Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan asgari ücret ve enflasyonla mücadele mesajı: Sözümüze bir kez daha sadık kaldık
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu'nda Muhtarlar Toplantısı'nda açıklamalarda bulunarak, "Buradan İçişleri Bakanımıza talimat veriyorum; muhtarlıklarımızın günümüz şartlarına göre yeniden yapılandırılası çalışmalarını gündeme alın. Vatandaşlarımızın, muhtarlarımızın, belediye başkanlarımızın, kaymakamlarımızın, valililerimizin görüşlerini alarak çalışmayı süratle hayata geçirelim. Meclis tatile girmeden, yetişmezse önümüzdeki yasama yılında çözüme kavuşturalım." dedi. Asgari ücret ile ilgili de konuşan Erdoğan, "Yeni asgari ücretle çalışanları enflasyona ezdirmeme sözümüze bir kez daha sadık kaldık. Yeni asgari ücretin işverenlere, çalışanlara ve ailelerine hayırlı olmasını diliyorum." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Güvenlik ikliminin bozulduğu bir dönemde Türkiye, yakın tarihinin en önemli terörle mücadele harekatlarını gerçekleştirmiştir. İşte gördünüz; 12 şehidimiz oldu, değil mi? Peki ardından ne oldu? 3 gün içinde 59 teröristi gömdük" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, "Öncelikle bu sabaha karşı Kuzey Marmara Otoyolu Sakarya mevkisinde meydana gelen zincirleme trafik kazasında hayatını kaybeden 10 insanımıza Allah’tan rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Yaralanan 59 vatandaşımızın hastanelere sevki yapılmış, tedavilerine süratle başlanmıştır. Kaza ile ilgili soruşturma Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından titizlikle yürütülmektedir. Sis, kar, gizli buzlanma, yağmur gibi yol ve sürüş güvenliğini tehdit eden kış mevsiminde sürücülerimizi daha dikkatli olmaya, trafik kurallarına daha fazla riayet etmeye çağırıyorum. Yüreklere acı salmamak için lütfen hep birlikte daha sorumlu davranalım" dedi.
'MUHTAR, PİRAMİDİN TEMELİDİR'
Erdoğan, Muhtarlar Toplantısı'nın 53’üncüsünün yapıldığını, 2015 yılı Şubat ayından bu yana 10 binlerce muhtar ile kucaklaştıkları toplantılar yaptıklarını söyleyerek, "Ülkemizde muhtarlarımız ile bu derece yakın ve hasbi ilişki kuran bir başka Cumhurbaşkanı, başbakan, siyasetçi bulamazsınız. Peki niçin muhtarlarla bu kadar sık ve yakın irtibat halindeyiz? Çünkü muhtar, bu ülkenin yönetim sistemi piramidinin temelidir. En geniş ağının temsilcisidir. Aynı sistemin en üst temsilcisi olarak muhtarlarımızla sırt sırta verdiğimizde hem milletimizin nabzını en iyi şekilde tutacağımızı, hem 85 milyonun her bir ferdine ulaşabileceğimizi, hem de ülkenin gerçek fotoğrafını görme imkanı bulabileceğimizi biliyoruz. Sağ olsunlar muhtarlarımız da bu konuda bize her türlü desteği veriyor, her türlü katkıyı sağlıyor. Biz de 2002'den itibaren demokrasimizin uç beyleri olarak gördüğümüz muhtarlarımızı her alanda destekledik. İçişleri Bakanlığımız bünyesinde bir Muhtarlar Daire Başkanlığı kurduk. Aynı şekilde büyükşehir belediyelerinde Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanlıkları diğer belediyelerde de Muhtarlık İşleri Müdürlükleri ihdas ettik. Muhtarlık Bilgi Sistemiyle, devlet ile muhtar ve vatandaş arasında işleyen bir kanal oluşturduk. Muhtarlarımızın maaşlarını, sigorta primlerini ve diğer özlük haklarını yaptıkları işle mütenasip seviyeye getirdik" diye konuştu.
‘MUHTARLARIMIZ HEM KIRSALDA HEM ŞEHİRDE GEREKLİDİR’
Erdoğan, afet sonrası yapılan ayni yardımların dağıtım sistemine de muhtarların dahil edildiğini aktararak şöyle konuştu:
"İnşallah önümüzdeki dönemde bu hizmetleri çok daha ileriye taşıyacağız ve bu şekilde yolumuza devam edeceğiz. Muhtarlık kurumu, bizim idari sistemimize mahsus bir yapıdır. Belediye başkanlığı, kaymakamlık, valilik gibi üst müesseselerle vatandaşlarımız arasındaki bağın sağlıklı ve sürdürülebilir olmasını muhtarlıklarımız temin ediyor. Tabii gelişen teknoloji ve idari sistemimizin kendini buna göre yenilemesi ister istemez muhtarlık kurumunun da yeniden ele alınmasını gerektiriyor. Muhtarlık kurumunun lav edilmesi ile ilgili zaman zaman gündeme getirilen önerilere katılmıyoruz. Güvenlikten sosyal desteklerin adaletli dağıtımına kadar pek çok vazife üstlenen muhtarlıklarımız hem şehirde hem kırsalda gereklidir. Ancak teknolojideki ve idari sistemimizdeki gelişmeler göz önünde bulundurularak muhtarlıklarımızın işlevlerinin yeniden düzenlenmesi, daha etkin hale getirilmesi, elbette düşünülebilir. Muhtar hizmet binalarının gereken altyapı ile donatılmasıyla bu dönüşüm kolayca gerçekleştirilebilir. Devletin 8-10 haneli en küçük köyünden kimi şehirlerimizde 10 binlerce nüfusu barındıran mahallelerine kadar ülkemizin her köşesindeki 50 bin gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olan muhtarlarımızla aramıza kimseyi sokmayacağımızı defalarca söyledik. Bir kez daha tekrar ediyorum; muhtarlarımız köylerinde, mahallelerinde bizim temsilcilerimizdir. Onları kimseye ezdirmeyiz. Kimseye istismar ettirmeyiz."
'MUHTARLIKLARIMIZIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINI GÜNDEME ALALIM'
Erdoğan, "Buradan İçişleri Bakanımıza talimat veriyorum; muhtarlıklarımızın günümüz şartlarına ve gelecekteki ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılmasına yönelik çalışmaları mutlaka gündeme alalım. Vatandaşlarımızın, muhtarlarımızın, belediye başkanlarımızın, kaymakamlarımızın ve valilerimizin gerekiyorsa diğer bakanlıklarımızın görüşlerini almak suretiyle çalışmayı süratle tekemmül ettirelim. Yetişirse meclis tatile girmeden yetişmezse önümüzdeki yasama yılında inşallah bu meseleyi çözüme kavuşturmayı arzu ediyoruz. Böylece muhtarlıklarımızın da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin dinamik yapısına uygun şekilde milletimize daha iyi, daha kaliteli hizmet verebilmesini sağlamayı hedefliyoruz. Malum olduğu üzere biz buralara ‘muhtar bile olamaz’ manşetlerini çiğneyerek geldik. Bizi namertlere değil, muhtarlarımıza sorun" ifadelerini kullandı.
'İSTİKLAL MÜCADELEMİZ HİÇ BİTMEDİ'
Erdoğan, Türkiye'nin dünyanın en kadim devletlerinden biri olduğunu vurgulayarak, "Malazgirt‘ten beri bayrağımızı dalgalandırdığımız bu topraklar insanlığın en eski ve gözde yerleşim yeri olması sebebiyle gözlerin hep üzerinde olduğu bir coğrafyadır. Böyle bir coğrafyada bin yıldır bayrak dalgalandırmanın elbette bir bedeli var. Ecdadımız bu bedeli kanıyla, canıyla, emeğiyle, mücadelesiyle vererek istiklalini korudu, istikbalini açık tuttu. ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğurunda ölen varsa vatandır.’ Son 1,5 asrımız bu bakımdan epeyce zorlu geçti. Çanakkale’den Sarıkamış’a, Kutül Amare’den milli mücadeleye kadar gerçekten çok büyük fedakarlıklarla yürüttüğümüz bir sürecin ardından Cumhuriyetimizle yeni bir dönemin kapılarını açtık. Cumhuriyet tarihi boyunca da istiklal ve istiklal mücadelemiz hiç bitmedi. Her dönem bir başka senaryoyla, bir başka görünümle karşımıza çıkan düşmanlarımız son 40 yıldır PKK ve uzantıları eliyle aynı sinsi ve hain emelin peşinde koşuyor. Amaç milletimizi tüm tarihi, birikimi, değerleri ve varlığıyla bunu topraklardan hatta mümkünse dünya üzerinden kazıyıp atmaktır" dedi.
‘BU COĞRAFYADA YAŞAMANIN BEDELİNİ HER GÜN ÖDEDİK’
Erdoğan, Türkiye düşmanlarının bugüne kadar emellerine ulaşamadıklarını ama bundan asla da vazgeçmediklerini ifade ederek, "Biz de ülkenin yönetimini üstlendiğimiz son 21 yıldır devletimiz ve milletimiz adına bu coğrafyada yaşamanın bedelini neredeyse her gün ödedik, ödüyoruz. Asıl mesele ülke içinde birilerinin hala Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada neye tekabül ettiğinin farkına varamamış veya farkındaysa bile kabul edememiş olmasıdır. Dış politikadan terörle mücadeleye ve yatırımlara kadar her konuda bu çarpıklığın tezahürleri ile karşılaşıyoruz. Ülkemizdeki siyasi ve sivil muhalefetin içler acısı hali bizi üzmekle birlikte biz milletimize olan yükümlülüklerimize bakıyor, onları hakkıyla yerine getirmenin çabasını güdüyoruz. Toprak bütünlüğümüze sahip çıkmak, devletimizin üniter yapısını korumak, milli birlik ve beraberliğimizi muhafaza ve müdafaa etmek, milli bekamızın teminatı olan da ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan tek devlet’ ilkesini her şart altında gözetmek bizim kırmızı çizgimizdir. Bunların yıpratılmasına kesinlikle fırsat veremeyiz, taviz veremeyiz. Buradan kararlı bir şekilde yolumuza devam edeceğiz" diye konuştu.
’12 ŞEHİDİMİZİN ACISI MİLLETÇE HEPİMİZİN YÜREĞİNİ DAĞLADI’
Erdoğan, terörle mücadele operasyonlarının durmaksızın devam edeceğini bildirerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Daha önce kendi şehirlerimizde, kendi dağlarımızda, kendi karakollarımızda gerçekten içimizi acıtan, kalbimizi sıkıştıran alçak terör eylemlerine maruz kalıyorduk. Şimdi sınır ötesinde teröristleri kendi üstlerinde, kendi mağaralarında imha ediyoruz. Bugün sınırlarımız içinde terör bitme noktasına geldiyse bunun en önemli sebebi Irak ve Suriye sahasında yürüttüğümüz operasyonlardır. Elbette bu mücadelede zaman zaman şehitlerimiz de oluyor. Geçtiğimiz günlerde 2 ayrı çatışmada verdiğimiz 12 şehidimizin acısı milletçe hepimizin yüreğini dağladı. Bizim inancımız şehadet en yüce mertebedir. Şehitlik makamı, peygamberlere komşuluk makamıdır. Şehitlerimiz en büyük mükafatı Rabbimiz katında alacaklardır. Rabbim cümle şehitlerle birlikte 12 kahraman askerimizi de cenneti ile cemali ile müşerref eylesin diyorum. Bu topraklar için toprağa düşmüş şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Şehitlerimizin kanına asla yerde bırakmadık, bırakmıyoruz. 22 Aralık’tan beri icra edilen harekatlarda 59 terörist etkisiz hale getirildi’’
'TERÖR ÖRGÜTÜ İÇİN KRİTİK ÖNEMDEKİ 70 TESİS VURULDU'
Erdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Suriye’nin kuzeyindeki terör altyapısına ve ele başlarına yönelik son derece başarılı operasyonlar icra ettiğine değinerek, "Bu kapsamda terör örgütü için kritik önemde 70 tesis vuruldu. Bunların içinde adeta petrol rafinerileri var. Bunların hepsini vuruyoruz. Ve buralar günlerce yanıyor. Durmayacağız. Nerelerde bunlar için bu tür kaynaklar varsa işte onların bu kaynaklarını vurarak yok edeceğiz, yok ediyoruz. Ve bütün bunlarla beraber teröristler de bertaraf oluyor. Bu operasyonlarımızı son teröristte ülkemiz ve milletimiz için bir tehdit unsuru olmaktan çıkarılıncaya kadar kararlılıkla devam edeceğiz. Burada şu hususu ifade etmek durumundayım; Kuzey Irak’taki operasyon bölgemiz coğrafi ve iklim şartları bakımından gerçekten çok zor bir yer. Teröristler işte bu zorluğu kullanarak 40 yıl boyunca ülkemiz topraklarına rahatça girip çıktılar. Eylemlerini yaptılar. Kan döktüler. Vahşet sergilediler. Irak ve Suriye’de güvenli hale getirdiğimiz alanlarla biz terör örgütünün bu imkanını elinden aldık. Askerlerimizin operasyon yürüttüğü yerler öylesine zor şartlara sahip ki kalıcı üs bölgelerini hemen kurmak ve gelişmiş güvenlik sistemlerini çalışır hale getirmek mümkün olmuyor. Ama durmuyoruz. Yine üzerine üzerine gidiyoruz" diye konuştu.
'OPERASYONLARIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ'
Erdoğan, Türkiye’nin son 6-7 yılının terörle mücadele tarihi açısından en başarılı ve en sonuç alıcı yıllar olarak tarihe geçtiğini belirterek, "Dünyadaki risk ve tehditlerin hiçbirine prim vermedik. Güvenlik ikliminin bozulduğu bir dönemde Türkiye yakın tarihinin en önemli terörle mücadele harekatlarını gerçekleştirmiştir. İşte gördünüz. 12 şehidimiz oldu; değil mi? Peki ardından ne oldu; 3 gün içinde 59 teröristi gömdük. Hatırlanacağı üzere 15 Temmuz’un hemen ardından ülkemizin terörle mücadele konseptinin değiştiğini, artık tehditlerle sınırlarımız içinde değil; kaynağında mücadele edeceğimizi tüm dünyaya ilan etmiştik. Güney sınırlarımız boyunca yeni konsepte uygun adımları atmış, teröristlerin başlarını inlerinde ezecek harekatlar başlatmıştık. Türkiye’yi güneyinden kuşatmayı hedefleyen emperyalist oyunu böylece bozmuştuk. Bugün de aynı anlayışla sınırlarımız ötesindeki operasyonlarımızı sürdürüyoruz. Teröristlerin vatan topraklarını o necis ayaklarıyla kirletmesine müsaade etmiyoruz" dedi.
'ÜS BÖLGELERİMİZİN ALT YAPISINI TAMAMLAYACAĞIZ'
Erdoğan, terörle mücadelenin devam edeceğini vurgulayarak, "Geçtiğimiz yıllarda kalıcı üs bölgelerimiz için Kuzey Irak’ta yüzlerce kilometre yol yaptık. Kontrol altına aldığımız yeni yerlerde de aynı faaliyetleri yürütüyoruz. Ama dediğim gibi şartlar, arzu ettiğimiz hızda ilerlememizi güçleştiriyor. İnşallah baharla birlikte yeni üs bölgelerimizin altyapılarını tamamlayacak, teröristleri bir daha buralara ayak basamayacak hale getireceğiz" dedi.
'MİLLETİMİZE HAVALE EDİYORUZ'
Erdoğan, bölgedeki şartları bilmeyen, terörle mücadele stratejisinden ve buna göre uygulanan taktiklerden haberi olmayanların PKK ve uzantılarının ağzıyla kendilerini eleştirdiğini söyleyerek şöyle konuştu:
"Halbuki yaptıkları iş terör örgütünün değirmenine su taşımaktır. Dünyada böyle bir siyaset anlayışının örneğine rastlamazsınız. Hiçbir ülkede kendi devletinin güvenlik stratejilerini ve mücadelesini değersizleştirmeye ve hatta çökertmeye çalışan muhalefet örneği yoktur. Türkiye hariç hemen hiçbir ülkede terör örgütünün propaganda çarkına 'dişli' olmayı maharet zanneden bir muhalefet asla bulamazsınız. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinin dahi örnek aldığı sınır güvenliği ve sınır ötesi tehditleri önleme çalışmalarımızı beğenmeyen muhalefetin buna karşı alternatif bir çözüm teklifi ise mevcut değildir. Aslında bunlar PKK’nın Suriye uzantısı ‘PYD’yi terör örgütü olarak görmüyoruz’ diyerek Irak-Suriye tezkeresine bölücü örgütün siyasi uzantılarıyla beraber ‘ret oy’ vererek, kurultay kürsüsünden hapisteki teröristlere sırayla selam göndererek, Meclis'te 4 farklı partinin teröre karşı ortak irade sergilediği bildiriye uyduruk gerekçelerle imza atmaktan kaçarak, hasılı terör örgütüne şaşı baktıklarını vesileyle göstererek, terörle mücadele gibi bir dertlerinin olmadığını açıkça ortaya koymuşlardır. Sırf konuşmuş olmak, sırf hükümetin ‘ak’ dediğine ‘kara’, ‘kara’ dediğine ‘ak’ demiş olmak, sırf kendi tabanına çalışıyor görüntüsü vermek, sırf emperyalistlere şirin gözükmek için terör örgütü PKK ve uzantılarıyla demlenmeyi içlerine sindirenleri milletimize havale ediyoruz."
'KOÇ BAŞLIĞI YAPANLARI MİLLETİMİZ AFFETMEYECEK’
Erdoğan, terör örgütleri ile mücadelenin bir parti meselesi olmadığına dikkat çekerek, "Siyaset kurumunun terör gibi doğrudan milli güvenliğimize dair bir konuda güç birliği için hareket etmesi millete karşı mesuliyetin gereğidir. Kendi kişisel ihtirasları ve parti içi iktidar hesapları uğruna bölücü örgütün emellerine koçbaşlığı yapanları milletimiz asla affetmeyecektir. Sizlerden muhtarlarımız olarak bu hakikatleri, bu ihanetleri, bu çarpıklıkları, kimi muhalefet aktörlerinin içine düştükleri bu gaflet hallerini kendi köylerinizde, kendi mahallelerinizde oturan vatandaşlarımıza mutlaka anlatmanızı bekliyorum. Şayet meydanı bu kifayetsiz muhterislere bırakırsak bunun vebalini hiçbirimiz taşıyamaz. Ülkemizin tek derdi, tek sıkıntısı terörle mücadele olsa kahraman güvenlik güçlerimiz ile milletimizin birlik ve beraberliği sayesinde bunun üstesinden geleceğimizden hiçbir şüphemiz yoktur. Ama coğrafyamızın bize dayattığı başka sınamalarla da karşı karşıyız. Deprem gibi tabii afetlerle, iklim değişikliği gibi küresel sorunlar bunlardan biridir. Siyasi, ekonomik ve askeri bağımsızlığımızı korumak bunlardan biridir. Milli birlik ve beraberliğimize yönelik tehditlere karşı tek yürek, tek bilek halinde karşı durmak bunlardan biridir. Hamdolsun Türkiye tüm bu mücadeleleri aynı anda yürütebilecek güce, iradeye, imkana, kararlılığı sahiptir" diye konuştu.
'İSTANBUL’DA 350 BİN KONUTUN DÖNÜŞÜMÜNÜ TAMAMLAMAYI HEDEFLİYORUZ'
Erdoğan, Türkiye’yi depreme karşı hazırlama çalışmalarının sürdüğünü de söyleyerek, "Bir yandan 6 Şubat depremlerinde yıkılan şehirlerimizi ayağa kaldıracak, inşa ve ihya faaliyetlerini hızla sürdürürken diğer yandan da deprem tehdidi altındaki şehirlerimizi güçlendirme çalışmalarını yürütüyoruz. Yüzyılın Dönüşümü İstanbul Programı da bu anlayışla hayata geçirdiğimiz projelerden biridir. Kentsel Dönüşümün Yarısı Bizden Kampanyası ile İstanbul’da 350 bin konutun dönüşümünü süratle tamamlamayı hedefliyoruz. Hane başına çeşitli başlıklar altında toplam 1,5 milyon liralık desteği içeren bu kampanyanın İstanbul'umuza ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
'MERKEZ BANKASI ZEREVLERİ REKOR KIRDI'
Erdoğan, Merkez Bankası rezervlerinin tarihinin en yüksek rakamı olan 145 milyar 456 milyon dolara ulaşarak rekor kırdığını söyledi. Erdoğan, "İnşallah bu rakamı finansal güvenliğimizi tahkim için daha da artıracağız. Hayat pahalılığının yol açtığı sıkıntıların farkındayız. Bunun etkilerini azaltmak için bütçe imkanlarını zorlama pahasına, çalışanlarımızın ve emeklerimizin maaşlarında yüksek oranlı artışlara gittik. Geçtiğimiz yıl ortalama memur maaşını yüzde 129 ve asgari ücreti yüzde 107 oranında artırdık. En düşük emekli maaşını yüzde 114 oranında yükseltirken bayram ikramiyelerini neredeyse 2 katına çıkardık. Tek sefere mahsus 5 bin lira ilave ödeme yaptık, yapıyoruz. Dün açıkladığımız 2024 yılı asgari ücret rakamını da bu tablonun tamamlayıcısı olarak görüyoruz. Yüzde 49 artışla 17 bin 2 ile çıkan yeni asgari ücretle ‘çalışanları enflasyona ezdirme' sözümüze bir kez daha sadık kaldık. Yeni asgari ücretin işverenlere, tüm çalışanlarımıza, ailelerine ve aziz milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Hiç şüphesiz tüm bunlar önemlidir; ama yeterli değildir. Devletimizin imkanları arttıkça çok daha fazlasını yapacağımızı milletimiz zaten biliyor" diye konuştu.
'ENFLASYONUN ATEŞİ DÜŞMEYE BAŞLADI'
Erdoğan, 85 milyon vatandaşın tamamını olumsuz etkileyen enflasyonla mücadelede geri adım atmayacaklarını vurgulayarak, "Rakamlar son aylarda enflasyonun ateşinin düşmeye başladığına işaret etmektedir. Önümüzdeki dönemde enflasyondaki ivme kaybı daha net görülecektir. Piyasa gerçekleriyle açıklanamayacak şekilde fahiş fiyat artışlarına giden açgözlülere yönelik denetimlerimizi de yoğunlaştırarak devam ettireceğiz. Milletimizin her bir ferdinin refah seviyesini hak ettiği düzeye yani dünyanın en gelişmiş 10 ekonomisinin vatandaşları seviyesine çıkartana kadar durmadan dinlenmeden çalışacağız" ifadelerini kullandı.