'Biz kovalıyoruz, onlar kaçıyor'
Erdoğan, Türken Vakfınca, Türk Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi'nde düzenlenen etkinlikte üniversite öğrencileriyle bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mardin'in Nusaybin ilçesinde şehit olan güvenlik güçlerine rahmet dileyerek, "Bu hain saldırıların karşısında hiçbir şekilde geri adım atmayacağımızı aynı kararlılıkla ve hassasiyetle terörle mücadelemizi devam ettireceğimizi özellikle ifade ediyorum." dedi.
Sözlerine Mardin'in Nusaybin ilçesinde terörist saldırıda şehit olan güvenlik güçlerine rahmet dileyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu hain saldırılar karşısında hiçbir şekilde geri adım atmayacağımızı, aynı kararlılık ve hassasiyetle terörle mücadelemizi devam ettireceğimizi özellikle ifade ediyorum. Terör örgütü ve örgütün ipini elinde tutanlar ülkemizi kutlu yolculuğundan asla alıkoyamayacaktır. Türkiye aziz milletimizin basireti, feraseti ve dayanışmasıyla terör belasına son verecektir" ifadelerini kullandı.
Açılışı gerçekleştirilen Türk Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi'nin ibadetlerin gerçekleştirileceği bir mekan olmanın ötesinde ilim ve sosyal çalışmalarda da gençlere ciddi katkılar sağlayacağını dile getiren Erdoğan, "Bina yapmak elbette önemlidir ancak esas olan bu binaları en iyi şekilde kullanmak, buranın hakkını vermek, burayı her yönüyle takdir toplayan, parmakla gösterilen mekanlara dönüştürebilmektir. Mesele bu binalara hayat vermektir. Bunu yapacak olanların da siz değerli gençlerimiz, öğrencilerimiz olduğuna inanıyorum. Bunu böyle düşünüyorum." diye konuştu.
Müslümanların zor ve sancılı bir dönemden geçtiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Hemen her gün İslam coğrafyasının bir köşesinden yüreklerimizi dağlayan, gözlerimizi yaşartan, bizi karamsarlığa sevk eden haberler alıyoruz. Tarih boyunca ilim, irfan ve hikmet merkezileri olan şehirlerimiz ya Esed gibi devlet terörü uygulayan rejimler ya da DAİŞ gibi terör örgütleri eliyle yok ediliyor. Yüzyıllardır sakinleri için birer güven yurdu olan İslam beldeleri maalesef bugün kan, gözyaşı ve yıkımla anılıyor. Yıllardır baskıcı rejimler, diktatörlükler altında yaşamaya zorlanan Ortadoğu ve kuzey Afrika halklarının özgürlük, demokrasi ve onurlu yaşam talepleri boğulmaya, sekteye uğratılmaya çalışılıyor. Akdeniz'de, Ege'de veya Hint Okyanusu'nda azgın dalgaların hayallerini yuttuğu mültecilerin büyük bir kısmı da yine bizim kardeşlerimiz. Bu acı manzara karşısında zaman zaman umutsuzluğa kapılmamak elde değil. Fakat bizler Müslümanız. Asla yeise, karamsarlığa kapılamayız. Biz devlet adamları olarak sizlere daha özgür, adil, huzurlu bir dünya bırakmak için var gücümüzle çalışıyoruz, çalışacağız."
'BİZ KOVALIYORUZ ONLAR KAÇIYOR'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de 40 yıldır gizli bir şekilde örgütlenen, kendini dini bir cemaat gibi sunan, diyalog, hizmet, eğitim gibi kavramların arkasına saklanarak, bir suç örgütü kuran karanlık yapıyla 3 yıldır mücadele ettiklerini belirterek, "Paralel Devlet Yapılanması olarak adlandırdığımız bu örgüt, 2013 yılından bu yana yargı ve emniyetin içerisindeki mensupları aracılığıyla meşru hükümete bir darbe girişimde bulunuyor." dedi.
Erdoğan,Türken Vakfınca, Türk Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi'nde düzenlenen etkinlikte üniversite öğrencileriyle bir araya geldi.
Türkiye'de Paralel Devlet Yapılanması bulunduğunu anlatan Erdoğan, bunun şu anda Türkiye'de ne yazık ki ümmeti parçalama görevini üstlenmiş bir yapı olduğunu kaydetti. Erdoğan, Paralel Devlet Yapılanması'nın Milli Güvenlik Strateji Belgesi'ne girdiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Türkiye'den kaçıp 1999'da buraya gelen, burada da malum şu anda birçok adımları atan, birçok gencimizi bu vesileyle aldatan, hepsinden öte çok daha da enteresan, çok ciddi bir parasal kaynak elde eden, tabii burada bilemiyorum, buranın yönetimleri bu işi nasıl takip eder. Çünkü Amerikan yönetiminin özellikle vergi, para... bu işlerde çok hassas olduğunu da biliyorum. Defaatle de biz, Amerikan yönetiminden bunlara yönelik ya deport etmesini veya bizlere verilmesini istedik. Çünkü Türkiye'deki konumlarını da kendilerine bildirdik."
Bu kişilerin bir kısmının mahkum olduğunu, bir kısmının da Türkiye'den yurt dışına kaçtığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Biz kovalıyoruz, onlar kaçıyor ve kovalamaya devam edeceğiz çünkü bunlar milleti böldüler. Kendilerine göre bir İslam tanımı getirdiler. Bunu kabullenmek mümkün değil. Türkiye'de 40 yıldır gizli bir şekilde örgütlenen, kendini dini bir cemaat gibi sunan, diyalog, hizmet, eğitim gibi kavramların arkasına saklanarak bir suç örgütü kuran karanlık bir yapıyla bizler 3 yıldır mücadele ediyoruz. Paralel Devlet Yapılanması olarak adlandırdığımız bu örgüt, 2013 yılından bu yana yargı ve emniyetin içerisindeki mensupları aracılığıyla meşru hükümete bir darbe girişimde bulunuyor. Hamdolsun bu darbe teşebbüsünü milletimizin desteğiyle ve duasıyla bertaraf ettik. Liderliğini burada firari olarak yaşayan Fetullah Gülen'in yaptığı bu örgütün gerçek yüzü, aradan geçen bu 3 yıl içinde milletimiz tarafından çok daha net bir şekilde görüldü."
"Gözleri doldu ve yaşlar gözlerinden akmaya başladı, bu da Azeri gazeteci"
Erdoğan, Paralel Yapı'nın son 3 yıldır ne kadar Türkiye karşıtı lobi ve ülke varsa, onlarla işbirliği halinde çalıştığına şahit olduklarını anlattı.
Bu örgütün bilhassa belli bir etkinliğinin olduğu ABD'de, Türkiye aleyhine çok yoğun iftira ve karalama kampanyası yürüttüğüne dikkati çeken Erdoğan, örgütün kendi çıkarları için İslam düşmanları ve karanlık lobilerle işbirliği yapmaktan çekinmediğinin de altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brookings Enstitüsü'ndeki konuşmasını anımsatarak, şunları söyledi:
"Konuşmaya girerken baktım, caddenin bir tarafında evet, terör örgütleri PKK, PYD, YPG... bunun yanında ASALA ve baktım ki bunun yanında Paralel Devlet Yapısının temsilcileri, onlar da orada. Hep beraber el ele vermişler. Birlikte orada haykırıyorlar. Onlar orada haykırırken, bunlar sözde gazeteci, bugün bu açılış törenini yaparken, burada da bir şey gördüm. Bir Azeri gazetecinin, bugünkü Ermenistan-Azerbaycan arasındaki çatışmalarda, tabii gerçi 100'ü aşkın Ermeni öldü, 12 de Azeri şehit oldu, onlarla ilgili bana bir soru sordu. Kadıncağız, baktım gözleri doldu ve yaşlar gözlerinden akmaya başladı, bu da Azeri gazeteci. Ben bu Azeri bayanı alkışlıyorum, onu tebrik ediyorum."
"Tek bir evladımızın karanlık yapılar elinde heba olmasına gönlümüz razı değil"
Azerbaycanlı gazetecinin kendi ülkesinin şehidi için böyle ağladığını vurgulayan Erdoğan, "Benim ülkemde de şehidimiz için ağlayan değil, tam aksine bunu farklı bir şekilde adeta bakıyorsunuz, onların, yani teröristlerin yanında yer alanları görüyoruz." dedi.
Erdoğan, salonda bulunan gençlere, "Ben, sizlerden hem bu yapıya hem de benzeri oluşumlara karşı daha dikkatli olmanızı istiyorum. Bizim tek bir gencimizin, istikbalimizin umudu olan tek bir evladımızın kaybolmasına, karanlık yapılar elinde heba olmasına gönlümüz razı değil. Ben sizlere güveniyorum." sözleriyle seslendi.
İnançla, kararlılıkla, azimle gece gündüz demeden çalışılması ve çaba gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, bu sancılı günlerin geride kalacağına, çok daha aydınlık günlerin geleceğine işaret etti.