Cumhurbaşkanı Erdoğan: Elinde tek silahı var, dolar!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler’in yapısında reform için girişimlerde bulunacağı mesajını verdi. Büyük ülkelerden çekinildiğini belirten Erdoğan, ABD için “Buranın elinde tek silahı var, o da biliyorsunuz doları. Onun dışında kabul edilebilir yanı yok, devamlı da itibar kaybediyor” dedi
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’na katılarak bir konuşma yapan ve çok sayıda liderle görüşen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, beraberindeki gazetecilere New York temaslarını değerlendirdi ve soruları yanıtladı. Erdoğan, Genel Kurul’a hitabında Türkiye’nin küresel barış diplomasisi vizyonunu ortaya koyduğuna ve ‘Dünya beşten büyüktür’ tezini açıkça ifade ettiğine dikkat çekti, “Mevcut küresel düzen adalet değil kaos, haksızlık ve umutsuzluk üretmektedir. Bu ana başlıkta konuşmamı sürdürdüm. BM Güvenlik Konseyi’nin reforme edilmesi gerektiğini ısrarla söyledim. ‘Tek taraflı politikalar kriz üretmektedir’ dedim. Nitekim bunu acımasız şekilde yaşıyoruz. Astığım astık, kestiğim kestik tarzında bir anlayışla, böyle bir yaklaşımla mesafe alınamaz” dedi.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’la da görüştüğünü hatırlatan Erdoğan, “Bundan önceki Amerikan yönetimleri tarafından onlara yılda 250 milyon dolar civarında yapılan destek, biliyorsunuz kesilmiş durumda. Buradaki ofislerini de kapattılar. Bu tür davranışlar, adil olma iddiasındaki bir devlete elbette yakışmıyor” diye konuştu.
Barışa karşılık dayatmacılık!
Cumhurbaşkanı şunları söyledi: Suriye, terörle mücadele ve mülteciler konusunda dünya üzerine düşeni yapmalı dedik. ‘Türkiye’nin izlediği küresel barış diplomasisine herkes destek ve katkı vermelidir’ dedik. Biz dünya mazlumlarının sesi olmaya devam edeceğiz. Ortaya koyduğumuz bu küresel barış vizyonuna karşılık, ABD yönetiminin ise tek taraflı ve dayatmacı dünya perspektifini sürdürmesi dikkati çekiyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın küresel ticaretten Latin Amerika’ya, mültecilerden Ortadoğu’ya kadar uzanan çeşitli konularda dile getirdiği görüşlerin pek çok dünya liderinin tepkisini çektiğini anlatan Erdoğan, “‘Güçlüyüm öyleyse haklıyım’ mantığıyla, adil ve barışçıl bir dünya düzeni kurulamaz. Nitekim Trump’ın ekonomik durumunu, ve saireyi anlatınca salonda gülüşmeler olması, katılımcıların nasıl bir yaklaşım içinde olduklarını açıkça ortaya koymuştur” dedi.
‘Elinde tek silahı dolar’
- Bugüne kadar BM’de reform gayretleri sonuç vermedi. Şimdi sizin dile getirdiğiniz kavramları, ülkeleri bir araya getirecek bir etkinlik düzenlemeyle öne çıkarmak ve ardından da BM Genel Kurulu’na getirmek gibi bir girişiminiz olacak mı?
Ben bu konuda yayımlamış olduğum kitabımı şöyle bir redakte etmeyi düşünüyorum. Gözden geçirmek suretiyle bu kitabı bütün dünyanın liderlerine göndereceğim. Daha sonra belki Türkiye’de bu liderleri davet edip, üç dört partide, dört parti de olabilir veya hepsiyle olabilir. Böyle bir sempozyum şeklinde yapabiliriz. Ne kadarı katılır onu şu an kestiremiyorum. Bunu belki kıtalar olarak düşünebiliriz. Asya, Avrupa, Afrika gibi. Onlarla bu çalışmayı yürütmemiz lazım. Yeni yönetim sistemiyle birlikte böyle bir adımı atıp onlarla bunu nasıl gerçekleştirebiliriz, konuşma planımız var. Önce tabii Almanya, Çin, Rusya, Fransa, İspanya gibi sözü nazı geçebilecek ülkelerle bu işi dar kapsamla görüşmemizde de yarar olabilir. Önce bir havayı görüp, sonra yola devam etmemiz daha doğru olur. Bize düşen önce bu adımı atmak.
Yazılı ve sosyal medyada bu işin PR’ını yapmanın da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Liderler ikili görüşmelerimizde bu yaklaşımın çok yerinde olduğunu kabul ediyorlar. Ancak bir çoğunda korku var. Amerika, Rusya ve Çin’e karşı mı konuşacağız gibi bir maalesef korku ve ürkme havası hissediyorum. İnşallah bunlar aşılırsa, ‘Ben de BM Güvenlik Konseyi’nde yer alacağım, er veya geç bana da sıra gelecek’ düşüncesinde olduğunu görenler böyle bir şeyi sahiplenebilirler. Buranın elinde tek silahı var, o da biliyorsunuz doları. Onun dışında kabul edilebilir yanı yok, devamlı da itibar kaybediyor.
‘Ortada bir tutarsızlık var’
- Trump konuşmasında ‘Küreselleşmenin karşısındayız’ dedi ve ‘milli ordu’dan söz etti. Aynı ABD Türkiye’nin güvenlik hassasiyetlerine ise sırtını dönüyor. Bu çelişki değil mi?
Bunu tartışmaya gerek yok. Yaptığı konuşmada da pek çok çelişkiler vardı. Mesela bazı ülkeleri sınır ötesi operasyonlarıyla suçluyor. Peki sahiplendiği İsrail ne yapıyor? İsrail 1948’de neredeydi, şimdi nerede? Diğerlerine bunu söylerken işgalci ülkelin arkasında duruyorsun. Filistinliler konusunda ise ‘Verdiğim parayı artık vermeyeceğim’ diyorsun. Bu tavırlar, asil, onurlu bir devlete yakışmıyor. Kaldı ki ABD’nin daha önceki liderleri bunun taahhüdünü yapmış, onun için de koskoca Birleşmiş Milletler burada kurulmuş. Başka bir yerde de kurulabilirdi. Şimdi tutup, ‘Bundan sonra yüzde 25’i vermeyeceğim. Filistin’e 250 milyon doları vermeyeceğim’ denilmesini anlayışla karşılamak mümkün değil. Ortada bir tutarsızlık var. Dünyanın bunu iyi değerlendirmesi lazım.
- Trump Filistin’le ilgili dört ay içinde yeni çözüm planı açıklayacağını söyledi. ‘İki devletli çözümden yanayım’ dedi. Bu plana karşı sizin düşünceniz nedir?
Bu yeni planın içinde kimlerin, nasıl yer alacağı bizler için önemli. Bazı dedikodular var ama ne kadar ciddiyet kesp eder (kazanır) bilemiyoruz. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Bahreyn, Mısır gibi ülkelerin nasıl hareket edeceklerine bakmak lazım. Ürdün ne tür bir tavır sergileyecek bakmak lazım. Biz doğru bildiklerimizi yapmaya, Filistinli kardeşlerimize yardımcı olmaya devam edeceğiz.
‘Maduro yalnız değil’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “G-20 zirvesinden sonra Venezuela’ya gitme durumunuz olabilir mi?” sorusu üzerine “Evet söz konusu olabilir. Eğer o zaman diliminde Devlet Başkanı Maduro’nun programı uygun olursa, bu ziyareti gerçekleştirebiliriz. Maduro’yu yalnız bırakmayacağız” dedi.
İdlib’in yükü MİT’te
- İdlib konusunda Trump ‘Terörle mücadeleye devam edeceğiz’ dedi. Ürdün’ü övdü, Türkiye’den bahsetmedi, daha sonra zikretti. Soçi mutabakatına Amerika’nın verebileceği bir katkı var mı? İkinci olarak da Münbiç’te son durum nedir?
Amerika Münbiç’te yol haritasına, takvime kesinlikle uymamıştır; PYD-YPG o bölgeyi terk etmemiştir. Bölgenin gerçek sahipleri hâlâ oraya yerleşememiştir. Amerika burada sözünü tutmadı. 90 gündü. 90 gün aldı başını gidiyor. Bundan sonraki süreçte ne gibi gelişme olur göreceğiz. Soçi ile ilgili biz Amerika ne der diye düşünmedik. O konuda Rusya ile hareket ettik. İran’ı da dışlamadık, işin içinde tuttuk. Özellikle gözlem noktaları önem arz ediyor. 12 gözlem noktası bizde, 10 gözlem noktası Rusya’da, 6 gözlem noktası da İran’da. Başka gözlem noktası olan ülke yok. Ancak 15-20 km olayı önem arz ediyor. Buranın güvenli ği Rusya’nın kontrolünde. 10 maddelik muhtıraya savunma bakanlarımız imzayı attı. Orada bunların hepsi yer alıyor. Şu ana kadar hamdolsun iyi gidiyor. Temenni ederim ki bundan sonra da iyi gider süreç. Detaylarda sıkıntı olduğunda, heyetlerimiz bir araya gelip görüşüyorlar. Süreç oradan güç kazanarak devam ediyor. Arzumuz burada herhangi sıkıntıya düşmeden süreci götürebilmek. Radikal grupların ağır silahlarının tasfiyesine büyük önem veriyoruz. En büyük yük bizim MİT Başkanlığı’mızda. Çalışmalar iyi gidiyor. İdlib’de 3,5 milyon insanın bombardımana uğraması halinde fatura çok ağır olurdu. Bize doğru bir göç dalgasına yol açabilirdi. Allah göstermesin, oralardan 500 bin ya da 1 milyon insan daha gelse altından kalkmak çok zor olur. Hamdolsun, şu an itibarıyla, işler yoluna girmiş görünüyor. Hatta dün 50- 60 bin kişi evine döndü. Bunlar güzel gelişmeler. Temenni ederim ki bu devam eder. Rusya ile görüştük. Yeniden inşa süreci başlatabilirsek, bölgede bunları yeniden ayağa kaldıralım istiyorum. Bunları Almanya’da Merkel ile görüşeceğim. (Suudi Arabistan Veliaht Prensi) Muhammed bin Selman G20’de görüşme yapmak istemiş. Onun verdiği sözler de vardı. Bölgede yeniden inşa sürecini başlatabilmek önemli. Bunun başlaması, oradaki tahribatı gidermeye de vesile olacaktır inşallah.
- Bombardıman ihtimali tamamen ortadan kalktı mı?
Şu anda öyle bir şey söyleyemeyiz. Kesin konuşamayız. Ama an itibarıyla öyle bir şey yok. Temennimiz odur ki böyle bir şey olmasın. Bunlar bize Sayın Putin’in vaatleri.
‘Terör koridorunu yardık’
- Suriye’de kalıcı toprak bütünlüğünün önündeki engel olarak Fırat’ın doğusu kalmış görünüyor. Bu çok daha çok daha zor bir süreç. Türkiye’nin tutumu hakkında biraz daha ayrıntı verebilir misiniz?
Amerika’nın sınır boyu tahkimatları bizim sınıra çok yakın değil. Onlar yapıyor biz de yapıyoruz. Sadece Suriye sınırı değil Irak da buna dahil. Tedbirimizi alıyoruz. İdlib’de insansız hava aracından tut silahsız hava aracına kadar. Rusya ile yaptık görüşmelerini. Bunların hepsi nereye varıyor bunu göstermesi bakımından önemli. Amerika şu anda o tür tahkimatı terör örgütüyle beraber yapacak. Ama biz asıl terör örgütünün o kendisi için güçlendirdiği koridoru bir defa yardık. O koridor yok. Şu anda Afrin işi bitirdi, Cerabslus, Rai, Bab o işi bitirdi.
- Fırat’ın doğusunda Rusya ile birlikte hareket edilebilir mi?
Henüz öyle bir durum yok. Ama olmaz diye bir şey de yok. Bundan sonraki süreç nasıl gelişir zamana bırakmakta fayda var.
Trump ‘Görüşürüz’ dedi ama yemeğe gitmedim
- ABD Başkanı Donald Trump ile karşılaştığınızda aranızda ne geçti?
Malum konu hiç geçmedi. Sadece öyle bir muhabbet havasında bir karşılaşma oldu. ABD yönetiminden o malum kişiler de vardı yanında. Mike Pence olsun, Mike Pompeo olsun... Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Bolton oradaydı. Sonra hanımefendi Trump oradaydı. ‘Görüşürüz’ dedi ama, ben akşam yemeğine gitmedim. Malum aile fotoğrafı oluyor bu toplantılarda. Öğlen yemeğinde malum yan yana masalardaydık. Onun masasında Mısır Devlet Başkanı Sisi vardı, onun için zaten o masaya gitmem söz konusu olamazdı, arkadaşlara bunu söyledik. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’la bol bol Suriye meselesini konuşma fırsatını bulduk ve oradan ayrılıp diğer görüşmelerimize geçtik.
İttifakta ‘seçmen tabanı’ hassasiyeti
- MHP’nin af teklifiyle ilgili sizin önünüze rapor geldi mi?
Henüz bana bir rapor ulaşmış değil. Arkadaşlara gereken talimatları verdim. Çalışma yapılsın’ dedim. Ama benim bu korudaki temel prensibim şu: Devlete karşı işlenen suçları devletin af yetkisi vardır. Şahıslara karşı işlenen suçları devletin af yetkisi yoktur. Dönünce göreceğiz. Konuşur, inceler, nihai kararımızı veririz.
- İttifak görüşmeleri ne durumda. Sayın Bahçeli ile görüşmeniz ne zaman?
Bu konuda bir araya gelmeyeceğiz diye bir şey yok. Her an gelebiliriz, hazırız. Mehmet Özhaseki kardeşimizi görevlendirdim. Onlar da Sadır Durmaz kardeşimizi görevlendirdiler. Mehmet Bey ile görüşme yaptılar. Bunu genişletebilir, geliştirebilirler. Oradan çıkacak neticeleri, biz de bir araya gelmek suretiyle değerlendirebiliriz. Ama piyasada konuşulan şeyler falan bunlar siyasette olacak şeyler değil.
- Aday göstermeme konusu mu?
Her siyasi partinin ilkeleri vardır. AK Parti şu anda bir numaralı parti Türkiye’de. Son seçimlerde birinci olduğumuz yerde aday çıkarmamayı nasıl anlatırım tabanıma? Seçmen tabanı küserse toparlayamazsınız.
- Devlet Bahçeli İstanbul için aday göstermeyeceğiz açıklaması yaptı.
Onu yapılan bir nezaket olarak değerlendiriyorum.