Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dünyaya çok sert 5 mesaj!
Erdoğan BM’de FETÖ, terör, mülteciler, Suriye ve BM konusunda sert mesajlar verdi, “FETÖ ile mücadele etmezseniz yarın çok geç olabilir. Suriye tükeniyor. Mültecilere yardımda dünya sınıfta kaldı. DEAŞ, YPG ve PKK’ya dikkat” dedi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, New York’taki BM’nin 71. Genel Kurulu’nda, “FETÖ ile mücadele etmezseniz yarın geç olabilir. BM’nin yapısı yeniden gözden geçirilmeli. Dünyanın temsil edilmediği BM Güvenlik Konseyi adaleti temsil edemez” dedi. Erdoğan’ın tarihi konuşması şöyle:
DAEŞ, PKK terörü uyarısı
Dünya bilimde, sanatta parlak bir tablo sunsa da bu tablonun bir de utanç verici yüzü var. Suriye’de, Irak’ta terörün kıskacında inleyen yüz binlerce kadın çocuk ve genç öldürülmeye devam ediliyor. Ölüm ve zulümden kaçan mülteciler Avrupa şehirlerinde aşağılayıcı muamelelerle karşı karşıya kalıyor. DEAŞ, El Nusra, YPG ve PKK gibi terör unsurları bölgedeki eylemlerini sürdürüyor.
Dünyanın birçok ülkesinde insanlar açlık ve sefaletle boğuşuyor. Daha acısı bu krizlerin çoğu kolayca çözülebilecek mahiyette. Gelecek nesillerin huzuru, refahı ve güvenliği bugün atacağımız adımlara bağlı. Zaman sorunların üzerine kararlılıkla gitmek zamanıdır.
Milletimle iftihar ediyorum
Günümüzde terör örgütleri çeşitli şeylere başvuruyor. 15 Temmuz gecesi Fetulahçı Terör Örgütü’nün başlattığı darbe girişimine maruz kaldık 241 vatandaşımızı şehit ettiler. Parlamento binamız bu terör örgütü tarafından savaş uçaklarıyla bombalandı. Tanklar insanları ezip geçti. Helikopterlerden sivillerin üzerine ateş açıldı. Bu darbe girişimi milletimizin demokrasisine, geleceğine ve anayasal düzenine kahramanca sahip çıkmasıyla bertaraf edildi. Milletimle iftihar ediyorum. Ve 29 gün gece sabahlara kadar demokrasi nöbetleri tuttukları için iftihar ediyorum. Hain darbe teşebbüsünü canını hiçe sayarak, bedenini tanklara siper eden milletimle iftihar ediyorum. Karşınızda bulunuyorsam milletimizin cesur ve asil duruşu sayesindedir”
FETÖ ile mücadele şart!
Bugün temsil edilen ülkelerin büyük bölümü bu yapılanmanın tehdidi altındadır. Türkiye’nin ötesinde tüm dünyayı boyunduruğu altına almak gibi derin sapkınlık içerisindedir. Devlet kurumlarına sızmak, toplumu etkilemek ve ekonomik kaynaklara hakim olma hedefindeler. FETÖ’ye karşı süratle önlem alınması çağrısında bulunuyorum. FETÖ ile mücadele etmezseniz yarın çok geç olabilir. Bu örgütün kurumları ve örgütle bağlantılı kişiler tarafından kullanılan Türkiye gibi ifadelerin kesinlikle ülkemizle ilgisinin bulunmadığını belirtmek isterim.
Niye geldiniz demiyoruz...
Suriye’de 12 milyon insan yerini yurdunu kaybetti. 2 milyon 700 bini benim ülkemde. Evimizde misafir ediyoruz. Niye Türkiye’ye geldiniz demiyoruz. Kapılarımızı kapatmadık, zira uçakların attığı bombalardan kaçan bu insanlara karşı bizler insani ve vicdani görevimizi yaptık, devam edeceğiz. Dünya, Batı almayabilir, ama biz alacağız. Çünkü insanız.
25 milyar dolar harcadık...
Suriye halkı katil ve terörist bir iktidarın pençesinde tükeniyor. Bu süreçte uluslararası toplum sınıfta kaldı. Şu ana kadar bizim faturalı harcamamız 12 buçuk milyar dolardır. STK’lar, belediyelerin yaptığı harcamalar bir o kadar. Toplam 25 milyar dolar harcama yapıldı. Peki dünyadan ne geldi? Çatısı altında bulunduğumuz BM’den gelen destek 525 milyon dolar. Başka herhangi bir şey yok. Avrupa Birliği de verdiği sözleri tutamadı. UNICEF’e 178 milyon dolar gönderdiler, o kadar. Fakat Türkiye’ye gelen yardım söz konusu değildir.
14 yaşında canlı bomba...
Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunmasına en fazla önem veren ülke Türkiye’dir. Suriye’nin topraklarında gözümüz yoktur. Suriye, Suriyelilerindir. Suriye muhalefetine verdiğimiz destekle başlayan Fırat Kalkanı Harekatı, umutsuzluğun hakim olduğu bölgede dengenin yeniden tesisi bakımından kritiktir. Güvenli bir bölge oluşturma çağrısında bulunuyoruz. 911 km sınırımız var. Ve Türkiye tehdit altındadır. Sabrettik ancak 24 Ağustos’ta Gaziantep’te bir düğün merasiminde 14 yaşındaki çocuğu canlı bomba yapmak suretiyle kalabalığın içerisinde göndererek patlattılar. O ana kadar duran Türkiye artık duramazdı ve ılımlı muhaliflerle birlikte bizler bu olaya müdahale ettik. Cerablus’tan DEAŞ’ı derdest ettik. Rai’de de aynı şekilde. Böylece Cerabluslu Cerablus’a, Rai’li Rai’ye yerleşti. Terör koridoru olmaktan çıktı bölge, barış koridoru halinde geldi.
Yardıma izin verilmiyor
Ateşkes ortadan kalktı ve BM’nin konvoyuna rejim tarafından saldırı yapıldı. Suriye rejimi BM gözetimindeki yardımların acil insani yardıma ihtiyacı olan Halep halkına ulaşmasına izin vermiyor. Rejimin insanları açlığa mahkum ederek ‘ya teslim ol, ya öl’ politikasına daha ne kadar müsamağa gösterilecek?
AB verdiği sözleri unuttu...
Dünyada en az gelişmiş ülkelere destek konusunda ilk 3 sırasında ABD, Türkiye ve İngiltere var. Gayri safi milli hasılaya göre en fazla biz yardım ettik. G20’nin gündemine göç ve terörizm konularının alınması ülkemizin girişimleriyle oldu. Ege denizindeki ölümlerin önünü almak için 2015 Ekim’inde günlük 7 bin olan düzensiz göç olayının son aylarda 50’ye düşmesini sağladık. Türkiye, AB mutabakatında taahhütlerini başarıyla yerine getirdi. Ancak AB’nin verdiği sözleri unuttuğunu ve karşımıza sürekli suni mazeretlerin çıkarıldığını görmenin üzüntüsü içerisindeyiz.
BM YENİDEN DÜZENLENMELİ...
‘Dünya 5 ülkeye mahkum değil...’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birleşmiş Milletler yeniden düzenlenmeli” dedi, ekledi:
Dünya 5’ten büyüktür gerçeğini her fırsatta uluslararası kamuoyuna hatırlatıyoruz. 1. Dünya Savaşı şartları içerisinde yapılmış BM konseyini aynı şeyi yaşamamız mümkün değil. 5 ülkenin ağzına dünyayı mahkum edemezsiniz. Ama dünya şimdi bu 5 ülkeye mahkum edildi. Böyle bir BM Güvenlik Konseyi olamaz. Tüm dünyanın temsil edilmediği BM Güvenlik Konseyi, adaleti tesis edemez. Düşünebiliyor musunuz üç tane ülke Avrupa’dan, bir ülke Asya’dan, bir ülke ABD. Dünyanın diğer ülkeleri ne olacak? Bunları bir kenara koyuyoruz. 20 ülke mi BM Güvenlik Konseyi’nde olacak? Bunlar daimi olsun. Ve hepsi de dünyayı temsil etmek üzere tüm dünya ülkeleri burada yerini alsın. Adalet ancak böyle tesis edilir.
Siyasetçi doğruları söylemeli...
Siyasetçi omurgalı olacak, inandığı doğruları söyleyecek. Eğer demokrasi diyorsak ancak bu şekilde sağlayabiliriz. Irkçılık ve İslam karşıtlığı milyonlarca vatandaşı olan Türkiye için önemli bir konudur. 10 yıl önce dönemin İspanya Başbakanı ile bu tehditlere karşı kalıcı çözümler amaçlıyordu. 2010’da Finlandiya ile BM çatısı altında barış için arabuluculuk girişimine ilginin artmasından da memnuniyet duyuyoruz. Birlikte oluşturduğumuz 2030 Birlikte Kalkınma hedefi hepimiz için iddialı şeyler içeriyor. Türkiye olarak 2011 yılında yaptığımız en az gelişmiş ülkelere yılda 200 milyon dolar verme iddiamızın üzerine çıktık.
71. Genel Kurul’un yaşanan acıları dindirmek ve dünyamızı değiştirmek için bir başlangıç olmasını diliyorum. BM üyesi tüm ülke ve halkları, ülkemin en kalbi duyguları ile selamlıyorum.