Başbakan Erdoğan Güneydoğu’da yaşanan olaylar ve Afyonkarahisar’daki patlamanın ardından medyada yapılan yorumlara tepki gösterdi: Boğaz’a nazır villalarında her türlü saltanatlarıyla köşelerinde ahkam kesiyorlar.
Ay sonunda yapılacak olan kongre öncesi AK Parti’de istişare toplantıları sürüyor. Bu kapsamda dün de Genişletilmiş İl Başkanları toplantısı düzenlendi. Tek eksik, PKK tarafından kaçırılan Hakkari İl Başkanı Abdülmecit Tarhan olan toplantının açılışında konuşan Başbakan Erdoğan özellikle medyaya yönelik çok sert mesajlar verdi. Afyonkarahisar’daki patlamaya da değinen Başbakan şöyle devam etti:
YENİDEN ELE ALINMALI: Demokrasilerde hiç kimse ve hiçbir kurum layüsel değildir, hiç kimse şüphesiz ki eleştiriden azade değildir. Elbette siyaset kurumu, sivil toplum örgütleri medya son derece haklı olarak gerekli soruları sormakta ve bunlara cevap aramaktadır, ancak demokrasinin standartları yükselirken, toplum daha açık daha şeffaf bir noktaya ilerlerken yani Türkiye bir değişim sürecini yaşarken bizdeki artık bu doğru bilgilenme anlayışının da yeniden ele alınması gerekiyor.
LİNÇ KAMPANYASI: Her olay, her acı hadisenin arkasından ortaya konan tavır; maalesef eleştiri boyutunu aşıyor olayı aydınlatma, olayla ilgili doğru soruları sorma boyutunu aşıyor ve tam anlamıyla bir linç kampanyasına dönüşüyor.
ASLI ÖYLE DEĞİL: Beytüşşebap’ta jandarma personelinin kaldığı lojmanlardan göstericilerin korkusuyla Türk bayrağının indirildiğine dair birtakım haberler yapıldı. Böyle haberler yapılınca halkımız da çok tabii olarak reaksiyon gösteriyor, ama olayın aslına bakıyorsunuz Türk bayrağını indirmek gibi bir durum asla ve asla yok. Türk bayrağının zarar görmesini engellemek için oradaki birkaç erimiz, yapılan iyi niyetli bir girişimle, orada bayrağımızı korumak niyetiyle bayrağımızı oradan alıyorlar. Bu tabii ki orada vatandaşlarımızı olduğu gibi batıda da vatandaşlarımızı ciddi bir reaksiyona sevk ediyor.
ALÇAKLIK: Çok açık konuşuyorum, oynanan oyunu, uygulamaya konulmak istenen senaryoyu bildiğim için çok açık konuşuyorum, çok ağır konuşuyorum. Kurumlara yönelik, kurum personelinin motivasyonunu kırmaya yönelik, milleti galeyana getirmeye yönelik bu girişimler an hafif tabiriyle sorumsuzluktur, alçaklıktır.
BOĞAZ’A KARŞI: Bu beyefendiler; Boğaz’a karşı keyif çatarken, televizyonlarının karşısında, çerezlerini alkollü içkileri ile yudumlarken, orada vali, kaymakam, asker, polis, korucu, istihbaratçı canını ortaya koyuyor. Bir çocuğun, bir kadının arkasına saklanarak alçakça mermi yağdıran terörist karşısında bizim güvenlik güçlerimiz canlarını siper ediyor. Hele hele bazıları eşleri ile çocukları ile oradalar. O zavallı çocuğun, o kadının kılına zarar gelmemesi için onlar görüyorsunuz kan kusuyorlar ve ’kızılcık şerbeti içtim’ diyor oradaki görevli kardeşlerim.
SENİN EHLİYETİN NE?: Ama burada beyefendiler, büyük bir konfor içerisinde, Boğaz’a nazır villalarında, her türlü saltanatları ile beraber köşelerinde ahkam kesiyorlar. Güvenlik güçlerini linç etmek için elinden ne geliyorsa onu yapıyorlar. Bakıyorsun birisi çıkıyor, ne düşüklüktür ya, kalkıyor Genelkurmay Başkanı’mızı ehliyetsizlikle suçluyor, bakıyorsunuz ÖSYM Başkanı’nı ehliyetsizlikle suçluyor. Ya senin ehliyetin ne? Yani köşelerinizden veya televizyon ekranlarınızda yaptığınız saldırılarla size verilen ehliyet mi var bir yerlerde?
TERBİYESİZLİK: Yani 40-45 yılını bu ordunun değişik kademelerinde hizmet ederek geçirecek, ondan sonra da gelip Genelkurmay Başkanı olacak bir insana, sen kalkacaksın utanmadan sıkılmadan ’hükümete yalakalık yapıyor’ diyeceksin. Böyle terbiyesizlik olmaz. Biz şu anda ordumuzun terfi mekanizmaları neyse teamülü bugüne kadar aynen uyguladık. Bu beyefendileri rahatsız ediyor. Çünkü beklentileri farklı.
TABİİ ÇATACAĞIM: ÖSYM’nin başındaki arkadaşımız; değerli bir bilim adımı. Eksikleri, hataları olabilir doğrudur. Ama kalkıp bu iktidara yalakalık yapılıyor gibi terbiyesizce bir yaklaşımın içine girme hakkını sana kimse vermez. Aynı şekilde bir tanesi başlık atmış ’Medyaya çattı’ Tabii çatacağım canım. Siz hükümete çatacaksınız, siz AK Parti iktidarına çatacaksınız, AK Parti’ye çatacaksınız, elinizi taşın altına zerre kadar koymayacaksınız, biz bunun karşısında susacağız. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır, biz şeytan olamayız. Biz bu oyunun farkındayız.”
‘Eğitimde dershanecilik olayını kaldıracağız’
Erdoğan il başkanlarına siyasi gündemi değerlendirirken bugün başlayan yeni öğretim dönemine ilişkin de önemli açıklamalarda bulundu:
UZMANA BAŞVURSUN: Okullar açılırken, kayıtlar yapılırken, CHP zihinleri bulandırmak, 6 yaşında yavrular üzerinden istismar siyaseti yapmak için her yola başvuruyor. Biliyorsunuz, CHP Genel Başkanı, kademeli Eğitim Sistemi konusunda da şu ana kadar sadece şunu söyledi: Bir pedagogla konuşun. Sözü bu. Sürece dönüp baktığınızda, CHP Genel Başkanı’nın, kademeli eğitim sistemine ilişkin bir başka cümlesine zor rastlarsınız. Ben CHP Genel Başkanı’na, asıl kendisinin bir uzmana başvurmasını şiddetle tavsiye ediyorum.
BU YIL GEÇİŞ DÖNEMİ: Dünyada okula başlama yaşı 3 ile 7 arasında değişiyor. Bu konuda dünya ülkeleri arasında en yaygın yaş, 6. 197 ülkeden 126’sında çocuklar 6 yaşında okula başlıyor. AB ülkeleri de dahil bazı ülkelerde okula başlama yaşı 5, hatta 4’e kadar inebiliyor. Değişen, büyüyen Türkiye’nin bir gerekliliği olarak biz 6 yaş uygulamasını başlattık ve inşallah başarıyla da bu uygulama devam edecek. Derslik sıkıntımız, öğretmen sıkıntımız öyle aşırı derecede yok. Biraz var, ama bunu da süratle aşacağız. Tabii bu yıl bizim için bir geçiş dönemidir.
DERSHANECİLİK: Dershanecilik olayını kaldıracağız. Bundan kim gücenirse gücensin. Bu benim halkımın vatandaşımın ortak talebidir. Şunu soruyor haklı olarak, ’Okullar niye var? Okul varsa dershane niye var?’. İktidara geldiğimizde çok ilginç bir şeyle karşılaştık. Üniversite sınavının soruları ortaöğretim müfredatına göre hazırlanmıyordu. Dershane müfredatına göre hazırlanıyordu. Bunu iktidarımız değiştirdi. Bu ne demekti biliyor musunuz? Demek ki bu ülkede öyle bir emperyal yapı, sömürü sistemi vardı ki tamamen dershanecilere çalışıyorlar. Parası olmayan, gücü olmayan vatandaşım tabii dershaneye yavrusunu gönderemiyordu.
GEL OKUL AÇ: Ey dershaneciler, eğer bu ülkede eğitime, öğretime hizmet verecekseniz gel okul aç, okullar kur. Biz de sizden hizmet alımı yapalım, sizin sınıflarınızı öğrencilerle biz dolduralım. Bedeli neyse bunun bedelini biz verelim. Sizi açıkta bırakacak değiliz. Biz yatırımdan kurtulmuş oluruz, siz de hizmetinize aynen devam edersiniz. Bakıyorsun, ’Bu güzel teklif’ demiyorlar. Niye? Öbür taraf çok daha tatlı da onun için. Orada adeta merdiven altı hizmet var. Diğerinde ciddi manada bir kurumsallaşma olacak da onun için. Bunun adımını atacağız ve er geç, 2013-2014’e de biz o sistemle girmiş olacağız.
Haberin Devamı