Cinayetten önce akıl sağlığı raporu aldım!
Atalay Filiz, Ankara’daki çifte cinayetle ilgili konuştu: Göktuğ ve Elena’yı gizli güçler öldürmemi söyledi. Bunun üzerine akıl sağlığım yerinde mi diye muayene oldum. Yerinde raporu alınca ‘devlet eli silahlı bir kişiye bu raporu vermez demek ki onları öldürebilirim’ diye düşündüm ve öldürdüm.
Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan Atalay Filiz, Ankara’da Göktuğ Demirarslan ve kız arkadaşı Elena Radchikova’nın öldürülmesine ilişkin davada video konferans sistemiyle ifade verdi. Silivri’de Filiz’in yanında avukatı Fatma Vildan Yirmibeşoğlu, Ankara Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonunda ise Demirarslan ailesinin avukatı Tezer Türkay Güven hazır bulundu. Ankara cinayetlerini tasarlamadığını öne süren Filiz şunları söyledi:
Bana mesaj geldi
-Elena’nın Rusya için casusluk yaptığı bilgisi bana verildi. Mesajlar aldığım için onları takip edip, bundan emin olmam, bundan emin olursam, gereğini yapmam söylendi. Uzun zaman takip ettim, doğrudur. Olaydan önce de Göktuğ’a teklifte bulunmuştum. Ortadan kaybolmasını, bu iş için para vereceğimi söylemiş, ölmüş gibi yapmasını istemiştim. Kabul etmemiş, beni terslemişti. Bana başka seçenek bırakmamıştı.
-Silahım vardı, doğrudur. Onu alma sebebim esas şudur, 11 yaşından beri çeşitli görevler alıyorum, fakat bu görevler hiçbir zaman insana zarar vermeyi içermemişti. İlk defa bir insana zarar verebileceğim için kendi kendimin sağlamasını yapmak istedim. O güne kadar hep zararsız şeyler yapmıştım. Silahı alırken, gereken evraklardan biri de fiziksel ve zihinsel sağlığımın sıkıntılı olmadığı raporuydu. Rapor aldım.
Gizli güç yardım etti
-Koskoca Türkiye Cumhuriyeti ‘Zihin sağlığın yerinde’ dediği için, sağlam olduğuma yüzde yüz emin oldum. ‘Koskoca devlet akıl hastasının eline silah vermez’ diye düşündüm. Bu mesajların gerçek olduğuna emin oldum ve bunu yeşil ışık olarak algıladım. Son defa Göktuğ’a teklifte bulundum. Yine reddetmeleri ve küfürlü kelimeler kullanmalarından dolayı başka çarem kalmadı. İlk kime ateş ettiğimi falan hatırlamıyorum.
-Gizli güçler, araba alırken, 43 plakalı otomobil almamı söyledi. Kütahya’ya giderken karşıma 4 tane çadır çıktı. O büyük gücün çıkarttığını düşündüm. Çadırda yaklaşık bir buçuk ay yaşadım. Daha sonra İstanbul’a gittim. Beyazıt Meydanı’nda işportada ikinci el eşyalarımı sattım. Yeterli miktarda param olunca otobüsle Kütahya’ya gittim. Aracımın park ettiğim yerde olmadığını gördüm. ‘Türk polisi aracın yanında pusuyu kurup, beni yakalardı’ diye düşündüm. Ama o güç beni yine korumuştu. Ben de tekrar İstanbul’a döndüm.
‘Aklım yerinde’
Sanık avukatı Fatma Vildan Yirmibeşoğlu, dosyayı yeni aldığını, inceleyip beyanda bulunacağını kaydetti. Yirmibeşoğlu, ayrıca müvekkilinin akıl sağlığının yerinde olup olmadığının araştırılması için Adli Tıp Kurumuna sevkini istedi. Demirarslan ailesinin avukatı Güven ise Filiz’in tutuklanmasını, ayrıca Sincan Ceza ve İnfaz Kurumuna naklini talep etti. Cumhuriyet savcısı da sanığın tutuklanmasını ve akıl sağlığına ilişkin Adli Tıp Kurumuna sevkini istedi. Taleplere ilişkin diyeceği sorulan Filiz, “Akıl hastalığım olduğunu düşünmüyorum” dedi. Mahkeme başkanının, “Sevk etmemiz halinde, ‘Giderim’ mi diyorsun?” sorusuna, “Kanunlar ne derse uymak zorundayım” karşılığını verdi.
Adli Tıbba sevk
Avukat Yirmibeşoğlu da müvekkilinin Ankara’ya sevkine karşı çıkarak, Silivri’de can güvenliğinin sağlanabileceğini ifade etti. Mahkeme heyeti, Filiz’in tutuklanmasına ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalıp azalmadığı hususunda İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesine sevk edilerek, rapor alınmasına karar verdi. Filiz’in Sincan Ceza ve İnfaz Kurumuna nakil talebini reddeden heyet, duruşmayı erteledi.
‘6. His’ filminiörnek gösterdi
Filiz, “kendisine mesajların nasıl geldiğinin” sorulması üzerine, bunları ilk 11 yaşındayken tespit ettiğini söyledi. Mesajların gazeteler aracılığıyla ulaştığını iddia eden Filiz, “İlk başta ufak mesajlar geldi, kantinden gofret, çikolata çalmak şeklinde, sonra görevler büyüdü, elektronik eşya, ziynet eşyası gibi” diye konuştu. “Mesajları gazetede nasıl görüyordun?” sorusuna Filiz, “Bunu gazetede başkası göremezdi, özel bir yetenekti. ‘Altıncı His’ filmindeki çocuk ölüleri görüyordu, bunları da ben görüyordum” yanıtını verdi.