Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8. Büyükelçiler Konferansı'na katılan büyükelçilere hitap etti.Erdoğan, Sultanahmet saldırısıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
İşte açıklamasından satır başları:
İstanbul Sultanahmet Meydanı’nda meydana gelen ve Suriye kökenli bir canlı bomba saldırısı olduğu değerlendirilen terör olayını esefle kınıyorum. Canlı bomba saldırısında 10 kişi öldü 15 kişi yaralandı
Ölenlere Allah'tan rahmet diliyorum.Maalesef terör eyleminde ölümüz var. Bunlar yerli, yabancı. Yarım saat, bir saat içinde açıklanacak. Patlamada hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum, yaralananlara acil şifalar diliyorum. Bu hadise, bir kez daha terör karşısında tek yürek olmamız gerektiğiniz göstermiştir. Türkiye'nin kararlı ve ilkeli duruşu devam edecektir. Bizim için adı veya kısaltması ne olursa olsun, birbirlerinden farkları yoktur. Bu bölgede faaliyet gösteren tüm terör örgütlerinin ilk hedefi Türkiye'dir. Çünkü Türkiye bunların hepsiyle aynı kararlılıkla mücadele yürütmektedir.
Dünyada DAİŞ terör örgütüyle Türkiye'den daha kararlı mücadele yürüten, bizim kadar bedel ödeyen başka ülke var mı?
Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere terör örgütü ve müzahir kuruluşlarının etkinliği olan yerlerde, biz de devlet olarak çok daha güçlü bir çalışma ortaya koymak mecburiyetindeyiz. Meydanı terör örgütüne, bölücülere, yıkıcılara bırakmamalıyız.
Terör örgütünün eylemleri yüzünden bölgede yaşayan milyonlarca vatandaşımızın hak ve özgürlükleri ihlal ediliyor ama bu ihlali yapan devlet değil, terör örgütünün ta kendisidir
Hendek kazarak, okulları, camileri, kütüphaneli yakarak, vatandaşımıza hayatı zehir eden terör örgütüdür. Tüm bu gerçeklere rağmen, kendilerine akademisyen denen gürüh bildiri imzalmıyor.
Bunun adı, müstemleke zihniyetidir.
Türkiye bu zihniyetle 100 yıl önce karşılaştı. Türkiye'de Kürt sorunu yoktur. Bu aydın müsveddeleri, kalkıp, devletin katliam yaptığından bahsediyor.
Eyy aydın müsveddeleri, siz karanlıksınız, karanlık. Cahilsiniz. Bakın şu an evler boşaltılıyor.
Hiç birisin Yasin Börü'yü konuşmuyor. 3. katta aşağı atmak süretiyle, onu şehit ettiler.
6-7 Ekim olaylarında 50 kişi öldü.
Sözde aydınlar, bunu lanetlediniz mi? Yabancı akademisyenleri Türkiye'ye davet ediyorum. Öyle kuru kuru imzayla olmaz. Türkiye'de ne oluyor. Görsünler. Terör sorunu mu, yoksa gasp mı, gelsinler kendi gözleriyle görsünler. ABD Büyükelçisi, Chomsky'i davet etsin. 5. kol elemanlarıyla değil, kendi gözleriyle görsünler. Sözde akademisyenler bildirisine imza atan, isimleri bizden ama zihinleri bize yabancı tipleri bir kenara bırakıyorum
Biz 78 milyonun can güvenliğini mal güvenliğini korumak zorundayız. Bunu da geçici köy korucularıyla sağlıyoruz. Sizlerden terörle mücadele konusunda destek vermenizi istiyorum. Bu devletin ekmeğini yiyip de bu millete ihanet edenler en kısa sürede cezalarını çekecekler.
Ne okulda, ne adiyede, ne maliyede hiçbir kurumda, kamu çalışanı olamaz. Böyle bir duruma müsaade edemeyiz. Bu milletimin de hissiyatıdır. Kamu kurumlarını hassas olmaya davet ediyorum.
Bölgemizdeki hiçbir ülke devletlerden devlet, hiçbir toplum da milletlerden millet değildir. Bizim bölgeye bakışımız güncel gelişmelerle sınırlı olamaz. Bizim kültür ve medeniyet anlayışımız tüm dünyaya aynı şekilde bakmamızı gerektiriyor. Bulunduğu yerde Türkiye'yi temsil eden her bir büyükelçi arkadaşımın da aynı heyecanla işine sarılmasını bekliyorum. Sizden asıl beklentimiz bu tarih, kültür ve medeniyet vizyonunu hayata geçirmeniz. Siz sıradan bir büyükelçi değilsiniz, siz bir tarihsiniz. O tarihi geleceğe taşıyacak varislersiniz. Bu tavır binlerce yıllık devlet geleneğimizin bir gereğidir. Ey sözde aydınlar Madaya'da olanlara ses çıkardınız mı? Balkanlardaki, Kafkaslardaki, Kuzey Afrika, Ortadoğu'daki kardeşlerimizin ülkemizin bayrağını gördüklerinde hissetikleri heyecanın sebebini çok iyi anlarız.
G20 Zirvesi'ni büyük bir başarıyla yürüttük. Dünyada ilk kez, gerçekleştirilecek olan Dünya İnsani Zirvesi'ne evsahipliği yapmamızı bunun sonucu olarak görüyorum. Mayıs ayında İstanbul'da bir araya gelinecek. Nisan ayında 13. İslam İşbirliği Teşkilatı Liderler zirvesine evsahipliği yapıyoruz.
Bu zirvenin de ülkemizin tarihi ve sorumlulukları bakımından hayati öneme sahip olduğu açıktır.
2015 yılı krizlerin derinleştiği bir yıl oldu. Halk hareketlerinin yol açtığı büyük umutlar yerini acıya, kaosa, savaşa bıraktı. Bir yanda terör örgütleri, diğer yandan rejim ve onu destekleyen ülkeler Suriye halkına zulmettiler. Göç krizi hepimizi üzen sahnelere yol açıyor.
Rusya, Suriye davet ettiği orada olduğunu açıklıyor. Pesi sizi Ukrayna, Gürcistan'a neden girdiniz.Rusya Lazkiye'de butik bir Suriye kurmak için operasyon düzenliyor.
Paralel devlet yapılanmasının üzerine gideceğiz.