Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan flaş NATO çıkışı!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Londra'ya hareketi öncesi Esenboğa'da konuştu. Erdoğan, "Günümüzün tehdit önceliklerine göre NATO'nun kendini güncellemesi artık kaçınılmazdır." dedi.Erdoğan Adil Öksüz meselesiyle ilgili de konuşarak, "Haddini bilmez, kendini bilmez malum kişi bu ülkeden kaçmıştır. Sürekli ne yazık ki gittiği ülkelerin yönetimi tarafından koruma altına alınmıştır.Operasyonla karga tulumba alır mı bunu zamanla görürüz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bazı çevreler art niyetli bir şekilde ülkemizin NATO'ya mensubiyetini gölgelemeye çalışsalar da bizim yerimiz ve duruşumuz bellidir." dedi. Erdoğan, NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne katılmak üzere ziyaret edeceği İngiltere'nin başkenti Londra'ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi, soruları yanıtladı.
NATO'nun kuruluşunun 70. yıl dönümü vesilesiyle 3-4 Aralık'ta düzenlenecek NATO Liderler Toplantısı'na katılmak üzere Londra'ya hareket edeceğini belirten Erdoğan, liderler toplantısının küresel çapta belirsizlikten ve tehditlerin özellikle çeşitlendiği uluslararası güvenliğin kırgın hale geldiği bir dönemde icra edileceğini dile getirdi.
"AKTÖRLERDER BİRİDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Londra'da müttefiklerin, özellikle NATO'nun birlik, bütünlük ve insicamına vurgu yapmasının temel öncelikleri olduğunu aktararak, "Toplantıda, Çin ve Rusya Federasyonları ile ilişkilerin de gündeme gelmesi bekleniyor. Yükselen bir güç olarak değerlendirdiğimiz Çin ile karşılıklı anlayışa dayalı yapıcı angajmanı destekliyoruz. Rusya ile bölgemizde ve uluslararası alanda önde gelen aktörlerden biridir. Türkiye, coğrafi konumunun gereği olarak kendi öncelikleri çerçevesinde NATO ile iş birliği halinde çok yönlü bir dış politika yürütmektedir. Rusya ile ve diğer ülkelerle olan iyi ilişkilerimiz müttefiklerimizle olan münasebetlerimizin alternatifi değil, tam aksine tamamlayıcısıdır." diye konuştu.
Londra'da ayrıca ittifakın yapay zeka gibi yeni teknolojiler karşısında adaptasyon çalışmaları üzerinde de duracaklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: Ülkemizin güvenlik ve savunma planlamalarının merkezinde yer alan bir uluslararası örgüt olarak NATO'nun sağladığı bir güvenlik şemsiyesi bizim için önemlidir. Ancak ittifakın bir yenilenme içinde olduğu da açıktır. 1950-1960'ların veya 1990'ların hatta ve hatta 2000'lerin bakış açısıyla bugünü kavrayamayız. NATO'nun bilhassa terör örgütlerinden kaynaklanan asimetrik tehditler karşısında çok daha kararlı, etkin, proaktif davranması gerekir. Günümüzün tehdit önceliklerine göre NATO'nun kendini güncellemesi artık kaçınılmazdır. Bu çerçevede müttefiklerimizden ülkemizin maruz kaldığı saldırılar karşısında çok güçlü bir dayanışma bekliyoruz. Terör örgütlerine karşı ilkeli ve kararlı bir duruş sağlanmasını temin edecek bir değişimi tüm üye ülkelerle birlikte gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Zira güvenliğin bölünmezliği, dayanışma ve beraberlik ruhu, NATO ittifakını ayakta tutan taşıyıcı unsurlardır. Bu ilkelerin gözetilmesi NATO'nun 2020'li yıllarda da itibarını ve güvenilirliğini sürdürmesi bakımından elzemdir. Aynı şekilde NATO'nun caydırıcılığını azaltacak, ittifakın gücüne zarar verecek popülist beyanlardan da uzak durulmalıdır. Üye ülkelerin NATO'ya alternatif aramak yerine NATO'yu ortak tehditler karşısında daha güçlü kılacak çalışmalar içinde olmalarını bekliyoruz.
"ÜLKEMİZ NATO'NUN VAZGEÇİLMEZ ORTAĞIDIR"
Erdoğan, NATO'nun da hududu olan güney sınırlarının ötesinde Türkiye ile beraber Avrupa'yı ve tüm müttefikleri etkileyen hadiseler yaşandığına dikkati çekti. Terör, çatışma ve bunların tetiklediği düzensiz göç hareketlerinin, Avrupa Atlantik coğrafyasının tamamında istikrarı tehdit ettiğini bildiren Erdoğan, Türkiye'nin terörle mücadele ve göç akınlarının önlenmesi bağlamında kritik roller üstlenen bir ülke olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Ülkemiz bu vasfıyla da aslında NATO'nun vazgeçilmez bir ortağıdır. Böylesine bir stratejik tabloda müttefiklerimizin bizimle sergileyecekleri samimi dayanışma, ittifakımızı zayıflatmaz tam tersine güçlendirir. Bu mesajımızı Londra'daki görüşmelerimizde müttefiklerimize açıkça verecek, terör karşısında ilkeli bir tavır göstermelerini kendilerinden isteyeceğiz." ifadelerini kullandı.
"DESTEK VERİLMESİNİ İSTİYORUZ"
Türkiye'nin halihazırda NATO misyon ve harekatlarına en fazla katkı yapan ilk 5 ülkeden biri olduğuna işaret eden Erdoğan, karada, havada ve denizde ileri teknolojilerden de yararlanarak ittifaka ciddi kuvvet ve yetenekler sağladığını söyledi. 2021 yılında karada NATO çok yüksek hazırlık seviyeli müşterek görev gücünün komutasını üstleneceğiz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti: İttifaka havada erken uyarı ve yakıt ikmal uçağı katkısı verebilen 4 müttefikten biriyiz. Denizde ise NATO'nun Daimi Deniz Kuvvetlerinin tüm dönemlerinde kuvvet teşkiline unsurlarımızla katkı sağlıyoruz. NATO ortak bütçelerine iştirakte ise 8'inci sırada yer alıyoruz. Savunma harcamalarımız Gayri Safi Milli Hasıla'mızın yüzde 1,9'u oranına yaklaştı ki, bu 2'ye yaklaşması demektir. DEAŞ ile Suriye'de göğüs göğüse mücadele eden ve örgütü bozguna uğratan tek ülkeyiz. Bu samimi çabalarımızın karşılığını biz de müttefiklerimizden bekliyoruz. Terörle mücadelesinde ülkemize amasız, fakatsız destek verilmesini istiyoruz.
"BİZİM YERİMİZ DURUŞUMUZDAN BELLİDİR"
"Londra toplantısı, sembolik anlamının ötesinde ittifakın 2020'li yıllara kendini uyarlamasının da ilk adımı olacaktır." ifadesini kullanan Erdoğan, "Bazı çevreler art niyetli bir şekilde ülkemizin NATO'ya mensubiyetini gölgelemeye çalışsalar da bizim yerimiz ve duruşumuz bellidir. 1952'den bu yana yaptığımız katkılar, Türkiye'nin NATO'daki vazgeçilmez konumunu gayet net gösteriyor. Ülkemiz ile ilgili kötü niyetli tartışmaları, nazarıdikkate almadık, almıyoruz." değerlendirmesini yaptı.
"ÜST DÜZEYDE TEKRAR İFADE EDECEĞİZ"
Londra'da bazı devlet ve hükümet başkanları ile de görüşmeleri olacağını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: Ayrıca bugün Birleşik Krallığın daveti üzerine Fransa ve Almanya liderleri ile beraber bir Dörtlü Zirve Toplantısı'nı da yapacağız. Bu toplantıda Suriye ve Libya başta olmak üzere bölgesel konuları ele alacağız. Toplantıda bir araya geleceğimiz liderlere hem Barış Pınarı Harekatı'nda gelinen son durumu hem de Suriyeli sığınmacıların güvenli bölgeye geri dönüşleri ile ilgili projemizi tekrar anlatma fırsatı bulacağız. Türkiye'nin PKK/YPG terörü ile mücadele noktasındaki kararlılığını en üst düzeyde tekrar ifade edeceğiz. Libya'daki gelişmelerde zirve toplantısının gündeminde yer alacak. Bu ülkede bir an evvel ateşkes sağlanması ve siyasi sürece geri dönülmesi amacıyla atılabilecek adımları konuşacağız. Ziyaretim çerçevesinde ayrıca İngiltere ve Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımızla bir araya gelecek, kucaklaşacak ve hasret gidereceğiz. Erdoğan, mütevelli heyetinde Yusuf İslam'ın da yer aldığı Cambridge Camisi'nin açılışını yapacaklarını belirterek, "Böylece mimarisiyle, tasarımıyla, konumuyla, çevre hassasiyeti ile diğer estetik özellikleriyle Müslümanların iftihar kaynağı olacak muhteşem bir eseri Birleşik Krallığa kazandırmış olacağız. Bu düşüncelerle ziyaretimizin ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için barışa, birliğe, beraberliğe vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum." diye konuştu.
"İLK DEFA ÖNÜMÜZE GELMİYOR"
"Termik santrallerle ilgili baca düzenlemesini 2,5 yıl daha erteleyen düzenlemeyi veto ettiniz. Söz konusu düzenleme ile ilgili kararınızı değiştirmenizde ne etkili oldu? Bundan sonraki süreç nasıl işleyecek?" sorusuna Erdoğan, "Her şeyden önce bu erteleme talebi ilk defa önümüze gelmiyor. Daha önce de bu talep geldi ve bu ertelemeler yapıldı. Ne yazık ki yüklenici firmalar buralardaki filtre çalışmalarını gerçekleştirmediler ve şimdi yeniden bir süre uzatımı talebinde bulunuyorlar." diye konuştu.
"BİZ BÖYLE BİR TEKLİFİ PARLAMENTOMUZDAN GEÇİREMEYİZ"
Dünyada "Paris Sözleşmesi" sürecinin yaşandığını anımsatan Erdoğan, "Orada da iklim değişikliği ile ilgili yine birçok önümüze teklif geldi fakat bu teklifleri getirenler sözlerinde durmadılar. Sözlerinde durmadıkları için de biz imzayı atmadık. 'Biz, böyle bir teklifi zaten Parlamentomuzdan da geçiremeyiz' dedik. Kaldı ki şu anda Amerika da bunu imzalamış değil." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, havayı kirleten, insanların temiz hava solumasına fırsat vermeyen bu tür kuruluşları ilanihaye çalıştıramayacaklarının altını çizerek, şöyle konuştu: Yapılacak olan neydi? Bu termik santrallerde daha baştan satışında bu filtrasyonun yapılması kaydı var ama siz bu karara uymazsanız, siz çok daha fazla para kazanacaksınız diye biz halkımızın zehirlenmesine fırsat veremeyiz. Onun için de şu anda bu yıl sonu itibarıyla zaten süre doluyor. Bu yıl sonuna kadar kendileri ne gibi adımlar atarlar bilemem. '2022 sonuna kadar bu işe fırsat verelim, buna imkan verelim', böyle bir şeyi kabul etmem mümkün değildi. Çünkü bir tarafta halkım var, bir tarafta da buradaki sermaye var. Kusura bakmasınlar, biz bu adımı attık. Büyük ihtimalle bu yeniden bir ihaleye gider. Başka bu işin çıkışı yoktur.
"SÖZ VERMİŞLERDİ"
"Termik santraller düzenlemesi AK Parti'nindi. Bu düzenleme Meclisten geçerken kaygılarınızı AK Parti grubuna iletmiş miydiniz?" sorusunu Erdoğan, "O dönemde de aynı şeyler hep gündemimizde oldu. Bunları hep söyledik, konuştuk. Kendileriyle görüşmelerimiz oldu." diye yanıtladı. Bu bacalara, modern anlamda filtreler yerleştirilmediği takdirde bu işin süresinin anında kısıtlanacağını vurgulayan Erdoğan, bu konuda "Ne demek, tabii ki yapacağız, biz de insanımızı, çevreyi düşünüyoruz." diye sözlerin verildiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevre noktasında verilen bu sözlerin tutulmadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti: Şimdi de kendileriyle görüştüğümüzde yine bakıyorsunuz 'işte partikül değerleri şurada, iyice düşürüldü, şöyle oldu, böyle oldu' hala bunları konuşuyorlar. Kardeşim istediğin kadar 'düşürdüm' de ben şu anda halkıma bakıyorum. Halkım diyor ki 'Biz, burada hava kirliliğinden maalesef yaşamakta sıkıntı çekiyoruz', iş bitmiştir. Buradaki kararın vericisi birinci derecede halkımdır. Bu noktaya şu anda süre bitmek üzereyken geldik, kendileri de buna uymadılar, uymadıkları için de benim bunu tekrar Meclise göndermekten başka zaten adil olarak hiçbir çarem olamazdı. Şimdi yapılacak olan iş Mecliste gerekli olan müzakereler, tartışmalar yapılır, bundan sonra büyük ihtimalle de bunun yolu yeniden bir ihaledir veyahut da bu bölgeye süratle bizim zaten doğalgaz noktasında bir sıkıntımız yok, hemen oraya doğalgazı getirebiliriz ve doğalgazla da buradaki enerji ihtiyacımızı gideririz. Burada tabii istihdam noktasında belki bazı sıkıntılar yaşanabilir, o ayrı bir konu. Şimdi onu istismar ediyorlar çünkü. İstihdam noktasındaki bu sıkıntıyı da çok daha farklı bir yolla inşallah ortadan kaldırırız.
"GİTTİĞİ ÜLKELERDE KORUMA ALTINDA"
"İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 'FETÖ elebaşlarından Adil Öksüz'ün yerini biliyoruz' dedi. Avrupa ülkelerinden birinde midir? İzine ne zaman rastlanmıştır? Eğer biliniyorsa geri iadesi istenmiş midir?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bakanımızın buradaki ifadesi aslında... Bu haddini, kendini bilmez malum kişi bu ülkeden kaçmıştır ama tabii sürekli olarak ne yazık ki gittiği ülkelerin yönetimleri tarafından da bunlar koruma altında." dedi. "Bakıyorsunuz çok farklı ülkelere, diyelim ki Belçika'ya kaçıyor orada, oradan işte Almanya'ya geçiyor Almanya'da vesaire... Şu anda ona benzer yüzlerce, binlerce FETÖ'cü terörist buralarda yaşıyor." ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti: Biz, bunların hepsini adreslerini vererek istedik. Buna rağmen buraların yönetimleri maalesef bu FETÖ'cü teröristleri bize bugüne kadar teslim etmediler. Edenler yok mu? Edenler de var. Onları da zaten edildiği zaman açıklamasını yapıyoruz, 'işte filanca ülke, filanca teröristi bize iade etti' diyoruz ama şu anda bununla ilgili böyle bir durum yok. Burada İçişleri Bakanlığımız yapılacak herhangi bir operasyonla karga tulumba alır gelir mi o ayrı bir konu. Onu da zaman içerisinde görürüz."
Erdoğan, "Bugün Avrupalı liderlerle bir araya geleceksiniz İngiltere ziyaretinizde. Güvenli Bölge'yi anlatacaksınız. İlkeli bir tavır görmediğiniz taktirde mülteciler konusunda Türkiye'nin yeniden kapıları açması gündemde mi?" sorusuna, "Dörtlü zirve ile alakalı Güvenli Bölge burada ağırlıklı olarak gündemimizde yer alması önem arz ediyor. Bu konuda da bizim bir Tel Abyad, Resulayn, 120 kilometre ve 32 derinlik var. Burayı birinci derecede kendileriyle görüşeceğiz. İlgilerini, alakalarını özellikle anlamak, bilmek istiyoruz." yanıtını verdi.
"EGEMENLİK HAKKINI SİZİNLE TARTIŞMAYIZ"
Almanya, Fransa, İngiltere'nin yaklaşımını bilemediklerini, bunları kendilerinden dinleyeceklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu: Yaptığımız plan ve proje çalışmalarımızı kendilerine sunacağız. İlgileri, alakaları varsa da bunu biz de dünya ile paylaşacağız, yoksa onu da dünya ile paylaşacağız. Bunun yanında diğer ülkelerle de aynı şekilde bunları paylaşma yoluna gideceğiz. Burada özellikle şu anda Fransa'yı Doğu Akdeniz olayı ciddi manada rahatsız ediyor olabilir. Bizim, Libya ile yaptığımız çalışma da onları ciddi manada rahatsız ediyor olabilir. Bu konuda bunu gündeme getirmeleri halinde, 'attığımız adım, Libya'nın, Türkiye'nin egemenlik hakkıdır, bu egemenlik hakkını biz sizinle tartışmayız' diye kendilerine çok açıkça söyleyeceğiz. Dolayısıyla egemenlik haklarımızla doğan hakkımızı da sizinle tekrar masaya yatırmayız.
"ABD Başkanı Trump ile bir görüşmeniz gündemde. F-35'ler noktasında bir çalışma mekanizması oluşturulması gündemdeydi. Bu süreç ne aşamada?" sorusuna Erdoğan, "Sayın Trump ile eğer gündeme gelirse zaten daha önceleri bu konuda görüşmelerimiz belli. Tekrar bunu gündemde müzakere eder, konuşuruz. Temenni ederim ki neticesi hayırlı olsun." karşılığını verdi.
"MECLİSİMİZDEN GEÇECEKTİR"
"Libya ile önemli bir anlaşma imzalandı. Yunanistan NATO'da bunu gündeme getirip çeşitli kararlar aldırmaya çalışacağını ifade ediyor. Bu çerçevede somut adımlar atmaya çalışırsa hamlemiz ne olur?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi: Yunanistan adımlarını atabilir, bizim de adım atma hakkımız saklıdır. Biz de adımlarımızı atarız, gereği ne ise gereğini de anında yaparız. Bu konuyla ilgili olarak büyük ihtimalle Libya belki Büyükelçisini dahi çekebilir. Şu anda onlar Büyükelçiyle muhatap oluyorlar. Kendilerine göre bazı şeyler söylüyorlar. Dün aldığım bir haberle de Yunanistan Başbakanı Londra'da bizimle bir görüşme talebinde bulundu. Orada kendisiyle de görüşme zemininde bunların hepsini konuşacağız. Bütün milletim bunu bilsin. Yunanistan, Mısır, Güney Kıbrıs böyle bir üçlü çalışmayı yapmaları bizim Libya ile attığımız adımı asla etkilemez. Çünkü biz Libya ile bu noktada yazılı anlaşmamızı yaptık, imzayı attık. Şimdi de Meclisimize gelecek, Meclisimizden de inanıyorum ki bu kahir ekseriyetle geçecektir. Meclisimizden geçtikten sonra da bizim için bu yürürlük kazanmış demektir.
"NATO'ya üye ülkelerden bazıları YPG'yi tehdit olarak görmediklerini ifade ettiler. Ama bu Türkiye için büyük bir tehdit. Türkiye de buna karşılık olarak Baltık savunma planına onay vermedi. Bu konu NATO'da gündeme gelecek mi?" sorusu üzerine Erdoğan, "Gündeme gelecek olursa tavrımız yine odur. Değişen bir şey yoktur. Bizim terör örgütü olarak tanıdıklarımızı NATO tanımıyorsa kusura bakmasınlar. Biz yine onları terör örgütü olarak tanımaya devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Polonya Cumhurbaşkanı ile dün akşam bir görüşmesinin olduğunu, bu konunun gündeme geldiğini ifade eden Erdoğan, "(Londra'da acaba Polonya ve Baltık ülkeleri olarak bir araya gelemez miyiz) dediler. Ne demek dedik, memnuniyetle bir araya geliriz. Bu konuları orada da görüşürüz. Ama bizim terör örgütü olarak telakki ettiğimiz ve kendileriyle terör mücadelesi verdiklerimizi, bizim NATO'daki dostlarımız eğer terör örgütü olarak kabul etmezse, kusura bakmasınlar, orada atılacak her türlü adımın karşısında oluruz." diye konuştu.