Gazete Vatan Logo

Çiftçinin son durumu!

Her 10 çiftçiden 9’u borçlu 3’ü icra takibinde 1’i hapiste

VATAN ekibi, ürettiği mahsulünü maliyetine dahi satamayan, bu yüzden de kredi borçlarını ödeyemeyip icralık olan köyleri dolaştı. Tablo vahim. Borcu olmayan çiftçi hemen hemen yok. Her 10 çiftçiden 3’ü icra takibinde. Diğerleri icra takibine düşmemek için kaçıyor. Her 10 çiftçiden biri ise ne yazık ki borçlarını ödeyemediği için hapiste

Çanakkale, Saruhan, Kırkağaç gibi bölgelerde icra müdürlükleri dosyalarla dolup taştı. Saruhan’da 17 bin kayıtlı çiftçi var. İcralık dosya sayısı 16 bin. Mahsulü ile 220 milyon liralık katma değer yaratan Saruhan’da çiftçilerin bankalara toplam borcu 350 milyon TL. Ürün gelirinin tamamıyla borç kapasalar da 130 milyon TL borçlu çıkıyorlar

Gel de çık işin içinden 55 kuruşa maledilebilen domates 25 kuruş ediyor

Domates denince akla ilk ’Çanakkale Domatesi’ gelir. Kumkalesi olarak adlandırılan eski adı ise Batak Ovası olan yerde önceden günde 80 kamyon domates çekiliyordu. Ancak domatesin her yıl fiyatının düşmesi, son 3 yıl içinde kilo fiyatının 60 kuruştan 20-25 kuruşa kadar gerilemesi çiftçilerin belini bükmüş vaziyette. Toplam 100 bin dönüm ekili alanın bulunduğu Batak Ovası, 4 bin çiftçiye ev sahipliği yapıyor. Ekonomiye her yıl 100 milyon TL girdi sağlayan çiftçinin borcu ise 150 milyon TL’yi geçmiş durumda. İcralık olan çiftçi sayısı ise tam 3 bin.


Neden böyle oldu?

Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İlhan Ulus, artık çiftçinin para kazanamadığını söylüyor. Ortaya çıkan tabloyu ise rakamlarla şöyle açıklıyor: “Bundan 5 yıl önce domatesin dönüm başına maliyeti 500 ile 750 TL arasında değişiyordu. Köylü domatesi 90 kuruştan satıyordu. Şimdi maliyetler ikiye hatta üçe katlandı. Bir dönümün maliyeti bin TL ile bin 300 TL arasında değişiyor. Eğer bu gün çiftçi domatesin kilosunu 55 kuruştan satarsa ancak masrafını karşılar. Bu rakamın üstüne satacağı her kuruş ise kâr olur. Ancak bugün domatesin kilosu 20-25 kuruş arasında değişiyor. Kısacası çiftçi sattığı her kilo domateste 30 kuruş içeride. Bu şartlar altında çiftçi borcunu da ödeyemediği gibi harcadığı parayı da çıkartamıyor. Sistem kilitlendi. Nasıl çözülecek biz de bilmiyoruz. Yüzlerce çiftçi hakkında tutuklama kararı var. Artık ova değil ama çiftçi batak hale geldi.”

Peki çiftçi bu hale nasıl geldi? İlhan Ulus süreci şöyle açıklıyor: “Yıllardan beri yüksek enflasyona alışık bir toplumuz. Çiftçi yüzde 80-90’larla kredi alır ve rahatlıkla öderdi. Sonra banka kredilerinin faizi yüzde 30’lara düştü. Çiftçi bunu büyümek için fırsat bildi. ’Önceden yüzde 90 faizi ödedim, yüzde 30 faizi hayli hayli öderim’ dedi. Çünkü bizim ürünümüz her yıl prim yapıyordu. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Bizim ürünler bırakın prim yapmayı, aynı fiyatı bile koruyamadı. Buna karşın mazot, gübre, tohum, ilaç ve işçi parası hep arttı. Bankadan çekilen krediler ödenmez hale geldi. Çiftçi krediyi ödemek için başka bankadan kredi çekti. Böyle de birkaç yıl idare etti ama artık borçlar ödenemez durumda. Sistem kilitlendi, icralar başladı. Bugün hangi çiftçinin borcu yoksa, o çiftçiliği bırakmış demektir. Tarlasını eken, çalışan çiftçi borcunu ödeyemiyor.”

Baba ve 2 oğul hapiste anne firarda

ÇİFTÇİLERİN dertlerini dinlediğimiz 2 bin kilometre içinde belki de en acıklı hikayeye onlar sahip. Çünkü 4 kişilik Kurtçu Ailesi’nin reisi ve 2 çocuğu hapiste. Anne Hanife Kurtçu hakkında da yakalama emri var ama firarda. Komşularına sığınmış durumda ve onların yardımı ile ayakta kalıyor. Kurtçu Ailesi’nin tek suçu ise aldıkları traktörün kredisini zamanında ödeyememek. Komşularına sığınan Hanife Kurtçu ile yaşadıklarını konuştuk. Tam olarak borçlarını ve neden borç yaptıklarını bilemese bile yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı. İşte onun ağzından Kurtçu Ailesi’nin dramı:

“Her şey 2 yıl önce o traktörü almakla başladı. Eşim İbrahim Kurtçu (62) bana geldi ve ’Bak traktör alacağız. Bu malı senin üstüne yapacağım. Ben ve oğlun ise kefil olacak’ dedi. Duyunca sevindim. Üzerime mal olacaktı. 36 bin TL tutacaktı ve 4 yılda ödeyecektik. Her yılın Eylül ayında 9 bin TL verecektik. İlk yıl güzelce ödedik. Bu yıl Eylül ayı gelince bizim adam ödeyemedi, çünkü ürünü para etmedi. Sonra icra memurları geldi eve. Bizim mallara, eşyalara baktılar beğenmediler. Sonra bir kağıt imzalattılar bizim adama. Oradan da diğer kefil bizim büyük oğlanın evine gittiler. Onun da eşyalarını beğenmediler. Ona da imzalatmışlar bir şeyler. Sonra da Ocak ayında geldiler, önce oğlumu, sonra da eşimi tutuklayıp götürdüler, koydular Çanakkale Cezaevi’ne. Geçen gün jandarma geldi. Beni de tutuklamaya gelmişler. Duyunca kaçtım evden. Sığındım komşulara. Şimdi ben ne yapayım. Bizim ana borç 9 bin TL. Ama faiz işleye işleye, avukat parasını içine yerleştire yerleştire yapmışlar bizim borcu 17 bin TL. Traktörü de bağladılar. Bir aileden sen 3 erkeği tutuklarsan bu borç nasıl ödenecek?”

Sarı taksi geldi mi köylüler yok oluyor

GökçalI Köyü, merkeze bağlı bir köy. 280 haneli, 800 nüfusa sahip köyde 260 hanenin geçim kapısı çiftçilik. Yıllardır kendilerine ekmek sağlayan topraklar, artık hayal kırıklığının, üzüntünün kol gezdiği yerler olmuş. Kim çiftçilikle uğraşıyorsa neredeyse hepsinin borcu var. Borcun 6 milyon TL’yi geçtiğini, bunun yarısından fazlasının ödenmez hale geldiğini söylüyorlar. Ama onların derdi bu borçları temizlemek değil. Onların derdi hapse girmemek. Çünkü neredeyse hepsi için yakalama emri çıkartılmış durumda. Köye gelen sarı taksiyi ve jandarma aracını gören ormana kaçıyor. Kaçamayanlar ise hapsi boyluyor. Köyde muhtardan imama herkesin borcu var. Muhtar, kefil olduğu kişi borcunu ödeyemediği için tutuklanmış. Eş, dost 7 bin TL’yi denkleştirmiş ve muhtarı kurtarmış. Köyün imamının durumu daha vahim. 100 bin TL borcu var. Ödeyemediği için jandarma peşinde. Yakalanmamak için 1 ay izin almış ve köyden kaçmış.


Bu masanın borcu 755 bin TL

Bu fotoğrafta 6 köylü var. Hepsi tarımla uğraşıyor ve hepsinin borcu var. Toplam borç ise 755 bin TL’yi buluyor. Soldan sağa gidersek Hasan Yıldırım’ın borcu 350 bin, Fahrettin Çiloğlu’nun borcu 40 bin, İsmail Köseoğlu’nun borcu 150 bin, Selman Babacan’ın borcu 35 bin, Ahmet Kasap’ın borcu 150 bin, Naim Kokaroğlu’nun borcu ise 30 bin TL’yi buluyor.

SARUHANLI

NÜFUS: 75 BİN

KAYITLI ÇİFTÇİ: 17 bin

BELDE SAYISI: 13

KÖY SAYISI: 29

ARAZİ: 460 bin dönüm

SULAK ALAN: 260 bin dönüm

YILLIK GELİR: 220 milyon TL

TOPLAM BORÇ: 350 milyon TL

İCRALIK DOSYA: 16 bin

KIRKAĞAÇ

NÜFUS: 50 BİN

KAYITLI ÇİFTÇİ: 11 bin

BELDE SAYISI: 4

KÖY SAYISI: 28

ARAZİ: 240 bin dönüm

SULAK ALAN: 142 bin dönüm

YILLIK GELİR: 100 milyon TL

TOPLAM BORÇ: 120 milyon TL

İCRALIK DOSYA: 6 bin

BATAK OVASI

NÜFUS: 15 BİN

KAYITLI ÇİFTÇİ: 4 bin

BELDE SAYISI: 2

KÖY SAYISI: 13

ARAZİ: 100 bin dönüm

SULAK ALAN: 100 bin dönüm

YILLIK GELİR: 100 milyon TL

TOPLAM BORÇ: 150 milyon TL

İCRALIK DOSYA: 3 bin

YARIN

* Ege’nin en büyük ovalarından Gediz’deki çiftçilerin borcu kaç milyon TL’ye dayandı?

* Birinci kalite tütünün anavatanı olan Ege’de artık neden C4 içiliyor?

* Çiftçilerin eşleri neden yeddi emin oldu?

Haberin Devamı