Bugün olsa yine giderdim!
‘Gönüllü katıldım baskıyı zul sayarım’
28 Şubat döneminin güçlü savcısı Yüksel Meclis komisyonuna o dönemi anlatırken, “Brifinglere bugün olsa yine giderdim. Altında imza olan tüm kararlarımı da baskı olmadan aldım” dedi
Komisyonun dinlediği bir başka isim de eski DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel’di. Yüksel, komisyonun AKP’li üyelerinin ağırlıklı olarak Merve Kavakçı ve Fethullah Gülen’e yönelik sorularını yanıtladı. Konuşmasına, “DGM savcısı, Türk tarihini okuyarak büyümüş biriyim. Tarihimi ve ordumu severim. Türk milliyetçisiyim ve Atatürkçüyüm. Bugüne kadar hiçbir darbeyi tasvip etmedim. Darbe dışında milletime ve rejime sahip çıkarak görevimi yapmaya çalıştım” diye başladı. Yüksel daha sonra soruları yanıtladı. Komisyon üyesi, AKP’li İdris Şahin’in, Merve Kavakçı’nın evine gece yarısı gidildiğini söylemesi ve “Pişmanlık duyuyor musunuz?” sorusunu Yüksel, “7 sene Erzincan sıkıyönetim mahkemesinde çalıştım. Askeri hakim arkadaşım ve savcıların, askeri kişilerden göreve müdahele, işime, yargıya müdahale görmüş değilim. Sivil savcılar nasılsa, askeri hakim ve savcılar o şekilde hareket etti. En ufak olumsuz durum olmadı” yanıtını verdi.
Yüksel, Kavakçı’nın türbanla TBMM çatısı altında bulunmasını AYM kararlarına, cumhuriyet ve Atatürk ilkelerine aykırı gördüğünü ve soruşturma başlattığını söyledi. Nuh Mete Yüksel, “Ben güvenlik güçleri, Emniyet vasıtasıyla kendisini davet ettim. Çalışma metodum budur. Ama kendisi icabet etmedi. Bunun üzerine ben o gece akşam üzeri güvenlik kuvvetleriyle gittim. Sanıyorum 20.00- 21.00 olabilir. Kesinlikle 02.00 değil. En fazla 22.00 olabilir” dedi. Milletvekillerinin geceyarısı olduğu yönündeki itirazları üzerine, “Kesinlikle 02.00 değildi” yanıtını veren Yüksel, “İfade almak için gittim ama kapı açılmadı. FP milletvekiliydi sanıyorum. Sonra birikmeye başladılar... Ben de güvenlik güçlerini alıp ayrıldım. 15 dakika ancak kalmışımdır. Ben bu konuda o zaman hakkımda açılan soruşturma nedeniyle Adalet Bakanlığı müfettişlerine gereken hesabı verdim. HSKY’da da verdim. İki soruşturmadan da alnımın akıyla çıktım” diye konuştu.
Kabul etmem
Yüksel, Genelkurmay brifingleriyle ilgili soruyu da, “Genelkurmay’ın brifing vereceğini duyduktan sonra gitmeyi uygun gördüm. Bu Genelkurmay bizim, ordu bizim ordumuz. Bu brifinge arkadaşlarımla birlikte katıldım. Başbakan da verse katılırdım. Bugün de katılırdım. Meclis’ten veya ordudan gelecek her davete katılmaya her zaman açığım. Bugüne kadar yaptığım soruşturmalarda kişi veya kurumların telkini altında kalmadım. Altında imzam bulunan iddianameler ve takipsizlik kararlarını kendi irademle yazdım. Baskı görsem de kabul etmem. Baskı da görmedim. Böyle bir telkini, baskıyı kendi açımdan zül kabul ederim” diye yanıtladı.
“Bu kişilerden özür dileyecek misiniz?” sorusunu ise Yüksel, şöyle yanıtladı: “Yaptığım soruşturmalardan dolayı ki bunların bazıları neticesiz kalmış olabilir, başarılı olduğum olmadığım, verdiğim hiçbir karardan, açtığım davadan, yazdığım iddianameden veya kararlardan pişmanlık duymuş değilim. Bu kişilerle yüzleşmek, özür dilemek gibi kesinkes bir düşüncem yoktur. Vicdanım rahatsız değildir.”
Hakan Şükür’ün sorusu
İdris Şahin, Hakan Şükür’ün bir sorusunu Yüksel’e iletti. Şahin, “Gülen dosyasıyla alakalı Hakan Şükür bu soruyu sormamı istedi. Kendisini davet ettiniz, ancak burada kendisine çok kötü muamelelerde bulunulduğu, kendisinin tanınmış biri gibi değil, kaçacak bir insan gibi davranıldığını, manevi cebir uygulandığını söyledi” dedi.
“Hayret ettim” diyen Yüksel ise şunları söyledi:
“Hakan Şükür’ün böyle bir şey söyleyeceğini hiç tahmin etmiyorum. Keşke burada olsaydı da yüzleşseydik. Kesinkes demez. Sohbet ettik, gayet güzel ayrıldık. Ben gelinceye kadar başka bir savcı arkadaşımın odasında beklemiş. Kendisini savcı arkadaşım benim odama getirdi. Ayrılınca kadar da sohbet ettik. Kendi milli takım formasını bana hediye etti. Hala da saklarım. Aramızda Galatasaraylı olmanın verdiği bir yakınlık vardı. Hayret ettim, bunu böyle ifade edince.”