Gazete Vatan Logo

'Biz de hata yaptık!'

Bozdağ, TBMM Adalet Komisyonu'nda milletvekillerinin HSYK teklifiyle ilgili soru ve eleştirilerini yanıtladı.

Muhalefet milletvekillerinin "Türkiye Adalet Akademisi'nde odanız var mı" sorusuna karşılık Bozdağ, Adalet Bakanlığı görevinin şerefli bir görev olduğunu, bunu layıkıyla taşımanın boynunun borcu olduğunu söyledi. Henüz bakanlığı tam tanıyamadığını, Adalet Akademisi'ne gitme fırsatı bulamadığını ifade eden Bozdağ, bakanlık yetkililerinin orada odası olmadığını kendisine söylediklerini kaydetti.

İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRÜNE TALİMAT VERMEDİM

Zekeriya Öz’ün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla yüksek yargıdan 2 kişinin kendisi ile görüştüğü iddiaları hakkında ise Bozdağ, şunları söyledi:

"Bir savcı 2 tane yüksek yargıdan kişinin kendisine gelerek bir takım şeylerde bulunduğunu ifade etti. Bu ifade başbakanımız tarafından bizzat iftira olarak nitelendirildi, yalanlandı. Daha sonra da ima edilen isim verilmeden de ifade edilen isimler sayın Nihat Ömeroğlu hem de Cirit tarafından böyle bir şey olmadığı açıkça ifade edildi. Mesela orada diyor ki, ’İddia ettiği hususular bir araya geldiğimizde hiçbir zaman konuşulmamıştır. Tekrar ediyorum, başbakan tarafından görevlendirilmem tehdit etmem soruşturmayı kapatmam asla söz konusu değildir diye bunları tekzip etmişlerdir."

YÜCE DİVANDA DA YARGILANMAYA AÇIĞIZ

Bozdağ, zaman zaman bazı milletvekillerinin Yüce Divan değerlendirmeleri yaptığını belirterek, "Bunları üzüntüyle karşıladım. Biz yasama faaliyeti yapıyoruz. Yasama yetkisi Türk milleti adına TBMM’ye aittir. Anayasa 87 gayet açık. Kanun koyma mevcut kanunları değiştirmekte TBMM’nin görevleri arasında. Şu anda devam eden teklifin görüşmesi yasama yetkisi çerçevesinde TBMM’nin görevleri çerçevesinde yapılan bir düzenlemedir. Ben Türkiye’nin tarihinde Meclis’te çıkarılmış kanundan dolayı Yüce Divan’da yargılanmış birini hatırlamıyorum. Bilenler varsa bana hatırlatırlarsa sevinirim" dedi. Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz doğru bir iş yapıyoruz. Doğru işleri de her yerde savunuruz. Eğer bir gün bizi gelip Yüce Divan’da yargılama gibi birileri bir şey yaparsa ona da açığız. Ondanda hiç korkumuz çekincemiz yok. Her mahkemenin huzuruna çıkar, yaptığımız işlerin hesabını çok rahat veririz. Bekir Bozdağ’ın hem halka, hem Allah’a hem de mahkemelere veremeyecek hamdolsun hiçbir hesabım yoktur. Bundan sonrada gönül rahatlığında herkese her isteyene hesabımı veririm bunun da herkesin bilmesini arzu ederim. Yüce divana çıkmaktan çekincemin olmadığını bilinmesini isterim."

"HYSK SİZE, MEMLEKETE NE YAPMIŞ?"

MHP Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk'ün "Anayasa değişikliği yaparken öve öve bitiremiyorsunuz. HSYK size, memlekete ne yapmış haberimiz yok. Allah rızası için bunu açıklayın, biz de öğrenelim" demesi üzerine Bozdağ, anayasa değişikliği ve kanun tasarısının görüşmeleri sırasında söylediklerini inanarak ifade ettiğini söyledi.

Türkiye'de yargının bağımsız ve tarafsız olmasını her Türk vatandaşı gibi kendisinin gönülden istediğini dile getirerek, şöyle konuştu:

"BİZ DE HATA YAPTIK

"Türkiye'de yargı her zaman tartışıldı, savcılarıyla tartışıldı. Dün baktığınızda başka savcılar vardı isimleri yukarıda, şimdi başkaları var. İsimler değişiyor ama tartışmalar değişmiyor. Geçmişte de oldu. Biz de hata yaptık. Soruşturma veya kovuşturmanın muhatapları farklı olduğunda sesimizi biraz daha gür çıkarmamız lazımdı. Bunu kendi adıma da bir eksiklik olduğunu söylüyorum. Keşke biraz daha Bekir Bozdağ olarak bu noktalarda, bugünden o gün daha gür sesle yapılanlar karşısında sesimizi çıkarsaydık diye kendi kendime söylüyorum. Bu yasayı çıkarırken o dönemde, üst Kurul'un yaptıkları birtakım sıkıntılar doğdu, tartışıldı, hakikaten ideolojik yapılanmadan herkes şikayetçi oldu. O dönemde biz yargı ideolojilerin esiri olmasın, bir grubun, mensubiyetin, inancın veya ideoloji ne olursa olsun. O düşünceyle getirdik. Getirdik yasayı koyduk, yürürlüğe girdi. Yasaya, herkesin bir oy kullanmasını koymuştuk. Amacımız da bir oy kullansın, herkes bu Kurul'da olsun, her renk olsun, ekipleşme olmasın, uzlaşma olsun. Bizim niyetimiz bu ama ortaya çıkan durum; bir mensubiyetten başka bir mensubiyete intikal oldu.

"TÜRKİYE'YE FAYDASI YOK"

Bir ideolojiden başka bir ideolojiye geçti. Biz bu yapıyı gördük. Dün bunu yaptık diye, 3 yıl önce yaptık diye bugün ısrar etmenin Türkiye'ye faydası yok. Burada toplantı ve karar yeter sayısında düzenleme var. Toplantı yeter sayısını artırıyoruz. Genel Kurul'da uzlaşmayı zorlayacak ve kim çoğunluk olursa olsun sonuçta uzlaşmanın olduğu bir yapı çıksın diye arzu ediyoruz. Bir tarafın çoğunluk oluşturup 'bizim dediğimiz olsun' noktasını ortadan kaldıran bir şey var. Toplantı yeter sayısı 17'ye çıkıyor. Onun ana nedeni de uzlaşmayı zorlayalım. O zaman eminim silme aynı yapı çıkmayacak, uzlaşarak çıkacaktır. "

Haberin Devamı