Bir ihtimal daha vardı ama...
Yine de bombardıman emri verilmiş
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Şırnak’ın Uludere ilçesindeki olayla ilgili görevsizlik kararı, Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderildi.
Uludere soruşturmasında savcılık 1.5 yıl sadece ‘yazışmış’. Şüpheli yok. Acı tespit: İHA görüntülerinden grubun kaçakçı olma ihtimali öngörülmüş yine de bombardıman emri verilmiş.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Şırnak’ın Uludere ilçesindeki olayla ilgili görevsizlik kararı, Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderildi.Savcı Ali Mazhar Okumuş imzalı 5 sayfalık kararın ilk 4 sayfasında ölen 34 vatandaş ile onların şikayetçi olan 39 yakınının ismi yer alıyor. 1.5 yıldır yürütülen soruşturma sonunda verilen kararın gerekçeleri ise sadece bir sayfada anlatılıyor.
‘Sorduk, öyle dediler’
Kararda, “olayla ilgili başta Genelkurmay olmak üzere MİT Müsteşarlığı, 2. Ordu Komutanlığı, Van Jandarma Asayiş Komutanlığı, Şırnak 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı, Jandarma 22. Sınır Tugay Komutanlığı, Şırnak Jandarma Komutanlığı ve Uludere Jandarma Komutanlığı ile gerekli yazışmalar yapıldığı” belirtildi. Herhangi bir şüphelinin ifadesinin alınmadığı soruşturmada, olayın nasıl meydana geldiği konusundaki tek dayanak da bu kurumlardan gelen yazı ve belgeler oldu. Kararda olayla ilgili değerlendirmeler, “İlgili kurumlardan Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilen yazı ve belgelerden...” ifadesiyle başlıyor.
Kaçakçı olma ihtimali
38 vatandaşın Ortasu kırsalından yanlarında yük taşımakta kullandıkları katırlarla birlikte, Irak topraklarına geçtikleri ve malzemeleri aldıktan sonra Türkiye sınırına doğru hareket ettikleri belirtilen kararda, şöyle denildi:
“İHA görüntülerini inceleyen birimler tarafından ülkemize yaklaşan grupların terörist veya kaçakçı vatandaşlarımız olabileceği yönünde değerlendirmeler yapılmıştır. Sınıra yakın bölgede örgüt mensuplarının bulunması ve olayın gerçekleştiği bölgede olay öncesinde çok sayıda silahlı çatışmanın meydana gelmiş olması da dikkate alınarak, tespit edilen grubun terör örgütü mensupları olduğu değerlendirilip hava harekatı yapılmasına karar verilmiştir.”
BDP: Aydınlatılsa Gezi yaşanmazdı
BDP Milletvekili Hasip Kaplan, Uludere dosyasının görevsizlik kararıyla Genelkurmay Başkanlığı’na gönderdiğini anımsatarak, “Olabilir ki Genelkurmay bu konuda şüpheli, fail durumundadır” dedi. Bunu hukuk skandalı olarak niteleyen Kaplan, “Bu çözüm sürecine de negatif bir yaklaşım olmuştur. Uludere’yi aydınlatabilmiş olsaydık, bugün Gezi Parkı olaylarını da yaşamıyor olacaktık. Eğer hakikatlerle yüzleşebiliyor olsaydık barışı ve demokrasiyi daha iyi inşa edebilirdik” diye konuştu.
‘Geciktirilmesi hoş değil’
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan ve çalışmalarını tamamlayan Uludere Alt Komisyonu Başkanı İhsan Şener, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın görevsizlik kararı için, “Belki doğru ama geç. Kararın bu kadar geciktirilmesi hoş değil” dedi. Şener, “Örneğin Aden Körfezi’nde görev yapan askeri birimlerimiz var. Orada yanlışlıkla, sehven, kazayla, kasten bizim operasyon davranışımız, başkalarını mağdur etse, ilgili mahkeme, bence askeri mahkemedir” dedi.
‘Bahoz Erdal yakındaydı’
Soruşturmada şu tespitler de yer aldı: “Olay mahalline yakın bir bölgede terör örgütü mensuplarının bulunduğu ve askeri birliklere saldırı yapılacağı yönündeki istihbari nitelikte duyumların yanında; PKK’nın silahlı kanadının sorumlusu ‘Bahoz Erdal’ kod adlı Feyman Hüseyin’e ait telsizin de ülkemize yakın bir bölgede sinyal vermesi ve çok sayıda telsiz kestirmesinin tespit edilmesi nedeniyle, askeri birliklere saldırı olasılığına karşı uyarıldıkları anlaşılmaktadır...”
Anneler yine gözyaşı döktü
Uludere’de hayatını kaybedenlerin yakınları, dosyanın askeri savcılığa gönderilmesine tepki gösterdi. Kardeşi Serhat Encü’yü kaybeden Ferhat Encü, aileler adına yaptığı açıklamada, “Bu karar ne hukukla, ne adaletle, ne insanlıkla bağdaştırılan bir karardır” dedi. Ölen Serhat Encü’nün annesi Halime Encü de, “Biz artık devletin adaletine güvenmiyoruz. Hakkımızı Avrupa’da arayacağız” dedi.
