‘Bizim derdimiz emniyetle değil, suça karışan polisle’

İzmir’de 25 Kasım 2007 tarihinde Karşıyaka ilçesi Bayraklı semtinde polis ekiplerinin ‘dur’ ihtarına uymadığı gerekçesiyle kovaladıkları aracın sürücüsü Baran Tursun açılan ateş sonucu hayatını kaybetmişti. Olayın ardından hukuk mücadelesi başlatan baba Mehmet Tursun, 5 yıl önce de Baran Tursun Uluslararası, Dünya Ölçeğinde Silahsızlanma, Yaşam hakkı, Özgürlük, Demokrasi, Barış ve Dayanışma Vakfı’nı (BARANSAV) kurdu. Vakıf, Türkiye genelinde, polisin karıştığı olaylarda yakınlarını kaybedenler için çalışmalar yürüttü.

Muhalefeti ziyaret etti

Mehmet Tursun son olarak ise, Gezi olaylarında hayatını kaybedenlerin aralarında bulunduğu ailelerle, 17 Şubat’ta TBMM’ye gitti. Burada muhalefet milletvekilleriyle görüşen aileler daha sonra ise, CHP grup toplantısına katıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da konuşmasında vakfın raporundan bilgilere yer verdi.

‘Polisi hedef gösteriyor’

Bu ziyaretten bir gün sonra, İçişleri Bakanlığı adına Emniyet Genel Müdürlüğü’nün vakfın kesin olarak kapatılması için Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne talep yazısı gönderdiği ortaya çıktı. Talepte, vakfın yayımladığı raporlarla ve Mehmet Tursun’un açıklamalarıyla, Emniyet teşkilatı ve çalışanlarını, kamuoyu önünde hedef göstermek ile suç isnat ettiği, gerekçesi yer aldı. Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında, vakıf raporunu anlatması ve bunların da ulusal gazetelerde yer aldığı yönündeki görüşlerin de talep yazısına konulduğu ortaya çıktı.

20’nci madde gösterildi

Emniyetin kapama talebinde, vakıfların dağıtılması yani kapatılmasını öngören 20’nci maddesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 101’inci maddesi hatırlatıldı ve şöyle denildi: “Adı geçen vakıf her ne kadar insani yardım amaçlı kurulduğu, belirtilmekte ise de, www. baransav.com isimli internet sitesinde, hukuka, ahlaka, milli birliğe ve milli menfaatlere uygun olmayan yayınlarda bulunmakta ve yargı kararlarına rağmen bu yayınların ısrar edilmektedir.”

‘Oğlumuzu aldılar sıra malımızda mı?’

Oğlu adına kurduğu vakfın kapatılmasının istenmesine Mehmet Tursun isyan etti: “Bizim tepkimiz polise değil. Ben bunu defalarca söyledim. Polis ailelerine yönelik mektup yazdım, açıklamalar yaptım. Ben görevini kötüye kullanıp can alan polislere karşıyım. Vakıf olarak zaten kuruluş amacımız bu. Bunlardan rahatsız oluyorlar. Bana yönelik suçlamalar daha önce de oldu. Ama savcılık takipsizlik verdi. Oradan istediklerini alamadılar. Şimdi vakfı kapatıp hem mücadelemizi bitirmek, hem de vakıf mallarına el koymak istiyorlar. Bizi rahat bıraksınlar. Acımızı yaşayıp kural tanımayan polislere karşı mücadele edeceğiz.”

Emniyet daha önce de şikayetçi olmuştu

Emniyet Genel Müdürlüğü, Baran Tursun Vakfı’nın internet sitesinde yayınlanan polis cinayetleri raporundan rahatsız olduğu için geçtiğimiz mayıs ayında İzmir Karşıyaka C.Başsavcılığına “T.C Hükümeti, Emniyet Teşkilatını Alenen Aşağılama” iddiasıyla vakfın kurucusu baba Mehmet Tursun hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Savcılık ise kovuşturmaya yer olmadığına karar vererek dosyayı kapatmıştı.

Tazminat için para toplandı

Baran’ı öldüren polis Oral Emre Atar, 2 yıl 1 ay hapis cezası aldı. 1.5 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest kaldı. Ancak Atar’a hareket ettiği gerekçesiyle anne Berrin Tursun 5 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca Atar’ın, 1734 TL’lik avukatlık ücretini de ödemesine karar verildi. Tursun ailesi, maddi durumları iyi olmasına rağmen ‘Biz katile para vermeyiz’ diyerek ödemeyi reddedince 5 milyon TL’lik gayrimenkulleri için satış kararı çıktı. Bunun üzerine Gezi olaylarının ardından kurulan Karşıyaka Halk Forumu üyeleri, parayı kendi aralarında topladı ve haciz işlemini kaldırdı.

35 çocuğa burs veriyor

Polis şiddetine maruz kalan birey ve ailelerine yardımda bulunan, o ailelerin ilköğretime giden 35 çocuğuna burs veren vakıfta 7 gönüllü avukat bulunuyor. Avukatlar ailelerden para talebinde bulunmuyor ve avukatların konaklama gibi ihtiyaçları vakıf tarafından karşılanıyor.