Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin davada ilk duruşma görüldü
Suudi Arabistan Krallığı İstanbul Başkonsolosluğu'na 2 Ekim 2018'de girdikten sonra bir daha kendisinden haber alınamayan ve daha sonra öldürüldüğü ortaya çıkan gazeteci Cemal Kaşıkçı'yı katlettikleri iddiasıyla 20 Suudi sanığın gıyabında yargılandığı dava başladı. Duruşmada şikayetçi olarak ifade veren Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, "Çok büyük bir ihanet ve kandırmacayla o konsolosluğa çağırıldı. O konsolosluktaki tüm insanlardan şikayetçiyim. Orada uçan kuştan bile şikayetçiyim. Şoföründen, çaycısından, herkesten" dedi.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya, aralarında Ahmet bin Muhammed el-Asiri ve Suud el- Kahtani'nin de bulunduğu firari 20 sanık katılmadı. Sanıkları CMK'dan atanan avukatları temsil etti. Müşteki Hatice Cengiz avukatıyla birlikte duruşmaya katıldı. Duruşma salonunda yabancı temsilciler ile BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard da hazır bulundu. Saat 10.15’de başlayan duruşmaya pandemi nedeniyle sınırlı sayıda izleyici ve gazeteci alındı.
HATİCE CENGİZ İFADE VERDİ
Müşteki Hatice Cengiz, özgeçmişini ve Cemal Kaşıkçı ile tanışmalarını anlattı. "6 Mayıs 2018’de Cemal bey ile tanıştım." diyen Hatice Cengiz, şunları söyledi: "Konferans içinde bir diyaloğumuz oldu. Kendisi yakından takip ettiğim birisiydi. Türkiye’ye gelince kaldığı otelin lobisine davet etti. Orada görüştük. Sonra oradan bir arkadaşımla Cemal ile kahve içmeye gittik. aktık. Birbirimizden etkilendik. Telefonlarımızı aldık. Kendisini gazeteci, düşünür olarak görüyordum. Sonrasında aramaya başladı, mesajlar aramalar. Duygusal görüşmelerdi. siyaset kısmı bırakılarak tamamen bir kadınla erkek arasındaki konuşmalar oldu. Cemal benimle evlenmek istediğini söyledi, süreç içinde. Ailem hayır dese bile sorunları aşabileceğimizi düşündüm. Durumu aileme ilettim, babamla görüşmek istedi. İki kez babamla görüştüler. Onunla birlikte ev aldık. Fiziksel, ruhsal anlamda Cemal ile evli gibi hissettim kendimi, bunu özellikle belirtmek istiyorum. Oğlu Abdullah, Birleşik Arap Emirlikleri’nden geldi, benimle tanıştı. Ailesinin diğer fertlerine anlatmak için oğlunu çağırdığını düşünüyorum. Evlenmek için hazırlıklar başladıktan sonra, ev alındıktan sonra bana ‘biz seninle nasıl evleneceğiz?’ diye Amerika’dayken de sormuştu. Onun fikriydi. Sonra bana ‘evli olmadığımı gösteren bir sayfa versem olur mu?’ dedi. Ben de ‘Türkiye’de zor olduğunu’ söyledim. Fatih Evlilik Dairesi’ne gittik. ‘Bu evrak olmadan evlilik nasıl olur?’ diye sordu. Oradaki yetkili o olmadan olamayacağını söyledi. Üzüldü. Çok fazla yapılacak bir şey olmayınca ‘Hadi gidip deneyelim’ dedi"
"MEĞER BİR DAHA GÖRMEYECEKMİŞİZ"
Hatice Cengiz, Cemal Kaşıkçı ile konsolosluğa ilk gittiklerinde, Kaşıkçı'nın konsolosluk görevlilerinin kendisini çok iyi karşıladıklarını anlattığını belirtti. Cengiz, olay gününü ise şöyle anlattı: "Konsolosluktan Sultan diye biri aradı. Cemal’i çağırdı. İkimizde heyecanlı ve mutluyduk. Kamera görüntülerinde de ne kadar mutlu olduğu endişesiz oldugu görülüyor. Ondan sonra görmedim. Meğer bir daha görmeyecekmişiz. Konsolosluk önünde beklemeye başladım. 3 -3.5 saat durdum. Araplar Cemal'i sevdi, sohbet ediyorlar diye düşündüm. Girer girmez hemen arkasından girmeye çalışsaydım da giremeyecektim. Çıkmayınca endişelendim ve kardeşimi arayıp saatlerini sordum. Netice itibariyle konsolosluğun kapandığını öğrendim. Konsolosluk kapanınca endişe yaşamaya başladım. Kapıda bekleyen Türk polisine gittim. 'Cemal içeri girdi. Çıkmadı' dedim. Telefonla konsolosluğu aradım. Konuştuğum kişi Cemal’in çıktığını söyledi. Daha sonra o kişi bulunduğum yere geldi. Endişe edici bir yüz ifadesi vardı. Odaları kontrol ettim yok dedi. Daha sonra Yasin Aktay'ı ve arkadaşlarımı aradım" dedi. Cengiz, Mahkeme başkannın "Suudi yetkililer görüştü mü sizle?" sorusuna ise "Hayır" yanıtını verdi.
"ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ GAZETELERDEN ÖĞRENDİM"
Cemal Kaşıkçı’nın öldürüldüğünü gazetelerden, haberlerden öğrendiğini belirten Fatma Cengiz, "Çok büyük bir ihanet ve kandırmaca ile çağrıldı. O konsolosluktaki tüm insanlardan şikayetçiyim. Orada uçan kuştan bile şikayetçiyim. Şoföründen, çaycısından, herkesten. Tek kişi kaldım ben" dedi.
YASİN AKTAY TANIK OLARAK DİNLENDİ
Duruşmada, AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay da tanık olarak dinlendi. Cemal Kaşıkçı ile yıllara dayanan bir dostluğu olduğunu belirten Aktay, şöyle konuştu: "Cemal Kaşıkçı ABD’ye gittikten sonra Washington Post’ta Suudi Arabistan yönetimini eleştiren yazılar yazdı. Bunlar rahatsızlık yarattı. Türk vatandaşı olmanın yollarını arıyordu. Olay günü ben AK Parti Genel Merkezi'ndeki ofisimde yazı yazıyordum. Telefonum çaldı. Hatice hanım telaşlı bir şekilde ‘5 saattir konsolosluktan çıkmadı’ dedi. O sırada ‘ne yapabilirim ki’ diye düşündüm. Cemal Kaşıkçı muhalif olduğu için konsoloslukta sorun çıkabilir diye düşündüm. 'Başıma bir şey gelirse Yasin Aktay’ı ara’ dediğini söyleyince bir emanet gibi hissettim. Ben ne yapabilirim diye düşündüm. Sonra bir ortak arkadaşımı aradım. Olayı anlattım ve o da telaşlanınca ben de telaşlandım. Başka arkadaşları da onu uyarmış ‘gitme’ diye. Arkadaşları ‘ikinci görüşmeye gitme’ diye de uyarmış ama o olumlu havaya güvenmiş. Peki ne olmuş dedim hersey olabilir deyince ne yapmak lazımdı dedim en üst makamı aramak lazım dedi. MİT müsteşarını aradım 'keşke gitmeseydi' dedi. Büyükelçiyi aradım Cemal Kaşıkçı'nın konsolosluğa girdiğini ve oradan çıkmadığını sordum. Adam hakikaten ilk kez duyar gibi cevap verdi. Bana 'Cemal benim arkadaşım sorup döneyim' dedi. Bana dönmedi mesaj attım, dönmedi. Cumhurbaşkanı özel kalemine de not ilettim."
KONSOLOSLUK ÇALIŞANLARI TANIKLIK YAPTI
Duruşmada, konsolosluk ve konut çalışanı 6 kişi de tanık olarak dinlendi. Başkonsolosun makam şoförü Hakan Güven, "Baskonsolos Kaşıkçı olayını hiç konuşmadığını söyledi. Konsolosluğun halkla ilişkiler biriminde çalışan Salih Bdour, Cemal Kaşıkçı'nın konsolosluğa geldiğini belirterek, "Güvenlik geldi, Cemal Bey hoşgeldiniz dedi. Aldı götürdü. Başka bir hareketlilik görmedim" dedi. Konsoloslukta teknik sorumlu olarak çalışan Zeki Demir, "Mühendislerin geldiği söylendi. Tandır yakmamı istediler. Bir an önce gitmemi ister gibi halleri vardır. Tandırı yaktım. Tandıra düşerseniz, kebap olursunuz şeklinde espiri yaptım. Yallah dediler bana çıktım." dedi.
DURUŞMA 24 KASIM'A BIRAKILDI
Sanıklar hakkında mahkeme tarafından ve kırmızı bülten ile çıkarılan yakalama kararlarının devamına karar veren mahkeme, müşteki Hatice Cengiz'in katılma talebini kabul etti. Tebligat aldıkları halde bugünkü duruşmaya katılmayan Turan Kışlakçı'nın da aralarında bulunduğu 3 tanığın zorla getirilmesine karar veren mahkeme, Hatice Cengiz'in avukatının olay yerinde keşif yapılarak tanıkların dinlenmesi yönündeki talebini bu aşamada reddine karar verdi. Mahkeme, yargılama aşamasında gerek görürse keşif talebini yeniden değerlendireceğini tutanağa yazdı. Duruşma 24 Kasım'a ertelendi.
DURUŞMA SONRASINDA AÇIKLAMA YAPTILAR
Duruşmadan sonra Hatice Cengiz, avukatıyla ve AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay basın açıklaması yaptı. Cemal Kaşıkçı'nın burada bulunan basın mensuplarının çoğunun arkadaşı olduğunu söyleyen Hatice Cengiz, "Benim de yol arkadaşım rahmetli Cemal'in 2 Ekim 2018, biliyorsunuz Suudi Arabistan konsolosluğunda öldürülmesiyle alakalı ilk duruşma bugün burada gerçekleşti" dedi. Cengiz, "Süreç hem manevi anlamda hem psikolojik anlamda yorucu. Davaya katılımcı talebimiz oldu, bu kabul edildi. Bundan sonraki süreçlerin takipçisi olacağımızı söyledik. Bu hepimizin omuzlarına sadece duygusal anlamda değil manevi anlamda da bir sorumluluk yüklendi, 2 Ekim 2018'de orada. Ben Cemal adına hepinize teşekkür ediyorum. Türk yargısına güveniyoruz. Adli süreç başladı, bu nedenle soruları maalesef yanıtlayamayacağız" dedi.
"NE YAZIK Kİ BU CİNAYETİN SANIKLARI YOK"
AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay ise, "Ne yazık ki bu cinayetin sanıkları yok. Türk yargısı için zor şartlar altında yürütülen bir mahkeme. Çünkü 20 sanık hakkında tutuklama kararı verilmiştir ancak bu sanıkların hiçbiri mevcut değil. Sanıklarla ilgili güçlü cinayet şüphesi çok açık olduğu halde bu yakalama kararına rağmen Suudi Arabistan'da bulunduğu bilinen bu sanıklar Türkiye'ye halen teslim edilmedi. Cesedin nerede olduğuna dair de Türk makamlarına bir bilgi verilmiş değildir" diye konuştu.
Sanıkların Suudi Arabistan'da yargılanıp mahkum edildiklerini hatırlatan Aktay, "Türk yargısı tarafından azmettirici olarak bilinen insanların orada yetkili makamlarda bulunduğu, mahkemeler üzerinde son derece etkili bilindiği için orada objektif bir yargının çıkması zaten mümkün değil" dedi. Cinayetin Türkiye'de işlendiğini hatırlatan Aktay, "Bu mahkemenin Türkiye'de yürütülmesi hem Türkiye'nin egemenlik hakkı açısından en doğal şeydir, hem de adil bir kararın çıkabilmesi açısından bundan daha iyi bir ihtimalin olması söz konusu değil" dedi. Sanıkların ve cesedin olmadığı bir cinayet davasının görüldüğünü söyleyen Aktay, "Buna rağmen bu mahkemenin bu cinayeti işleyenlerin peşini bırakmamış olması, ülkemizdeki adalet kalitesi açısından gurur verici bir durumdur. Sanıklara Türk yargısına güvenerek gelip teslim olmalarını, teslim edilmelerini istiyoruz" diye konuştu. Daha sonra da BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard da basın mensuplarının sorularını yanıtladı.