Cerablus’ta kara operasyonuna girecek miyiz?
Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selvi, Türkiye'nin kara operasyonuna katılması için olması gereken şartı bugün köşesine taşıdı.
İşte o yazı:
Suriye cephesinde önemli gelişmeler yaşanıyor.
Cumartesi günü Viyana'da yapılacak toplantıya Rusya'nın, ”Esed'li geçiş” planı sunacağı belli oldu. Ama bu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ortaya attığı ”Esed'li geçiş süreci”nden farklı. Daha sonra bir devlet yetkilisinin parametrelerini paylaştığı plana göre, 6 aylık bir geçiş süreci öngörülüyordu. Bu süre zarfında Suriyelilerden oluşacak bir birim, süreci yönetecek, ülkeyi Esed sonrasına hazırlayacaktı. Bu süreçte Esed'in istihbarat ve silahlı kuvvetler üzerindeki yetkileri alınacaktı. Suriye seçimlere hazırlanacak, aynı zamanda Esed'in savaş suçlusu olarak yargılanıp yargılanmayacağı, ailesiyle birlikte başka bir ülkeye gidecekse, bu ülkenin hangisi olacağı tespit edilecekti.
Başkan Obama'nın, Putin'e ilettiği plan buydu.
Rusya'nın, Suriye'de operasyonlarını sürdürdüğü bir sırada Viyana'da ABD, Rusya, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın katıldığı bir toplantı yapıldı. Viyana'daki toplantıda görüldü ki, Esed rejimini koruyucu kanatları altına alan Rusya ve İran, “Esed'siz geçiş”i tartışmaya yanaşmıyor. İşin ilginç yanı İran'ın hiçbir formülünde Esed'siz bir geçiş ve Esed'siz bir Suriye öngörülmüyor. Ayrıca, ”Esed'siz Suriye'yi” tartışabileceğini söyleyen Rusya da ”Esed'li geçiş süreci”nden yana.
Cumartesi günü yapılacak toplantıya sunulacak Rus planı bu açıdan şaşırtıcı değil.
Rusya, Esed'li bir geçiş planı öneriyor. Ülkeyi seçimlere götürecek olan ve Suriyelilerden oluşan bir yapının, geçiş sürecini hazırlamasına karşı çıkmıyorlar. Ama orada çok can alıcı bir nokta var. Rusya, geçiş sürecinin Esed'in kontrolünde olmasını ve ardından Esed'in seçimlere katılımının garanti altına alınmasını istiyor. Buna Esed'i kurtarma planı diyebiliriz. Rus planında üzerinde durulabilecek tek nokta karşılıklı olarak ateşkesin ilan edilmesi.
Suriye'de siyasi çözüm sağlanamadığı için askeri seçenekler gündemdeki ağırlığını koruyor. Pazartesi günkü, “Büyük operasyon geliyor” başlıklı yazıda, Cerablus'a yönelik operasyon hazırlığını gündeme taşımıştık. Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEAŞ'a karşı operasyonu doğrulayarak kendi başımıza ya da koalisyon ülkeleriyle birlikte atılacak adımların olduğunu söyledi. ABD Başkanı Obama ile yaptıkları görüşmede bu konunun ele alındığını belirtti. Başbakan Davutoğlu ise CNN İnternaional'da Christiane Amanpour'la söyleşisinde, ”Hava ve kara operasyonu olmak üzere bütünleşmiş bir stratejiye ihtiyacımız var. Ancak Türkiye tek başına tüm yükü üstlenemez” dedi.
Davutoğlu bu açıklamayı Amanpour'un, ”Kara operasyonu”yla ilgili sorusu üzerine yapmıştı. “Kara gücü, hep birlikte konuşmamız, paylaşmamız gereken bir durum” değerlendirmesini yaptı.
Cerablus'ta IŞİD'e karşı ABD ile birlikte ortak bir operasyon yapılması gündemde. Türkiye, sadece hava operasyonlarıyla sonuç alınamayacağını savunuyor. ”Kara operasyonu”, “Güvenli bölge”, “Uçuşa yasak bölge” başından beri önerilerimiz arasında.
Cerablus'a yönelik operasyonda, en stratejik halkayı kara operasyonu oluşturuyor. Burada can alıcı soru şu: Türk askeri kara operasyonuna girecek mi?
Türkiye'nin kara operasyonuna katılması konusunda yürüyen bir süreç söz konusu.
IŞİD'i, Cerablus'tan atmaya dönük büyük bir operasyon hazırlığı yapılıyor.
Bu operasyonda şu ana kadar netleşen unsurlar var.
1-ABD-Türkiye ortak hava operasyonları yapacak. Türkiye bu operasyona Diyarbakır ve Malatya'daki üslerde bulunan savaş uçakları ile Batman'da konuşlu insansız hava araçları (İHA) ile katılacak. Operasyonun 60 uçakla yapılması planlanıyor.
ABD, İncirlik'teki hava gücünü takviye ediyor. F-15-E'lerin önümüzdeki günlerde İncirlik'te olacağı açıklandı.
6 adet silahlı İHA'ya takviye olarak 4 adet daha getiriyor. 12 adet KC-135 tanker uçağı operasyon öncesi İncirlik'e konuşlandırıldı. 12 tanker uçağının bulunması, aralıksız ve yoğun bir hava bombardımanı yapılacağını gösteriyor.
Cerablus'a yönelik operasyon öncesinde ABD'nin, Rusya'yla irtibat kurup, ”Bu operasyon Esed rejimine karşı değil, IŞİD'e karşı yapılacak” mesajını ilettiği söyleniyor.
Bu operasyonun en kritik halkasını Türkiye'nin kara operasyonuna girip girmeyeceği noktası oluşturuyor.
Bu sorunun cevabını araştırıyorum. IŞİD'e yönelik operasyondan sonuç alınabilmesi için, müşterek bir plan dahilinde bir kara operasyonunu gerekli görüyor. Eğer ABD kara operasyonuna girerse, Türkiye de girecek. Kara operasyonuyla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı tarafından, ”İhtimalat Planları” hazırlanmış durumda. Burada bir noktayı paylaşmak istiyorum. Her iki duruma karşı da ”ihtimalat planları” hazır tutuluyor.
Sadece hava operasyonunda yer alacaksak, ona göre, “İhtimalat Planları” hazır durumda. Ama eğer ABD ile ortak kara operasyonu yapacaksak, buna uygun ayrıntılı planlar hazır, gerekli kuvvetler sınıra kaydırılmış durumda.
Şu anda gündemde olan plan, ABD ile Türkiye'nin yoğun hava operasyonları yapması karada ise hür Suriye Ordusu ile Arap ve Türkmenlerden oluşan Suriyeli unsurların IŞİD'e karşı savaşması.
Türkiye, IŞİD'den temizlendikten sonra Cerablus'un statüsünün belirlenmesi aşamasında masada yer almak istiyor. Cerablus operasyonu PYD'nin bölgeye yönelik planlarının önüne geçilmesi, Türkmenlere ulaşım ve mültecilerin barındırılması açısından hayati bir önem taşıyor.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın sınırdaki birliklerimizle birlikte İncirlik Üssü'nü ziyaret etmesi bu amaca dönük bir hamle.
Peki Türkiye hangi şartla kara operasyonuna girer?
Eğer ABD, orantılı bir güçlü kara operasyonunda yer alırsa Türkiye de etkili bir güçle kara operasyonuna girecek. Yok eğer ABD sembolik bir güçle kara operasyonunda temsil edilmeyi tercih ederse Türkiye girmeyecek.