Gazete Vatan Logo

Bu alçakça bir yalan!

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Son günlerde Zergele ismindeki bir yere yapılan operasyonda sivillerin hedef alındığı söylendi. Bu PKK'nın alçakça bir yalanıdır'' dedi.

Bu alçakça bir yalan!

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, NTV canlı yayınında Ahmed Arpat'ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

İŞTE ARINÇ'IN O AÇIKLAMALARI

Hükümet adına analar ağlamasın söyleminden terörün kökü kazınana kadar operasyonlara devam söylemine gelindi. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bu sorunun yanıtını ülkeyi yönetenler ya da hükümet versin dedi. Bu noktaya nasıl gelindi?

Maalesef PKK'nın saldırıları acımasız biçimde devam ediyor. Şüphesiz ahlak dışı, kalleşçe pusular kurarak, polisimize, askerimize masum insanlara karşı yürütülen bir saldırı var. 2009'dan başlayarak 2012 sonunda da ete kemiğe bürünen bir çözüm sürecinin içindeydik. Hükümet çok sabır harcadı, siyasi iradesini kullandı bu işi çözmek için. Bütün olumsuzluklara rağmen bir gün başarıya ulaşacağız, bu ülke terörden kurtulacak, örgüt silahını bırakacak yurtdışına çıkacak, bir rehabilitasyon süreci içinde de geçmişin yaralarını saracağız, artık cenaze gelmeyecek, bin yıldır birlikte yaşayan insanlar tekrar bu dostluğun tadını tatmış olacaklar diye çok masumane çok insani bir düşüncenin içindeydik.

Haberin Devamı

Zaman zaman verilen mesajlarda bu ümidimizi kuvvetlendirdi. 2013 Nevruz'unda Öcalan'ın mesajı artık silahlar sussun fikri ve siyaset konuşsun, Türkiye dışına çıkın talimatıydı. Göstermelik birkaç çıkışın dışında herkes olduğu yerde kaldı. Şehir yapılanmasında da ileri adımlar attıklarını gördük. Buna rağmen yine çözüm sürecinde en iyi noktaya gelmek için çabaladık. Süreç içinde örgüt ve örgüt bileşenlerinin insana yönelik, cana yönelik, mala yönelik yol kesmeler haraç almalar kendi kendilerine mahkemeler kurmalar sadece karakollara saldırmayan, sadece askere eve polise pusu kurmayan bir süreç geçirdik. En sonunda da Kobani dolayısıyla zannediyorum 50'den fazla insanımızın hayatına mal oldu, pek çok kamu malı tahrip edilmişti. Bundan sonra kamu güvenliği esastır bu güvenliği zedeleyecek hiçbir şeye müsamaha etmeyiz. Kamu güvenliği esas olacak çözüm sürecide buna uygun devam edecek denildi. Bu senenin nevruzunda da yine Öcalan'ın PKK kongresini yapsın ve silah bıraksın, dışarıya çıksın, eylemsizliği tahkime dilmiş hale getirsin dedi. Buda yerine getirilmedi. Son haftalarda da işte artık PKK silahıyla ortaya çıktı.

Haberin Devamı

Bir taraftar DAEŞ'in faaliyetleri bir taraftan PKK'nın faaliyetleri karşısında hükümetimizde bütün terör örgütlerine eş zamanlı operasyon başlattı. Her gün canlarımızı yitirdik. Bütün şehitlerimize rahmet diliyorum. Bu operasyonlarda insani amacı her zaman gözetiyoruz. Son dönemde zannediyorum Zergele isimli bir yere yapılan operasyonlarda sivillerin hedef alındığı söylendi. Bu PKK terör örgütünün ve onun propagandasını yapan unsurların alçakça bir yalanıdır. İşin içinde görevli bir başbakan yardımcısı olarak söylüyorum ki ilk günden bugüne kadar ne içerde ne dışarı masum insanlara ve sivillere zarar verecek hiçbir operasyon yapılmadı. Hatta bazı operasyonlar sivillere zarar verebilir endişesi ile ertelenmiştir.

Çözüm süreci bizim son ümidimiz olarak baktığımız ve AK Parti olarak bizden önceki hiçbir partinin ve hükümetlerin sahiplenmediği ama bizim sadece silahla yapılan ateşe ateşle karşılık vererek başarabileceğimiz sonuç alacağımız bir süreç olarak görünmedi. 30 senede fazladır süren bu terörün eylem yapmaz hale gelmesi, sadece ve sadece siyasi ve sosyal bir takım unsurların yerine getirilmesi ile mümkün. Bunu da ete kemiğe büründürdük geçen sene Temmuz ayında terörün sonlandırılması ve toplumsal bütünleşmenin tekrar temini maksadı ile 6 maddelik bir kanun çıkardık.

Haberin Devamı

Biz hükümet olarak siyasi ve sosyal bütün tedbirleri almak suretiyle örgütün silah bırakması bugüne kadar da eylemlere karışmış ve ya karışmamış olanlar için bir rehabilitasyon sürecinden geçirmek suretiyle hem Türkiye'ye gelişler hem de bunların topluma kazandırılması konusunda adımlar atmıştık. Bu süreci 2009'dan beri engellemeye bitirmeye çalışan unsurlar var. Türkiye içinden de bu süreci bitirmek isteyen, böyle bir şey olmaz diyen, peşinen reddedenlerde var. Ama hükümet sabretti.

Bu ortamda hükümetin ya da AK Parti'nin HDP'ye gel oturalım konuşalım demesi gerekmez mi?

Haberin Devamı

HDP'nin de ona destek olan medyanın da bu işlerde başarılı olduklarını söylemem lazım. PKK'ya niye bu katliamı yapıyorsun diyemiyorlar. Bu nedir bizim onlarla organik bağımız var bir şey söyleyemeyiz. Çözüm sürecinin Türkiye için olmazsa olmaz bir sonuç olduğuna inanıyoruz. Barajı aştılar sustular. HDP'nin içinde şiddeti reddeden pek çok milletvekili var. Görev onlara düşüyor aslında.

Çözüm sürecinde hangi noktada CHP ve MHP'nin durdukları noktaya geldiniz?
Bu örgüt ve eylemleriyle kesin olarak aramıza mesafe koymaya çalıştık. Çatışmasızlık süreci içerisinde seçimlerin rahat geçmesi herkes dağlara çıkıyordu piknik yapıyordu. Fakat onlar bunu yeniden güçlenmek silahlanmak amacıyla sinsi bir şekilde kullandılar. Nihayetinde bu insanlar eğer tehdit edilmişse tehdit edenlere yönelik adli tedbirler almaya çalışmıştık. Kobani bereket ki o tarihte oldu hepimizin gözlerini fal taşı gibi açtı.
Kandırıldık mı aldatıldık mı diyorsunuz yoksa iyi niyetliydik mi?
Kandırıldık da aldatıldık da hükümet için kabul edilebilir değil. İyi niyetliydik. Bir insanın inancına diline küfredersen ben buradan bir çıkayın sizden intikamını alacağım diye düşünebilir diye desteklemiştik. Biz üzerimize düşeni yaptık, onlar tatmin olmadı. Sonunda silaha sarılar. Zaten ellerinden düşmemişti. Biz kendimiz aldanmadık. 78 milyon insanın hatırına bir gün bu iş çözülecek diye umutla bekledik. Hangi partiyle koalisyon kurarsak kuralım çözüm süreci masada olacak. Prensibimiz onlar ateş etmedikçe bizim eylem yapmayacağımızdı. Artık beş kuruşa simit devri geçti.
Dokunulmazlıkların kaldırılması HDP'nin kapatılması... HDP bizim erken seçimde parti olarak ödenek almamızın önü kesilmeye çalışılıyor diyor.
Bunların hepsi propagandaya yöneliktir. Bunlara bu hakkı vermemek lazım. Şu anda bile aynı doğrultuda iki üç tane partisi vardır. Sebahat Tuncel 8 yıl 9 ay cezası vardı mağdur olmasınlar diye Meclis Başkanı okutmadı. 4 yıl boyunca hiçbir fezlekelerini gündeme getirmedik.
Meclis'te HDP milletvekiliyle bir tartışma yaşadınız bir kadın olarak sus dediniz.
Bunu söyledim ama o akşam dinlediğim haberde bir spiker Bülent Arınç sus be kadın dedi deyince nasıl ona ulaşırım diye düşündüm. Orada sus be kadın yoktu. Hadise şudur hükümet adına konuşma yaptım 20 dakika Osman Baydemir konuştu onun konuşmasında duygusal bir konuşma iki eş başkandan biri konuşsaydı ne diyeceğini biliyorduk.
Ben de Baydemir ile defalarca konuşmuş bir insanım. Akıllıca hareket edip onu çıkarmışlar. Kadın hakları konusunda BM'nin komisyonlarında bile görev yapmış başkanvekili var Şafak Pavey. Ben bunda bir hakaret kastı görmüyorum dedi. Bir kadın olarak sus dememin sebebi şudur kadınlar şefkatli hürmetlidir. Erkekler bağırıyor da sen bari bir kadın olarak sus dedim. Benim sorularım cevapsız kalsın diyerek bunu üzerine getirdiler. Soruya cevap vereceğine ortalığı karıştırdılar. Sinek vızıltısı kadar önemli değil. Biz feleğin çemberinden geçmiş insanların. Haksız olduğumu bilsem özür dilerim. Sus be kadın deseydim özür dilerdim.
Koalisyon görüşmeleri
Cumhurbaşkanımızla AK Parti arasındaki ilişkilerin, Cumhurbaşkanımızla Başbakanımız arasındaki ilişkilerin çok özel olduğunu herkes biliyor. Partiler arasında koalisyon hükümeti kurulur. Biz de üç partiyi ziyaret ettikten sonra, Cumhuriyet Halk Partisi ile görüşme yapıyoruz. Sonra Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu ile değerlendirme görüşmesi yapacak, olmazsa MHP ile de bir görüşme yapılacak yine olmazsa emanet teslim edilecek.
CHP ile görüşmeler çok medeni olarak ilerliyor. Her iki partinin de kayıpları olabilir ama önemli olan ülkeyi hükümetsiz bırakmamaktır.
Cumhurbaşkanımızın söylediği çok farklı değil. Normal süreci söylüyor. Eğer partiler arasında normal bir hükümet kurulamazsa seçime gidilsin diyor. CHP ile MHP ile görüşmeler yapılmasın demiyor ama sürecin sonunda somut bir netice olmasını istiyor.
Benim tercihim güçlü bir koalisyon hükümeti kurulması.
Benim yıllardan beri Bahçeli ile ilgili tatmin olduğum şey, kilitleri açıcı, çözüm bulabilecek sorun çıkarmadan demokratik bir tavır içinde meseleyi çözmek gibi bir başarının sahibidir. Bana ihtiyaç var dediği anda ülkeyi hükümetsiz bırakmak istemeyebilir. Sayın Bahçeli bu sözlerimden dolayı kızmasın, kendi kanaatimi ifade ediyorum. CHP ile olmazsa rotamızı hemen MHP'ye çeviririz ve koalisyon kurabiliriz diye düşünüyorum
Çözüm Süreci o partilere antipatik geliyorsa, başka bir isim koyabiliriz. Koymamız da gerekir.