Gazete Vatan Logo

Bingöl'de 10 fidan şehit düştü!

Yüreğimiz 1000 parçaya bölündü

Arkadaşlarını korurken öldü

Şehit er Hasan Hüseyin Aydoğdu’nun Samsun’un Alaçam ilçesindeki evinde yas var. 7 aylık asker olan Hasan Hüyesin Aydoğdu, Muş’ta inzibat olarak görev yapıyordu. Acı haberi alan anne Hacer Aydoğdu sinir krizi geçirirken, anneye sağlık görevlileri müdahale etti. Baba Mustafa Aydoğdu’nun, Bingöl’de askeri konvoya saldırı olduğu haberini televizyondan gece öğrendiği ve sabah oğlundan haber alabilmek için Ankara’ya hareket ettiği, kendisine oğlunun şehit olduğu haberinin ise yoldayken telefonla bildirildiği öğrenildi. Hayvancılıkla geçimini sağlayan ailenin yaşları küçük 3 kızı ve şehit Aydoğdu ile birlikte 2 oğlu olduğu belirtilirken, şehidin erkek kardeşi 18 yaşındaki Hakan Aydoğdu’nun, ağabeyinin acı haberini dağda hayvan otlatırken telefonda aldığı ve baygınlık geçirdiği öğrenildi. Şehit er Aydoğdu’nun, izinden dönen askerlere koruma görevi yapan erlerden olduğu ortaya çıktı.

Kürtçe ağıtlarla uğurlandı

7 aylık asker olan Eren Kupal’ın cenazesi Adıyaman’ın Besni İlçesi’ne bağlı Konuklu Köyü’nde gözyaşları arasında toprağa verildi. Son kez baba evine helallik için götürülen şehit onbaşı Kupal’ın cenazesinde Kürtçe ağıtlar yükselirken, şehit erin annesi Hacer ve babası Hacıali Kupal ile yakınları gözyaşlarına boğulup sinir krizi geçirdi. Türk bayrağına sarılı şehit Onbaşı Kupal’ın cenazesi daha sonra baba evinden alınarak, Konuklu Köy İlköğretim Okulunun bahçesinde düzenlenen tören alanına getirildi. Cenaze törenine 2 Eylül tarihinde Beytüşşebap’taki çatışmada şehit düşen Jandarma Er Serdar Küpeli’nin babası Mehmet Küpeli de katılarak çiftçi Hacıali Kupal’ın elini tören boyunca tutarak destek oldu. Yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı cenaze namazının ardından şehit onbaşı Kupal’ın cenazesi köy mezarlığında toprağa verildi.

Koyun güder gibi yola çıkarmışlar!

Van’ın Çaldıran ilçesinde görev yapan Yusuf Vural, 6 aylık askerdi. Görev izniyle geldiği İzmir’den birliğine katılmak üzere 16 Eylül Pazar günü yola çıkan Vural, hain saldırıya yolda yakalandı. Sıhhiye görevlisi olarak rahatsızlanan arkadaşını Ankara GATA’ya götürdükten sonra aldığı bir haftalık izni baba evinde geçiren Vural’ın şehit olduğu haberini alan babası İsmet Vural fenalaştı. Evin tek oğlu olan ve askerden önce müzisyenlikle eczacı kalfalığı yapan er Yusuf Vural’ın şehit olduğu haberinin gelmesiyle çok sayıda yakını ve komşuları babasının evine akın etti. Şehit annesi Şenay Vural gözyaşı dökerken, anneaane Sevgi Çelik ise “Gazetecilerin hepsine vebal ediyorum. Söylediklerimi yazın” dedikten sonra, “Torunumu koyun sürer gibi yola çıkarmışlar. Daha üç gün önce polisleri şehit ettiler. Askerler böyle gönderilir mi?” diye isyan etti.

Önce gazi sonra şehit

Bingöl’de askeri konvoya düzenlenen hain saldırıda şehit olan 10 asker geride gözü yaşlı ailelerini ve yakınlarını bıraktı. Şehitlerden geriye yürek yakan dramlar kaldı...

Art arda şehit haberleriyle yanan Türkiye, Bingöl’deki hain saldırıyla bir kez daha derinden sarsıldı. Yine babaocaklarına ateş düştü, yine anaların içi yandı. Vatanları uğuran can veren gencecik fidanların geride bıraktığı hikayeler ise yürek dağladı. Şehitlerden Şahin Oğuz Kayabaş’ın öyküsü ise isyan ettirdi. Zira genç asker, henüz 3 ay önce teröristlerle girdiği çatışmada yaralanmış, GATA’da gördüğü tedavinin ardından birliğine tekrar teslim olmuştu. Şahin Oğuz Kayabaş’ın acı haberini dün sabah askeri heyet verdiğinde, pazarcılık yapan baba Ramazan Kayabaş olduğu yere yığıldı. İkisi kız 4 çocuklu aile, oğulları Şahin Oğuz Kayabaş’ın şehit olduğu haberiyle gözyaşlarına boğuldu. Acılı baba Hakkari Çukurca’da vatani görevini yapan oğlunun yaklaşık üç ay önce teröristlerle girdiği silahlı çatışmada, şarapnel isabet etmesi nedeniyle gözünden yaralandığını, GATA’daki tedavisinin ardından tekrar kendi isteğiyle Hakkari’deki birliğine döndüğünü gözyaşları içinde anlattı.

‘Ben şehit olacağım’

İzmir’deki ailesinin yanına 15 gün önce ikinci kez izne gelen şehit er, geçen Cumartesi günü de izninin sona ermesiyle Elazığ’daki toplama merkezine döndü, buradan da Çukurca’daki birliğine gitmek üzere diğer askerlerle yola çıktı. Ailesiyle vedalaşmadan önce sık sık, “Ben şehit olacağım. Buralara dönemeyeceğim” diyen şehit asker son olarak ayrılırken annesinden, teröristler yol kesip kimlik ve eşya kontrolü yaptığı için çantasına hiçbir askeri kıyafet ve malzeme koymamasını istemiş. Gözyaşı döken anne Nebiye Kabayaş izninin son gününde oğlunun bağırarak uyandığını ve rüyasında teröristleri gördüğünü anlattı: “Oğlum izninin son gününde, ’Üzerime gelmeyin’ diye çığlık atarak uyandı. Ben de hemen yanına gidip ne oldu diye sorduğumda, bana ’Teröristler ellerinde bombayla üzerime doğru geliyorlardı. Rüyamda onu gördüm anne’ demişti. Şimdi oğlumu şehit ettiler. Ben kime bağırayım kime isyan edeyim.”

Mayıs’ta evlenecekti

Hain saldırıda şehit olduğu açıklanan ancak duran kalbi sağlık görevlilerinin müdahalesiyle tekrar çalıştırılarak hayata döndürülen 7 aylık asker Dildari, kaldırıldığı Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesinde tedaviye alındı. Ancak Dildari, gece saat 02.00 sıralarında yapılan müdahaleye karşın şehit düştü. Dildari’nin şehit haberi dün sabah Niğde’nin Bor ilçesine bağlı Kemerhisar beldesinde oturan annesi Tuncay Dildari’ye bildirdi. Aldığı acı haberle fenalık geçiren anne Tuncay Dildari, eve gelen sağlık ekiplerinin yaptığı ilk müdahalenin ardından Bor Devlet Hastanesi’ne götürülerek gözlem altına alındı.

Üniversiteyi kazanmıştı

17 Eylül 2011’de Sevim Suyüm ile nişanlanan Dildari’nin kazandığı Çukurova Üniversitesi Ceyhan Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Teknikerliği bölümüne kayıt yaptırmak için izin aldığı öğrenildi. Babası Hüseyin Dildari’nin 1999’da öldüğü öğrenilirken ağabeyi Mustafa ve kardeşi Yıldıray Dildari acı haberle yıkıldı. Şehidin 9 ay önce nişanlandığı Sevim Süyüm ise acı haberle yıkıldı: “En son pazartesi günü görüştük. ’Şehit olursam arkamda sizi bıraktığım için yanarım, kör bir kurşuna gidersem ona yanarım’ dedi. Ben de ‘Aklına kötü bir şey getirme, sağ salim gelirsin inşallah’ dedim. Saat 12.00’de sinyal kesildi. Bir daha da mesaj falan gelmedi. Askerden gelince düğünümüz olacaktı. Mayıs’ta evlenecektik. Üniversite sınavına girdi, kazandı, kayıt oldu. KPSS’ye girecekti. Sınava yetişecekti. ’İyi bir yere gireceğim, dört dörtlük yaşayacağız’ diyordu.”

Nişanına gidiyordu

Depremden önce askere giden ve deprem nedeniyle de 45 gün izin kullanan şehit er Kayhan Kahraman, bu iznini İnsani Yardım Vakfı’nda gönüllü olarak depremzedelere çadır, battaniye ve yemek dağıtarak geçirdi. Şehit erin babası Mustafa Kahraman, oğlunun nişanına hazırlanırken, şehit haberini aldıklarını söyledi. Oğlunun depremden önce askere gittiğini ve askerliğinin 11’inci gününde deprem nedeni ile 45 gün izne gönderildiğini söyledi. Acılı baba Kahraman, oğluyla yaptığı son konuşmaları gözyaşları içinde anlattı: “11 aylık askerdi. 8 gündür yol geliyordu. Her akşam kendisi ile uzun uzun sohbet ediyorduk. Çok neşeliydi, halinden çok memnundu. En son ağabeyi ile konuştu ve ‘Konvoy tarihimiz belli oldu. Yarın evde olacağım’ dedi. Oğlumun nişan hazırlıklarını yapıyorduk. Teyzesinin kızı ile söz kesmiştik, nişan yapacaktık. Oğlum onun için izne geliyordu.” Baba Kahraman, kalleşleri sevindirmemek için ağlamayacağını belirterek “Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay başkanı ve herkes kanın durması için çaba göstersin. Günahsız gençlerimiz ölmesin. Buna artık bir çözüm bulunsun. O askerleri neden toplu olarak otobüslerle gönderiyorlar. Neden uçakla göndermiyorsunuz” diye isyan etti.

‘Keşke izne gelmeseydi’

Hain saldırıda şehit olan 11 aylık asker Er Savaş Topal, geçen Cuma iznini bitirerek baba evinden ayrıldı. Halil ve Emine Topal çiftinin tek erkek çocuğu olan Savaş Topal’ın üç kız kardeşi vardı. İstanbul Esenyurt’taki baba evinden ayrılan şehit Er Topal Elazığ’daki toplanma merkezine gitmişti ve buradan askeri konvoyla Çukurca’ya hareket etmişti. Acı haberi alan aile dün sabah saatlerinde cenaze işlemleri için Ankara’ya gitti. Şehit Er’in baba evinin önüne belediye ekipleri tarafından taziye çadırı kuruldu. Askerden önce tekstil işinde çalışan Topal’ın cenazesinin memleketi Samsun’un Alaçam İlçesi Yenice Köyü’nde toprağa verileceği öğrenildi. Şehidin Samsun’da yaşayan amcası İzzet Topal (63), yeğeninin kendilerini de ziyaret ettiğini belirterek “İzne geldiğinde ’gitmek çok zor’ dedi. Ben de ona, ‘Keşke izne gelmeseydin dönmesi zor olmazdı’ dedim. Askere gitmeden önce de bizi ziyaret etti. Giderken benim evimin üstüne Türk bayrağı astı, ’ben gelmeden bu bayrak buradan inmesin’ dedi” diye konuştu.

Terhisine 60 gün kalmıştı

Nevzat ve Şükran Eruluç çiftinin büyük oğulları olan Anıl Eruluç, acemi birliğini Ankara Etimesgut’ta tamamladıktan sonra usta birliği olan Van Erciş’e gitti. 10 günlük izinli olarak memleketi Salihli’ye gelen Anıl Eruluç, cumartesi günü birliğine gitmek üzere Salihli’den ayrıldı. Topçu Er Eruluç’un annesinin ev hanımı babasının ise işçi emeklisi olduğu öğrenildi. Oğullarının şehit haberini alan baba Nevzat ile dedesi Haşim Acar rahatsızlandı. Şehidin kardeşi 21 yaşındaki Cemal Eruluç’un sabah saatlerinde teşhis için Ankara’ya gitti. CHP Manisa milletvekilleri Sakine Öz, Hasan Ören, CHP İlçe Başkanı Mazlum Nurlu, MHP İlçe Başkanı Erol Sakarya, Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Sungur’un yanı sıra çok sayıda kişi baba Nevzat Eruluç’a başsağlığı dileklerini iletti. Oldukça bitkin görünen şehit babası, yakınlarının desteğiyle ayakta dururken, bir ara evden dışarı çıkan anne Şükran Eruluç, gözyaşına boğuldu. Dayısı Necip Acar, “Telefon ve internet aracılığıyla yeğenimle iki gün önce konuşma imkanı buldum. Elazığ’dan Bingöl’e gitmek için yola çıkacaklarını söyledi. Moralinin oldukça yüksek olduğunu belirten yeğenimle son görüşmemiz bu oldu. Acımız çok büyük” diye konuştu.

Son sözü ‘Baba yola çıktık’ oldu

Memleketine izne gelen ve bekar olan Ahmet Aytekin, görev yaptığı Hakkari’nin Şemdinli İlçesine bağlı Gelişan Karakolu’na gitmek üzere Erzincan’daki 3’üncü Ordu Komutanlığı’na 5 Eylül günü teslim oldu. Şehit düşmeden birkaç saat önce Kargın beldesinde memur olarak çalışan babası Ali Aytekin ile telefonla konuşan şehit er Ahmet Aytekin, “Yola çıktık, gidiyoruz. Merak etmeyin. Birliğime teslim olunca sizi arayacağım” dedi. Yapılan bu telefon konuşmasının ardından saldırı haberini televizyonlardan duyan aileye acı haber dün verildi. 4 çocuk babası Ali Aytekin’in oğulunun şehit düştüğü haberini önceden öğrenmesi nedeniyle fenalaşması nedeniyle hastanede tedavi altında olduğu bildirildi. 10 aylık asker olan şehit er Ahmet Aytekin’in babaocağı Türk bayrakları ile donatıldı. Kardeşinin ölüm haberini ambulansta öğrenen ağabeyi Kenan Aytekin de gözyaşlarına boğuldu.

6 aylık kızı yetim kaldı

9 aylık asker İdris Karakaşoğlu, iki gün önce iznini tamamlayarak Hakkari’deki birliğine hareket etmişti. Hain saldırıya yolda yakalanan piyade er Karakaşoğlu’nun şehit olduğu haberiyle yakınları yasa boğuldu. İki gün önce ailesinin yanından ayrılmadan önce evinin girişine Türk bayrağı asan şehidin Bayburt’un Akşar Beldesi’ndeki evine ateş düştü. Anne Emine, baba Mustafa ve şehidin 1.5 yılık eşi Sevda Karakaşoğlu gözyaşlarına boğuldu, baygınlık geçirdi. Eve getirilen sağlık ekipleri aileye müdahale etti. Şehidin 6 aylık kızı Elanur ise yetim kaldı. Anne Emine Karakaşoğlu, askerlere sarılarak ağladı, ağıt yaktı. İstanbul’da bulunan ağabeyi Habip Karakaşoğlu ile dayısı Eyüp Köse DNA örneği vermek için Ankara’ya gitti.

Haberin Devamı