"Cezaevlerindeki FETÖ iddianamesi" tamam
FETÖ/ PDY soruşturması kapsamında örgütün cezaevlerindeki yapılanmasına ilişkin 3'ü cezaevi müdürü 49 şüpheliye yönelik hazırlanan ilk iddianamede, FETÖ'nün cezaevlerindeki yapılanması anlatıldı. İddianamede FETÖ'nün, adliye ve ceza infaz kurumlarında çalışan personeli, öncelikle eleman devşirmek ve gelir elde etme maksadıyla kullandığı belirtildi.
Bu kurumlara alınacak personelin de öncelikle örgüte bağlı okullarda veya dershanelerinde eğitim gören kişilerden seçildiğine dikkat çekilen iddianamede "Bu kişileri iş sahibi yapma veya ilerleyen dönemde lüzum olduğu halde kullanmak maksadıyla, mahrem gruba dahil olan hakim-savcıların, işe alım mülakatlarında uyguladıkları taraflı değerlendirmeler ile kamu görevlisi yaptıkları, sonrasında ise bu personeli örgütün amaç ve ilkeleri doğrultusunda yönlendirdikleri belirlenmiştir" denildi.
ERGENEKON VE BOLYOZ GİBİ PROJE DAVALARINDAN SONRA...
İddianamede örgütün cezaevleri ve adliyelere yönelmesinin ise 2006 sonrasında yoğunlaştığı belirtilerek, "Proje davalardaki hakimiyetini sağlamlaştırmak, etki alanını tesadüflere bırakmamak amacıyla kamuoyunda Ergenekon ve Balyoz davaları olarak bilinen soruşturmalar sonrası başlayan süreçte, kadrolaşmasını adliyeler ve ceza infaz kurumlarında en üst seviyelere çıkarmıştır" denildi.
FETÖ'NÜN HEDEFLEDİĞİ KURUMLAR...
FETÖ'nün bu kapsamda bu tarihten sonra kendisi için kilit öneme haiz olan kurumlara personel yerleştirdiği bu kurumların da çoğunlukla Adalet Bakanlığı merkez teşkilatı, yüksek yargı organları, HSYK, Adalet Akademisi, Terör Suçları ile Görevli Cumhuriyet Başsavcılıkları, Özel Yetkili Mahkemeler ve Komisyon Başkanlıkları ile Ceza ve İnfaz Kurumları Eğitim Merkezleri gibi birimler olduğu belirtildi. Örgütün bu birimlere yerleştirdiği personeli de sıkı denetime tabi tutarak iradesi dışına çıkmasını engellediği ifade edildi.
SEÇECEKLERİ KİŞİLERİ PUANLADILAR
Örgütün adliye ve ceza infaz kurumlarında görev vereceği kişilere örgüt imamları tarafından ön mülakatlar yapıldığı anlatılan iddianamede, "Bu mülakatlar sonucu örgütün "mezun mesulü" adı verilen elemanlarınca 5A, 5, 4A, 4, 3A ve 3 puan sıralaması ile, örgütle bağlantılı bulunan Hakim ve Cumhuriyet Savcılarından oluşan Adalet Komisyonu Başkanlıklarına yönlendirdikleri ve bu sayede kamu görevine soktukları tespit edilmiştir" denildi.
BURALARDA DA ÖRGÜTLENMEMESİ DÜŞÜNÜLEMEZ...
İddianamede, Yüksek yargı organları ve HSYK gibi üst birimlerde örgütlenen ve üyesi olan her hakim-savcı açısından özel planlama ile mahrem bir yapı oluşturan FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün, adliye, ceza ve infaz kurumları ile denetimli serbestlik müdürlüklerinde görev yapan kamu görevlileri arasında da örgütlenmemiş olmasının düşünülemeyeceği belirtilerek, "Sindirme, baskı oluşturma, toplumsal algı yönetimi ile örgütsel amaçlara hizmet eden yargı teşkilatındaki yapının tamamlayıcısı olan adliye ve ceza infaz kurumları yapılanması da FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yargı teşkilatı içerisindeki yapılanmasına dahildir" denildi.
DIŞ SORUMLULAR ÖĞRETMENLERDEN SEÇİLDİ
Özellikle Silivri Ceza İnfaz Kurumları'nda örgütlendiklerine dikkat çekilen iddianamede örgütün iç ve dış sorumlusu olarak görevlendirmeye gittikleri kaydedildi. Dış sorumlunun genellikle öğretmenlik mesleği mensuplarından oluştuğu belirtildi.
43'Ü BYLOCK'ÇU ÇIKTI
45'inin tutuklu olduğu belirtilen iddianamede, 1 kişinin etkin pişmanlıktan yararlandığı, diğer 3 kişinin ise şahsi durumları nedeniyle tutuksuz yargılandıkları belirtildi. İddianamede 43 şüphelinin örgütün kriptolu haberleşme uygulaması olan Bylock'u kulandığının tespit edildiği ifade edildi.
ÖRGÜT ÜYELİĞİNDEN DAVA AÇILDI
İddianamede tüm şüpheliler hakkında "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep edildi. İddianame İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.