‘Çöpçatanlık’ talebine bakanlıktan yeşil ışık
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, devlet gözetiminde çöpçatanlık sitesi kurulmasını isteyen bir vatandaşa, önerinin akademik olarak tartışılabileceği yanıtını verdi. Bakanlık ‘görücü usulü’ gibi geleneksel yöntemlerin canlandırılabileceğini de belirtti.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi, CİMER’e bir vatandaştan ilginç bir talep geldi. Elde edilen belgelere göre CİMER’e başvuran bir vatandaş şehirleşmeyle birlikte evlilik kurumunun zayıfladığını, izdivaç programları ve çöpçatan sitelerinin de suistimale açık, güvenli olmayan iletişim kanalları olduğunu belirterek, devlet gözetiminde “çöpçatanlık sitesi” kurulmasını istedi. Bu amaçla kişilerin paylaştığı bilgilerin doğruluğunun akredite edildiği, kullanıcılara elektronik ortamda güven ortamı içinde tanışma imkânı sağlayan bir web sitesi oluşturulmasını talep etti.
Pilot uygulama...
CİMER durumu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na iletti. Evlenecek çiftlere yönelik “Evlilik Öncesi Eğitim Programı”, “Aile Eğitim Programı” ve boşanma aşamasında ve sonrasında da “Aile ve Boşanma Süreci Danışmanlığı” programları yürüttüklerini açıklayan Aile Bakanlığı vatandaşın talebine şu yanıtı verdi:
‘Mekanik eş seçme’
“Toplumumuzda evlilik ve aile kurumu; temelinde sevgi, saygı, sorumluluk, mahremiyet ve bağlanmanın olduğu yapı olarak algılanmakta. Eş seçimi ve aileyi ilgilendiren konularda rehberlik etmek, konu uzmanları tarafından bireylere yol göstermek sağlıklı bir aile temelleri için oldukça önemlidir. Ancak danışmanlık kurumları tarafından objektif olarak doğrulanması güç olan veya yanlı olması muhtemel bazı kıstaslar gözetilerek bireysel bir hak olan eş seçim davranışını mekanik bir süreç haline getirilmesinin bireylerin evlilik ile ilgili beklentilerini ve toplumda aile algısını olumsuz etkileyeceği düşünülmektedir.
‘Görücü usulü’
Televizyonlardaki izdivaç programlarının toplumda oluşturduğu negatif hava üzerine, önerinize benzer çok sayıda evlilik kurmaya destek modelleri dile getirilmektedir. Böyle bir uygulamaya geçmeden önce konunun akademik ve sosyal taraflarca çeşitli platformlarda tartışılması, konuşulması gerekmektedir. Çıkan öneriler doğrultusunda pilot çalışmalar yapılması da söz konusu olabilir. Aynı şekilde geleneksel destek sistemlerimizin de gözden geçirilmesi ve gerekirse tedbirlerle canlandırılması seçenekleri de tartışılmalıdır.
‘Aileler parçalanıyor’
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, bilim ve teknoloji alanında yaşanan hızlı gelişmelerin toplumsal yaşamın birçok alanında değişimi zorunlu kıldığına dikkat çekerek, şu tespitlerde bulundu: “Aile kurumu da bu değişimler karşısında yapısal birçok değişikliğe uğramakta, yer yer zayıflama eğilimi göstermekte hatta bazı koşullarda da parçalanma süreci yaşamakta. Bu etkiler karşısında aile yapısının güçlendirilmesi ve aile bütünlüğünün korunması, evlilik müessesinin güçlendirilmesi zorunlu hale gelmekte. Ailenin varlığını ‘güçlü ve sağlıklı’ bir şekilde sürdürmesi için toplumsal değerleri içselleştiren, insan merkezli ve koruyucu, önleyici bir yaklaşımın esas alındığı politikalar uygulamaya geçirilmekte.” (Milliyet)