Celal Doğan'dan flaş açıklama
HDP Gaziantep Milletvekili Celal Doğan, HDP PKK'ya karşı tavır almalı çağrılarını gerçekçi bulmadığını belirterek şöyle konuştu:"Bunlar reel politiğe uygun değil. Kürt siyasetinin bir kanadı Kandil'dir." dedi.
Al Jazeera’den Gonca Şenay'a konuşan Celal Doğan HDP’den PKK’ya ilişkin farklı bir duruş beklemek “reel politiğe uygun değil” çünkü Kürt siyasetinin gerçeklerinden biri de Kandil" dedi.
İşte Doğan'ın röportajından çarpıcı başlıklar
Ben uzlaşmacı bir insanım, 15 sene belediye başkanlığı yaptım. Hiç iktidarın belediye başkanı olmadım ama hiçbir başbakan ile sorunum olmadı. Ben Gaziantep’te bir şey yapabildiysem hep uzlaşarak yaptım. Buna Devlet Bahçeli de dahil. Siyaset uzlaşma işidir. Ben 68 kuşağından olmama rağmen asla elimi silaha vurmadım. Şimdi de aynı şeyi söylüyorum. Özünde hiçbir hak şiddetle elde edilecek kadar kutsal değildir. Ancak sonuçları doğuran sebepleri ortadan kaldırılmadan… İnsanları şiddete başvuracak noktaya getirilmemesi gerekir. İnsanların Ceza Kanunu’ndaki meşru müdafaa konumuna getirmemek lazım. Keşke Türkiye’de 1978’de PKK kurulmadan önce Kürt hareketinde talepte bulunanları imha eden bir yaklaşım olmasaydı. O nedenle açıkça söylüyorum, şiddete karşı birisiyim.
Şu anda yaşananları da meşru müdafaa olarak mı değerlendiriyorsunuz?
Her halükârda şunu söylüyorum, hiçbir değer adam öldürecek kadar kutsal değildir. Ama ortada bir şey yokken insanları şiddete sevk etmenin tüm mayınları tekrar döşenmemeliydi. Bakın ben bunları 12 Mart’ta 12 Eylül’de yaşadım. Türkiye’de bu rejimleri hazırlayan tek merkezdir. Sabah solcu, öğleden sonra sağcıyı öldüren silahtan çıkan mermi aynı eller tarafından idare edilmiştir. Şimdi de Türkiye’de şiddet ortamının hazırlanmasında bir takım merkezler görev yapmaktadırlar.
PKK bunun neresinde?
PKK bu mecraya çekilmek isteniyor. Dert, dava bu. Ne kadar olur bu? O PKK’nın stratejik kararı, beni ilgilendirmez. Ben yine söylüyorum, mümkün olduğu kadar şiddet hasmın işine yarıyorsa, insan yüreğine taş basarak bu şiddeti yapmamalı. Bizi aldattılar lafı bence gerçekçi değildir. İzleme komitesi adaya gönderilebilseydi büyük ihtimalle KCK’ya silah bırakma çağrısı yapacaktı. Şu anda çıkıyor Yalçın Akdoğan diye bir beyefendi, Abdullah Öcalan’ı göklere çıkarıyor. Tespitleri doğru olabilir ama bir yandan da Öcalan’ın buradaki arkadaşlarıyla görüşmemesi için 45 günden beri engel çıkarıyorsunuz. Bu işi durdurma konusunda yüzde yüz etkili olacaksa neden bu fonksiyonu devreye sokmuyorsunuz?