Buraya kadar
2002 Ağustosu’nun son günleriydi.
Türkiye, tarihinin en kritik seçimine gidiyordu.
O dönem, bu gazeteyi kuran kadronun tamamı SABAH’taydı. Sıkıntılı günlerdi, ‘bir adres değişikliği’ şarttı... Bir yol bulamamıştık, yeni bir yol açmalıydık. O yola 4 Eylül 2002 günü çıktık.
Ve ilk günden siz okurlarımızın sevgisini, desteğini kazandık.
Türkiye’yi sarsan haberlere imza attık, çoğu zaman gündemi belirledik. Sayısız haber ödülü aldık.
Hürriyet, Sabah, Milliyet gibi köklü gazetelerin arasında kendimize yer açtık. ‘Halktan kopmadan, kimseden korkmadan’ dedik, Türk basınına yeni bir soluk getirdik.
Aradan yıllar geçti.
Bugün yine bir yol ayrımındayız.
Öncelikle en büyük teşekkürüm, 16 yılda her zaman yanımızda olan siz değerli okurlarımıza... Size minnettarız.
Genç bir gazeteci olarak 16 yıl önce beni bu gazeteye çağıran Zafer Mutlu’ya, ilk yayın yönetmenim Tayfun Devecioğlu’na, yakın çalışma arkadaşım Tayfun Hopalı’ya, yazı işleri müdürlerime, servis şeflerime, muhabirlerime, editörlerime, meslekteki ağabeylerime ve kardeşlerime, bu gazete için emeği geçen herkese tek tek teşekkür ediyorum. Onlarla çalışmak benim için bir şerefti.
Zaman içinde bizden ayrılan ama bu gazeteye değer katan arkadaşlarıma da teşekkürü bir borç biliyorum.
Ve 2011’den bu yana gazetemizin sahibi olan Demirören Ailesi’ne çok teşekkür ediyorum. Kısa süre önce kaybettiğimiz Erdoğan Demirören her zaman bana bir baba gibi kol kanat gerdi. Yıldırım Bey, Meltem Hanım ve Tayfun Bey; bana güvendiler, VATAN’ı emanet ettiler. Her zaman arkamda durdular, destek oldular.
Evet VATAN gazetesi bugün son baskısını yapıyor. Ancak VATAN hafta sonları Milliyet’te ve internette yaşamaya, haber yapmaya devam edecek.
Her bitiş yeni bir başlangıçtır.
Yeni başlangıçlarda buluşmak umuduyla hoşçakalın.