CHP'yle ilgili bomba iddia
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, AOÇ Kavşağı'ndaki robot heykelinin kaldırılarak yerine dinozor heykeli koyulmasına yönelik, "Dinozoru da kaldırtacağım, başka bir şey koyacağım. O reklam, yani siz reklamı her zaman parayla yaptırabilir misiniz? Yaptığım iki ANKA Park reklamını 2 trilyon versem yaptırabilir miydim?" dedi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, TGRT Haber Televizyonu'nda İhlas Haber Ajansı (İHA) ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın sunduğu "Neler Oluyor?" programına konuk oldu. Paralel yapı başta olmak üzere CHP, MHP ve HDP'ye yönelik açıklamalarda bulunan Gökçek, en çok merak edilen konu olan Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) Kavşağı'na koyduğu robot heykelini kaldırarak yerine dinozor heykeli koymasının gerçek nedenini canlı yayında ilk kez açıkladı. Şok bir iddiada bulunan Gökçek, CHP'nin cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren Türkiye'de 3 eroin fabrikası kurduğunu belirterek, söz konusu fabrikaların nerelerde kurulduğunu belgeleriyle açıkladı.
Paralel yapı soruşturmasında tutuklu şüphelilerin tahliye kararlarıyla ilgili de değerlendirme yapan Gökçek, "Bugüne kadar paralel devlet dendiği zaman her zaman karşı çıkanlar vardı. 'Paralel devlet olur mu, abartıyorsunuz' diyenler vardı. Bu operasyon bize bunu çok açık, net ortaya koydu. Bu bir paralel devlet operasyonuydu, devletin içerisinde hala görevde bulunan kişilerin bir arada koordineli olarak yaptığı bir şeydi" dedi.
"PARALEL YAPI SEÇİMLERİ ÜST AKIL OLARAK YÖNETİYOR"
Türkiye'nin gündemine oturan tahliye kararlarına ilişkin Gökçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Söz konusu operasyon gerçekleşmiş ve 75 kişi serbest kalmış olsaydı hemen otobüsle Mersin'e gidip bir gemiye binecekler ve yurt dışına ayrılacaklardı. Böyle bir organizasyon yapıldığı bir gazetede ifade edildi. Bu yapı bu seçimleri özellikle üst akıl adına yönetiyor. Bir kere şunu bilmenizi isterim, şu anda Türkiye'de yapılan seçim ve muhalefetin stratejisi yüzde yüz olarak tamamen üst aklın dizayn ettiği şekilde devam ediyor. Dikkat ederseniz 12 seneden beri her seçimde beynelmilel güçler Türkiye'de yeni stratejiler üretti.
Bu seçimde de elbette bugüne kadar Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'yi yıkamadıkları için yeni bir strateji yaptılar. Bu stratejinin aslı şu; Türkiye'de bir koalisyon kurulacak ve koalisyon hükümeti sayesinde Türkiye'yi perişan edecekler, o eski günlere, 70 sente muhtaç olduğumuz dönemlere getirecekler. Bunun için önce bir başbakan adayı tayin ettiler, Ekmeleddin İhsanoğlu ve bunu MHP'ye monte ettiler. Çünkü MHP'nin HDP-CHP-MHP koalisyonunda yer alması çok zor şartlara bağlı. Bu şartların birincisi başbakanın MHP'den olması. Getirdiler bunu buraya monte ettiler. İki, MHP'ye dediler ki 'siz koalisyon olarak bir araya geldiğinizde vatandaşa bir izahat yapmak zorundasınız. Diyeceksiniz ki HDP ile biz bir arada olursak, biz onu dizginleriz. Dışarıdan onları zaptetmek daha zor.' Bunu söyleyerek halkın gözünde makul bir gerekçe sunmuş olacaklar."
"DÜŞÜNÜN Kİ İÇİŞLERİ BAKANLIĞI HDP'DEN"
"MHP'nin benim gönlümde ayrı bir yeri var" diyen Gökçek, 1999 seçimlerinde MHP'lilerin kendisine verdiği oylarla belediye başkanı seçildiğini hatırlattı. Gökçek, "Benim onlara vefa borcum var ama onların milliyetçi hislerini bilirim. O yüzden şu hususa dikkat çekmek istiyorum, yarın Allah muhafaza MHP, CHP ve HDP koalisyon yaptı. Koalisyonlarda üç bakanlık mutlaka ve mutlaka arada bölüşülür. Hangisi İçişleri, Adalet ve Milli Eğitim Bakanlığı. Şimdi MHP'li kardeşlerime soruyorum, bu üç bakanlığın biri MHP'de olsun, hiç önemli değil helali hoş olsun ama onun haricindeki iki bakanlık ya HDP'ye ya da CHP'ye gidecek. Düşünün ki İçişleri Bakanı HDP'den oldu, polisi, jandarmayı oraya bağlayacak mıyız? Yani polisler bundan sonra HDP'den, yani PKK'lı olacak. Milli Eğitim'e getirdiniz, koydunuz bakanını HDP'nin öğretmenler PKK'lı olacak, Adalet Bakanlığı'na koydunuz, savcıları, hakimleri PKK'dan alacaklar. Bunun başka şeklini düşünebiliyor musunuz, trilyonda bir ihtimal var mı? Yok" dedi.
"CHP İKİ DHKP-C'LİYİ ADAY GÖSTERDİ"
"CHP şu anda DHKP-C ile içiçe zaten, iki DHKP-C'liyi aday gösterdi" diyen Gökçek, şöyle devam etti:
"Biri Hatay'dan birinci sıra, diğeri İstanbul'dan 2. Bölge üçüncü sıradan aday. Yarın Allah muhafaza HDP değil de CHP, koalisyonda İçişleri Bakanlığı'na sahip oldu, polislerin hepsi, hepsi olmasa bile çok ciddi bir kısmı DHKP-C'li olacak, sokakta sizleri onlar çevirecek. Şu anki polislerin hepsini atması gerekmiyor. Yani her gün polis ihtiyacı çoğalıyor diye bir anda imtihan açıp 5 bin polisi birden alamaz mı, bir yığın DHKP-C'li polis olamaz mı? Bir sene koalisyonda kaldılar kabul edelim, koalisyonlar yaşamaz zaten, 57 yılda koalisyon sayısı 57. Bu senede bir koalisyon demek. 'Bir senede ne kadar adam doldurursak kar' diye arkası arkasına imtihan açarlar. Zaten koalisyon demek, kurulduğu anda kendi kadrolarını devlet kadrolarına yerleştirme yarışı demektir. Hiç kimse ekonomi filan düşünmez, 'kamuya ne kadar adam sokacağız' diye düşünürler. CHP'li DHKP-C'liler sayesinde bir yığın hakim ve savcı mı göreceğiz ya da DHKP-C'liler bizim çocuklarımızı mı eğitecek? Ben MHP'li kardeşlerime soruyorum, böyle bir koalisyonda çocuklarınızı okulda DHKP-C'lilere teslim eder misiniz?"
DUMANLI'DAN KIŞANAK'A SÜRPRİZ ZİYARET
"Üst aklın hedefi koalisyon" diyen Gökçek, "Ön hazırlığı olan o kadar olay var ki bunlara emri paralel yapı getiriyor. Dün HDP'nin eski eşbaşkanı, Diyarbakır Belediye Başkanı Gültan Kışanak ile Ekrem Dumanlı, Diyarbakır Belediyesi'nde bir araya geldi. Dumanlı arka kapıdan girdi. Bu gazeteci olarak gitmiyor, Ekrem Dumanlı'nın konumu nedir? Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni değil, Türkiye'deki genel paralel yapının yönetmenlerinden birisi, en ileri gelenlerden, baş imamlardan birisi. Ben aşağı yukarı 3-4 aydan beri Twitter'dan yoğun olarak yazıyorum, diyorum ki şu anda paralel yapının bütün dizaynı koalisyonu kurabilmek, bunun için verecekleri oyları bile tespit ettiler. Kendilerinin Hakan Şükür gibi özel bağımsız adayları var birkaç tane, onun haricinde hangi bölgede kim güçlüyse ona verecekler" ifadelerini kullandı.
Paralel yapının Güneydoğu'da tamamen HDP'ye oy vereceğini savunan Gökçek, "Arzuları HDP'nin barajı aşması. Ekrem Dumanlı dün Gülten Kışanak'ı ziyaret etti. Ne konuştu, ben size yüzde yüz söyleyeyim. Yüzde yüz seçim ittifakını konuştu, 'beraber koalisyon kuracağız, biz bunun gayreti içerisindeyiz, merak etmeyin' dedi" açıklamasında bulundu.
"ARKADAŞ OTURUN İSTİAREYE YATIN, KURTULUN BU ZİNCİRDEN"
Gökçek, 17-25 Aralık olaylarının öncesinde paralel yapıda tanıdığı insanların "Güneydoğu'nun PKK'lılar tarafından ele geçirildiğini, PKK'dan kurtarmanın tek yolu hizmeti yaygınlaştıracak müesseseler kurmak" olduğu yönünde görüş bildirdiğini anlatarak, şunları kaydetti:
"O dönemde tam bir PKK düşmanıydılar, 'PKK'nın panzehiri hizmettir' derlerdi şu anda paralel yapı tamamen PKK'yla içiçe ve paralel yapı 'oyumuzu size vereceğiz' diyor. Ben hizmete gönül veren arkadaşlarıma sesleneceğim, Allah aşkına PKK'nın yaptığı cami, Kur'an ve imam-hatip düşmanlığını hepsini belgeleriyle göstereceğim. Siz kalkıp bunlarla kendinizi güya kurtarmak maksadıyla iş yapıyorsunuz, yarın Allah'ın karşısında kendinizi nasıl kurtaracaksınız, Rabbinize ne cevap vereceksiniz. Allah sormayacak mı, senin Kur'anını yakan, senin mazlumlarını şehit eden, öldüren bu PKK'lılarla sen bir araya nasıl geliyorsun. Arkadaş oturun akşamları istiareye yatın, Allah'a yalvarın 'bana doğruyu göster' diye, kurtulun bu zincirden."
"MHP'DE 11 PARALEL YAPI ADAYI VAR"
"Vatan hainleriyle işbirliği yapmanın anlamını bana nasıl söyleyeceksiniz?" diyen Gökçek, "Buradan MHP'li kardeşlerime sesleniyorum. Sayın Bahçeli çıkıp çok açık ve net bir şekilde ben kalkıp PKK'ya kucak açan HDP, DHKP-C'ye açıkça kucak açan CHP ile koalisyon yapmam' demediği sürece verdiğiniz her oyun vebali var sevgili MHP'liler. MHP zaman zaman HDP ile menfaatleri birleştiği zaman işbirliği yaptı mı? İç Güvenlik Paketi yasasında yaptı. Yaptığına göre burada niçin yapmasın? Zaten Ekmeleddin Bey bunun için monte edildi buraya. Sizce MHP'de paralel yapıdan milletvekili adayı var mı, yok mu? 11 tane var. İsimleri vermeyelim. Bir ilde üçüncü sıra, bir ilde ikinci sıra, bir ilde dördüncü. Mesleklerini söyleyeyim, avukat, kamu görevlisi, orman mühendisi, eski belediye başkanı, tüccar, işadamı, avukat, eğitimci, sonuncusunun ne olduğunu tespit edememişim. Bunu iyice araştırdım, hiç şüpheniz olmasın" ifadelerini kullandı.
"KILIÇDAROĞLU PARALLELERE 'BEN SİZİN TEMSİLCİNİZİM' DEDİ"
CHP'de ise paralel yapının 5 milletvekili adayı bulunduğunu iddia eden Gökçek, "Gitmişler, Kılıçdaroğlu ile görüşmüşler. Kılıçdaroğlu demiş ki 'arkadaş devamlı paralel yapıya teslim oldu' diye AK Parti tarafından yoğun bir propaganda var, kalkamıyorum altından' demiş. Onun için çok saldırıda bulundu ya özellikle CHP'den ayrılan eski milletvekilleri var. O milletvekilleri paralel yapıya teslim olduklarını açıkça ifade ettiler. Bundan artık Kılıçdaroğlu iyice yıldı. Bu bilgi kesin bir bilgi, uydurma değil. Kılıçdaroğlu paralellere 'bakın, arkadaş ben varım sizin temsilciniz, beni rahatlatın lütfen' demiş. Çok fazla aday istemişler, 'az koyalım, lütfen beni rahatlatın, fazla bana baskı yapmayın' demiş. Şu anda Kılıçdaroğlu'nu paralel yapı öyle kıstırmıştır ki Kılıçdaroğlu'nun kıpırdaması mümkün değil. Bugüne kadar siz hiç Kılıçdaroğlu'nun paralel yapının aleyhine bir şey yaptığını veya onun söylediği herhangi bir şey yapmadığını duydunuz mu, gördünüz mü?" dedi.
MELİH GÖKÇEK'İN ELİNDE KASET VAR MI?
Sunucunun "Sayın Selahattin Demirtaş ısrarla sizin elinizde bir kaset mi var?" sorusuna yanıt veren Gökçek, "Bende böyle bir kaset olsa Kılıçdaroğlu ile Selahattin Deliktaş pardon Demirtaş kıpırdayabilir mi, mümkün mü? Yayınlamak önemli değil. Lafın tamamıyla saçma sapan bir iddia olduğunu ortaya koymak için söylüyorum. Bende kaset olsa onlar kıpırdayabilir mi? Mümkün değil. Şimdi Demirtaş, 'Efendim Melih Gökçek 5 defa belediye başkanı oldu, bunu kalkıyor partinin üst yönetimi hakkında elinde kasetler var' diyor" karşılığını verdi.
"Elinizde kaset dışında fotoğraf, ses kaydı var mı?" sorusu üzerine Gökçek, "Ya var, böyle üst üste koyuyorsun dağ filan buluyor. Böyle deli saçması bir şey olabilir mi ya. Bir siyasi parti bunu dile getiriyorsa bunu mahkemede ispat edecek, yoksa yalan söylediği ortaya çıkacak. Melih Gökçek bugüne kadar partinin üst yönetimine kaset veya başka bir şekilde şantaj yaparak belediye başkanı olduysa dünyanın en şerefsiz insanıdır ama öteki adam da şerefli olduğunu mahkemede 'ben de böyle bantlar olduğunu veya benim böyle yaptığımı' ispat edecek" dedi.
"CHP'YE OY VERECEK SAĞDUYULU VATANDAŞLARIMIZA SESLENİYORUM"
CHP'li seçmene seslenen Gökçek, "Oyunuzu verirken DHKP-C'li bir takım milletvekillerinin, dün sokaklarda terör estirenlerin yarın Meclis'e girerek neler yapabileceğini düşünün. CHP'nin 550 milletvekili adayı var. Seçilecek yerlerdeki adayın yüzde 60'ı Alevi, örneğin Ankara'da 32 adayı var, 20'si Alevi. Çok enteresan, hiç Alevilerin bulunmadığı vilayetlerde 3 adayları var. Alevi olmasın değil hepsi de Alevi olabilir, kimse buna bir şey diyemez. Bu tercihtir, vatandaşımız 'bir Alevi partisi, bir mezhep partisine dönüşmüştür, biz de oy veriyoruz' der. Helali hoş olsun" şeklinde konuştu.
Daha önce Başbakanlık Takip Kurulu tarafından yayınlanan bir raporu gösteren Gökçek, raporda yer alan "Sonuç olarak uğruna binlerce şehit verdiğimiz ülkemizin bölünmez bütünlüğünü hedef alan ve irticai faaliyetlerine benzer yakın tehlike arz eden Kürtçülük, mezhepçilik ve bölücülük faaliyetlerini sürdüren Kemal Kılıçdaroğlu için artık tedbir alma zamanının geldiğine, bunun da gerçekleşeceğine inancımız tamdır" ifadelerini okudu.
"ASLA KÜRT DÜŞMANI DEĞİLİM, KÜRT BENİM BAŞIMIN TACI"
"Kürt düşmanı asla değilim" diyen Gökçek, "Kürt düşmanı olmak alçaklığın, hainliğin en büyüğüdür. Ben PKK düşmanıyım. PKK bir Kürt örgütü değildir, Asala ortadan kaybolduktan sonra ortaya PKK çıkmıştır. Kürt benim başımın tacı. Benim öyle hocalarım var ki sevdiğim, saydığım, gidip elini öptüğüm. Can kurban o insanlara, öyle bir şey olabilir mi? Kürtlere düşman olmak demek hainlik, alçaklık, şerefsizlik demek" şeklinde konuştu.
"BU NE PERHİZ BU NE LAHANA TURŞUSU"
7 Haziran seçimleri öncesi HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın yürüttüğü faaliyetleri sert bir dille eleştiren Gökçek, şöyle devam etti:
"Hem Marksist hem Zerdüşt hem kalkıp domuz eti yiyen -bunların da resimleri var- böyle bir örgüt. Şimdi ne yapıyor Selahattin Demirtaş; sırf Müslümanlar’dan oy almak, yüzde 10 fabrikasını aşmak için Diyarbakır'da bir imamı ve başörtülü bir bacımızı aday gösteriyor. Bugün de İstanbul Şirinevler'de bulunan Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'ni ziyaret etmiş. Bu zatın güya din adamlarına hürmeti var değil mi? Ondan sonra aynı adam öteki tarafta seçim beyannamesini açıklıyor, 'zorunlu din dersi ve Diyanet kaldırılacak' diyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu."
GÖKÇEK'TEN HDP'YE BARAJ CEVABI
"HDP barajı elbette geçmesin" diyen Gökçek, "Eğer HDP barajı aşmaz ise gelir otururlar bu süreç devam eder, barış sürecini yapmaya mahkum kalırlar ama bunlar parlamentoya girdikleri zaman her olayı bu sefer parlamentoda çıkaracaklar, büyütecekler. Çünkü büyük bir grup gelecek, 30-40 civarında" ifadelerini kullandı.
Gökçek, HDP'nin savunduğu PKK ve KCK yapılanmalarının bazı Doğu ve Güneydoğu illerinde Kur'an-ı Kerim yaktıklarını, camilere ve Kur'an kurslarına zarar verdiklerini belirterek, olaylara ilişkin yanında getirdiği fotoğrafları gösterdi.
"HÜKÜMET KARŞITI BÜROKRATLAR SEÇİM ÖNCESİ VATANDAŞA TERS DAVRANIYOR"
HDP'ye yönelik eleştirilerini sürdüren Gökçek, şunları kaydetti:
"Bunlar tamamen din düşmanlığı yapıyorlar. Bu partiye oy verenlere sesleniyorum, böyle bir siyasal parti sizlere ne verecek? Bu dünyada canınızdan korkuyorsunuz, hak veriyorum. Kaç insan dinledim. Geliyorlar köye 'burada 80 oy var, 80 isteriz, 79 verirseniz köyün ne hale geldiğini görürsünüz' diyorlar. Buralarda seçim güvenliğini sağlamak devletin görevi. Gündeydoğu'da şu anda seçimlerde görev alacak polislerin bir kısmı paralel yapı. Şu anda paralel yapı genel seçimlerde bir seferberlik yapmış durumda. Devlet dairelerinde paralel yapıya mensup olan veya CHP'ye mensup, AK Parti'ye karşı olan, hatta MHP'li bazı bürokratlar vatandaşa ters davranıyorlar, cezaları yazıyorlar, vatandaşa gitmeyen bugüne kadar tahsilat evrakları bir anda gidiyor. Çünkü her şey hükümete mal ediliyor. Her yerde ters davranma var, bıksınlar, usansınlar diye. Bütün vatandaşlarımdan istirhamım şu; kim size ters muamele yapıyorsa mutlaka ilgili dairenin merkezine ismiyle, saatiyle bildirin. Mesela bu sırada trafik cezaları da çoğaldı. Özellikle arabaların önlerini o kadar kesiyorlar ki tamam trafikte yanlışlık yapan cezasını çeksin ama şu anda o kadar bir yoğunluk başladı ki insanları isyan ettirmeyi amaçlıyorlar. 'Ne yapalım kardeşim, hükümetin parası yokmuş onun için size ceza yazmamızı istediler' mesajı veriyorlar."
"HDP ELİNDEN SİLAHI BIRAKMIYOR"
HDP, PKK silahı elinden bırakmadıkça, HDP PKK'yı terör örgütü olarak görmedikçe bu ülkede HDP'nin demokratik bir parti olduğunu söylemenin son derece yanlış olacağını ifade eden Gökçek, "Demokrasiyi kabul etmesi için herkesin elinden silahı bırakması lazım. Bırakıyor mu? Bırakmıyor. Dolayısıyla şu anda demokrasiden yararlanan ama demokratik hareketleri olmayan bir siyasal parti" dedi.
SELAHATTİN DEMİRTAŞ'I DÜELLOYA DAVET
Gökçek, gerekirse HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile herhangi bir televizyon kanalında karşılaşmaya hazır olduğunu belirtti. Gökçek, Demirtaş'ın 1 Mayıs'a yönelik, "Müslümanların Kabe'si neyse işçilerin de kabesi Taksim" ifadelerini hatırlatarak, "Ne demek bu yani. İnanan işçilerin Kabe'si doğrudan doğru Mekke'de. Sen Kabe Mekke'de değil de Taksim'de dersen bunu kabullenebilmek mümkün değil" dedi.
CHP'NİN SEÇİM VAATLERİNE KAYNAK POLEMİĞİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim vaatlerine yönelik kaynak polemiğini de değerlendiren Gökçek, "Bizim Antep taraflarında 'kürele mahey' diye bir laf vardır, yani at atabildiğin kadar anlamına gelir. Ali Taran'ı verdiler CHP'ye, Cem Uzan'ın da seçim propagandasını o yapmıştı. Cem Uzan'ın 2002 vaadi, ne diyor? 'Mazot 1 TL olsun', 'işsize 350 lira maaş' peki Kılıçdaroğlu altta kalır mı, Ali Taran'a biraz daha abart miktar 750'ye çıkmış. Kemal Kılıçdaroğlu emeklilere ne dedi, 'yılda iki ikramiye.' Değişen bir laf var burada 'sene iki maaş ikramiye', 'yılda iki maaş ikramiye' arada sadece sene kelimesi var. 'Asgari ücrete sıfır vergi' demiş Cem Uzan, bu da demiş ki bin lirayı bin 500 liraya çıkarayım. Herkes art arda atmaya başlayınca Demirel dayanamadı, 'herkes ne diyorsa 5 fazlası.' Bu beş fazlası değil attı mı tam atıyor, atmanın sınırı yok" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun SKK Genel Müdürü olduğu dönemde yaptığı açıklamaları içeren gazete küpürlerini canlı yayında paylaşan Gökçek, Kılıçdaroğlu'nun seçim vaatlerinin o dönemki açıklamalarıyla tamamen çeliştiğini belirtti. Gökçek, "Baba parasıyla bir yere kadar gidilmez ki hadi sana verdik AK Parti'nin kaynaklarını, iki ay sonra bu SSK'nın durumuna düşersin. SSK'yı karla almışsın, batırmış bırakmışsın. Yani o kadar enteresan ki bir ülkenin içerisinde istikrar varsa o ülke ayaktadır. Ülke eğer koalisyonlara giderse kendi çocuğunuzun istikbalini kaybedersiniz. Yani koalisyona verin oy, neticesi bu olur" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun CHP'li milletvekili adaylarına yönelik bir gazetede yer alan, "Mitinglerle iktidar yolu açılmaz, evlere gidin emekliye ikramiyeyi anlatın. 'Parayı nereden bulacaksınız?' diyenlere kaçak sarayın fayansına kadar para var emekliye gelince mi yok' yanıtını verin" ifadelerini hatırlatan Gökçek, "Ya 1.3 katrilyon lira saray. Sadece kendisinin vereceği iki maaş 31.9 katrilyon lira, yani sarayın 25 katı. Sarayı yapıyorsun bir defa kalıyor, 10 senede 250 saray parası gidiyor senin söylediğin yere. Atıyorsun biraz tertipli at. Dimyat'a giderken evdeki pirinçten olmak var. Kılıçdaroğlu'nun söyledikleri sözlerin hiçbiri hakikat değil, milletimin bunu bilmesini istiyorum" ifadelerini kullandı.
GÖKÇEK'TEN CHP'YLE İLGİLİ ŞOK İDDİA
İnanılmaz bir iddiada bulunan Gökçek, "Parayı nereden bulacak' diyorsunuz da CHP, Cumhuriyetin ilk yıllarında 1926'dan itibaren 3 tane eroin fabrikası kurdu. Belgeleri var. İlaç fabrikası falan değil, millet kafayı bulsun diye. Ondan sonra bütün milletin kimyasını değiştirdi, hem de yurt dışına bol bol sattı. O tarihte devletin geliri bütün fabrikalardan 2 milyonmuş, 15 milyon lira sadece eroin geliri var. Bütün Avrupa'yı zehirlediler, bütün Amerika'yı zehirlediler, bütün Türkiye'yi zehirlediler. CHP'nin geleneğinde, İnönü geleneğinde bu. 1933'te de kanunu çıkarttılar. Bazıları kaçak eroin üretip satmaya başlamış. Belgede diyor ki 'Kaçak satana, kaçak üretene 3 yıl hapis var. Devlet üretir, devlet satar.' CHP'nin geleneğinde insanı uyuşturmak var" açıklamasında bulundu.
İddiaya ilişkin yanında getirdiği belgeleri gösteren Gökçek, "İstanbul'da ilk eroin fabrikası Kurtuluş Savaşı'nın hemen bitiminde 1926 yılında Japonlar geliyor ve Türkiye'ye bir eroin fabrikası kurmayı teklif ediyor. Japon firmasıyla birlikte bugünkü Taksim Divan Oteli'nin yanında TC Uyuşturucu Maddeler İnhisarı'nı kuruyor. Bu da onun önüne 10. münasebetiyle konulan resmi, aynı eski hali. 10. yıl bir asra bedel. Altında TC Uyuşturucu Maddeler İnhisarı yazıyor" dedi.
GÖKÇEK, EROİN ÜRETEN KIZLARIN FOTOĞRAFLARINI GÖSTERDİ
Gökçek, daha sonra eroin üreten kızların bulunduğu fotoğrafları ilk kez canlı yayında paylaşarak, şunları kaydetti:
"Bakın bu da ürettikleri eroinlerin kutuları, böyle tasnif ediyorlar. İlk kurulduğundaki şeye bakın, Türkiye'de ilk eroin fabrikası Çengelköy'de kuruldu. İkinci fabrikayı hemen Eyüp'te Haliç kenarına, adını da şöyle koyuyorlar, Ecza-i Tıbbiye ve Kimyeviye yani ETKİM. Hiç soluk almadan da üçüncü eroin fabrikasını kuruyorlar ve bu da Kuzguncuk'ta. Ve o tarihte bu ülkenin evlatlarını uyuşturuyorlar, yurt dışında Amerikalı’yı uyuşturuyorlar. Bundan para kazanıyorlar. Bütün fabrikalar 2 milyon kazanırken, 15 milyon kazanıyorlar. Arkasından da burada Uyuşturucu Maddeler İnhisarı hakkındaki kanunu 1933'te çıkarıyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu'na bir gazeteci sormalı, 'sizin genlerinizde eroin fabrikasıyla insanları uyuşturmak, Avrupa'yı, Amerika'yı zehirlemek var, aynı şeyi yapacak mısınız?' Bence şöyle cevap verir, 'yok, biz eroin yapmıyoruz ama biz vaatlerimizle milleti uyuşturuyoruz.' Anca onu der, derse."
NEDEN ROBOT GİTTİ DİNOZOR GELDİ?
Atatürk Orman Çiftliği Kavşağı'na koyduğu robot heykelini kaldırarak yerine dinozor heykeli koymasının gerçek nedenini ilk kez açıklayan Gökçek, "Mimarlar Odası bana o kadar yüklendi ki robot konusunda, bu sefer hak verdim onlara. Dedim ki 'tamam, ben robotu kaldırıyorum, dinozor koyuyorum' ve dinozor koydum. Ya arkadaş biz bu robotu koymasak onun yanında dünyanın en büyük tema parkı ANKA Park yapılıyor, yani Disneyland, gelip de bir kez haber yapmadınız. Koyduk oraya robotu, bütün medya oraya koştu. Bugün çocuklar söylüyor Fen İşleri'ndeki 'başkanım gelen gidene' diyor, 'birisi geliyor birisi gidiyor medyanın' diyor. Mimarlar Odası'na çok hak verdim, acayip hak verdim. Yani öyle hak verdim ki tarif edemeyeceğim" ifadelerini kullandı.
"Haber yaptırdım tabi amacıma ulaştım" diyen Gökçek, şöyle devam etti:
"Düştünüz tongaya. Ben koyuyorum siz haber yapıyorsunuz. Bugün dinozoru kaç televizyon kanalı verdi bilmiyorum, hepsi vermiş. Kimin reklamı oldu, tema parkın. Yok efendim 'Ankara'nın simgesi robotmuş.' Kim dedi robot diye ki. Robot seni oltaya çekti, buranın reklamını yaptırdı, dinozoru koyduk yaptırdık. Bundan sonra da bir şey koyacağım ama onu söylemiyorum. Onu daha sonra söyleyeceğim. Söylersem dikkati dağılır. Onu da koyunca 'dinozoru da kaldırmışlar bak şunu koymuşlar' diyecekler. Dinozoru da kaldırtacağım, başka bir şey koyacağım. O reklam, yani siz reklamı her zaman parayla yaptırabilir misiniz? Benim yaptığım iki reklamı, ANKA Park'ın reklamını 2 trilyon versem yaptırabilir miydim? Mümkün değil. Haberlerde geçiyor, ANKA Park'ı duymayan kalmıyor."