‘Bugün Danıştay’da bir tiyatro seyrettik’
11.05.2014 - 01:24 |
Başbakan Erdoğan, AK Parti kampında Feyzioğlu’na şöyle yüklendi: “İfadelerini dürüst olmayan ifadeler üzerine inşa ediyorsan, senden bir şey olmaz. İstediğin kadar profesör ol. Siyaseti çok seviyorsan çık bu siyaset meydanına, orada kendini ispat et...”
Danıştay’ın 146’ncı kuruluş yıldönümü töreni sırasında Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun konuşmasına sinirlenerek toplantıyı terk eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Afyonkarahisar’daki NG Güral Termal Otel’de yapılan istişare toplantısında konuştu.
‘Bir tane hukukçu’
“Bugün bir tane hukukçuyu dinledik. Onunla ilgili değerlendirmeyi yarın (bugün) kapanışta yapacağım” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bunlar ne yazık ki hukuk mensubu. Anayasa profesörüymüş, ne olursan ol. Eğer sen bunu sindirememişsen, eğer sen doğru dürüst konuşmuyorsan, eğer bütün ifadelerini dürüstlük üzerine değil de maalesef dürüst olmayan ifadeler üzerine inşa ediyorsan, senden bir şey olmaz, istediğin kadar profesör ol.”
‘Konuşma hakkı yok’
“Bunlarda saygı denilen bir şey yok. Bir yere davetlisiniz. Yasal olarak konuşma hakkınız yok. Tüzükte öyle bir kendilerine hak verilmiş. Teamül olarak geliyor ve Danıştay’ın başkanı 25 dakika konuşuyor, ev sahibi. Ve bu beyefendi orada bir saat konuşma yapıyor. Danıştay’ın kuruluş yıldönümünde konuyla ilgili değil, tümüyle baştan aşağıya bir siyasi konuşma yapmak suretiyle orada kendine göre bir tatmin. Ya çıkar cübbeni sen de birilerinin yaptığı gibi söylüyorum. Siyaseti çok seviyorsan çık bu siyaset meydanına orada kendini ispat et.”
“Devletin üst ricali Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı herkes orada. Bir kısım da şakşakçılar var malum. Onlar da alkışlıyor. Bir kısmı, hepsi değil tabii. Onlar da alkışlıyor, onlardan da tabii tatmin oluyor. Artık tahammül, tahammül, tahammül. 25 dakika başkan konuşacak, sen orada bir saat konuşacaksın. Bu millet seni dinlemeye mecbur mu.”
‘Protokolden bihaber’
“Bugün de bir tiyatroyu Danışay’da seyrettik. Danıştay Başkanı gayet dört dörtlük bir konuşma yaptı. Eleştirilerini edep, adap içinde verdi. Yeri geldi kendilerini de eleştirdi. Arkadan bu çıkıyor bir saat konuşuyor. Bu edebe adaba sığmaz. Bunlar devlet protokolünden de bihaber.”
‘Yalan ifade kullandı’
“Van’la ilgili tamamen yalan bir ifade kullandı. Biz kiracılara ev vermiyormuşuz. Bir defa konuyu iyi öğren. Van’da 18 bin konut yaptık. Öncelikli olan nedir, ev sahiplerine konutlarını vermekti ve biz verdik. Artan konutlarımız vardı kura ile kiracılarımıza sattık. Bunlar orada konut sahibi değillerdi ki, sen nasıl hukukçusun? Biz kimseyi açıkta bırakmadık. Depremden bugüne kadar Van’a 5 katrilyon destek verdik. Bundan zerre kadar bahsetmiyorsun, kalkıp hükümetimizi utanmadan yargılamaya yöneliyorsun. Gitmiş konteyneri gezmiş. O konteynerin oraya gelmesi bile önemli adımdır.”
Gülen’e 12 Eylül suçlaması
Konuşmasında Freedom House’un basın özgürlüğü raporunu eleştiren Erdoğan, şunları söyledi: “Böyle algı operasyonlarına pabuç bırakmayız. Türkiye dünyada en fazla gazete ve televizyonların yayın yaptığı ülkedir. Siz kendi ülkenize bakın. İngiltere’de 50 gazeteci gözaltına alındı, sahibi o gazeteyi kapattı. İngiltere muhalefet partisi liderinin “İngiltere’de basın özgür değil” dediğine şahit oldunuz mu? ABD’de Avrupa’da Rusya’da Twitter, youtube, facebook hukuka uyuyor. Daha önceki gün İngiltere’de Twitter hesabının sahibi tehdit ettiği için hapsedildi. Kimse kusura bakmasın, burası bir muz cumhuriyeti değildir.”
‘Geometriden anlasalar...’
“Bunlar sekiz seçimde karşıya karşıya geldiler bizimle. 8 seçimde de biz bunlara aritmetik dersi verdik ama çaktılar. Toplayıp, çıkartıp, çarpıp 40’ı buluyorlardı. Şimdi geometriye ağırlık verdiler. Pergel, cetvel... Sanki seçime değil LYS’ye giriyorlar. Zaten geometriden anlasalardı paralelle iş tutmazlardı. Çünkü 2 paralel çizgi sonsuza kadar birbirine değmez. Paralelle iş tutanın yolu milletle, devletle, Çankaya ile hiç kesişmez”
‘Gerçek mermi diyor, yalan’
“Özellikle gençler dinlesin. Gençler sokağa döküldüler tahrik edildiler 12 Eylül’de. Aynı karanlık el herkese silah veriyordu. Birbirlerine kurşun sıktırıyorlardı. Hürriyet şehidi verilen kurbanlardan bahsettim. Çevre, sokak için, ağaç için sokağa çıktığını zanneden bunu bilsin lütfen. Bizzat CHP, bizzat İsmet İnönü iftiralarla gençler sokağa çıkarılıyordu. 1 Mayıs’ta da bunu yaptılar. Polise taş attılar. Polis gerçek mermi kullandı diyor yalan söylüyor. Ölümlere zemin hazırlayacaktı. Elinde gösterdiği mermiler patlamamış, kullanılmamış mermilerdi. Bu kadar cahil ve yüzsüzler, yüzü kızarmıyor. Danıştay’da konuşan zat 1 Mayıs’a gidiyor. Sanane 1 Mayıs’tan. Kadıköy Meydanı’nı söylemiyorsun, orada bir olay olmadı onu niye söylemiyorsun. Sen nasıl hukuk adamısın ya. Bütün bunlara rağmen bekledikleri ilgiyi Taksim’de bulamayınca rezil oldular.”
Kubalı’yı hatırlattı
Başbakan konuşmasında, 17 Aralık’ın bir darbe girişimi olduğunu ve bugüne kadar her darbe girişiminin mimarlığını CHP’nin yaptığını söyledi. CHP liderinin Prof. Hüseyin Nail Kubalı’dan bahsetmesini örnek gösteren Erdoğan, Kubalı’nın Yassıada’da 8 saat ifade vererek Adnan Menderes’in idamında rol oynadığını anlattı. Erdoğan, “Bu zat, bir öğrencisi olan Burhan Kuzu hocamıza, merhum Menderes ve iki bakanını kast ederek ‘Çocuk, biz onlar katlettik’ itirafında bulunuyor. Bunları yargılamak gerekirken CHP genel müdürü öve öve bitiremiyor” dedi.
‘Şimdi yargılanıyorduk’
Erdoğan, ayrıca darbe girişimlerinden bahsederken, “Eğer, bu operasyonlar başarıya ulaşsaydı, inanın şu anda, bizzat şahsım, bakan arkadaşlarım, çalışma arkadaşlarım, partimizin yöneticileri, Yassıada benzeri mahkemelerde yargılanıyor olacaktık” diye konuştu.
MERVE KAVAKÇI KARDEŞİMİZİ DIŞARI ATMADILAR MI?
Atanların kim olduğu belli. Aynı şekilde o dönemin yargı mensubu gidip evinden alma cüretini gösterdi. Bizim parlamentoda başörtülü vekil kardeşlerimiz var.
Millet komploları bozmuştur. Yurt dışından ülkemize maalesef yapılmak istenen darbe girişimi organizasyonu milletimiz bozmuştur.
30 Mart 23 Nisan 1920'de temeli atılan milli iradenin kendisini kuvvetli şekilde tahkim ettiği tarihtir. Türkiye'nin önündeki anlamsız dirençler kalkmıştır.
İhtilallerin modası geçmiş, son kullanma tarihleri bitmiş milli irade Türkiye'nin yegane hakimi olmuştur. 27 Mayıs darbesi ağır bedeller ödetmiştir. 12 yıl içinde bu prangaları koparttık ve attık.
12 yıl içinde izleri silmek için gayret sarfettik. Gönül isterdi ki yeni Anayasa yapalım ve 27 Mayıs gölgesini kaldıralım. Yeni Anaysa konusunda umutsuz değiliz. Yeni Türkiye sürecinde yeni Anayasa yazılacağına inanıyorum.
Haberin Devamı