Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ülkemiz adına büyük kazanımdır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki Mehmet Akif Ersoy'u anma programında konuştu. Erdoğan, görüşleri, politik tavırları, duruşları farklı olan siyasi partilerin milli bir meselede ortak tutum almasının ülke adına büyük bir kazanım olduğunun altınız çizerek, 'İstiklal Marşı, Türküyle, Kürdüyle, Çerkeziyle, Arabıyla, Alevisi, Sünnisi, Lazıyla 84 milyonun ortak değeri, ortak paydasıdır. Bu vatanın ekmeğini yiyen, havasını soluyan, bugün bu topraklar üzerinde özgürce yaşayan hiç kimsenin İstiklal Marşı ile sorunu olamaz. dedi.'
11.03.2021 - 18:48 | | DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstiklal Marşı'nın kabul edilişinin 100'üncü yılı şerefine Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 'İstiklal Marşı'nın Kabulünün 100'üncü Yılı ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Programı'na katıldı. Sanat ve politika dünyasından pek çok ismin katıldığı programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'u rahmet ve hürmetle andığını belirtti. Erdoğan, "Bu vesileyle merhum Akif'in, 'Şanları, Bedir'in Arslanlarına eş' dediği Çanakkale şehitlerine, İstiklal Harbi'nde göğüslerini siper ederek yurdumuzu alçaklara uğratmayan tüm kahramanlarımıza, Kıbrıs Barış Harekatı'nı zafere taşıyan Mehmetçiklere, mücahitlere, direniş erlerine, 15 Temmuz gecesi çıplak elleriyle FETÖ'cü hainlerin hayasız akınlarını durduran milli irade sevdalarına, terör örgütlerine karşı yurt içinde ve dışında destan yazan güvenlik görevlilerimizin her ferdine Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Gazilere şükran sunuyor, hayatta olanlara sağlık afiyet diliyorum" diye konuştu.
'MÜSTEMLEKE AYDININA KARŞI SEMBÖLDÜR'
Mehmet Akif Ersoy'da ve Türk milletinde mevcut olamayan hiçbir duygu ve hasletin İstiklal Marşı'na girmediğini belirten Erdoğan, "Akif, ülkemizde halen sıkça rastladığımız müstemleke aydınına karşı bu toprakların sesi, soluğu olmuş sembol bir şahsiyettir. Cenap Şehabettin, 'Kimse Akif kadar saf ve şeffaf bir billuri beyan içinde menazırı milliyeti teşhir etmemiştir' diyor. İşgal orduları cirit atarken, koltuğunda Sebîlürreşâd klişeleriyle şehir şehir dolaşan Akif, milleti kıyama çağıran milli mücadele önderidir. Gazi Mustafa Kemal tarafından Akif milli mücadeleye katılmaya çağrılan ilk şairdir. Kendisi, Gazi'nin davetine anında icabet etmiş çoğu zaman yürüyerek İstiklal Harbimizin manevi cephesini oluşturmak üzere Ankara'ya gelmiştir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un sadece günlük hayatta değil eserlerinde de özü, sözü, yazdıkları ile yaşantısında tezat olmayan; dürüstlük timsali, atalet ve karamsarlık düşmanı biri olduğunu kaydederek, "Akif, hiçbir zaman makam mevki peşinde koşmamıştır. En büyük şair olmasına rağmen övüldüğünde yüzü kızaracak kadar mahcup bir hayat yaşamıştır. Kendisi sadece rahmetle anılmayı murat etmiştir" ifadelerini kullandı.
'MİLLİ MUTABAKAT METNİMİZDİR'
Ersoy'a 'mahalle kahvesi hatibi' diyerek tahkir edenlerin unutulup gittiğini, milletin Milli Şairi'ni baş tacı ettiğini, vefatından sonra da hürmetle hatırladığını söyleyen Erdoğan, "Merhum Akif, örnek hayatı yanında geride milli mutabakat metnimiz olan İstiklal Marşı'nı da bırakmıştır. 'Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak' diye başlayan, 'Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklal' diye biten İstiklal Marşımızın 10 kıtası bizim milli andımızdır. İstiklal Marşı millet olarak aidiyetimizin, değerler manzumemizin istiklal ve istikbal anlayışımızın remzidir, sembolüdür. Elbette her milletin bağımsızlığının nişanesi olan bir marşı vardır. Ancak 7 düvele karşı yürütülen Kurtuluş Savaşı sırasında her mısrası göz yaşlarıyla kabul edilen başka marş yoktur. İstiklal Marşı bir tekkede yazılmış, ilk kez bir camide okunmuş, milletin Meclisi'nde de alkışlar eşliğinde kabul edilmiştir. Ülkenin içinde bulunduğu şartlar itibariyle İstiklal Marşı, istikbal marşı olarak da kaleme alınmıştır" dedi.
'HİÇ KİMSENİN İSTİKLAL MARŞI İLE SORUNU OLAMAZ'
İstiklal Marşı'nın milletle birlikte tüm mazlumların mücadelesine ilham kaynağı olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Millet olarak Mehmet Akif gibi bir şaire, İstiklal Marşı gibi bağımsızlık beyannamesine sahip olduğumuz için ne kadar şükretsek, hamt etsek azdır. Bu anlayışla 2021 senesini, kabul edilişinin 100'üncü yıl dönümü münasebetiyle 'İstiklal Marşı Yılı' ilan ettik. Bunu da TBMM'de grubu bulunan 5 siyasi partinin ortak teklifi ile gerçekleştirdik. Görüşleri, politik tavırları, duruşları farklı olan siyasi partilerin, böyle milli meselede ortak tutum alması ülkemiz adına büyük kazanımdır. Dün Meclis'te de ifade ettiğim gibi halen İstiklal Marşımızı içselleştirmekte zorlanan çevreler olsa dahi biz bunların azınlıkta kaldığını biliyoruz. Bu vatanın ekmeğini yiyen, havasını soluyan, bu toprakta özgür yaşayan hiç kimsenin İstiklal Marşı ile sorunu olamaz. Bu milletin hiçbir ferdi İstiklal Marşı'ndan rahatsızlık duyamaz. Özellikle de milletin emanetini taşıyan insanların böyle hakkı yoktur. Çünkü İstiklal Marşı; Türküyle, Kürdüyle, Çerkeziyle, Arabıyla, Alevisi, Sünnisi, Lazıyla, 84 milyonun ortak değeri, ortak paydasıdır."
'SOKAKLARI, MEYDANLARI HEP BİRLİKTE DAR ETTİK'
Erdoğan, İstiklal Marşı'nın milletin birlik, beraberlik ve kardeşliğinin çimentosu olduğunu vurgulayarak, "Bölgemizde son yıllarda yaşanan hadiseler bu gerçeği bir kez daha hatırlatmıştır. Emperyalistlerin masa başında cetvelle çizdiği sınırlar, en küçük bir sarsıntıda silinip gitti. Kader birliği yerine menfaat birliği ile varlıklarını sürdürmeye çalışan topluluklar, fitne rüzgarlarından kendilerini kurtaramadı. Biz ise Türk milleti olarak bekamıza yönelik girişimleri hamdolsun başarıyla püskürttük. İnsanlarımızı mezhebi, etnik kimliği üzerinden parçalamaya yönelik, bütün senaryoları boşa çıkardık. 40 yıldır kardeşi kardeşe kırdırmaya çalışan PKK belasının hedeflerine ulaşmasına fırsat vermedik. Sınırlarımıza kadar dayanan DEAŞ projesinin kök salmasına rıza göstermedik. Aynı şekilde 15 Temmuz'da FETÖ ihanet çetesi eliyle ülkemizi işgale yeltenen müstevlilere, sokakları, meydanları hep birlikte dar ettik. Can verdik, canımızdan aziz bildiğimiz evlatlarımızı kara topağa verdik ama mabetlerimizin göğsüne namahrem elini asla değdirmedik" açıklamasında bulundu.
'MAZİMİZ GİBİ İSTİKBALİMİZİN ORTAK OLDUĞUNUN FARKINA VARMALIYIZ'
Farklılıklara değil, müşterek noktalara odaklanılması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, "Bilhassa vatanımız, bağımsızlığımız söz konusu olduğunda görüş ayrılıklarını bırakıp bir araya gelmemiz önem taşıyor. Gerek siyasette, gerekse günlük hayatın içinde çekişme, tartışma, rekabet olması gayet tabiidir. Birden fazla insanın olduğu her yerde görüş farklılıklarının yaşanması da kaçınılmazdır. Esasen bu farklılıklarımız millet olarak bizim zenginliğimizdir. Burada önemle üzerinde durulması gereken mesele, farklılıklarımızı kardeşliğimizin önüne geçirmemektir. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak '2021 İstiklal Marşı Yılı'nı bu bakımdan tarihi bir fırsata dönüştürmemiz gerektiğine inanıyorum. Bu yıl düzenlenecek etkinliklerle ebedi ve ezeli kardeşliği tazelemeli, 84 milyon olarak İstiklal Marşımız etrafında kenetlenmeliyiz. Hayatın farklı kulvarlarında koşsak da hepimizin aynı gemide olduğunun, mazimiz gibi istikbalimizin ortak olduğunun farkına varmalıyız. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını kutlayacağımız 2023'e giden süreçte, milletçe birlik ve beraberliğimizi tahkim etmenin gayreti içindeyiz. Türkiye, bizim ortak çatımız, İstiklal Marşı ortak andımızdır. Her karışta şehit yatan topraklar ortak yurdumuzdur. Türkiye ortak paydasında kucaklaşmaktan, birbirimizi Allah için, onun rızası için sevmekten başka bir çaremiz yoktur" diye konuştu.
ÖDÜLLERİNİ VERDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Burdur Mehmet Akif Üniversitesi tarafından bu yıl 3'üncüsü gerçekleştirilen Uluslararası Mehmet Akif Bilim ve Sanat Ödülleri'ni sahiplerine verdi. Sanatta Başarı Ödülü'ne; İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Türk Musiki Devlet Konservatuarı layık görülürken, Konservatuar Müdürü Ali Tüfekçi'ye ödülünü Erdoğan takdim etti. Sosyal Bilimler alanında ödüle merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun layık görülürken ödülü Nilay Dursun Toksöz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elinden aldı. Fen Bilimleri alanında organ bağışı alanındaki çalışmaları nedeniyle Musa Akoğlu ve Erdal Birol Bostancı ödüle layık görüldü
Haberin Devamı