‘Büyük bir ızdırap duyuyorum’
Diyanet İşleri Başkanlığı dün yayınladığı ‘FETÖ’ raporunda, örgütün eleman kazanmak için yöntem olarak yanlış dini bilgileri doğruların arasına saklayarak verdiklerini belirtti
Diyanet İşleri Başkanlığı dün yayınladığı ‘FETÖ’ raporunu ‘gecikmiş bir son görev’ olarak nitelerken, “örgütlü bir din istismarını tahlil etmekten dolayı huzurunuzda olmaktan büyük bir ızdırap duyuyorum” dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından “Kendi Dilinden FETÖ-Örgütlü Bir Din İstismarı” başlığı altında hazırlanan çalışma, Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu’nda düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
‘Son vazifemiz...’
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, ‘FETÖ’ raporuna ilişkin, “Türkiye’de İslamiyet’in en masum çalışmasının irtica olarak değerlendirdiği günlerde istemeyerek halis niyetlerle çocuklarını bu örgütlü din istismarına kaptıran vatandaşlarımıza Diyanet İşleri Başkanlığımızın gecikmiş son vazifesi olduğunu ifade etmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin en zor zamanında bugün örgütlü bir din istismarı olarak FETÖ hareketinin Başkanlığımızca incelenerek bir rapora dönüştürülmesi topluma takdim edilmesi önemli” ifadelerini kullandı.
‘Kelime kalabalığıyla...’
FETÖ raporu hakkında bilgi verirken “Gençlerimizin düşüncelerine, duygularına sızan örgütlü bir din istismarını tahlil etmekten dolayı huzurunuzda bulunmaktan büyük bir ızdırap duyuyorum” ifadelerini kullanan Diyanet İşleri Başkanı, “Bu çalışma çok önce başlayan bir çalışma. Sızıntı Dergisi sadece 70’li yıllardan itibaren başlayan bir derginin adı değil bir hareketin, metodun adıdır. Nasıl devletlere, kurumlara sızmışsa takiye ile...” dedi ve şunları kaydetti: “FETÖ elebaşının üslubu ve yönetim hakkında bilgi vermek gerekirse, yöntem o kadar karmaşık değil aslında bilinçli olmamız bilince varmamız gerekiyor. Yöntemin ana unsur, yanlış bilgileri doğru bilgiler ile harmanlayarak vermek. Her konuşmada saptırıcı bir ifade adeta söz arasına gizlenmiştir. Kelime kalabalığı oluşturarak muğlak anlamlar üretmek. Kibrini tevazu olarak pazarlamak. İnananların itibar ettiği zatları çıkarı için şahit göstermek. Bütün konuşmalarında tiyatral bir oyun sergilemek. Gösteriyi anlamın önüne geçirmek. Söylediklerine meşruiyet kazandırmak için önce zemin hazırlamak. Menfaati söz konusu olduğun yöntemleri ustaca kullanmıştır. Nasıl devletlere, kurumlara sızmışsa takiye ile. İnsanların dimağlarına, inançlarına, değerlerine de sızmıştır.”
Ayrılık sinyali!
Görevden alınacağı iddia edilen Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, raporun kamuoyuna açıklandığı programının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, “Konuşmanız sırasında ‘son günlerim’ dediniz. Gerçekten Diyanet İşleri Başkanlığı görevini bırakıyor musunuz? Bıraktıktan sonra herhangi bir yerde göreve mi başlayacaksınız” sorusu üzerine Görmez, “Bütün görevler, makamlar, vazifeler sadece birer emanettir. O emanet, vakti, yeri ve zamanı geldiğinde teslim edilir. Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir makamdan sonra talip olduğum bir görev vardır, o da ilimdir. Hem aziz milletimizin hem de İslam dünyasının ilmi hayatına katkıda bulunmak için bir gayret içerisinde olacağım” diye konuştu. Görmez, görevden ayrılacağı tarihe yönelik soruları ise yanıtsız bıraktı.
‘Sapkınlık derecesinde...’
“İnsanların Allah tasavvurunu değiştirmeye kalkışması. Bunu o kadar ileriye götürmüştür ki fırsatını bulduğunda doğrudan doğruya onun adı ile konuştuğunu mensuplarının karşısında haşa kendi şahsında Allah’ın mütecelli olduğunu söylemekten kaçınmamıştır. Ne hazindir ki bu sözleri cami kürsüsünde söylemiştir. Bu sözler onun sapkınlık derecesini göstermesi bakımından önemli. Daha tehlikeli olan bütünde Allah inancını sistematik olarak bozmaya çalışması. Mensuplarına, Allah’a ulaşmanın mümkün olduğunu anlatma çabasında olmuştur.”