Canım yavrum neredesin
Genç babanın yürek parçalayan çaresizliği...
1.5 yaşındaki Dila’yı arama çalışmaları tüm hızıyla sürerken, acılı baba Muharrem Manav dün de bir tekne tutarak hem denizde hem karada minik yavrusunu aradı. Olayın meydana geldiği Denizkent Sitesi’nin yakınlarında bulunan koyları ve sazlıkları arayan, her taşın altını kaldırıp bakan Baba Manav, zaman zaman bir umutla minik kızının ismini haykırdı.
‘Hocaya bile gittim’
Baba Manav o kadar çaresiz ki, minik kızının bulabilmesi için hocadan bile medet ummuş. İstihareye yattığını söyleyen hoca, babaya minik kızının hayatta olduğunu söyleyip umut vermiş. Hocaya göre; Dila pembe ve sarı binaların olduğu bir yerde bulunan sazlıklara takılmış ve “Baba baba” diye ağlıyormuş. Bunun üzerine umuda kapılan baba, dün suların bile geçmediği koylardaki otluk alanlarda kızının ismini haykırdı, “Dila, kızım nerdesin?” diye bağırarak koy koy dolaştı.
Dila’nın ablasını ‘Rambo’ kurtardı
Selimpaşa’daki sel felaketinde sulara kapılıp kaybolan ve hâlâ bulunamayan küçük Dila’nın ablası Azra ve annesi Aslı Manav mucize eseri hayatta kalmıştı. Azra’yı denizden çekip alan Rambo lakaplı Tamer Gümüşay, kurtarma anını VATAN’a anlattı.
Azgın sel sularına kapılıp denize sürüklenen Manav Ailesi’nden 6 yaşındaki Azra’yı kurtaran kahramanın Rambo lakaplı Tamer Gümüşay olduğu ortaya çıktı. Üç yıldır Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olarak Selimpaşa’da cankurtaranlık şefliği yapan Gümüşay, minik kızı selin hemen ardından botuyla denizi tararken görmüş. İşte kahraman Rambo’nun Azra’yı hayata döndürme hikayesi: “Sel sularının durulmasından yaklaşık 3 dakika sonra olay yerine geldik. O an gördüğüme inanamadım. Denizin üstü eşya tarlası gibiydi. Buzdolapları, arabalar, dolaplar... Ne ararsanız vardı. Öyle ki; bu eşyalardan denizin ortasında dev bir kara parçası oluşmuştu sanki. 50 güçlük zodiac motoruma atladım. Bir süre açığa gittim, sonra kıyıya dönmek istedim. Ancak taşan dereden gelen azgın sular, bu güçlü motorun kıyıya gitmesine izin vermedi, beni denize doğru ittiği. İçindem gelen bir se açıklara gitmem gerektiğini söyledi. Eşyaların oluşturduğu devasa alanda dolaşmaya başladım. Eşyaları botumla yara yara geziyordum. Sonra ’İmdat imdat’diye bir ses duydum. Ama ses çok kısık geliyordu. Sanki her an kesilecek gibi. Etrafıma bakıyordum ama hiçbir canlı göremiyordum. Sese doğru gitmeye başladım. Yaklaşık 5 metre kala pislik yığınının içinde onu gördüm.”
Her dediğimi dikkatle dinledi
“Küçük bir kız, tahta parçasına tutunmuş halde ve pisliklerle eşyaların arasında kaybolmuş biçimde hayatta kalmaya çalışıyordu. Ona ’Sakin ol’diye bağırdım. Paniğe kapılmasından korkuyordum. Ama o minik yüreğinden beklenmeyecek kadar soğukkanlıydı. Komutlarımın hepsini dinledi. Yavaşça kıza 1 metre kadar yaklaştım. ’Ben sana elimi uzatmadan sakın bana elini uzatma. Ben elini tutmadan da sakın tahtayı da bırakma’dedim. Beni çok iyi dinledi. Sonra onu pisliğin içinden çekip aldım.”
’Annem ve kardeşim denizde’
“Azra’yı bota aldıktan sonra ’Senin yanında kim vardı?’diye sordu. ’Annem ve kardeşim denizde’diye ağlamaya başladı. Sakinleştirmeye çalıştım. Ağrın var mı diye sordum. ’Belimde bir ağrı var’dedi. Belinde bir morluk vardı. Çok korkmuştu. Sonra ona sarıldım ve ağladık. Kendini güvende hissetmesini sağladım. Kıyıya götürüp 112 ekiplerine teslim ettim.”
’İmdat’ sesi hâlâ kulaklarımda
“Hayatım boyunca birçok olaya tanık oldu. Ama hiç böyle bir felaketle karşılaşmamıştım. O küçük kızın ’İmdat’diyen sesi hala kulaklarımda. Olaydan beri geceleri uyuyamıyorum.”
Anne: Kelime-i şahadet getirdim
Dila’nın annesi Aslı Manav ise hâlâ atlamadığı şok nedeniyle hastanede tedavi altında tutuluyor. Anne Manav’ın aile yakınlarına olayı şu şekilde anlattığı öğrenildi: “ Azra bir kolumda, Dila bir kolumdaydı ve sularla boğuşuyorduk. Sonra birden Azra’nın ve Dila’nın ağzına çamurlu sular doldu. Ben de onları biraz daha yukarıya kaldırarak kurtarmaya çalıştım. İşte bu sırada Dila kollarımın arasından kayıp gitti. Sonra sular Azra’yı da çekmeye başladı. Ben onun ayağından yakaladım. Bu esnada Azra defalarca suya batıp çıktı. Sonra gücüm yetmedi ve Azra da ellerimden kaydı. O andan sonra kelime-i şahadet getirdim kendimi sulara bıraktım. Üç defa ölmeye çalıştım ama olmadı.”
‘Beni bırak kızlarımı kurtar’ diye ağladı
Sel sularıyla denize sürüklenen anne Aslı Manav’ı bir balıkçı kurtardı. Balıkçı İsmail Pektaş olay anını anlattı: “Selden haberimiz olunca hemen teknemle olay yerine vardım. Herkes, ’Denizde insanlar var’ diye bağırıyordu. Ben de açılarak aramaya başladım. Ve sonra onu gördüm. Suyun üstünde çırpınıyordu. ’Kızlarım denizde’ diye bağırıyordu.Tekneye binmek istemiyordu. ’Bırakın beni ben ölmek istiyorum’ diyordu. Üç defa yaklaştım tekneye alamadık. Aşağıya merdiven attık ve zorla ikna ederek tekneye aldık. Ama hâlâ ’Kızlarımı sular aldı’ diye ağlıyordu.”
Yağışlar doğuya kaydı
İstanbul’u teslim alan yağışlı hava etkisini kaybederek doğuya hareket etmeye başladı. VATAN’a bilgi veren Meteoroloji İstanbul İl Bölge Müdürü Doç. Dr. Mustafa Yıldırım, yağışların artık yurdun doğu kesimine kaydığını söyledi: “Cumartesi gecesi en etkili yağış Kilyos’ta ölçüldü. Meteoroloji kayıtlarına göre 24 saat içinde metrekareye 179.4 kilogram yağmur düştü. Bugün (pazar) öğle saatlerinden itibaren Marmara bölgesi ve özellikle İstanbul’u etkileyen yağışlar doğuya kaydı.” Yıldırım, dün 22 derece olan hava sıcaklığının bugünden itibaren 1-2 derece artacağını da söyledi, önümüzdeki 4 günün hava durumuna ilişkin de şu bilgileri verdi: “Pazartesi İstanbul’da hava parçalı bulutlu 25 derece olacak. Salı sabah saatlerinde kısa süreli sağanak yağışlı 24 derece, çarşamba günü parçalı az bulutlu 25, perşembe günü de parçalı bulutlu 25 derece olacak.”
AKOM: Risk sona erdi
AKOM Basın Danışmanı Cengiz Öztürk de müjdeli haberi verdi. İstanbul için artık sel riski kalmadığını söyleyen Öztürk, “Pazar günü yağışların etkisi azaldı. İstanbul genelinde bir süre çok aşırı bir yağış beklemiyoruz” dedi.
Sel basarsa bunları yapın
Meteorolojİ İşleri Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde, selden korunma yöntemleri şöyle sıralandı:
- Yüksek yerlere çıkın.
- Asla sel suyu içinde araba kullanmayın, ölümlerin yüzde 80’ninin araç içinde olduğunu unutmayın.
- Aracınızı selden etkilenmeyecek bir yere çekin.
- Sel suyu, akıntı ya da nehirlerde yürümeye çalışmayın.
- Hızla akan 15-20 cm derinlikteki suyun bir insanı devirebileceğini akıldan çıkarmayın.
- Ev ya da işyerinizi boşaltmanız gerekiyorsa elektrik, su ve doğalgazı kapatın.
- Gerekli olmadıkça yolculuk yapmayın.
- Selden sonra karanlıktaysanız mum değil el feneri kullanın.
- Sel suyu ile temas etmiş bütün gıda malzemelerini konserve dahil atın.
Felaketin ardından...
İstanbul’da yaşanan sel felaketinde en çok zarar gören yerlerden biri olan İkitelli Basın Ekspres Yolu üzeri ve çevresindeki ev ve işyerlerindeki enkaz kaldırma, temizleme çalışmaları yapıldı. Selde Ayamama deresinden taşan suyun kapladığı Basın Ekspres Yolu üzerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Park ve Bahçeler, Fen, İmar Müdürlüklerine bağlı birçok birimine bağlı işçiler, enkaz kaldırma ve çevre temizleme çalışmaları yaptı.
Gülseren bulundu ninesi hâlâ kayıp
Çatalca’daki sel baskınında kaybolan 9 yaşındaki Gülseren Dursun’un cesedi bulundu. 65 yaşındaki, kendisiyle aynı adı taşıyan ninesi Gülseren Dursun ile kendileriyle komşu ailenin 8 yaşındaki kızları Ceyda Güler’in cesetlerine ise henüz ulaşılamadı. Çatalca Kaymakamı Yüksel Ayhan, Gülseren Dursun’un cesedinin, dedesi Nusret Dursun’u cesedinin bulunduğu yere yakın bir alandan, Yeşilköprü yakınlarından çıktığını belirterek, “Aramalarımız sürüyor. Diğer kayıpları da bulma yönünde ümitliyiz” dedi. Kara hava ve denizden üç yönlü yapılan aramalara 300 kişilik bir ekip katılıyor.