Caferiler, Laçiner’i mahkemeye veriyor
Prof. Dr. Laçiner’in, Şii’lere yönelik sözleri tepki topladı
Suriye ve Irak’taki mezhep çatışmalarına değinen Laçiner, programda, “Sadece Irak’ta değil Körfez’de de Şiiler var, Kuveyt’te de. Şimdi bir insanın Şii olması Hıristiyan olmasından kötü, çünkü Hıristiyan nihayetinde ehli kitaptır; üç dinden bir tanesindendir. Allah onu selamete de erdirebilir, belki cennete de koyabilir. Şii ise sapkınlık var orada dini bozmaya çalışmak var” demişti.
Laçiner’e tepki gösteren Türkiye Caferiler Lideri Selahattin Özgündüz, “Ülkemizin en geç rektörünün bu şekil bağnaz, yobaz ifadeler kullanmasını çok yadırgadım. İhtilal döneminde bile kimse bizim mezhebimize dil uzatmadı” dedi.
Caferiler, Laçiner’e dava açacaklarını söylediler.
LAÇİNER'DEN İDDİALARA YANIT
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, bir televizyon programındaki sözlerine Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz’ün tepki göstermesine ilişkin, "Mezhepçiliği Ortadoğu’daki en önemli fitne kaynağı olarak görürüm ve mezhepler arasında gerilim oluşturabilecek her türlü söz ve davranıştan kaçınırım" dedi.
Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz’ün basına yansıyan
kendisine yönelik sözlerine ilişkin AA muhabirine açıklama yapan Laçiner, TRT’de
27 Aralık 2011’de yayınlanan "Açı" programının konuğu olduğunu, bu programdaki
sözleri nedeniyle Özgündüz’ün Şiilere hakaret ettiği iddiasında bulunduğunu
söyledi.
Laçiner, şöyle devam etti:
"Programda Ortadoğu’daki mezhep kavgalarını ve marjinal grupların diğer
mezhepleri nasıl algıladığını tasvir ederken kullanmış olduğum ifadeleri benim
şahsi görüşlerim olarak topluma lanse eden Sayın Özgündüz, programda geçen
cümlelerin ilk kısımlarını tamamen keserek, cümleleri içeriğinden tamamen
kopartarak, hiçbir şekilde bana ait olmayan görüşleri benim görüşüm gibi
yansıtmakla kalmamış, basın yoluyla Türkiye Caferilerini ve Şii Müslüman
kardeşlerimizi aleyhime kışkırtacak son derece tehlikeli açıklamalarda
bulunmuştur. Şahsımın Şii kardeşlerimize hakaret ettiği iddiasına konu olan
cümlelerin hemen öncesinde bu cümlelerin bana değil, Ortadoğu’daki marjinal
mezhepçi gruplara ait düşünceler olduğu ifade edilmektedir."
O programdaki görüşlerinin mezheplere hakaret anlamına gelmediğini dile
getiren Laçiner, görüşlerinin, söylenenin aksine mezhepçi yaklaşımların ne kadar
yanlış, ölümcül ve hatalı olduğuna dair olduğunu aktardı.
Mezhepler konusundaki duruşunun yıllardır aynı olduğunu vurgulayan
Laçiner, şöyle devam etti:
"Mezhepçiliği Ortadoğu’daki en önemli fitne kaynağı olarak görürüm ve
mezhepler arasında gerilim oluşturabilecek her türlü söz ve davranıştan
kaçınırım. Bu çerçevede Sayın Özgündüz’ün şahsıma dönük kendisine
yakıştıramadığım konuşmasını bilgi eksikliğine, dikkatsizliğe ve özensizliğe
bağlamak istiyorum. Açıklamasında özde yapılan hatalara ek olarak teknik bazı
hataların da yapıldığı dikkate alınınca açıklamanın ne kadar tepkisel ve duygusal
bir ruh hali içinde yapıldığı, gerekli incelemeler yapılmadan özensiz bir şekilde
tepki verildiği görülmektedir."
-"Bu ifadeleri hayatım boyunca kullanmadım"-
Özgündüz’ün söylediği gibi bir mezhep taassubu içinde asla olmadığını
ifade eden Laçiner, Özgündüz’ün kendisine mal ettiği, "Ermeni Azeri’den
iyidir", "Azerbaycan Şiidir", "Ermeniler ehli kitaptır", "Allah Ermenileri
ıslah eder ama Şiiye bu dünyada da ahrette de ıslah yoktur", "Ermenistan
Azerbaycan’dan daha iyidir" gibi ifadeleri hayatı boyunca kullanmadığını ve
kullanmayacağını söyledi.
Laçiner, Peygamberi, ailesini, arkadaşlarını ve onların soyundan
gelenleri sevdiğini belirterek "Yaratılmışı Yaratan’dan dolayı severiz. Şiiler
de, Sünniler de bizlerin kardeşidir. Bunu kimsenin hatırlatmasına da ihtiyacımız
yoktur" dedi.
Kendisi üzerinden TRT kurumunun da karalanmasını anlamakta güçlük
çektiğini ifade eden Laçiner, şunları söyledi:
"Benim görüşlerim olarak basına da yansıtılan sözler, programda
Ortadoğu’daki marjinal mezhepçilerin görüşleri olarak takdim ettiğim ve bana ait
görüşler olmadığını açıkça ifade ettiğim, program sunucusu Sayın Faruk Bilgin’in
de katkılarıyla tamamen Ortadoğu’daki sapkın mezhepçilik algılamasını betimleyen
ifadelerdir. Eğer Sayın Özgündüz, bu sözlerden önce ve sonra kullanılmış
cümleleri de izlemiş olsaydı böyle bir hataya düşmezdi. Hayatım boyunca mezhepçi
olmadım, mezhepçiliği doğru bulmadım. Bu bağlamda Şii ve Caferi kardeşlerimize
karşı herhangi bir sözüm olamaz. Yaşananları tamamen yanlış anlama ve özensizliğe
bağlamak istiyorum. Bu nedenle benle Caferi kardeşlerimiz arasında vahim yanlış
anlamalara yol açan Sayın Selahattin Özgündüz’den şüpheye yer bırakmayacak bir
özür bekliyorum. Aksi taktirde bu dünyada da öbür dünyada da kendisine, kendisini
bu tür işlere yönlendirenlere ve beni Caferi kardeşlerimle karşı karşıya
getirmeye çalışan ve bu iş için Sayın Özgündüz gibi kanaat önderlerini
yanıltanlara haklarımı helal etmeyeceğim ve davacı olacağım."