gazi Ahmet Muhtar Paşa'lar, Sümmani'ler, Reyhani'ler, Emrah'lar bizim milli değerlerimizdir. Nene Hatun bizim milli değerimizdir. Erzurum'daki her sanat eseri, her kültür eseri bizim milli değerimizdir. Erzurum türküleri bizim milli değerimizdir. Klasik şiirimizin en büyüklerinden Nefi, bizim milli değerimizdir. 'Yalnız hüznü vardır kalbi olanın' diyen Erzurumlu şairler bizim milli değerimizdir. Erzurum Kongresi kararlarıyla birlikte canlarını hiçe sayarak kongreye katılan delegelerin tamamı da bizim milli değerlerimizdir.
'Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür' diyen, mandayı ve himayeyi toptan reddeden, milli kuvvetlere sınırsız destek veren kongre üyelerini bugün bir kez daha kemali edeple yad ediyorum.
Erzurum'un değerlerine aşina olmayanların Erzurumlu kimliği de milli kimliği de aşınma tehlikesiyle unutmayın karşı karşıyadır. Değeri hamaset olarak dile getirmek hiçbir işimize yaramaz. Onu bir hayat tarzına dönüştürdüğümüz, yeniden üreterek geleceğe taşıdığımız takdirde bir kültürel inkişafı gerçekleştirebiliriz."
"ERZURUM TÜM DÜNYAYA TANITILACAK"
Yeni Emrah'lar, yeni İbrahim Hakkı'lar, yeni Sümmani'ler, yeni Gazi Ahmet Muhtar Paşa'lar yetiştirmenin yolunun Erzurum'un şehir kimliğini, zengin, dinamik kültürünü diri tutmaktan geçtiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Erzurum'un irtifa kaybına gönlümüz razı gelmez. Erzurum'u aynı şekilde dünyaya açmamız, dünyaya tanıtmamız lazım. Burada bir güzel haberi sizlerle paylaşmak arzusundayım. Gayretlerimiz neticesinde Erzurum, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı tarafından 2025 yılı turizm başkenti olarak seçildi. Tarihiyle, tabiatıyla, kültürüyle, mutfağıyla ve elbette dadaşıyla bu güzel şehir inşallah bu vesileyle tüm dünyaya tanıtılacak. Bu önemli organizasyonun şehrimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Bir diğer güzel haberimiz stadyum konusudur. Gençler, Erzurum'a modern bir spor tesisi kazandırmak istediğimizi daha evvel söylemiştim. 20 bin kişilik stadyumu programa aldık. Hazırlıklarını tamamladık. İnşallah yakında yapımına başlayacağız. Sevgili gençler görüyorsunuz, bizde 'laf ola beri gele' yok, icraat var. Değerli kardeşlerim, sevgili yol arkadaşlarım, tabii 20 bin kişilik stadyumu yaptıktan sonra kusura bakmayın ondan sonra bütün iş icraat, koşacaklar ve kendilerinden de şampiyonluk bekleyeceğiz."
Dünyanın ve bölgenin son dönemde sancılı günler yaşadığını belirten Erdoğan, "Küresel sistem, son 70-80 yılın en ciddi krizlerinden biriyle karşı karşıya. Koronavirüs salgını, ekonomiden ticarete, güvenlikten sosyal hayata her alanda yeni sıkıntıları ortaya çıkardı. Bilhassa Türkiye'nin etrafında çok kritik hadiseler vuku buluyor." ifadesini kullandı.
"TÜRKİYE, 'BÖLGENİN KİLİT ÜLKESİ' KİMLİĞİYLE ÖNE ÇIKIYOR"
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın şubat ayında 4. yılına gireceğini anımsatan Erdoğan, "İsrail'in Gazze'ye yönelik katliamları başlayalı 440 gün oldu. 50 bin Filistinli kardeşimiz bu saldırılarda şehit edildi, 110 bin yaralı var. Ateşkese rağmen İsrail, Lübnan'ı taciz etmeye devam ediyor. Elbette tüm bu olaylardan, savaşlardan, krizlerden ülkemiz de etkileniyor. Komşunun evi yanarsa ya alevi ya dumanı mutlaka size ulaşır. Bütün bunlara rağmen Türkiye, bu kargaşanın ortasında bir istikrar adası olarak takdir topluyor, 'bölgenin kilit ülkesi' kimliğiyle öne çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Etrafımızdaki yangının ülkemize sıçramasına asla müsaade etmedik. Dengeli, itidalli ve hakkaniyetli politikalarla bütün bu muhataralı süreçleri hamdolsun başarıyla yönettik, yönetmeye de devam ediyoruz. Biz bir de bu dönemde 'asrın felaketi' denilen 53 binden fazla canımızı kaybettiğimiz 6 Şubat depremlerini yaşadık. Sadece depremin Türkiye ekonomisine faturası, 104 milyar dolar. Diğer krizleri ve çatışmaların da ekonomimize bazı olumsuz yansımaları oldu. Küreselleşen dünyada bunu engellemek maalesef mümkün de değil. Biz şunu biliyoruz, bu sorunların, sıkıntıların, zorlukların tamamı konjonktüreldir, yani gelip geçicidir. Türkiye, Allah'ın izniyle hepsinin üstesinden gelecek kabiliyete sahiptir.
Bazı güçlüklerimiz olsa da Türkiye'yi hiç olmadığı kadar huzurlu, müreffeh ve güzel günler bekliyor. Üstat Necip Fazıl ne diyordu? 'Vur kazmayı dağa Ferhat, çoğu gitti azı kaldı.' Milletçe biraz daha sabredersek inşallah her alanda hedeflerimize çok yaklaşmış olacağız. Bunu da son 22 yıldır olduğu gibi yine siz dadaşların desteği ve duasıyla yapacağız. Türkiye Yüzyılı'nın parlak günlerini inşallah hep birlikte idrak edeceğiz. Ülkemizde başını muhalefetin çektiği bir kesim, tali sorunları büyüterek, dönemsel sıkıntıları abartarak millete sürekli karamsarlık aşılıyor. Milletle aynı yöne bakmak, aynı sevinci paylaşmak, aynı yolda yürümek yerine rüzgargülü misali, yel nerede eserse yönlerini oraya dönüyorlar. Bunlardan bir şey olmaz."
"CEHALET ADETA PAÇALARINDAN AKIYOR"
Muhalefetin, milletin kazanmasına tahammülleri olmayan bir ruh hali içinde olduğunu söyleyen Erdoğan, "Öyle bir girdaba girmişler ki ülkenin kazanmasına tahammülleri yok. 'AK Parti kaybetsin, AK Parti ve Cumhur İttifakı yıpransın da gerekirse Türkiye batsın' diyecek kadar muvazeneyi yitirmiş vaziyetteler. Cehalet adeta paçalarından akıyor. Dünyada ne olup bittiğini zaten bilmiyorlar. Sınırlarımızın ötesinde olanlar umurlarında bile değil. Ezberlerinin, ideolojik saplantılarının esiri olmuşlar." ifadelerini kullandı.
"ESAD KUYRUĞUNU KISTIRIP KAÇMAK ZORUNDA KALDI"
Geçen günlerde Suriye'de kelimenin tam anlamıyla bir halk devriminin gerçekleştiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"61 yıllık zulmün, baskının, katliamın ve karanlığın ardından Baas rejimi artık tamamen tarihe karıştı. Ülkesinde 1 milyon masumun ölümüne sebep olan Esad kuyruğunu kıstırıp bir gecede Şam'dan kaçmak zorunda kaldı. Suriye halkı 13 yıl süren çetin mücadele neticesinde kendileriyle birlikte bizleri de gururlandıran muhteşem bir zafere imza attı. Televizyonlardan sizler de izliyorsunuz, Halep'in, Hama'nın, Humus'un, Dera'nın, Lazkiye'nin, Şam'ın sokaklarında yıllar sonra insanların yüzü gülüyor. 13 yıl sonra ilk defa Suriyeli kardeşlerimiz geleceklerine umutla bakıyor. Sevinçle, heyecanla bakıyor. Suriyeli mazlumlar 13 senedir kendilerine kol-kanat geren Türkiye'ye ve Türk milletine en samimi duygularla teşekkür ediyor, dua ediyor.
Ay yıldızlı al bayrağımız, özgür Suriye bayraklarıyla yan yana Suriyeli kardeşlerimizin ellerini süslüyor. Suriyeli mazlumlar, 'Allah Türkiye'den, Türk milletinden razı olsun' diyor. Ama bakıyorsunuz birileri buna tahammül edemiyor. Bu sevinci, bu coşkuyu paylaşmaktan bile aciz durumdalar. Suriyeli kardeşlerimizin zaferini gölgelemek, bu önemli başarıya çamur atmak adına akla ziyan komplo teorileri üretiyorlar. Neymiş? Suriye halkının arkasında emperyalist mahfiller varmış. Neymiş? Baas rejiminin yıkılması Türkiye'nin çıkarlarına zarar verirmiş. Daha bunun gibi akla, mantığa, dış politikanın temel öğretilerine aykırı bir sürü zırvayı arka arkaya sıralayarak siyaset yaptıklarını sanıyorlar. Burunlarının ucunu görmeyecek kadar cehalet çukuruna batmışlar fakat Suriye'deki güya 'büyük oyunu' hemen çözüveriyorlar."
"DİPLOMASİ, TIPKI SİYASET GİBİ AKIL İSTER"
Diplomasinin tıpkı siyaset gibi ince bir sanat olduğunu söyleyen Erdoğan, "Diplomasi, tıpkı siyaset gibi akıl ister, birikim ister, öngörü ister, basiret, feraset, stratejik sabır ister. Diplomasi birkaç hamle sonrasını değil 10 hamle sonrasını hesaplamayı gerektirir. Diplomaside sadece bugünü değil yakın ve uzak geleceği de şimdiden planlamanız, çok iyi düşünüp kapsamlı analizler yapmanız icap eder. Kendi adımlarınızla birlikte rakiplerinizin hatta hasımlarınızın hamlelerini dikkate almak, her türlü senaryoya hazır olmak durumundasınız." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
Kendi tecrübelerimizin yanı sıra 2200 yılı aşan geleneğe sahip Türk devlet aklının rehberliğinde planlarımızı yapıyor, adımlarımızı yine buna göre atıyoruz. 22 yıl boyunca milletimizin başını yere indirmedik. Her zaman bin düşündük bir söyledik.
Ülke ülke dolaşıp ülkesini yabancılara kötüleyenlerden olmadık. Dünyanın neresinde zulme uğrayan varsa mazlumun yanında dimdik durduk.
Suriyeli muhacirlere gönlümüzün ve ülkemizin kapılarını açtık, sahip çıktık. Muhalefet bunları anlayamadı ve anlayamaz. Kimi gazeteciler kimi medya mensupları bunu bir türlü kavrayamadı. 4 milyon Suriyeli kardeşimizi bu topraklarda misafir ettik. CHP, anamuhalefet ne dediler gelir gelmez Suriye'ye göndereceğiz. Biz ne dedik biz muhacir kardeşlerimizi göndermeyeceğiz. Muhalefetin kışkırtmalarına rağmen Suriye krizinde ne kadar isabetli davrandığımızı bugün daha iyi görüyoruz.
Neden Esad'dan medet umduklarını millete izah edemiyorlar. Rahatsızlıkları nedir? Baas kaybedince CHP de mi kaybetmiş oldu? Bunu açıklığa kavuşturmalılar.
Şam elçiliğini faaliyete geçiriyoruz. Suriye'nin yeniden imarı için yanlarında olacağız.
Polemiğe laf yarıştırmaya bizim vaktimiz yok. Biz son 22 yılda Erzurum'a 411 milyar liralık kamu yatırımı yaptık."