'Bizi onun adıyla çağırıyorlardı'
Yardımcısı ile birlikte 71 gün esir tutulan Murat Akpınar yaşadıklarını anlattı
Ailesiyle hasret gideren ve kurban kestiren Kaptan Pilot Murat Akpınar, kaçırıldıkları günü ve sonrasını şöyle anlattı: “Bizi kaçırdıkları gün, Amerikan filmleri yanında yavan kalacak herhalde. 90 saniyede bizi indirip kaçırdılar. Bizi kaçıranlar daha sonra 45 gün bunun için çalıştıklarını söylediler. Herkes Bekaa’ya götürüleceğimizi beklerken, bizi kaçırıldığımız noktanın 300 metre yakınına götürdüler. Orada kendi kendimize bazı kararlar aldık. Birinci kural hayatta kalacağız, ikinci kural sağlıklı olacağız, üçüncü kural mental olarak da sağlıklı kalacağız, dördüncü ise bu üç kuralı değiştirmeyeceğiz idi.”
‘Şu anda beni izliyorlar’
“Bizi kaçıranlar babalarını kurtarmanın peşindeydiler. Bana bir laf söyledi oradakilerden biri, hoşuma gitti. ‘Aslanlar yalnız yaşar, kendi vatanlarında yaşarlar ve kendi topraklarında ölürler. Benim babam ne bir tilki ne de bir çakal’ dediler. O insanlar bizleri ve Türk insanını seviyorlar. Onlar bizden daha fazla stresteydiler. Şu anda beni izliyorlar. Çünkü demişlerdi ‘Seni izleyeceğiz’ diye.”
‘Özür dilediler’
“Her sabah döneceğiz düşüncesiyle kalktık. Hiçbiri yemek yapmayı bilmediği için uzun süre dışarıdan getirdikleri şeylerle idare ettik. Haftanın 6 günü tavuk yedik. 70 yaşındaki bir amcanın eşi bize bamya yaptı. Son 15 günümüz iyi geçti. Ama öncekileri Allah düşmanıma vermesin.”
Başbakan gurur verdi
“Başbakanımızın bizi karşılaması sürpriz oldu. Mutlu olduk, gururlandık. Güçlü ülke böyle olmalı. Gece uyuyamadım. Yatağı yadırgadım. Ortamı yadırgadım. Gürültü patırtı, silah sesleri oluyordu orada. Alışmak zaman alacak.”
‘Kardeşiz dedim’
“Onlar bizi ’Murat Alemdar’ diye çağırdılar çünkü orada Polat Alemdar’ın ismi Murat Alemdar’mış. Adaklarım var. Dokuz tane daha kurban keseceğim. Burada nasıl karşılandıysam, gelirken de büyük bir camia bizi ağlayarak gönderdi. ‘Bizim adımıza ailenden özür dile’ dediler. 75 yaşındaki adam elime sarıldı, ağladı, özür diledi. ‘Biz kardeşiz’ dedim onlara. Kardeş olarak kalmaya da devam edeceğiz.”