Gazete Vatan Logo

Bülent Arınç’tan "örgüt" uyarısı

BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç, Araştırma, Dayanışma ve Eğitim Vakfı’nın (ARDEV) açılışı ve iftar programına katıldı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç "Suriye’de yaşananları görüyoruz, arkasında Irak’ta büyük bir facia ortaya çıktı. Burada gözlerimin fal taşı gibi açılmasına vesile olan şey şudur: İsimleri şu veya bu şekilde anılan pek çok örgütler ortaya çıktı. Bu örgütlerin büyük bir kısmı dindarlar gibi görülüyor. Dinden bahsediyorlar, şeriattan bahsediyorlar. Saçlı, sakallı insanlar. Kuruluşlarının, amaçlarının belki bir hilafet devleti olduğunu söylüyorlar. Ama öldürüyorlar, kafa kesiyorlar, silah kullanıyorlar, şiddet kullanıyorlar" dedi. Arınç sözlerine şöyle devam etti: "Maalesef bu tür örgütlerin içerisinde Türkiye’den bir şekilde giden, katılan bir kısmı ölmüş, bir kısmı hala sırada bekleyenler var. Ben ülkemde böyle bir şeyin varlığını kesinlikle düşünemez, buna imkan ve ihtimal veremezdim. Sayıları çok mu fazla, hayır çok da az. Ama bir kişi bile olsa bizim için bu çok büyük bir suç, bu çok büyük bir hata, çok büyük bir yanlışlıktır. Bunlar nasıl Müslümanlık Allah aşkına, bunlar ne kadar büyük bir sapkınlık. Sinema, film, tiyatro, ajans, habercilik, iletişim, radyoculuk o kadar önemli ki... Bir kızımız bir şekilde sosyal medya üzerinden konuştuğu (chat) bir insanın peşinden ölüme doğru nasıl gidebilir. Gençlik ihtirasıyla, şehvetiyle insanların bir şekilde elde edilmiş olmasıyla, sadece Türkiye’den değil, Avrupa’nın pek çok ülkesinden Uzakdoğu’dan bile bu işlere karışanların olduğunu duymak beni üzdü"

Haberin Devamı

Kuruculuğunu Ali Rıza Demircan’ın yaptığı ARDEV’in açılış Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın yanı sıra Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Başbakan Erdoğan’on oğlu Bilal Erdoğan, vakfın kurucusu Ali Rıza Demircan, vakıf yönetimi ve vatandaşlar katıldı.

ARINÇTAN GENÇLERE "ÖRGÜT" UYARISI

ARDEV’in Süleymaniye’deki binası önünde düzenlenen programda konuşan Bülent Arınç, "Bu kadar güzelliklerin içerisinde bir şeyin daha yeni farkına varıyoruz. Üzüldüğümüz bir konudur. Onu size çıtlatarak ve düşünmenizi rica ederek bu konuda da çalışmamız gerektiğini ifade etmeye çalışacağım. Suriye’de yaşananları görüyoruz, arkasında Irak’ta büyük bir facia ortaya çıktı. Burada gözlerimin fal taşı gibi açılmasına vesile olan şey şudur: İsimleri şu veya bu şekilde anılan pek çok örgütler ortaya çıktı. Bu örgütlerin büyük bir kısmı dindarlar gibi görülüyor. Dinden bahsediyorlar, şeriattan bahsediyorlar. Saçlı, sakallı insanlar. Kuruluşlarının, amaçlarının belki bir hilafet devleti olduğunu söylüyorlar. Ama öldürüyorlar, kafa kesiyorlar, silah kullanıyorlar, şiddet kullanıyorlar. La ilahe illallah demesine rağmen, mezhebi farklı olduğu için alçakça cinayet işliyorlar. İsimlerini vermeye gerek var mı? Her gün bunları okuyor ve dinliyoruz. Ben bir bakan olarak şunu düşünüyordum. Bize verilen bilgiler öyleydi. Bunların hiç birisinin Türkiye’de taban tutması mümkün değildi. Çünkü Türkiye’de iyi bir Müslümanlık var. Dindarımızda, dindar olmayanımızda, cumalık olanımızda, cumalık olmayanımızda İslam’a karşı bir sevgi var. Bir hoşgörü var. Fevkalade frapan yaşayanımızda bile, Allah dendiğinde, iftar dendiğinde, sahur dendiğinde gözü yaşaran, iftar sofralarına hasret kalmış, Allah’ın ismini peygamberin ismini duyduğunda gözünden yaş akan, şarkıcılarımız, sanatçılarımız var. Hepsine teşekkür ediyorum. Onların gözünde hala İslam piri pak taptaze yaşıyor. Böyle bir ülkede böyle sapkınlıklar olamaz diye düşünüyordum. Ama son gelen bilgiler nedir biliyor musunuz? Maalesef bu örgütlerin içerisinde Türkiye’den bir şekilde giden, katılan, bir kısmı ölmüş yeni haberleri geliyor, bir kısmı hala kafa kesmek için sırada bekleyenler var. Ben ülkemde böyle bir şeyin varlığını kesinlikle düşünemez, buna imkan ve ihtimal vermezdim. Sayıları çok mu fazla, hayır çok da az. Ama bir kişi bile olsa bizim için bu çok büyük bir suç, bu çok büyük bir hata, çok büyük bir yanlışlıktır. Bunlar nasıl Müslümanlık Allah aşkına, bunlar ne kadar büyük bir sapkınlık." dedi.

Haberin Devamı

GENÇ KIZLARIMIZ SOSYAL MEDYADAN İLİŞKİ KURUP CİNAYET İŞLEMEYE GİDİYOR

Haberin Devamı

Bülent Arınç Sözlerini şöyle sürdürdü:

Haberin Devamı

"Şüphesiz sapkınlık Hz Peygamber zamanında var. Onun sonrasında var. Yaşadığımız olaylar var. Kılıçlar çekilmiş, ölüme terk edilmiş, peygamber evlatları ver, ehli beyt var, başkaları var. Ama bu devirde bunun tekrar hortlamasının, taraftar bulmasının. Araştırıyoruz şimdi. Bir kısmı sosyal medya, Allah onu ıslah etsin. Sosyal medya aracılığıyla gepegenç taptaze kızlarımız ilişki kuruyorlar, bir şekilde öbür tarafa geçiyor, onlarla birlikte bu cinayeti işliyorlar. Bir kısmı burada yetiştiriliyor. Belki adlarında vakıf olan, adları dernek olan, adları herhangi bir faaliyette İslami ıstılah içerisine saklanmış, bir takım çalışmalarla yetiştiriliyor. Onlara ’Cihat’ yanlış öğretiliyor. Seminer adı altında, dernek faaliyeti adı altında, bugüne kadar önemsemediğimiz ’bir kaç kişinin uydurmasıdır’ deyip geçtiğimiz bir olayın iyinin iyi anlatılmaması sebebiyle, gençlerle iyi ilişkiler kurulamaması sebebiyle, onlara iyinin, güzelin ne olması gerektiğinin yeterince duyurulamamış olması sebebiyle, belki de bunlara engel olacak tedbirleri almadığımız için bir çok gencimizin kötü insanlarla kötü işler yapmış olduğunu öğrenmiş olmaktan büyük üzüntü duyuyorum."

UZAKDOĞU ÜLKELERİNDEN BİLE BU ÖRGÜTLERE KATILANLAR VAR

’ARDEV ve benzerlerine çok ihtiyaç olduğunu belirten Arınç, "Sinema, film, tiyatro, ajans, habercilik, iletişim, radyoculuk o kadar önemli ki... Bir kızımız bir şekilde sosyal medyada chatleştiği bir insanın peşinden ölüme doğru nasıl gidebilir. Gençlik ihtirasıyla, şehvetiyle insanların bir şekilde elde edilmiş olmasıyla, sadece Türkiye’den değil, Avrupa’nın pek çok ülkesinden Uzakdoğu’dan bile bu işlere karışanların olduğunu duymak beni üzdü. Sigaraya başlama yaşının dokuzlarda, içkiye başlama yaşının on üçlerde, uyuşturucuya başlama yaşının on beşlerde başladığını görmek nasıl üzdüyse din adına cinayet işleyenlerin yanına koşacak gençlerimizin bulunduğunu görmek de o kadar üzdü. Yangını küçükken söndürmemiz lazım, ateşe su dökmemiz lazım, herkesin elindeki kovasıyla bir birine ulaştırarak bu yangını bulunduğu yerde yok etmesi lazım. Yavrularımızı bir şekilde aldatıp ölüme gönderenlere fırsat vermemek için ilimle yola çıkmalıyız, bilgiyle yola çıkmalıyız ve asrın idrakine İslam’ı söyletebilmek için de bütün gayretimizi göstermeliyiz." açıklamasında bulundu.

ALİ RIZA DEMİRCAN GÖZYAŞLARINI TUTAMADI

Süleymaniye Camii İmam Hatipliği yaptığı dönemlerden bahsederken duygulanan Beyoğlu Belediye Başkanı Misbah Demircan’ın babası Ali Rıza Demircan, "Cuma ve bayram hutbelerini kendileri gibi genç bir hatipten dinleyen bu gençliğimiz elhamdülillah bugün ülkemizi yönetiyor. Kaymakam, vali, belediye başkanı, bakan, başbakan ve cumhurbaşkanı olarak bu gençliğimizin temsilcileri, bu aziz milletimizi, ülkemizi yönetiyor." dedi.