‘Çıkacak diye bekliyordum’

3. Yargı Paketi’nden Ergenekon’dan tutuklu yargılanan CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, gazeteci Tuncay Özkan ile İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek’in de aralarında bulunduğu sanıklara tahliye çıkmadı.

Mustafa Balbay’ın eşi Gülşah Balbay tahliye taleplerinin reddedilmesi ile ilgili “Yazıklar olsun. Başka bir şey söylemek istemiyorum. Sözün bittiği yerdeyiz. Özgürlük hayalimiz bir kez daha ertelendi. Çok üzgünüm” demekle yetindi.

Gazeteci Tuncay Özkan’ın kızı Nazlıcan Özkan ise babasının tahliye talebinin reddedilmesini VATAN’a değerlendirdi. 1402 gündür baba hasreti çeken, her hafta Silivri’ye babasının görüş gününe gittiği için okuduğu Avusturya Lisesi’nden atılan Nazlıcan Özkan “Yine kötü haber aldık ama artık bu kötü haberleri almaya da alıştık. Silivri’de babamlara tahliye yok, ‘Demir kapı kör pencere var.’ Katilleri bile kurtaran 3. Yargı Paketi aslında bizim değil kilitlenmiş durumdaki yargı sisteminin mahkemelerinin umudu olabilirdi. Ama onu da yakın dönem katillerine ve hüküm giymiş insanları tahliye ederek kullandılar” dedi.

Sabırlar tükendi

Babasının moralinin her şeye rağme yerinde olduğunu belirten Nazlıcan Özkan şöyle devam etti: “Babam tahliye talebinin reddedildiği gerekçeye yalan yazıldığı için sinirli. Zaten kendisi de mahkemede ‘Bunlar doğru gerekçeler değil, bana suçumu söyleyin’ diye tepki gösterdi. Süs eşyası kalemliği ‘bomba’ diye gerekçe yazmışlar ve bu gerekçeyle dün bırakılmadı. Tekrar tekrar aynı yalan gerekçeleri karşımıza çıkartıp bahaneler üretmeye devam ediyorlar. Hiçbir şeye dayanmayan bahaneler üretiyorlar, artık babam da sinirli biraz. Herkesi sabrının tükenmeye başladığı yerdeyiz. Benim de sabrım kalmadı, ama onun sıkılmaya hakkı var benim sıkılmaya hakkım yok. 1402. gündeyiz. Her günü sayıyorum. Her güne bugün olabilir umuduyla uyanıyorum ve hayal kırıklığıyla yatıyorum. Dün çok heyecanlandım tahliye çıkacak diye. Çok özlediğim için çok heyecanlandım ve büyük hayal kırıklığı oldu bana. Babam cezaevine girdiğinde lise birinci sınıftaydım, 15 yaşındaydım şimdi 19’umdayım. Bu adaletsizliklere ses çıkarmaya devam edeceğim.”